
Unutulan Kul Olma Şuurundan Uzaklaşış
Serap Oruç
Yaşadığımız şu dönem de ne kadar çok karmaşa ve aşınma var. Televizyon programlarında özel hayatın lağımına maruz kalış, dizilere ahlak dışı senaryolar yazış, küfürlü şarkıları piyasaya salıp çocuklara gençlere pazarlayış, TikTok'ta rezilce yarış, aradan aylar geçmesine rağmen depremden hasarlı kalan binanın okulun yanında öğrencilerin gözü dibinde devrile devrile yıkılşı ve kara paraların aklanışı...
Gazze üzerinden prim yapıp kitap satışı, eşarp satışı, atkı satışı yapandan boykotu yaptığını göstermeyenlere, hatta bu olaylardan evvelce de dikkat edenlere çamur atış...
Sosyal medyada şehit edilen evlatları paylaşınca, Necip Fazıl'ın şiirlerini okuyunca, Filistin bayrağı renginde eşarplar takıp takıştırınca, iki de beddua edip günü kapayınca kendini öteki dediğinden üstün sanış...
Bunca karmaşa ve aşınma arasında bence unutulan kul olma şuurundan uzaklaşış.
Zira kul olma şuurunda olup neyi kaybettiğimize odaklanırsak, gittiğimiz alışveriş merkezilerinde değiştirdiğimiz kahvecilerde ayarsızca öteki dediğimiz kullara saldırmak yerine, hangimiz mazlumun yanındayız, hangimiz değiliz, üst perdeden kelimeleri saçıp savurmak yerine elimizden kaydı, bozuldu dediğimiz ne varsa öndekini, arkadakini, sağdakini, soldakini değil de kendimizden kaydırmamaya kendimizde onarmaya başlarsak belki karmaşalar durulur aşınmalar onarılır.
Olmaz demeyin, bence olur. Çünkü sen, ben, o kendi kapısının önünü süpürürse sokaklar tertemiz olur. Birilerini kendilerine getirmek istiyoruz diyorsak samimiyetle ve iyi niyletle önce kendimize gelelim, gelebilelim ümidiyle. Saygılar.