Bu Dünya Düzeninde Mutlu Olmak Zorunda mıyız ?
Nefise Köylü
Üniversitede oldukça demagojik bir arkadaşım vardı. Yanına gittiğinizde sizde onun karamsar havasına kapılırdınız ve modunuz düşerdi. Bir gün bu durumu kapsamlı şekilde konuşma fırsatı bulduğumda bana; Nefise dünya bu kadar yaşanmaz bir yerken mutlu olmam için bana bir neden söyle diyerek, bu kadar karamsar olmasına neden olan dünyanın karanlık yüzünden bahsetmişti.
Susuzluk problemi,
Açlık sorunu,
Ekolojik dengenin bozulması,
Küresel ısınma, iklim değişikliği,
Tüketim çılgınlığı,
Fosil yakıtların doğaya verdiği zararlar,
Fosil yakıtlar, enerji kaynakları için talan edilen Ortadoğu,
Dünya lideri sayılan ülkelerin küçük ülkelerle piyonları gibi oynadığı darbeler, iç savaşlar,
Ve
İsrail zulmü altında kavrulan FİLİSTİN çaresizliği…
Biz üniversitedeyken yıl 2009-2010’du, 14 yıl öncesinden bahsediyorum. Yıllar gelmiş geçmiş ama BİZİ MUTSUZ EDEN GERÇEKLER hiç değişmemiş. Hatta var olan sorunlar kar topu misali toplanarak büyüyüp çığ olmuşlar.
Bugün haberleri, sosyal medyayı takip etmekten çekinir olduğumuz, her bir kötü haberin acısını iliklerimize kadar hissettiğimiz anlar yaşıyoruz.
Yeni bir söylem var hatta çoğumuzun ağzında; ‘BEN BU ÇAĞDAN ETİMLE KEMİĞİMLE NEFRET ETTİM’ diye…
Yukarıda sıraladığım dünyanın tüm sorunlarına 14 yıl önce de çok üzülüyor ve kaygılanıyordum, elimden geldiğince, gücüm yettiğince kendi hayatımda ve ulaşabildiğim kadar çevremde farkındalık yaratmaya çalışıyordum. Yıl 2024 halen aynı durumlara dertleniyorum ve farkındalık yaratmaya çalışıyorum ama bazı sorunlar artık FARKINDALIK durumunun çok ötesine geçerek çaresizliğin resmi haline geldi.
Bu çaresizliğin adı tabi ki FİLİSTİN!
İnsan vicdanı görecelidir buna hiçbir lafım yok. Benim üzüldüğüm bir duruma başkası benim kadar üzülmek zorunda mı tabi ki değil.
Ama bazı durumlar hakkında yorum yaparken ya da bizi dinleyen birinin vicdani değerlerini etkilemeye çalışırken objektif ve bilinçli olmak zorundayız.
Bugün Filistin’deki soykırıma üzülen insanların içinde bilinçsizce konuşan bir kendini bilmeze denk geldim ne yazık.
Biz durumun ehemmiyeti ve çaresizliğin akıl almaz boyutu hakkında konuşurken konuya tepeleme dalarak; ‘Araplar Osmanlıyı İngilizlere satarken düşünselerdi hiç acımıyorum onlara, benim ülkemde üzüleceğim daha çok sorun var.’ Falan diye konuşmaya başladı.
Derdim konuya böyle tepeleme girmesi ya da acımasız olması değildi. Benim derdim kişinin tarihi bilgileri tamamen çarpıtarak insanları manipüle etmeye çalışmasıydı.
Arkadaşlar burada tarihi bilgiler vererek konudan konuya geçmek istemiyorum. FİLİSTİN de yaşanan çaresizlik, insanlık ayıbı, soykırım, canilik tarihin en eski ve en evrensel günahına dayanır. Tüm dinlerde ve kutsal kitaplarda bahsi geçen Cain and Abel (Habil ve Kabil)’in ilk kanı akıtmasıdır bu büyük çaresizliğin sebebi.
Dünyayı o gün Habil ile Kabil nasıl paylaşamadıysa, bugün Siyonist İsrail aynı şekilde dünyayı paylaşamıyor ve sürekli canice kan döküyor.
Bir an için bildiğiniz her şeyi unutun ve sadece FİLİSTİN de zulüm gören çocuklar ve insanlar gelsin gözünüzün önüne! Ruhunuz sessizleşti ve kanınızın çekildi, üşüdüğünüzü hissettiniz sanıyorum. Çünkü ben tam olarak öyle hissediyorum.
Hiç yorulmadan ve yılmadan, kalemim ve dilim müsaade ettiği sürece haykıracağım FİLİSTİN DE YAŞANAN, İNSANLIĞIN EN BÜYÜK GÜNAHIDIR, İNSANLIĞIN EN BÜYÜK AYIBIDIR, SİYONİSTLERİN CANİLİĞİDİR, SOYKIRIMDIR.
LÜTFEN FİLİSTİN İÇİN YARDIM EDELİM.
Kızılay kanalı ile yaşanan insani krizi hafifletmek ve sivil halka yardım için tüm GSM operatörleri üzerinden “FİLİSTİN” yazıp 2868'e SMS yollayarak 20₺ bağışta bulunabilirsiniz.
İHH kanalı ile İsrail işgali altında hayata tutunmaya çalışan Filistinlilere tüm GSM operatörleri üzerinden GAZZE yazarak 3072’ye SMS yollayarak 30₺ bağışta bulunabilirsiniz.
Teşekkürler.