Halime Özdemir

Ramazan Bize De Yaklaşıyor Mu?

Halime Özdemir

Takvime baktığımızda mübarek ayın gölgesinin üzerimize düştüğü görüldü ama Ramazan bize de yaklaşıyor mu gerçekten? Takvim yaprakları teker teker dökülürken ve mübarek bir zaman diliminin geldiğini bizlere haber ederken acaba biz de haberciye kulak veriyor muyuz? Bu ay, İslamî gelenekte “Onbir ayın sultanı” sıfatına sahip iken acaba bu ayı sultanlar gibi karşılayacak mıyız veya sultanlara yakışır bir hayat mı sunacağız, muamma…

Söz, bizlerde hemencecik ağızdan çıkıveren ve dahi bir daha geriye dönüp bakılmayan bir kavram son yüzyılda. Bundan dolayı da ramazan ayıyla ilgili herkes söz söylüyor, kimi gelmeden kimi gelince kimi de giderken ama söylüyor. İş icraata gelince mübarek günün hilali kendisini gösterince herkes bir adım geriye dönüverir bütün bildiklerini ve sözleri unutarak. Hal böyle olunca Ramazan geliyor demekle Ramazan bana da geldi demek arasındaki fark da görünür hale gelir.

Ramazanın mübarek oluşu, Rabbimiz tarafından bildirilmiştir. Bu ayı mübareklendiren de Kur’an’ın bu ayda mübarek bir gecede nazil olmaya başlamış olmasıdır. Mübarek sözlükte; “kutsal, uğurlu, çok saygı duyulan, bereketli” gibi anlamlara gelir. Bu aya zaten Rabbimiz Teala, bu sıfatı verdiğine göre kişinin kendi algısına ve anlayışına göre de kişide anlamlı hale gelecektir.

Öncelikle hepimizin hemfikir olduğu konu; Ramazan ayının bir ibadet ayı oluşudur. İbadet ise Rabbe karşı vazifeleri eksiksiz olarak yapmaya çalışıp kulluğa yükselmeyi ifade eder. İbadetin şekli ve usulü, Rabbimiz ve O’nun Rasulü tarafından açıklanmıştır. Bu sebeple hiç kimse ama hiç kimse kendi kafasına ve kendi zaman algısına göre bu ayda olmayan bir uygulamayı icat edemez ve buna hakkı yoktur. Velakin modern zaman insanı ibadetler başta olmak üzere kulluğu kendisine göre şekillendirmeyi de bilmiştir ve bilmektedir.

Ramazan, İslam’ın beş esasından biri olan oruç ayıdır. Oruç, Hz. Adem’den bu tarafa bütün peygamberlerin ümmetlerine verilmiş bir ödev ve görevdir. Bu aya ulaşan kimse oruç tutmakla mükelleftir eğer akıllı ve ergenlik çağına girmiş bir Müslüman ise. (Bakara 2/183) Ramazan orucundan gafil olan kimsenin Müslümanlığı, temelden sarsılmaktadır.

Oruç; iftar, sahur, teravih, mukabele ile taçlanan bir ibadettir. Bu ibadetlerle birlikte yapıldığında oruç yani Ramazan bereketli ve anlamlı olur. Bunların nasıl olması gerektiği de tebliğci tarafından açıklanmış ve gösterilmiştir.

