
Hain Komplo Teorileri: Yıllardır İşleyen Leşcil Siyonistler
Nefise Köylü
“Seçilmiş hükümetler pek nadiren halklarını yönetirler.” - Benjamin Disraeli.
Siyonist Benjamin Disraeli, Eski İngiliz Başbakanı: ‘‘Birbirini tanıyan sadece 300 adam (Siyonist) Avrupa’nın kaderini idare etmektedir. Bu adamlar haleflerini kendi çevrelerinden seçerler. Bu adamların tasvip etmedikleri her devleti yok edecek araçları bulunmaktadır.”
Walther Rathenau, Eski Alman Dışişleri Bakanı ve AEG Başkanı: ‘‘Dünyayı 1600’lü yıllardan beri uyuşturucu ticareti parasıyla servetler kazanmış ve başında İngiliz monarşisinin bulunduğu 300 kişilik Siyonist bir komite yönetmektedir. Yeni Dünya Düzeni içinde Tek Dünya Devleti kurmayı amaçlayan bu komitenin her ülkede vatan hainliği yaparak komplo hiyerarşisi içinde yükselmek isteyen adamları bulunmaktadır.’’
Bu 300 kişilik Siyonist komite her devlette paralel yapılar oluşturarak aşağıdaki faaliyetleri gerçekleştirmektedir:
- Dindarlık kisvesi altında: ‘‘Dinler arası diyalog” senaryosu içinde tüm dinleri tek bir din (Siyonizm) altında birleştirmek…
- Kalkınmakta olan ülkelerde endüstriyelleşmeyi önlemek, tarımı ortadan kaldırmak…
- Halkları devlet yardımı ile yaşayacak hale getirmek…
- 2050 yılına kadar dünya nüfusunu açlık, salgın hastalıklar, kanser, savaşlar ve homoseksüelliğin yaygınlaştırılmasıyla 3 milyar kişi azaltmak…
- Halkları uyuşturucu kullanımını artırarak kontrol etmek…
- Tüm milliyetçilik akımlarını yıkmak ve Üniter devletlerde çok kültürlülük adı altında bölünmeyi sağlamak, kolay yönetilebilir küçük feodal devletler oluşturmak…
- Dünyada eğitim düzeyini aşağı çekmek…
- Yandaş medya ile halk kitlelerinin beyinlerini yıkayarak umutsuzluğa düşmelerini sağlamak...
- Ülkelere: ‘‘demokrasi” getirmek adı altında saldırarak doğal kaynaklarını ele geçirmek…
Yukarıda ki maddeleri çok iyi okumalısınız.
Dr. John Coleman 300’LER KOMİTESİ isimli kitabında çok iddialı ve gerçekçi komplo teorilerinden detaylı bahsetmiştir. Bir süredir ülkemizde yayınlanmayan kitap şuan yayınlanıyor ve satışta. Bir an önce alıp okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Yukarıda maddeler halinde sıraladığım Siyonist Yahudilerin nihai amaçlarının 16. Yüzyıldan bu yana nasılda tıkır tıkır işlediğine tarih kayıtlarında şahit olduğumuz için komploların %100 gerçekleşmiş hali olarak yorumlayabiliriz.
Hafta başına şu haberle başladık: “YARDIM KUYRUĞUNDA BEKLEYEN MASUM FİLİSTİN HALKINA İSRAİL SALDIRI DÜZENLEDİ. SALDIRIDA MASUM ÇOCUK VE ANNELER DE BAŞTA OLMAK ÜZERE BİRÇOK İNSAN HAYATINI KAYBETTİ.”
Bu haber başladığından ve diğer tüm zalim, hukuka ve insanlığa sığmayan saldırılardan anladığımız tam olarak şu;
İsrailli Siyonistler, “Artık nihai planlarım için sona çok yaklaştım ve önümde hiçbir güç duramaz diyor”
1500’lü yıllardan bu yana kurdukları tezgâh üzerinde işledikleri tüm komplo teorileri tıkır tıkır çalışan Siyonist saplantılı topluluk dünyanın sonunu getirip, kendilerini bu sonda hiç zarar görmeyecek üstün insan ırkı olarak tenzih ederek, sözde zaferleri için zalimliklerine son hız devam ediyorlar.
Hepimizin aklından geçen ve kelimelere dökülen sorular aynı;
- İsrailli Siyonist güçler, Filistin’in masum Müslüman halkına böyle zülüm ederken, dünyada ki diğer insanlar ve özellikle diğer Müslümanlar bu duruma karşı NEDEN YETERİNCE TEPKİ GÖSTERMİYOR, NEDEN SESSİZ VE ÇARESİZ?
İşte tam bu noktada Siyonist komitenin 1500’lü yıllardan bu yana ince ve kurnazca işlediği 9 maddelik DEFORMASYON PLANI DEVREYE GİRİYOR.
