Kabaktan Sızan Işık
Serap Oruç
Bu sene 12-18 Ağustos arasında, Çankırı’da Tuz Festivali düzenlendi.
Bu festivale, Türkiye’nin dört bir yanından her biri farklı alanlarda Kültür Bakanlığı sanatçısı olan 20'den fazla usta el sanatçısı davet edilerek, bir Sanat Sokağında 8 gün boyunca eserlerini sergileme fırsatı buldular.
Bu festivale Kastamonu Su Kabağı İşlemeciliği alanında usta olan emekli öğretmen Özlem Şenel'de davet edilmiş olup su kabağı eserleriyle Kastamonu'yu ve eserlerini tanıtma fırsatı bulmanın mutluluğunu yaşamıştır.
Su kabağı işleme modülünü yazarak Türkiye’nin ilk resmi kursunu Kastamonu’da açan, Halk Eğitim Merkezlerinde bu kursların açılmasına önayak olan, girdiği yarışmadaki birinciliğiyle Milli Eğitim Bakanlığından teşekkür belgesi alan Özlem Öğretmen, Çankırı'daki festivale 2 senedir davet edilmenin de ayrıca mutluluğunu da yaşamıştır.
Çünkü her eser sahibi sanatçı gibi kendisi eserlerini tanıtmak istiyor.
Su kabaklarını "uçsuz bucaksız bir hayal dünyası" olarak tanımlayan Özlem Öğretmen, kabakların kocaman karnında sabır ve estetik taşıyan bu varlıkları işledikçe daha büyük bir aşkla çalıştığını söylüyor. Ve bizlere soruyor; "Siz hiç karanlıkta aşkla işlenen bir su kabağı lambasına karanlıkta baktınız mı? Henüz bakmadıysanız kesinlikle bakmalısınız" diyor.
Bu sanatı öldürmeyelim, yaşatalım, çoğaltalım, destekleyelim. Özlem öğretmen sevgiyle yaptığı kabak işlemelerinde, görünenin altındaki ışığı bulup çıkarmayı başarmış.
Kabağın kabak kimliğini karanlığı aydınlatacak ışığı sızdırması için yeniden şekillendirmiş ve yeni kimlik kazandırmış.
Ben, kabak üzerindeki motiflerde emeği, sabrı, umudu, düşüncenin renklerini, aydınlığı gördüm. Daha önemlisi yapıp ettiklerimize sevgiyi ve saygıyı eklediğimizde ortaya çıkan güzelliği gördüm. Eminim ki sizler de görmek istediğiniz bir şeyler görecek, kabaktan sızan ışığın sanatında bir şeyler bulacaksınız.
Öğretmenimizin farklı illerde ve ilçelerde nice festivallerde başarılarına şahit olmak istemekle birlikte ilimizde ve ilçelerimizde de kendisinin tanıtılmasına önayak olunmasını dileriz.
Sanatçıya ve sanatına değer verilmeli ki sanat sanatçısıyla birlikte son bulmasın.
Sanatkarlar gizli değerlerdir, güzel olan şeylerin keşifçileridir ve keşfettiği sanatları daima teşhir edilmelidir. Bu hünerler tüm dünyada ve tüm çağların içerisinde gezmeli, gezdirilmelidir. Saygılar.