İzzet Sarı

Emeklinin canı çıksın!

İzzet Sarı

Mayıs ortalarında yürüyerek eve gidiyordum. Camiden çıkan iki emekli ile karşılaştım. Ağırdan ağırdan sohbet ederek yürüyorlardı.

Bir tanesi “Yahu hacı iyi kötü bu adam dindar. Alnı secdeye gidiyor. Haklı ile haksızı ayırt ediyor. Adaleti de Allah için eşit dağıtıyor” diyerek yeniden oyunu Sayın Erdoğan’a vereceğini söylüyordu.

Diğer emeklide “Haklısın hacım adam yine 21 senedir iyi kötü ülkeyi yönetti. Bizleri de hiçbir zaman mağdur etmedi. Kime vereceğiz tabi ki yine Erdoğan’a vereceğiz” diyordu.

Fazla değil henüz iki ay önce bu iki emeklinin sohbetine şahit olmuştum.

Dün bizim sitenin girişindeki piknik masasında oturan 4-5 tane emeklinin sohbetine yine şahit oldum.

Bu sefer emekliler öfkeliydi. Bu sefer emekliler tam bir Erdoğan düşmanı olmuştu.

İki ay önce adaleti eşit dağıtıyor diye öve öve bitiremedikleri Erdoğan’ı bu sever yerin dibine sokuyorlardı.

Selamun aleyküm kolay gelsin komşular diyerek masaya oturdum.

Ne var ne yok diye sormaya kalmadan emekli hacılar başladılar saymaya…

Yahu kardeşi ne biçim gazetecisin! Yazsanıza, bu nasıl bir adalettir. Bu nasıl bir hakkaniyettir, diyerek bana çıkıştılar.

-Adam dindar, adamda Allah korkusu var, Adamda dürüstlük var diye oyları verdik. Adam ilk başta bizi söğüşledi!

-Memura yüzde 84,

-Kamu işçisine yüzde 45

-Asgari ücretliye yüzde 34

-Emekliye de yüzde 25 zam yaptı bizim Reis.

Emekliler sanki ülkeyi ben yönetiyormuşum gibi bana çıkışıyorlardı.

O anda karşılarında Sayın Cumhurbaşkanını tek başına yakalasalar bir kaşık suda boğacaklardı.

Aslında bu emeklilere söyleyecek çok söz var ama söylemeyeyim. Bırak içimde kalsın sonuçta bende bir emekliyim diyerek yutkundum.

Komşular; “Emekli ölsün! Emeklinin canı çıksın!

Biz emekliler bu ülkeye madem yük oluyoruz. Madem göze batıyoruz. Ölsün bu emekliler daha iyi” deyiverdim.

Masanın ucunda oturan aksakallı emekli hacı amca Yahu bu adam daha iki ay önce adaletten bahsediyordu. Adaleti düzgün dağıtamasak bu dünya batar vs. diyordu. Şimdi memura yüzde 84, işçiye yüzde 45, asgari ücretliye yüzde 34 zam verirken buna karşılık bunca hayat pahalılığında bize yüzde 25 hak mı adalet mi?” diye öfkeli bir şekilde soruyordu.

Masanın hemen kenarında oturan diğer emekli hacı ise “Yahu kardeşim bir ekmeği memur 5 liradan alıyor da, emekli 3 liradan mı alıyor? Doğalgazı, elektriği emekli daha mı ucuza alıyor. Bu nasıl adaletsizliktir? Bu nasıl aymazlıktır.”

-Hemen benim yanımda oturan başka bir emekli komşum ise aslında işi özetleyiverdi… “Madem ülkenin durumu iyi değil. Çık televizyona sevgili halkım biraz dişimizi sıkalım. Herkese ama herkese yüzde 40 zam yapabiliyoruz. Çalışıyoruz, inşallah düzelteceğiz” deyiver. Bir kesime yüzde 84, diğer kesime yüzde 25 adalet buysa BATSIN BU DÜNYA..!”

Diye Reis’in bu adaletsiz maaş artışını acımasızca kendi aralarında eleştiriliyorlardı.

Haksız da sayılmazlardı.

Enflasyon almış başını gidiyor, TÜİK in açıkladığı enflasyon ile marketteki enflasyon çok farklıydı. Gerçekten bu iktidar emeklileri çok ihmal etmişti.

Gittikçe maaşları neredeyse asgari ücret ile aynı seviyede kalmıştı. Hatta bazı emeklilerin maaşları asgari ücretliden daha azdı.

Ömürlerini devlette çalışarak geçirmişlerdi. Artık çalışamaz duruma geldikleri için emekli olmuşlardı.

Benim emekli olduğum zaman çalışan memur ile emekli olan birisi arasında sadece (bin lira) fark vardı. Şimdi ise çalışan memur ile emekli memur arasındaki fark tam tamına 10 bin liraydı. Üst düzey memur emeklilerini bilmiyorum ama düşük ve orta halli memurlar artık dayanamaz hala gelmişlerdi.

‘Kardeşim nasıl gazetecisiniz yazsanıza diyen komşum…’ –Bak ben yazarak görevimi yaptım…

-Bak yazdım işte…

 Asıl toplum olarak biz görevimizi yapıyor muyuz?

-SANIRIM BİZ BUNA LAYIKIZ!

Acaba yöneticiler iyi ve dürüst olunca mı toplum sağlıklı ve iyi olur, yoksa halk iyi ve dürüst olunca mı yöneticiler adil ve ehliyetli olur?

Bu sorunun cevabı ‘yönetici halka göre, halk da yöneticilerine göre olur.’ Her ikisi de birbirini olumlu ve olumsuz yönde etkileyebilir.

İnsanlar her zaman layık oldukları yönetim tarzıyla yönetilirler, kendileri iyi olurlarsa yöneticileri de iyi olur, kötü olurlarsa yöneticiler de kötü olur. Zira yöneticiler halkın içinden çıkarlar ve onların bir parçasıdırlar…

Tüm emeklilerimize selam ve saygılarımla…

Umut fakirin ekmeğidir…

GÜNÜN SÖZÜ

“Bir millet neye layıksa, öyle yönetilir…”

Yazarın Diğer Yazıları