
Zordan Kolaya, Kolaydan Zora
Serap Oruç
İnsan yaşamında zorluk ve kolaylık farklı şehirlerdeki istasyonlara uğrayan trenler gibidir. Zordan kolaya, kolaydan zora, insanın hayatı boyunca yolculuk eder durur.
Şehirden şehre farklı yerlere götüren trenler gibi insana farklı oluş ve olgu durumlarını hissettirir. Biz bu yolculuktan ömrümüze bir şeyler katabildiğimiz, öğrenebildiğimiz kadar zorluğun ve kolaylığın değerini fark edebiliriz.
Düşmüşüz bir kere fani dünya denilen yola, o halde bu yolda öğrenmemiz için hangi durumda olursak olalım "an" da kalıp "an'ın" öğretisinden nasipli olduğumuzun bilincinde olmaya, bizim yaşamımıza eşlik eden her halden farklı bir şeyler öğrenmeye çalışalım.
O an, o insandan, o mekandan, o bakıştan, o diyalogdan, o oluştan, o olmayıştan, o vazgeçişten, o buluşmadan, o hastalıktan, o şifadan, o korkudan, o endişeden, o huzurdan, o telaştan, o kaygıdan, o öfkeden, o sakinlikten, o tedirginlikten, o çam ağacından, o çınar ağacından, o serçe kuşundan, o ağaçkakan kuşundan, o sarı kediden, o siyah kediden, o gri köpekten, o beyaz köpekten, o bahçede açan gülden, o yeşil yapraktan ve o yere savrulan kuru yapraktan ne öğreniyoruz?
Sahi o güneşten, o buluttan, o aydan, o yıldızdan, o yağmurdan, o doludan, o kardan, o fırtınadan, o karanlık akşamdan, o aydınlık sabahtan ne öğreniyoruz?
Yaşadığımız her an ne çok zorluk ve ne çok kolaylıkla karşılaşıyoruz. Sürekli ikisi arasında yolculuk edip duruyoruz. Peki bizler bu akışta bakışımızı, sorularımızı, cevaplarımızı değiştirebiliyor muyuz? Kendimize yeni öğrenmeler katabiliyor muyuz?
Zira neler soruyordu o türküde Bozkırın Tezenesi Neşat Ertaş dinleyenlerine;
Bir anadan dünyaya gelen yolcu
Görünce dünyaya gönül verdin mi?
Kimi böyük kim böcek kimi kul
Marak edip heçbirini sordun mu?
Bunlar neden nedenini sordun mu?
İnsan ölür ama uruhu ölmez
Bunca mahlukat var heç biri gülmez
Cehennem azabı zordur çekilmez
Azap çeken hayvanları gördün mü?
İnsandan doğanlar insan olurlar
Hayvandan doğanlar hayvan olurlar
Hepiside bu dünyaya gelirler
Ana Haktır sen bu sırra erdin mi?
Vade tekmil olup ömrün dolmadan
Emanetçi emaneti almadan
Ömrüyün bağının gülü solmadan
Varıp bir canana ikrar verdin mi?
Varıp bir cananın kulu oldun mu?
Garip bülbül gibi feryat ederiz
Cehalet(cahiller) elinde küskün kederiz
Hep yolcuyuz böyle geldik böyle gideriz
Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
Sözün özü; “Düşmüşüz bir kere fani dünya denilen yola, zordan kolaya, kolaydan zora yolculuk edeceğiz elbette hayatımız boyunca. Lâkin an'ı sorarak, cevaplayarak, öğrenerek yaşam yolculuğumuzu anlamlandıralım umuduyla.” Saygılar.