Yazımın başında sıraladığım bu listeyi tekrar hatırlayalım:
- Dindarlık kisvesi altında: “Dinler arası diyalog” senaryosu içinde tüm dinleri tek bir din altında birleştirmek…
- Kalkınmakta olan ülkelerde endüstriyelleşmeyi önlemek, tarımı ortadan kaldırmak…
- Halkları devlet yardımı ile yaşayacak hale getirmek…
- 2050 yılına kadar dünya nüfusunu açlık, salgın hastalıklar, kanser, savaşlar ve homoseksüelliğin yaygınlaştırılmasıyla 3 milyar kişi azaltmak…
- Halkları uyuşturucu kullanımını artırarak kontrol etmek…
- Tüm milliyetçilik akımlarını yıkmak ve Üniter devletlerde çok kültürlülük adı altında bölünmeyi sağlamak, kolay yönetilebilir küçük feodal devletler oluşturmak…
- Dünyada eğitim düzeyini aşağı çekmek…
- Yandaş medya ile halk kitlelerinin beyinlerini yıkayarak umutsuzluğa düşmelerini sağlamak...
- Ülkelere: “demokrasi” getirmek adı altında saldırarak doğal kaynaklarını ele geçirmek…
Yazının başında bir kez okuduğunuz maddeleri şimdi tekrar okuyunca sizlere çok daha tanıdık geliyor dimi…
Ülkemizi ele alalım, stratejik konumu, tarihi dokusu, medeniyetlerin beşiği olan topraklar üzerinde kurulu ülkemiz özellikle Osmanlı hükümetinin son dönemleri ve Cumhuriyetin kurulmasından bu yana yukarıdaki 9 maddede işlenen DEFORMASYON PLANINDAN MAĞDUR DEĞİL Mİ?
- Tüm milliyetçilik akımlarını yıkmak ve Üniter devletlerde çok kültürlülük adı altında bölünmeyi sağlamak, kolay yönetilebilir küçük feodal devletler oluşturmak…
Mesela 6. Madde yıllardır uğraştığımız ve yıllardır dış güçler tarafından desteklendiğine şahit olduğumuz, PKK terör örgütü gelmedi mi aklınıza?
- Kalkınmakta olan ülkelerde endüstriyelleşmeyi önlemek, tarımı ortadan kaldırmak…
Mesela 2. Madde yıllardır bir türlü sanayileşemediğimiz ve tüm projelerin önünün komik engellerle kesilmesi gelmedi mi aklınıza?
Maddeleri okuduktan sonra sadece ülkemizin değil, tüm dünya devletlerinin bu baş belası hain komplolarla uğraştığını göreceksiniz.
Siyonistler parayı yönetir. Para dünyayı yönetir.
Bu denkleme göre yıllardır dünya devletleri bağımsız görünürler ama bağımsızlıklarının altında özgürlüklerini paraya yani Siyonistlere peşkeş çekerler.
İşte tamda bu sebeple;
- İsrailli Siyonist güçler, Filistin’in masum Müslüman halkına böyle zülüm ederken, dünyada ki diğer insanlar ve özellikle diğer Müslümanlar bu duruma karşı,
YETERİNCE TEPKİ GÖSTERMİYOR VE SESSİZ, ÇARESİZ?
Filistin de vücut bulan ve fiilen şiddetli bir şekilde uygulanan soykırım, toplu insan katliamı, toplumların beyinlerini yıkama ve bilinçaltı çalışmaları, yıllardır tüm dünya ülkeleri üzerinde uygulanıyor. Yemen, Doğu Türkistan, Afrika’ da açlık ve sefaletle mücadele eden ülkeler Filistin’den farklı mı sanki?
Toplu insan katliamı ve nüfus azaltma çalışmalarına, yakın zamanda yaşadığımız örneklerden bir tanesi de korona virüs salgını ve pandemi süreciydi bence.
Bu komplolardan daha fazla çaresiz ve güçsüz hissedelim diye bahsetmiyorum. Tam aksine gerçeklerle yüzleşip, kendimize gelmemiz lazım.
Vatanımıza, milletimize, devletimize sahip çıkma ve milliyetçilik anlayışından asla vazgeçemeyiz. Vazgeçtiğimiz anda canavar ağzını açmış bekleyen leşçillerin boğazına düşeriz.
Ayrıca gerçek İslamiyet’e yani doğrudan KU’RAN-I KERİM’E sığınmalıyız.
Yazıma Regaip Kandilinde canım memleketim Kastamonu’nun kalbi Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi’nde dinlediğim bir hadis ile son vermek istiyorum.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed eşi Hz. Hatice ‘ye şöyle buyurmuştur;
“Hz. Hatice Kudüs’e git ve namaz kıl… Ya oraya gidemezsem Efendimiz diye söyleyince Hz. Hatice, o zaman Peygamber Efendimiz Şöyle buyurmuştur; eğer oraya gidemezsen zeytinyağı gönder.”
Zeytinyağı bir semboldür. Elinle destek olabilirsen elinle destek ol. Dilinle destek olabilirsen dilinle destek ol. Ama hiç destek olamazsan kalbinle sitem et orada olanlara…
Sağlıcakla kalın dostlarım.