İyi İnsan Nitelikli ve Bilimsel Eğitimle Yetiştirilir
Misafir
Eğitim sisteminin birincil önceliği çocukta, gençte, yetişkinde olumlu davranış değişiklikleri yaratmak olmalıdır. Yani insanı eğitmektir esas olan.
Eğitimin genel amacı, yetişmekte olan çocukların ve gençlerin, topluma sağlıklı ve verimli bir biçimde uyum sağlamalarına yardım etmektir. Bu uyumun gerçekleştirilebilmesi için, bireylerin ilgi ve yetenekleri, eğitim yoluyla son sınırına kadar geliştirilir ve davranışları eğitimin amaçları doğrultusunda değiştirilir. Eğitimin, bireylere bilgi ve beceri kazandırmanın yanında, toplumun yaşamasını ve kalkınmasını devam ettirebilecek ölçüde ve nitelikte değer üretmek, mevcut değerlerin yaşatılmasını sağlamak, eski ve yeni değerleri bağdaştırmak gibi işlevleri de vardır (Varış, 1994). Eğitimle kişinin şimdiki ve gelecek yaşamına hazırlanması, gelişmesi ve ülkenin kalkınmasının sağlanması amaçlanır (Başaran, 1982). Bu açıklamaların ışığında eğitimin amacı birey açısından bakıldığında, “bireye kişilik kazandırmak”, “bireyde demokrasi bilincini oluşturmak ve geliştirmek” ve “bireyin yaşama ve topluma uyum yeteneğini geliştirmek” olarak özetlenebilir.
Eğitim bir sistem olarak düşünüldüğünde eğitim kavramıyla birlikte öğretim konularını da yani akademik gelişmeyi de içine alır. Bizim vurgulamak istediğimiz ise insan davranışlarının olumlu olarak değiştirilmesidir. Eğitim bir süreçtir, beşikten mezara kadar devam eder. Davranış değişikliği de bireyin yaşantıları sonucu meydana gelir. Eğitim birey ve topluma kişilik kazandırır, aynen heykeltıraşın mermeri şekillendirdiği gibi. Eğitim ana kucağında başlar, okula gelindiğinde planlı bir hale dönüşür ve kişinin yaşamı boyunca devam eder.
İçinde yaşadığı topluma faydalı, yurtsever, sorumluluk duygusu sahip, kitap okuma becerisi gelişmiş, yurttaşlık bilincine sahip, demokratik değerlere inanan, farklı düşüncelere saygı duyan, temel hak ve özgürlükleri benimsemiş, araştıran, sorgulayan, bilimsel düşünebilen, ulusal ve evrensel değerlere sahip bir birey yetiştirmenin özünde de nitelikli bir eğitim verilmesi yatmaktadır.
Şeyh Edebali’nin dediği gibi “insanı yaşat ki devlet yaşasın” sözünün de; Atatürk’ümüzün “Eğitimdir ki bir milleti; ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder” özdeyişinin de özünde insana yapılan yatırımın, insanı eğitmenin bütün topluma olan faydası anlatılmaktadır. Bireyin eğitimine verilen değer ve eğitimin bir ülkenin geleceği için vazgeçilemez bir unsur olduğu vurgulanmaktadır.
Anne-babalar olarak çocuğumuzun akademik gelişimi üzerine yani öğretimsel uygulamalara daha çok odaklanmaktayız. Elbette çocuğumuzun meslek sahibi olabilmesi için öğretim gereklidir. Ancak iyi insan yetiştirmek, çocuğun davranışlarının olumlu olarak istendik şekilde değiştirmeyi gerektirir. Bu da eğitimle olur. Bir çocuğun kişiliğinin 0-6 yaş arasında yani aileyle birlikte iken şekillendiği dikkate alınırsa ailede ve okul öncesi dönemde verilen eğitimin yaşamsal önem taşıdığı görülecektir.
Okullar ve öğretmenler olarak eğitim faaliyetlerimizde nicelikten(sayısal ve istatiksel veriler) çok niteliğe (değere, kapsayıcılığa, olumlu kişilik kazandırmaya) yönelik etkinliklere yer vermeliyiz. Özellikle kızlarımızın, kadınlarımızın ve engelli yurttaşlarımızın eğitimlerine önem vermekle kapsayıcı bir eğitim anlayışını benimseyerek ülkemizin geleceğine aydınlık bir ufuk açabiliriz.
İyi insanı yetiştirmek, kendisine, ailesine, ülkesine ve insanlığa faydalı bireyler yetiştirmek; nitelikli, akılcı ve bilimsel bir eğitim anlayışının uygulanmasıyla mümkün olacaktır.
Saim ÇELEBİ
Kuzeykent İlkokulu Müdürü