Nefise Köylü

Bilmişlikten Gözleri Dönenlerin Saflık Boyutunun Derinliği

Nefise Köylü

Toplum olarak hayal gücünden noksan olduğumuz kesin ama bunun yanı sıra idrak kabiliyetimizde gün geçtikçe köreliyor.

Hayal etmenin anlamını az çok hepimiz biliriz. Henüz gerçekleşmemiş şeyleri, düşüncelerimizde, zihnimizde şekillendirmektir hayal etmek… Olmayan, oluşmamış bir durum hakkında düşünceler oluşturmaktır.

Düşünceler oluşur ve cesaretli olanlar tarafından hayata geçirilir.

İdrak etmek ise tam tersi olmuş, gerçekleşmiş, sonuçlanmış bir durumu zihnimizde kabul etmek ve bilgi amaçlı kayıt etmektir.

Kavramlardan biri soyut, diğeri somut olsa da bu iki kavram birbirini tamamlar.

Zeki ve öngörülü insanlar hayal ederler ve hayallerini gerçekleştirmek için amaç edinirler, hayallerini gerçekleştirirler. Sonrasında insanlığın geri kalanı gerçekleşmiş bu durumun sonuçlarını idrak etmek durumundadır.

Beni tanıyanlar bilir sürekli sıkıldığımdan bahsederim. Öyle muhteşem zeka seviyelerine sahip, şaşırtıcı, aşırı bilgili bir insanda değilim. Hatta gayet sıradanım diyebilirim. Ama benden beterleri ile aynı ortamlarda yaşıyorum.

2024 yılında aynı havayı teneffüs ettiğim bu robotik insanlarda neyin nesi diye soruyorum kendime sık sık.

  • İşyerini tek yaşam alanı ilan eden,
  • Kendi evi, kendi ailesi ve işyeri dışında saygınlık ve sosyallik yüzü görmeyen,
  • Her şeyi bildiğini iddia eden ama hiç bir şeyi tam olarak bilmeyen,
  • Tek amacı para kazanmak olan,
  • Kazandığı parayı harcayamayan,
  • Sosyal hayatı olmayan,
  • Kültürel etkinlik yüzü görmemiş,
  • Neredeyse yobaz denecek kadar cahil,
  • Sadece yemek, barınmak ve araç edinmek üzerine kurulu bir hayat düzenini felsefe edinen,
  • Gezmeyen, okumayan ve öğrenmeyen,
  • HAYAL EDEMEYEN, HAYAL EDİLİP GERÇEKLEŞTİRİLMİŞ ŞEYLERİ İDRAK EDEMEYEN,

Kısır, yoz, bulanık ve amaçsız bir toplum…

En kötüsü de bu kısır, kurak, yoz hallerine aldırmadan her konuda bir fikirleri varmışçasına her şeye kötümser yaklaşarak, eleştirebilme hakkını kendilerinde bulmaları çekilir gibi değil.

Buna şöyle derlerdi; “aklı yok fikri var.” (bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan insanlar için kullanılan bir çeşit deyim.)

Albert Einstein; hakkında yayınlanan bir makalede ‘‘ dile getirdiğim şeylerin bilime katkısının oranı, ağzımdan çıkan kelime sayısından büyük olmalı.’’ Diye yazılmıştır.

Anlamayanlar için özet geçersek: “konuştuklarım bir halta yaramayacaksa hiç konuşmamayı, boş konuşmamayı tercih ederim.” demek istemiş Albert Einstein.

Yahu,

Tam 63 yıl yani çeyrek asır gecikme ile ilk yerli otomotiv TOGG üretildi, satışa sunuldu.

İdrak edildi mi? Tabi ki hayır. İDRAK EDİLEMEDİ.

Vatandaşın teki çıktı: “Mazot olmuş 40 lira, yerli otomotiv üretilmiş binemedikten sonra bana ne?” dedi.

Yahu,

Tam 63 yıl yani çeyrek asır gecikme ile ilk Türk astronot (uzay yolcusu) ALPER GEZERAVCI UZAYA ÇIKTI.

İdrak edildi mi? Tabi ki hayır. İDRAK EDİLEMEDİ.

Vatandaşın teki çıktı: “Şuna yapılan masrafa (55 milyon dolar) bizim memleketin bir sürü ihtiyacı giderildi, bana ne uzaya giden ilk Türk’ten” dedi.

Bir de, BU HAYAL GÜCÜNDEN YOKSUN,  İDRAKİ KIT OLAN, KARA CAHİL, bindiği araba, oturduğu ev, giydiği mont, yediği et kadar şahsiyeti olan tipler öyle annelerimiz, babalarımız yaşındaki insanlar değiller.

Yani o zamanlar eğitim seviyesi çok düşüktü, ne bilsin bu insanlar diyeceğimiz insanlardan değiller. Bu cahil kitle, bildiğimiz 1970-2000’li yıllar arası dünyaya gelmiş ve teknolojinin kaymaklarından oldukça faydalanmış kişiler.

