Veda Hutbesi Ve İnsan Hakları
Kadriye Doğan
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabulünden yüzyıllar önce, Veda Hutbesi'nde benzer ilkelerin yer aldığını biliyor muydunuz? Bu Peygamberimizin evrensel ve zaman üstü değerini ortaya koymaktadır.
Veda Hutbesi, İslam dininin ahlaki ve sosyal ilkelerini en güzel şekilde özetleyen bir belgedir. Bu hutbe, sadece Müslümanlara değil, tüm insanlığa evrensel bir mesaj vermektedir. Hutbe, insan hakları, adalet, sosyal eşitlik, kadın hakları gibi konularda 21. yüzyılda bile geçerliliğini koruyan evrensel ilkeler sunar.
10 Aralık 1948'de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi incelendiğinde, yasama hakkı, adalet, özgürlük ve eşitlik gibi hakların 1400 yıl önce Hazreti Muhammed (Sallallahü Aleyhi Vessellem) tarafından Veda Hutbesi ile ele alındığı görülür.
İnsan hakları, Peygamber Efendimiz tarafından Veda Hutbesi ile apaçık bir şekilde insanlara duyurulmuştur. Peygamber Efendimiz, insanların haklarına ne kadar önem verdiğini ve kimsenin kimseden üstün olmadığını çok güzel bir şekilde anlatmıştır. Bu değerli açıklamalar, belirli maddeler halinde ifade edilmiştir. Gelin, bu maddeleri yeniden hatırlayalım.
Veda Hutbesi'nde Yer Alan başlıca kaideler.
Herkesin can, mal ve namusu tecavüzden korunmuştur.
Kimsenin kimseye zarar verme hakkı ve yetkisi yoktur.
Kadınlar, erkeklerin hayat arkadaşıdır. Erkekler onlara iyi muamele edeceklerdir. Kadınların da tıpkı erkekler gibi mal ve mülke tasarruf hakkı vardır.
İnsanlar, ırk ve renk farkı gözetmeksizin birbirine eşittirler.
Servetin bir elde birikmemesi için bütün varislere hisselerine isabet eden meşru hakları verilecektir.
Zina gibi aile yaşantısına zarar verebilecek her şey yasaktır.
Bütün Müslümanlar kardeştir.
Kadın haklarının korunması gerektiği vurgulanmıştır.
Arap ve diğer milletlerin ve ırkların eşitliği belirtilmiştir.
Dil ve dinlerin ayırt edilmemesinin gerekliliği ifade edilmiştir.
İnsanların birbirini aldatmasının, mallarını çalmasının yasak olduğu vurgulanmıştır.
Mal ve can güvenliğini güvence altına almak amaçlanmıştır.
Aile ve toplum hayatının önemi ve el üstünde tutulması gerektiğinden bahsedilmiştir.
Herkesin yaptıklarından kendisi sorumlu olduğu vurgulanmıştır.
Bütün borçlar iade edilecek ve borç olarak alınan dışında bir fazlalık (faiz) ödenmeyecektir.
Kuran-ı Kerim'in insanlara emanet olarak bırakıldığı ve sımsıkı sarılınılması gerektiği tavsiye edilmiştir.
Cahiliye döneminde Arap devletleri ile ihtilaf yaşanan gün, ay ve yıl hesaplamasına açıklık getirilmiş, çıkar için bazı ayların helal bazı ayların haram sayılması ve yerlerinin değiştirilmesi yasaklanmış, bir yılın on iki ay olduğu kabul edilmiştir.
Emanetlerin sahiplerine mutlaka iade edilmesi vurgulanmıştır.
Veda Hutbesi'nde yer alan ilkeleri günümüz sosyal ve hukuki sistemlerine uyarlamak, insan hakları konusunda daha adil ve eşit bir dünya için önemli bir adım olacaktır. Peygamberimizin son nasihatleri olan veda Hutbesi'nin değerini anlamanın ve yaygınlaştırılmasının, sadece Müslüman toplumlar için değil, tüm insanlık için büyük bir kazanç olacağı kesindir. Günümüzün acımasız dünyası ancak bu kaidelerin uygulanması ile aydınlanabilecektir.