Yetimlere Kucak Açmak
Kadriye Doğan
Kur’an-Kerim’de “yetim” kavramı, sadece ebeveynini kaybeden çocuklar için değil korunmaya, himaye edilmeye muhtaç olan herkes için kullanılmıştır. Pek çok ayette yetime iyi davranmak, yardım yapılırken yetimlere öncelik tanımak, yetimleri himaye etmek ve mal varlıklarını korumak gibi konulara yer verilmiştir.
İnsanlar yetimleri anlamaya davet edilmiştir; “Geriye eli ermez, gücü yetmez çocuklar bıraktıkları takdirde korkacak olanların (başkalarının yetimleri için de) kalpleri sızlasın...” (Nisa, 3/9)
Yetimlere ilgi gösterilmesinin yanında mallarının korunup gözetilmesi istenmiştir:
“...Onların durumlarını iyileştirmek hayırlı bir iştir. Onlarla içli dışlı olursanız zaten onlar sizin kardeşlerinizdir...” (Bakara, 2/220)
Onların mallarını kötüye kullananlar uyarılmıştır: “Yetimlerin mallarını haksız olarak yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş dolduruyorlar.” (Nisa, 4/10)
Sevgili Peygamberimiz (S.A.S.) iki parmağını göstererek “Ben ve yetimi kollayan kişi, cennette böyle yan yanadır.” (Buhârî, Edep, 25-26) buyurmuştur.
“Bir yetimi sofrasına katan, onunla ilgilenen kişiyi, eğer bağışlanması mümkün olmayan büyük bir günah işlememişse, Cenab-ı Hak affedecektir.” (Tirmizî, Birr, 14)
Allah Resulü de bir yetimdi Peygamber Efendimiz (S.A.S.) henüz doğmadan babasını, altı yaşında annesini kaybetmişti. Annesinin vefatından sonra onu himayesine alan dedesi Abdulmuttalip de bir yetimdi. Dedesinin vefatı üzerine amcası Ebu Talip, Peygamberimizi (S.A.S.) himayesine almıştı.
Hem korundu hem de korudu Ümmü Eymen, annesi vefat ettiğinde henüz altı yaşında olan Peygamberimize (S.A.S.) dadılık yapmış bir hanımefendidir. Peygamberimiz (S.A.S.) hayatı boyunca Ümmü Eymen’i sık sık ziyaret ederek ona hürmet göstermiş ve onun oğlu Üsame’yi torunlarından ayırmamıştır.
Sekiz yaşından itibaren Peygamber Efendimize (S.A.S.) annelik yapan Ebu Talib’in eşi Fatıma, çocuklarından önce onu doyurmuş, gözetmiştir. Peygamber Efendimiz (S.A.S.) onun için “Annemden sonra annemdir.” demiştir. Vefat ettiğinde çok üzülen Allah Resulü gömleğini ona kefen yapmış, cenaze namazını bizzat kıldırmıştır.
Sevgili Peygamberimiz (S.A.S.) Mekke’de kıtlık başladığı zaman amcası Ebu Talib’in yükünü hafifletebilmek için oğullarından Hz. Ali’yi himayesine almıştır. O zamanlar beş yaşında olan Hz. Ali, hicrete kadar onun yanında kalmıştır. Amcasının diğer oğlu Cafer’in bakımını da Hz. Abbas’ın üstlenmesini sağlamıştır.
Sevgili Peygamberimiz (S.A.S.), yetimlerin bakımını üstlenip onlara kol kanat geren kimseleri cennette kendisiyle beraber ve olmakla müjdelemiştir. (Buhârî, Talak, 25)
En hayırlı evin, içinde kendisine iyi davranılan bir yetimin bulunduğu ev olduğunu bildirmiştir. (İbn Mâce, Edep, 6)
Evinde bir yetime kucak açmak isteyen kardeşlerimiz Aile ve Sosyal Hizmetler il müdürlüğüne başvururlarsa onlara gerekli yol mutlaka gösterilecektir. Değerli dostlar yazılarımıza bir süre ara vereceğiz. Tatil dönüşünde yine bu köşede hayatta ayağımıza takılan taşlar hakkında konuşmaya devam edeceğiz inşallah. Sağlıkla ve mutlulukla kalın.