Zanaatkârın Elinden Özel Dokunuşlar
Kastamonu'da 3 yıl önce açtığı Ömür Bıçak Atölyesinde kişiye özel bıçaklar satarak geçinen Ömür Hasanbeyoğlu bu zanaatın zamanla yok olacağını belirtti.
3 yıldır bu işi yaptığını belirten Ömür Bıçak Atölyesi sahibi Ömür Hasanbeyoğlu; “3 yıldır bıçak imalatı yapıyorum. Bu işe başlama serüvenim bıçaklara olan tutkumdu. 3 yıl önce aldığım bir karardı bu atölyeyi açmak. Modern dünyada unutulmaya yüz tutmuş bir el zanaatkârlığını yaşatan bir ye Bıçak yapmak keyifli ve yaratıcı bir iş. En zor kısmı bu mesleğin kesimlere dikkat etmek. Yaralanmalara karşı dikkat etmek. Ekipmanlar zaten pür dikkat isteyen ekipmanlar. Bant zımpara, sabit matkap bıçak imalatında kullandığım belli ekipmanlar. Bir bıçağın yapım süreci bıçağın özelliğine ve işliğine göre değişiyor. 3 gün içerisinde yapılıp biten bıçakta var, 1 gün içinde biten bıçakta. Benim imalathanem Kastamonu ve İnebolu -Evrenye’de tek yapılan bir yer. Çevre illerde tek olan bir atölye. Zamanla kendi tarzımı geliştirdim ve bugün özgün bıçaklar yapıyorum. Yaptığım bıçaklar genelde kişiye özel olduğu için dünyada bir tane oluyor alınan bıçaklardan. Her bıçağın kendi ruhu vardır. Onu kullanan kişiyle bağ kurar ve bu bağ ne kadar güçlü olursa, o kadar etkili olur” dedi.
‘Bıçak Yapma Zanaatı Bizim Kaybolmaya Yüz Tutmuş Zanaatlar Arasında’
Her bıçağın ayrı bir karakteri temsil ettiğini belirten Ömür Hasanbeyoğlu; “Her bir bıçağın kendine özgü bir karakteri oluyor. Doğru malzemeyi bulmak, o malzemeyi kullanarak bıçağa ruh katmak zaman alıcı bir süreç. Bir bıçağın yapım aşamasındaki en önemli adım suyun verilmesi. Çeliğin sertleştirilmesi. Her çeliğin sertlik derecesine göre bileme teknikleri kullanıyorum. Her bıçağın ağız yapısı farklı olduğu için farklı bileme tekniği kullanıyorum. İlk yaptığım bıçak hala benimledir. Bu zanaat en büyük zorluk toz. Bıçak yaparken karşılaştığım zorluk metal tozunun çok fazla olması. Maske kullanıyoruz ancak yine de etkilenmek söz konusu. Toz emme makinaları bir kısmını çekiyor. Bıçak yapma zanaatı bizim kaybolmaya yüz tutmuş zanaatlar arasında. Halktan yapmak isteyen kimse yok, yetiştirmek üzere çırak bulmak neredeyse imkânsız. Meraklısı az.6-7 ay içerisinde Kastamonu’yu temsil eden işlemeli bir bıçak yapacağım. Bunun için çalışmalara başlayacağım. Bıçağın meraklısı ayrı. Eskiden çelik icat olmadan önce kemikten bıçaklar tasarlanırmış. Çelik bulunmuş ancak yine kemiğin ilik kısmı üzerine işlemeler yapılmaya devam etmiş. Elimdeki en nadide bıçaklardan biri de Yakut Türklerinin geleneksel bıçağı. Daha farklı bir tarzda olan bıçağı Kastamonu’yu temsil edecek şekilde yapacağım” ifadelerini kullandı.
‘Kaybolacak Meslekler Arasında Olduğunu Düşünüyorum’
Bıçağın kendisi için bir tutku olduğunu söyleyen Ömür Bıçak Atölyesi sahibi Ömür Hasanbeyoğlu; “Kaybolacak meslekler arasında olduğunu düşünüyorum. Ancak teknoloji her alanı doldursa bile el işçiliğinin yerini dolduramaz. İyi bir bıçak, düzgün bakım yapıldığında nesilden nesile geçer. Müşterilerime sadece keskin bir alet değil, bir sanat eseri sunuyorum. Bir bıçak yapımında kullanılan çelik kadar, sap için seçilen malzeme de çok önemli. Meraklıysa işçilik ve çelikten anlıyor. Bu kadar bıçak çeşidi yapan yer çevre illerde bile yok. Bıçağın yapımı kadar kılıfı da çok önemlidir. Ham deri üzerine işlemler yaparak bıçakla aynı işçilikte olmasını sağlıyorum. Yaptığım bıçaklarım adet olarak diğer ülkelere ihraç ediyorum. Fiyatları 350 TL’den başlıyor 20 bine kadar gidiyor. Bıçak benim için bir tutku. Aldığınız zaman sizin bıçağınızdan başkası yok. Her bıçak kişiye özel ve eşsiz. Bir bıçak, sadece bir kesici alet değil, bir zanaatkârın yıllar süren emeği ve özeninin bir sembolü olarak hayata keskin bir dokunuş yaptığını düşünüyorum” şeklinde konuştu.