GMG Kastamonuspor-Sarıyer maçını özetleyecek tek kelime var: Rezalet.
Maç için konuşulacak pek bir şey yok. Aslında çünkü hakem üçlüsü Yunus Emre Çakar, Oğuz Akyüz ve Barış Sun hakem üçlüsünü çok rezil ve art niyetli gördüm. Bu hakemler resmen liderliğimizi aldılar. Benim gördüğüm üç net penaltımız, bir sarıdan kırmızı kart ve bir de golümüz verilmedi. Bu arada doğrusunu söylemek gerekirse Sarıyer’in de bir golü ofsayt diye sayılmadı. Aslında yan hakem acele etmese, orta hakem o golü de verecekti.
90 Dakikaya Dair Notlar
GMG Kastamonuspor maça fırtına gibi başladı. Belki de bu sezonun en iyi başlangıcıydı. 16’ncı dakikada gol yememize rağmen hiç konsantrasyonu kaybetmeden kısa sürede Okan Eken’in jenerik harika golü ile beraberliği sağladık. İlk yarı takımımızda özellikle Kerem Baykuş, Okan Eken, Çınar ve Oğuz harika bir maç çıkardı ama orta sahamızdaki genç Ali Altınöz’ün eksikliğini çok hissettik.
İkinci yarıya takımımız oyunu nedendir bilinmez geride kabul ederek başladı. Bu da seyirciyi ilk yarıdaki futbolu gördükten sonra rahatsız etti. Bir de buna Erkan Reşmen’in pozisyon değişikliği sonrası çok etkisiz kalarak sağ tarafı hiç işleyememesi oyun düzenimizi bozdu. İleride çoğalamadık. Bundan dolayı ileri geri çok koşan Kerem’in ve Çınar’ın da yorulmasına ve oyundan düşmesine sebep oldu.
Rakip Sarıyer gerçekten çok kondisyonlu ve hızlı atağa çıkan bir ekip olmuş. Bence biz buna ikinci yarı ayak uyduramadık. Geçen haftaki ve bu haftaki maçlarda rakibin etkili adamları neden hiç dikkate alınmamış veya bizim etkili oyuncularımız neden yedek bırakılmış? Mesela sağ açık Erhan Kartal sakat değilse onun yerinde neden Erkam Reşmen oynadı? Avrupa ve Süper Lig görmüş Mustafa Kapı neden bu maçta oyuna dahil olmadı? Sarıyer maçında hiçbir kanat organizasyonu olmadı. Halbuki Sarıyer defansı attığımız golde de görüleceği üzere yanlardan çok hata yapmaya müsait bir takım. Ayrıca bugüne kadar nasıl bir gol yemişler o da anlaşılır gibi değil. Normal adaletli bir hakem olsa bu maçtaki sonuç 4-2 lehimize olmalıydı. Tabi bu bir eleştiri olabilir ama tüm kondisyonumuzu ilk 40 dakikada tükettik. Sarıyer ilk yarı daha kontrollü giderek bizi uyuttu ama takımımız ne olursa olsun iyiydi. Sadece ince ayarlar ve hakemler bu sonucu doğurdu.
Taraftara Dair Düşünceler
Gelelim seyirciye… Hava soğuk, maç 100 lira ve bir de canlı yayın olunca tribünler yine boş kaldı. Ben 42 yıldır bu takımın arkasındayım. Bir paket sigara 80 lira. İki haftada bir 100 lira bu takıma bir zahmet veriverin sayın Kastamonu halkı. Tamemen dolu olmasıyla dikkat çeken iki yer vardı: Biri Beleştepe ve diğeri protokol. Her iki yerde de 100 lira vermek istemeyenler büyük bir yoğunluk yaratmış belli. Ben de protokolde izlemek isterim ama bilet alıp açık tribünde izledim. Kimse kusura bakmasın herkes değil ama bir kısım Kastamonulu 100 lira vermemek için protokle giriyor. Tabi bu takıma sahip çıkan iş adamları ve mülki erkanı bu durumdan ayrı tutuyorum.
Bir diğer faktör asgari ücret alan biri ayda 200 lira veriyor ama milyon kazanan bir esnaf sahaya bir reklam tabelasını çok görüyor. Kusura bakmayın ama sayın Cengiz Aygün olmasa böyle bir takım da olmayacak. Artık bu bir gerçek ve bir şekilde biz de bu yükün bir tarafından tutmamız gerekir.
Yönetime Dair…
Tüm bunlara rağmen yönetim de bazı konularda çok pasif kalıyor. Buna sebep sayın Cengiz Aygün dışında üç ya da dört aktif yönetici olması. Mesela Sarıyer maçında stat kapıları geç açıldı. Ortada kimse yok. Yağmur yağıyor. Bu durumlarda bir yönetici sorumlu olmalı.
Maç biletlerinin hafta içi satılması çok güzel oldu. Hafta içi bilet alan seyirci direk maça girerse daha güzel olacak. Son olarak ilimizin en üst düz tek sosyal faaliyeti olan Kastamonuspor’a artık vali, milletvekili, seyirci ve belediye başkanlığı olarak sahip çıkmamız gerekiyor. Unutmamak gerekir ki başka bir Kastamonuspor yok.