Tarihsel olarak çok geri gitmek istemiyorum. Ne de olsa dünyanın en büyük teknolojik keşifleri 1’inci Dünya Savaşı’ndan önce 1800-2000’li yıllar arasında gerçekleşti. Yani ne olduysa son 200 yılda oldu.

1-) Elektrikli araçların ilk örneği 1835 yılında Thomas Davenport tarafından Amerika'da icat edildi. Bu araç iki elektromıknatıs, bir pivot ve bir batarya kullanılarak tasarlanan küçük bir lokomotifti.

  • Fakat konutlar ve yaşam alanları için bile zar zor sağlanan elektrik, araç bataryalarını şarj etmek için koşulları çok zorladığından, elektrikli araçlar çok tutulmadı ve kısa süre içerisinde içten yanmalı motorlu araçlar icat edildi.

2-) İlk petrol Amerika’da bulundu. Amerika Birleşik Devletleri'nde ki ilk modern petrol sondajı, 1850'li yıllarda Batı Virginia ve Pennsylvania'da başladı. Edwin Drake'in 1859 yılında Titusville, Pennsylvania yakınlarındaki keşfi ve kuyudan petrolün fışkırması ilk gerçek ve modern petrol kuyusu olarak kabul edilmektedir.

  • Akabinde keşfedilen petrol, türevlerine ayrılarak hemen işlevsel olarak kullanılmaya başlandı. Dünya sanayi atılımını tetikleyen ve Amerika’yı süper güç haline getiren eşik de tam olarak bu keşif olabilir.

3-) İlk motorlu uçak Amerika’ da icat edildi. ABD’li Wright kardeşler, başkaları tarafından üretilen çok sayıda planörü inceleyerek 1903 yılında kendi hava araçlarını yaptılar. Ama bu aracı diğerlerinden ayıran ve ona ilk uçak unvanını kazandıran, araçta pervaneleri döndürmeyi sağlayan benzinli bir motor kullanmalarıydı. Wright kardeşlerin uçağı, deneme sırasında 12 saniye boyunca yaklaşık 40 metre uçtu ve güvenli bir şekilde yere indi. Böylece dünyanın ilk motorlu uçuşu gerçekleştirilmiş oldu. 

  • Sonrasında havacılık alanında ardı ardına atılımlar gerçekleştirildi. Hava taşıtları hızla saldırı silahı haline getirildi bu da dünya güç dengelerini doğrudan değiştirdi.

4-) İlk atom bombasını Amerika icat etti ve atomu enerji kaynağı olarak ilk Amerika kullandı. Atom bombası olarak bilinen ilk nükleer silah ise 1945 yılında tamamlanarak, ABD tarafından 2’nci Dünya Savaşı'na direnen son ülke olan Japonya üzerinde kullanılmıştı. Bombanın mucidi köken olarak yine bir Yahudi olan Robert Oppenhiemer'dı.

  • Atom bombası icat edilmeden önce 2’nci Dünya Savaşı Avrupa’yı kasıp kavuruyordu. Aslında Avrupa’da eğitim görmüş Yahudi fizik ve kimya profesörleri, Hitler’den kaçacak yer ararken onlara tabi ki Amerika kucak açtı. Savaş devam ederken Alman ve Rus Fizikçilerin atom çekirdeğinden enerji elde etme konusundaki çalışmaları çok hız kazanmıştı. Bu konu Amerikan hükümetinin kulağına gelir gelmez, çoğu Yahudi asıllı bilim adamlarını bir araya getirerek atom bombasını icat ettiler. Almanlar, Amerika Atomu bomba olarak kullanmayı amaçlarken, aslında atomu bir enerji kaynağı olarak (nükleer santraller) kullanacaklarını açıklamıştı. Ama bu Amerika’yı hedeflerinden, hayallerinden, amaçlarından vazgeçirmedi.

5-) İlk başarılı uzay görevini gerçekleştiren ülke Amerika’dır. Apollo 11, Ay yüzeyine yapılan insanlı ilk uzay uçuşudur. Amerika Birleşik Devletleri'nin bu uzay uçuşunda astronotlar Neil Armstrong ve Buzz Aldrin 20 Temmuz 1969 günü saat 20.18'de Ay yüzeyine iniş yapan ilk insanlar oldu. İnişten altı saat sonra 21 Temmuz günü 01.56'da Armstrong ay yüzeyine adım atarak bu konuda da bir ilki gerçekleştirdi. Uçuşun mürettebatının üçüncü üyesi olan Michael Collins bu sırada Ay yörüngesinde Armstrong ve Aldrin'i taşıyan modülle bir araya gelmek için beklemedeydi. Görevin üç üyesi de sekiz gün uzayda kaldıktan sonra dünyaya döndü.

