
Muhabbet Dediğin Karşı Karşıdır
Serap Oruç
Muhabbet edemeyen lâkin hiç susmadan konuşan insanlar olduk. Bu yetmezmiş gibi konuştukça anlaşılmayan ve muhatabımızı anlamayan insanlara dönüştük. Birde üstüne kendi hayatımız dışında bütün insanların hayatlarına uzmanlık yapmaya kalkışan bireyler olduk ve kimle muhabbet edecek olsak uzmanca tavsiyelere maruz bıraktık ya da maruz bırakıldık.
Oysa hiç kimsenin konuşarak izaha ya da hayatı hakkında bir uzmana ihtiyacı yok. Sadece dikkate alınmaya, önemsenmeye, hissedilmeye ve kendisini hissettirmeye ihtiyacı var. Seslerin değil, kalplerin birbirini duymaya ihtiyacı var.
Konuşmalar ne çok ses çıkartıyor, sesler ve tavsiyeler birbirine karışıyor. Hal böyle olunca kimse kimsenin kalbini duyamıyor. Oysa muhabbet kalbin iletişim kurma halidir bu ayrıntıyı günümüzde çoğu insan atlıyor ya da yok sayıyor.
Muhabbet, iki kelimeyi bir araya getiremediğimiz vakitlerde anlaşılmaktır. Lisanımızın, kıt ifadelerimizin aciz olduğu vakitlerde anlaşılmaktır.
Sükûta bürünmüş sözcüklerimizden dinginliğimizden, gözlerimizden, davranışlarımızdan anlaşılmaktır.
Muhabbet muhatabımız tarafından dikkate alınmaktır. Zira muhatabımızı dikkate aldığımız ve muhatabımız tarafından dikkate alındığımız kadar hislerimizin iletişim kurmasına olanak tanımış oluruz.
Sevindiğimizde ya da muhatabımız sevindiğinde, üzüldüğümüzde ya da muhatabımız üzüldüğünde, ağladığımızda ya da muhatabımız ağladığında, korktuğumuzda ya da muhatabımız korktuğunda, güçsüz hissettiğimizde ya da muhatabımız güçsüz hissettiğinde, kısaca zayıf vakitlerimizde ve muhatabımızın zayıf vakitlerinde yeni doğmuş ve henüz kelimelerle kendisini ifade edemeyen bir bebek misali anlaşılmaya talip olma halinden pay almak isteriz. Zaten muhabbet denilen mevzuda bu ihtiyaçların konuşmadan, talepsiz karşılanma hali değil midir? Bu dünyada başımıza gelebilecek en kıymetli şey susarak kalben iletişim kurabilmek, anlaşılmak değil midir?
Hani Karacaoğlan diyor ya;
Bizim pencereler yele karşıdır
Muhabbet dediğin karşı karşıdır
Girebilsen bu sinemde neler var
Gülüp oynadığım ele karşıdır.
Yani dostlar, muhabbet kaliteli muhatap ister, zarafet sahibi duruşu olan karakterli insan ister, güngörmüş insan ister, dikkat ister, emek ister, sabır ister, uzmanca tavsiyelerden ziyade muhatabımıza yüreğimizi açabilmek ister, sesi kulaklara duyurmaktan ya da sözleri dile dökmekten ziyade kalpten kalbe bağ kurabilmek ister. Konuşacağımız değil de muhabbet edebileceğimiz muhataplarla karşı karşıya gelebilmemiz dileğiyle. Saygılar.