Kuraklığın, geleceğimizi kurutmasına izin vermeyelim
Mine Küçükaslan
Bir bölgede nem miktarındaki geçici dengesizliğin o bölgedeki su kıtlığı ile ilişkisi olarak kabaca tanımladığımız kuraklık doğal bir iklim olayıdır ve herhangi bir zamanda herhangi bir yerde meydana gelebilir. İlimiz; Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan haritaya göre son 3 ayını Şiddetli Kuraklık ile geçirdi. İlimizdeki seyreden hava durumuna baktığımızda bu kuraklığın devam ettiğini söyleyebiliriz. Bu sürecin uzaması halinde hem tarımsal üretimimiz, hem de su kaynaklarımız ciddi sıkıntılar yaşayabilir. Kuraklık bir iklim olayı olduğundan direk müdahale edemeyiz ama kuraklığa karşı il genelinde tedbirler alabiliriz. Başlıca Küresel Isınmaya karşı dünyaca ön görülen tedbirleri ilimiz özelinde hızla ve doğru bir şekilde uygulamalıyız. Tarım arazilerimizi ve su kaynaklarımızı koruyacak ciddi ve ileriye dönük vizyon projelere imza atmalıyız. Kastamonu olarak sahip olduğumuz doğanın eşsiz güzelliğini kaybedersek, inanın bir daha kazanamayız. PEKİ KURAKLIK TAM OLARAK NEDİR? Kuraktan nemli iklim tiplerine kadar her yerde görülebilir. Bununla beraber kurak iklimler nem eksikliğinden ve yüksek değişkenlikteki yağıştan dolayı kuraklığa karşı daha hassas konumdadırlar. Ekstrem olaylar içinde kuraklık genellikle yavaş gelişir, sıklıkla uzun bir süreklilik gösterir ve atmosferik tehlikeler içinde tahmini en az olanı olması ile birlikte etkileri çok geniştir. Kuraklık yalnızca fiziksel bir olay veya bir doğa olayı olarak görülmemelidir. Onun, insan ve faaliyetlerinin su kaynaklarına olan bağımlılığı nedeniyle toplum üzerinde çeşitli etkileri vardır. Kuraklık demek aslında büyük doğal afetlerden sayılmaktadır. Kuraklık yağış almayan ya da oldukça az yağış alan yerler sonucunda oluşmuş bölgelere denir. Kuraklık olan bölgelerde kesinlikle verim alınamaz. Özellikle halkımızda bu konuda duyarlı olmalıdır. Çünkü geleceğin temelleri bugünlerden atılmaktadır. Gelecekte çocuklarımıza, insanlara güzel bir doğa ve verimli topraklar bırakmak herkesin görevidir. Kuraklığı önlemek için öncelikle suyu verimli kullanmalıyız. Uygun tarım sistemleri kullanılmalıdır. Yenilenebilir enerji sağlanmalıdır. Doğayı korumalı ve orman yangınlarına karşı önle almalıyız. İklim şartları sürekli kontrol altında olup, izlenmesi ve takip edilmesi gerekmektedir. Toprak verimsiz halde kullanılmamalıdır. Kısacası kuraklıkta bizlere çok iş düşmesinin yanında Devlet birimleri de dikkatli olmalıdır. Kuraklık önlendiği takdirde verim artacak ve insanların üretiminde sorunlar yaşanmayacaktır. Gençlerde üzerine düşen görevleri yapmalı ve yeşil alanları çoğaltmada destek vermeliler. KURAKLIK SADECE KENDİ BAŞINA BİR AFET DEĞİLDİR Kuraklık sadece kendi başına bir afet değildir. Aynı zamanda diğer afetleri tetikleyici özelliği de vardır. Kuraklık sonrasında başlayan ani yağışlar sel afetine ve heyelanlara neden olabilir. Bunlarda ciddi kayıpları tetikleyebilir. İlimizde etkili olan kuraklığın tetikleyeceği olumsuzluklarda gözden geçirilmelidir. Oluşabilecek olumsuzluklara yönelik adımlar derhal atılmalıdır. Bu noktada yöneticilere önemli görevler düşmektedir. Üniversitemizdeki bilim insanlarıyla, hatta ülke genelindeki uzmanlarla bir araya gelinmeli ve yapılacak bilimsel çalışmalar ele alınmalıdır. Kuraklığın, geleceğimizi kurutmasına izin vermeyelim.