Nefise Köylü

Devlet ve Hükümet İkilemi

Nefise Köylü

Öncelikle bu iki kelimenin tanımsal anlamlarını sizinle paylaşmak istiyorum. Devlet Nedir? Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal örgütlü bir ulusun ya da uluslar topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık. "Türkiye Cumhuriyeti egemen bir devlettir" Devletin amacı: Her eyalet, belediyelerin, ilçelerin, şehirlerin hangi görevlere sahip olduğunu belirler. Çok küçük olmadıkça, kendi parlamentosu, ayrıca kendi hükümeti ve mahkemeleri vardır. Maliyet de önemli olduğundan yapılması gerekenlere de karar verilmesi gerekir ve uygun görülen, toplumu rahatlatacak ve yaşamlarını kolaylaştıracak her türden çözüm arayışlarına girilmelidir. Devletin amaçlarından biri de insanlar arasında ki eşitliği sağlamaktır. Kişilerin birbirlerinden üstün olması engellenmiştir. Hak ve hukuk sistemleri ile kişilerin hak ve özgürlükleri tanımlanır. Demokratik özgürlük ile de istenilen rahat yaşam sağlanır. Hükümet Nedir? Bir ülkede devletin görevlerini yerine getirmesini sağlayan yetkili organ, yürütme organı, bakanlar kurulu. Hükümetin amacı: Hükümet halkı yasal olarak temsil eden milletvekillerinin yeterli çoğunluğa ulaşarak parlamentoda bir araya gelmesi ile kurulur. Parlamento yasalar çıkartır, vergiler ve devletin giderleri hakkında kararlar alır. Hükümeti ve kamu kurumlarını denetler ve ülkenin dış politikasını belirler. Parlamento kararları genellikle hükümetin verdiği önerilere dayanır. Devletin başında olan seçilmiş hükümetin, o devlette yaşayan milletin hakkını koruması ve vatandaşlarına sahip çıkmaları gerekir amaç budur. Ülkemizde Cumhuriyet rejiminin istikrarı devlet ile hükümet arasında kurulu dengeye dayalıdır. Demokrasilerde iktidar, bir tahakküm aracı değil bir yönetim aracıdır. İktidara gelme yolunu sağlayan siyaset ise bir uzlaşma sanatıdır. Son günlerde Ülkemiz ve Milletimiz doğal afet ve felaket haberleri ile çok büyük, sıkıntılı ve acı veren bir süreçten geçerken... Her zaman ki gibi ülkemizin sınırları içerisinde yaşayan, devletimizin sağladığı her türlü olanaktan sonuna kadar faydalanan fakat kötü niyetleri neticesinde yine üzerinde yaşadıkları toprağa ve olanaklarından faydalandığı devlete hürmet gösteremeyen, kini, nefreti ve art niyeti bitmeyen canavarlar provokasyonlarına devam ettiler. Yeni provokasyon konusu yukarıda terimsel açıklamalarıma da değindiğim devlet ve hükümet eleştirileri. Öncelikle demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Daha doğrusu Türkiye Cumhuriyeti tarihsel sürecini incelersek, insanların hürriyetini, tabi ki yasaların sağladığı özgürlükte istediği gibi savunabildiği bir dönemdeyiz. Mesela başı kapalı olan birinin başörtüsüne müdahale edilmiyor! Hükümetin herhangi birimindeki bir siyasetçiye eleştiri yaptı diye kimse yasa üstü bir muamele görmüyor! Dolayısı ile eleştiri ülkemizde çok mümkün ve makul istenilen kişi ya da kuruma istenilen şekilde tabi ki yasalar çerçevesinde yapılabilir, yapılıyor da. Fakat tam bu noktada, her konuda olduğu gibi ne yazık az okumamızdan ve konuya hakim olmamamızdan kaynaklı bilgi eksikliği ortaya çıkıyor. İşte provakatif nifak tohumu saçanların ekmeklerine böyle yağ sürüyoruz. Geçtiğimiz günlerde artarda yaşadığımız ve maddi, manevi çok büyük kayba neden olan depremlerden sonra insanlar canları ile cebelleşirken, tam her anlamda kenetlenmemiz gereken o günlerde ne çok duyduk dimi kendini bilmez provokatörlerden “devlet yok- devlet nerede- devletin gücü yetmedi” Bu ne kendini bilmezliktir? Kendini bilmez hadsizler TÜRK DEVLETİ’NİN binlerce yıllık tarihini, gücünü, varlığını, yıkılmazlığını, büyüklüğünü algılamaya sizin aklınızda, fikrinizde yetmez. Diyeceksiniz ki hem ileri demokrasiden ve fikir hürriyetinden bahsediyorsun, hem eleştiriyi makul görüyorsun, hem de devlete laf atanlara kendini bilmez diyorsun? Tekrar söylüyorum ileri demokrasiler kanunlar ve yasalarla korunur. Tüm hürriyetlerin sınırı bu kanun ve yasalarla güvence altına alınır. Bu noktada ülke bütünlüğünü sağlayan ve milletin yaşadığı toprak sınırlarındaki tüm işleyişi ve egemenliği güvence altına alan DEVLETE KİMSE İFTİRA ATAMAZ VE ELEŞTİRİDE BULUNAMAZ bunun sınırları yasalar ve kanunlarca korunur. Devlet, hükümet ikilemi bu korkunç provokasyon ve saldırılar doğrultusunda daha iyi analiz edilebilir. Burada provokatörlerin amacı açık bir şekilde şudur, devlet işleyişi hükümet olarak bulunan iktidar ile sağlandığından, asıl amaç bu iktidarı rencide etmek, suçlamak ve karalamaktır. Fakat provokatörler bunu asla mert bir şekilde yapmazlar. Yani aslında yıpratmak istedikleri hükümet yani iktidar olmasına rağmen bu provokasyonu halkın daha hassas olduğu ve anlam değeri olarak daha bağlı olduğu, daha büyük bir terim olan DEVLET kelimesini kullanarak yaparlar. Buradaki amaç vatandaşın kayıtsız şartsız bağlılık duyduğu değerleri önemsizleştirme çabasıdır. Buna, bu gibi oyunlara Türk Milleti gelir mi? Gelmez! Fakat bilmek zorundayız! Mesele oyunlara gelip gelmemek değil! Mesele her felakette bizi en yumuşak karnımızdan yakalayan ve kendi içimizde, en yakınımızda bile yaşayan provakatiflerin provokasyonlarına karşı, bilgi, yasa, kanun ile mücadele edilebilmek. En en önemlisi BİLGİ. Bilgi ışıktır. Ne kadar az bilgiye sahipsek, yürüdüğümüz yolda o kadar karanlık içinde kalacağımız doğrudur. Cehalet insanda, kendini yasadan ve hukuktan üstün sayma, gündem konularını yanlış anlama, hatta kendi geleceği hakkında bile sürekli yanlış karar vermeye sebep olacaktır. Her konuda bilmek zorundayız, daha çok okumak, daha çok öğrenmek zorundayız. TÜRK DEVLETİ NEDİR? TÜRK TARİHİ NEDİR? TÜRK MİLLETİ NEDİR? Çok iyi bilmek zorundayız! Bu bilgileri edinirken zaten tarih size ışık olacaktır. Bu ülke nasıl iktidarlar, hükümetlerce yönetildi, ne gibi ekonomik, siyasal krizler yaşadı! Bunlar hakkında bilgi edindiğimizde zaten daha hakkaniyetli ve objektif eleştiri yapabilecek konuma geleceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları