Serap Oruç

Kötülüğü Emreden Yaratıcı ve Bir Din Yok

Serap Oruç

Geçenlerde şöyle bir hikaye okudum; “Yıllar evvel bir kilisenin çanını her gün pisleyen bir karga varmış ve kiliseden sorumlu rahibin artık bu durum canına tak etmiş. Bu duruma çareler ararken aklına bir fikir gelmiş. Kilisenin çanının yanına bir tas soğuk şarap bırakmış. Yaz gününde sıcağında etkisiyle bu duruma karga çok sevinmiş ve buz gibi şarabı lıkır lıkır içivermiş. Rahip hemen karganın yanına yaklaşmış ve şöyle demiş “Ey karga, söyle şimdi bana! Sen Müslümansan neden bu şarabı içtin, Hristiyansan her gün neden çanı pisliyorsun?”

Bu soruyu günümüzde kendimiz başta olmak üzere ne çok insan var soracağımız etrafımızda karşılaştığımız birçok mevzuda. Müslümansak neden kötülüğü, kötülükleri besliyoruz, değilsek neden bu dünyayı, insanlığı kötülüklerle pisliyoruz?

Bakıyorsun adamın saçı sakalı bembeyaz, başı secdeden kalkmıyor, beş vakit namazına beş vakit daha ekliyor, lâkin hile-hurdayla, yalan-dolanla kiracısını evden nasıl çıkartırım, daha yüksek fiyatla kiracı bulurum derdinde.

Bakıyorsun kadın tesettüre girmiş diye kendini seçkin kul ilan ediyor o sohbetten diğerine yol yapıyor lâkin kendi ahlakından iyisi olmadığının vurgusunu her ortamda tasdikletme gayreti ile kurmuş dedikodu kazanını altını sürekli harlayıp kaynatma derdinde.

Eşi, kızı, bacısı için artistik cümlelerle ahlaktan namustan bahseden adam başkalarının tenha sokağında milletin eşine, kızına, bacısına yürüme koşturmacası derdinde.

Markete giriyorsun kadın ekmek reyonunda ekmeği yere düşürüyor yanlışlıkla ve onu görevliye bildirmek yerine reyona geri bırakıveriyor kimselerin görmediğine emin olduğunda çünkü o yemez ama herkes yiyebilir sorun yok ona göre.

Daha yazmaya devam etsem ne çok örneği var lakin bu kötülük halini ya da hallerini genellikle başkalarında görünce ya da bizzat zararı bize verildiğinde fark ediyoruz değil mi? Oysa bu saydıklarımı yapan başrol oyuncular benim, sensin, o, bu, şu hepimiz, herkes. Yani öyle kilometrelerce uzaklarda aramaya gerek yok.

Zira başkalarının yaptığı kötülüğü ve kötülükleri konuşmak çok kolay, lâkin biz başkalarının kötülüğü ve kötülerinden değil, kendimizin yapıp ettiğinden, ya da susup göz yumduğundan hesaba çekileceğiz ve “Elhamdülillah Müslümanım” demek yetmeyecek sadece.

Allah'ın huzuruna gittiğimizde. “Cahildim dünyanın rengine kandım” diyerek de kurtulamayacağız zannımca. Çünkü kötülüğü emreden Yaratıcı ve bir din yok.

Saygılar.

Yazarın Diğer Yazıları