En Son Baltanı Ne Zaman Biledin?
Serap Oruç
Değerli okuyucularım; bu haftaki yazımda içinde derin anlamlar barındıran kısa bir hikayeye yer vermek istedim.
Bir zamanlar, çok güçlü bir oduncu bir kereste tüccarından iş istemiş ve işe alınmış.
İşin hem ödeme hem de çalışma koşulları çok iyiymiş. Bu nedenle, oduncu elinden geleni yapmaya karar vermiş.
Patronu ona bir balta vermiş ve çalışacağı bölgeyi göstermiş.
Oduncu büyük bir gayretle ilk gün tam 18 ağaç keserek getirmiş.
“Tebrikler,” demiş patron, “Çalışmana böyle devam et”
Patronun bu söylediklerinden daha da motive olan oduncu ertesi gün çok daha gayretle çalışmış. Ancak, sadece 15 ağaç kesip getirebilmiş. Bu durumdan biraz mahcup olmuş.
Üçüncü günü bunu telafi edeyim diye gayret etmiş. Ama sadece 10 ağaç kesip getirebilmiş.
Her geçen gün kesip getirdiği ağaç sayısı giderek daha da azalmaya başlamış.
“Gücümde ve kuvvetimde azalma oluyor”, diye düşünmüş oduncu. Ve patronuna giderek özür dilemiş. Çok çalıştığını ama kestiği ağaç sayısının giderek azaldığını söylemiş. Bunun nedenini de tam olarak çözemediğini ifade etmiş.
Patronu, “En son baltanı ne zaman biledin?” diye sormuş.
“Bilemek mi?” diye cevap vermiş oduncu. “Odun kesmekle o kadar çok meşguldüm ki, baltayı bilemek hiç aklıma gelmedi” demiş oduncu.
Hasılı kelam, bu hikaye bize sürekli aynı işi yapmanın gelişimimiz ve dönüşümümüz için yetersiz olduğunu hatırlatıyor. Gelişim ve başarı için, arada bir durup kendimizi ve yöntemlerimizi değerlendirmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Kendi baltamızı bileyerek daha güçlü, daha verimli ve daha başarılı olma yolunda ilerleyebileceğimizi anlamamızı sağlıyor. Sahi en son bizi hayata bağlayan baltamızı ne zaman biledik? Saygılar.