Serap Oruç

Ben Sana Söylememiş Miydim?

Serap Oruç

Okuduğumda her bilginin herkese uygun olmayacağını bana düşündüren Mevlânâ Hazretleri'nin bir hikayesini bu haftaki yazımda siz değerli okuyucularım ile paylaşmak istiyorum.

Kuşun biri, hile ve tuzakla yakalanmıştı.

Kuş, kendini yakalayana dedi ki:

"Ey efendi! Sen hayatında birçok sığır ve koyun yemişsindir; birçok deve de kurban etmişsindir! Sen onların etleriyle dahî doymadın, benim bedenimle mi doyacaksın?
Beni serbest bırak da, sana üç öğüt vereyim. Vereyim de; bil bakalım akıllı mıyım, aptal mıyım?

O üç öğüdümün birincisini senin elinde vereyim.

İkinci öğüdümü damın üstünde vereyim.

Üçüncüsünü de ağacın üstüne konunca söylerim.

Sen, bu üç öğüt sayesinde mesut olursun!

Elinde iken vereceğim öğüt şudur:

Olmayacak şeye, kim söylerse söylesin, inanma!

Kuş o değerli olan ilk öğüdü söyleyince, kendini yakalamış olan el gevşedi. Böylece kuş âzâd oldu, uçtu ve duvarın üstüne kondu. Orada ikinci öğüdünü söyledi:

Bir de geçmiş gitmiş şeye gam çekme!

Bir şey senden geçip gittikten sonra, onun hasretini çekme! Geçmişe acımak, geçmişe hasret duymak yanlış bir iştir; giden geri gelmez! Onu yâd etmek de boş şeydir!"

Ondan sonra dedi ki:

"İçimde on dirhem ağırlığında çok kıymetli, eşi bulunmaz bir inci vardır! O inci; seni de, çocuklarını da devlete ve saâdete kavuştururdu! Fakat, kısmetin değilmiş; dünyada eşi bulunmayan o inciyi kaçırdın

Bunun üzerine avcı feryâd u figān etmeye koyuldu. Kuş, avcının bu hareketi üzerine;

Ben sana; ‘Geçmiş bir şeye gam çekme!’ demedim mi?" dedi.
"Madem ki inci elinden gitti, neden gam çekiyorsun? Sözümü anlamadın mı? Yahut sağır mısın? Sonra, bir de sana;

Olmayacak şeye sakın aldanma demedim mi!" dedi. Ve devamında;

"Ey efendi; benim kendim üç dirhem gelmeyecek bir serçe kuşu iken, içimde on dirhemlik inci nasıl bulunabilir?"

Adam kendine geldi de;

"Pek iyi!" dedi. "Haydi, o üçüncü öğüdü de söyle!"

"Evet!" dedi kuş. "Öbür öğütleri tuttun da, üçüncüsünü sana söyleyeyim, öyle mi?

Gaflet uykusuna dalmış bir bilgisize öğüt vermek, çorak bir yere tohum ekmektir!

Yahut çölü sulamak gibidir. Ahmaklığın, bilgisizliğin yırttığı şeyi, artık hiçbir yama tutmaz!"

Hasılı kelam bazı insanların tecrübe etmelerine fırsat vermeden verdiğiniz her bilgi çiğnenmeden yutulan lokma gibidir. Ne yediğini de, ne kadar yediğini de hissetmeyen mide gibi, zihinleri de ne bilgi aldığını bilmeyecektir. O insanlara "Ben sana söylememiş miydim?" demenin de bir mânâsı olmayacaktır. Bu yüzden iki defa uyardığınız insan aynı meselede üçüncü defa uyarılmaya gerek duyuluyorsa enerjinizi o insana harcamayın. Bırakın ilk iki uyarınızı zahmet çekip anlasın ya da farklı tecrübelerle tanışarak, kendi zihnine emek vererek kendisine uygun bilgiye ulaşsın. Saygılar.
 

Yazarın Diğer Yazıları