
Bayram Gelir Hoş Gelir
Nefise Köylü
“Allah’ım ne zor yıllar geçiriyoruz” diye kurduğum her cümleden sonra yine “bin şükür.” Diyorum ama nafile. Sürekli gülümseyen, her zorluk karşısında tekrar diyen, yılmak bilmeyen, bir plan aksi gitse yeniden plan yapan beni bile bezdiren bir yılı yaşadım bitirdim. Bitirdiğim yıl ikincisinin fragmanı gibiymiş diyorum şimdi. Bu yılda geçen yılı hiç aratmıyor.
Kişisel olarak başımıza gelen belalardan, kazalardan ziyade, Filistin’de yaşanan soykırım dramı, ülkemizde yaşanan gündem bozucu fazladan olaylar falan derken ben, mutluluk için neden bulamaz hale geldim gibi hissediyorum.
Neyse ki bunca karamsarlık içinde yine yeniden umutla ve iyi niyetle dolduğumuz bir Ramazan ayını daha ardımızda bırakarak bayrama ulaştık.
Bayram yazılarım öyle umut dolu olurdu ki yazılarımı yazarken ben bile heyecanla dolardım. Bu sene net bir şekilde bezgin hissediyorum. Yine de benim memleketimde Ramazan ayıda dolu dolu geçti, bayramda tüm neşesi ile geldi.
Bayramlar, milli ve dini duygular, inançlar, örf ve adetler ile bütünleşerek sevgi, saygı, kardeşlik ve paylaşmanın, sosyal yardımlaşma ve dayanışma geleneğinin en güzel şekilde yaşandığı günler olması nedeniyle toplumsal yönden ayrı bir önem taşıyor bana göre.
Üzerimizdeki suni gündemlere perde çekmek, gündeminin karamsarlıktan çıkmasını ummak ve yine içimizi umutla doldurmak için Bayramlar ve Bayramlaşma kadar güzel bir neden olamaz herhâlde.
İnsanların mutsuzluklarının ve karamsarlıklarının altında belirsizlik yatıyor diye düşünüyorum. Tam her şeyin rayında gittiği bir gündem olduğunda münasebetsiz bir suni gündem ile tekrar karamsarlığa sürüklenmekten ben acayip sıkılmış durumdayım. Şu ülkeyi bir rahat bırakın diye yüksek sesle bağırmak istiyorum. Devlete, yargıya, yasaya, suçlunun suçlu olduğunun ispat olacağı gibi, suçsuzunda eninde sonunda suçsuzluğunun ispat olacağına inanın.
Neyse çok da yorum yapmak istemiyorum.
Bayram gelir hoş gelir. Şuan halen memleketlerine kavuşmak için hasretle yollarda olan herkese hayırlı yolculuklar diliyorum.
Kastamonu’muzda sokaklar, ilçeler, köyler şimdiden gurbette olan vatandaşlarımızın gelmesiyle dolup dolup taşıyor. Bizim köyümüzde de bayram yoğunluğu başlamış bile bana haberleri geliyor.
Dediğim gibi iyi ve güzeli düşünmek için bayramlar büyük fırsattır. Hiç değilse birkaç gün kötülüklerden, çirkinliklerden, düşmanlıklardan uzaklaşır insanlar. Karamsarlığın perdelerini kapatırlar, iyimserliğin huzur dolu kucağına atarlar kendilerini.
Bayram sabahı camiye gidilir, namazlar kılınır, cemaatle bayramlaşılır. Ne hoş, ne güzel geleneklerdir bunlar. Hiç tanımadığınız insanlarla kardeşçe kucaklaşmak, bizim dinimizin en çarpıcı zenginliklerinden biridir.
Oruç tutanlarla, tutmayanların Allah’ın evindeki ibadetleri, camilerin dolup taşması, saf tutacak yer bulamayanların evlerinden getirdikleri halı ve kilimleri caddelere sererek bayram namazını eda etmeleri, inananların oluşturduğu muhteşem bir tablodur.
Eve dönüşteki kahvaltının lezzeti, ailenin bayramlaşması, büyüklerinin ellerinin öpülmesi, küçüklere harçlık verilmesi, şeker ve çikolatalarla ağızların tatlandırılması, geleneğimizi tamamlayan işlemlerdir.
Bayramların bir başka güzelliği, toplumun yardımlaşma duygularını pekiştirmesi, yoksul ve fakirlerin gözetilmesi, fitre ve zekâtların verilmesidir. Sosyal adalete doğru giden bu dini yürüyüşün, bu yüce davranışın tarifsiz huzuru, bayramlarda inananların yüreklerini kaplar. Komşun açken sen tok yatma felsefesi, dinimizin belki de en çarpıcı, en asil göstergesidir. Paylaşmak duygusu, yoksula omuz verme anlayışı, çaresiz insanlara destek olma görevi, Müslümanlığın en güzel yönleridir.
Bayramlar şahanedir özetle ve bu bayram tüm bu güzelliklerin yanı sıra karamsarlıktan uzak ve hayallerin, umutlarla dolduğu bir geleceğe adım attığımız yeni günler diliyorum. Herkesin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.