  • 1950'lerin sonlarında ve 1960'ların başlarında Amerika Birleşik DevletleriSovyetler Birliği ile süper güçler arası bir rekabet olan Soğuk Savaş'a girdi. 4 Ekim 1957'de Sovyetler Birliği, ilk yapay uydu olan Sputnik 1'i fırlattı. Bu sürpriz başarı, Sovyetler Birliği'nin kıtalararası mesafelere Nükleer silah gönderme kabiliyetine sahip olduğunu gösterdi ve ABD'ye askeri, ekonomik ve teknolojik üstünlük iddialarıyla meydan okudu. Bu meydan okuma Sputnik Krizini yarattı ve hangi süper gücün en üstün uzay uçuşu yeteneği sahip olduğunu kanıtlamak için ABD'nin cevap verme çabaları Uzay Yarışını başlattı. Başkan Dwight D. Eisenhower, Sputnik'in meydan okumasına NASA'yı (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) kurarak ve bir insanı Dünya yörüngesine fırlatmayı amaçlayan Mercury Projesi'ni başlatarak yanıt verdi. Ancak 12 Nisan 1961'de Sovyet kozmonot Yuri GagarinVostok 1 aracı ile uzaya çıkan ve Dünya yörüngesinde bulunan ilk kişi oldu. Buna cevap olarak yaklaşık bir ay sonra, 5 Mayıs 1961'de Alan Shepard Mercury-Redstone 3 programı ile 15 dakikalık bir yörünge altı yolculuğunu tamamlayarak uzaya çıkan ilk Amerikalı oldu. Ama yarış tam hızıyla devam ediyordu ve çalışmalar her şeye rağmen hız kesmedi, sonunda başarıya ulaşıldı. Ay'a ayak basarken Armstrong “bir insan için küçük, insanlık için büyük bir adım” ifadesini kullandı. İniş canlı yayınla aktarıldığından bu söz dünya çapındaki insanlar tarafından duyuldu. Apollo 11 Uzay Yarışı'nı fiilen bitirdi.

Bunları neden anlattım hemen açıklayım.

Ben Amerikan aşığı falan değilim! Tam tersi emperyalizm, Siyonizm, kapitalizm gibi kavramların dünya yönetimindeki paylarından nefret eden hümanist bir insanım.

BENİM ANLATMAK İSTEDİĞİM;

1000 YIL BOYUNCA DÜNYANIN İSTİSNASIZ TEK BÜYÜK GÜCÜ OLMUŞ OLAN SELÇUKLU DEVLETİ VE DEVAMINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN TORUNLARI OLARAK, 1800’LÜ YILLARDAN BU YANA SERGİLEDİĞİMİZ VE ARTARAK DEVAM EDEN VİZYONSUZLUĞUMUZ, CAHİLLİĞİMİZ, HAYAL GÜCÜ YOKSUNLUĞUMUZ VE GERÇEKLERİ İDRAK EDEMEMEMİZ.

Amerika’da yukarıda maddeler halinde sıraladığım gelişmeler yaşanırken AMERİKA AÇLIKTAN KIRILIYORDU. Bu icat ve buluşların çoğu 1929-1960’lı yıllar arasında etkisini göstermiş olan dünyanın en büyük ekonomik krizi olarak adlandırılan BÜYÜK BUHRAN esnasında gerçekleştirildi.

Amerika’daki insanların farkı neydi peki? Onlara bu icatların hayallerini kurduran neydi? Hayallerini kurdukları bu gelişmeler için adım attıran neydi? Onlar çok farklı insanlar mıydı?

Hayır!

Onlar 500 yıl öncesine kadar var olduğu bile bilinmeyen bir kara parçasının (Amerika kıtasının), kaza eseri keşfinden sonra gemilerle, sömürgeci Avrupa ülkelerinden, Amerika’da hakimiyet sağlamak için bu kara parçasına gönderilen barbar Avrupa halkıydı.

Ama kendilerini geliştirdiler, yobazlıktan kurtuldular, barbarlıklarının üzerini örttüler, yeniliklere ve keşiflere öncelik verdiler, birbirlerini küçümsemediler, aç kaldılar ama önce bilgi edindiler, ülkelerinin başarıları ile övündüler.

Meselenin para olmadığı kesin dostlar. Yani mazotun bilmem kaç lira olması nedeniyle, Türkiye dışında hiçbir toplum, ülkesinin edindiği başarıyı küçümsemiyor, kulp takmıyor.

Bırakın Allah aşkına bu ucuz siyaset anlayışını,

Devlet birimlerini ve hükümeti yermeyi,

Gerçekleşmiş başarıyı kabul etmemeyi,

Boşa doluya, cahilce eleştirmeyi.

Bırakın bu ayak takımı oyunlarını. TAKDİR ETMEYİ, GURUR DUYMAYI, BAŞARIYI DESTEKLEMEYİ, OKUMAYI, BİLGİ EDİNMEYİ VE SONRASINDA MÜSPET ELEŞTİRMEYİ ÖĞRENİN.

Yazarın Diğer Yazıları