Ramazan, infak ayıdır. İhtiyaç sahibi kimselerin halini hatırını sormak da oruç tutan Müslümanın en önemli görevlerindendir. Peki ama ihtiyaç nedir? İhtiyaç, kısa bir tanımla gereksinimdir. Bu anlamda Ramazan ayında ihtiyaç sahiplerinin gereksinimlerini dikkate almak zorundayız. İhtiyaç, bizim belirlediğimiz ve “senin ihtiyacın olarak bunu uygun gördüm” diyebileceğimiz bir kavram ve bir etkinlik değildir. İhtiyaç, marketlerin kolilere koyduğu bizim o hazır kolileri alıp sahiplerine ulaştırdığımız iki paket makarna değildir. O, bizim karar verdiğimiz daha doğrusu bizim adımıza karar verilen ve paketlenen şeydir. Tüketim kültürünü canlandırmak adına yapılan bu uygulamadaki şeyleri kaç kişi “Ramazanda bu benim ihtiyacım” diyerek kendisi de evine alıyor? İhtiyaç, muhatabının ihtiyacı ve gereksinimi olup ona sormadan senin bilemeyeceğin bir şeydir. O halde ihtiyaç, kişinin kendi eksiği ve isteğidir. Bu sebeple bu aydaki ihtiyaç da diğer zamanlarda olduğu gibi ihtiyaçların sahipleri tarafından belirlenip alınması gereken bir gereksinimdir. Gerek Ramazan ayında gerek sair zamanda infağın yöntemi, sevdiğimiz şeylerden verebilmektir. Şimdi soruyorum size, siz ramazanda makarna, şehriye mi seviyorsunuz?

Ve ihtiyaç sahiplerine ihtiyacı ulaştırmak da bir “adap” işidir. Adaptan yoksun ve gösteriş içerisinde yapılan infaklar, sadece muhatabına eziyet ve dahi kişiye vebal olmaktan ötesi değildir. Yani her şeyde olduğu gibi infağın da yolu yordamı vardır. Sosyal medyanın her şeyi gözümüze soktuğu şu yüzyılda ihtiyaç sahiplerini sabi sübyan demeden, genç ihtiyar demeden, kadın erkek demeden elde koliler veya poşetlerle “hadi poz ver” deyip fotoğraflayarak “ihtiyaç sahiplerini çarşaf çarşaf sergilemek” hangi kitapta hangi dinde hangi usulde vardır? Soruyorum sizlere. Bir elin verdiğini diğer elin haberdar olmaması gerektiğini söyleyen atalarımız, her saniyenin zabt-ü rapt altına alındığı şu dünyayı görseler bu atasözünü söylerler miydi? Ramazan ve infak kelimelerini aynı cümlede söylerken aynı zamanda ihtiyaç sahiplerini ortaya dökmeye kimsenin hakkı yoktur ve hatta bu davranış, hadsizliktir. Ramazan, gönül incitme değil gönülleri fethetme ve mutlu etme ayıdır. Müslüman, kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmaması gerektiğini öğrenmediği müddetçe Ramazan bize gelmiş veya gelmemiş hiçbir anlamı olmayacaktır.

Diğer bir mevzu da mukabeledir. Bu sünnet, Cebrail (AS) ile Hz. Peygamber’in (SAV) gerçekleştirdiği ve Müslümanların da örnek aldığı bir uygulamadır. Şöyle ki Cebrail (AS) ile Hz. Peygamber (SAV) her Ramazan ayında karşılıklı olarak birbirlerine Kur’an-ı Kerim okurlarmış. Dolayısıyla mukabele esasta, Ramazan ayında birinin okuyup diğerlerinin takip etme usulüyle gerçekleşen bir ibadettir. Ve lakin modern hayat bu uygulamayı da değiştirdi. Ramazandan günler öncesinde başlanıp Ramazan ayının sonu hatta 15’i dahi gelmeden biten mukabeleler okunuyor. Hatta “hafta sonu mukabele olmaz, gelemeyiz, tatil” diyerek mukabelelerin hafta sonu tatil edildiği de bir gerçektir. Usul ve esas, kendimize evrildiği günden beri her ibadetin şekli değiştiği gibi mukabelenin de şekli şemali değişir oldu. Sahi, mukabelede hafta sonu tatili olur mu? Doğru olan hangisi mi? Takdir sizin.

Ve iftarlar… Bir taraftan orucu açmaya diğer taraftan teravihe hazırlanmamız gereken iftarlar da modern çağdan nasibini aldı. Bir hurma ile de olsa iftar ettiriniz buyruğundan mükellef sofralara ve akabinde de çaylı kahveli gece muhabbetlerine dönüldüğü günden beri Ramazanın iftarları da teravihleri de şekil değiştirdi. İbadet, eğlenceye dönüştü.

İşte bu yıl da Ramazanın gölgesi üzerimize düştü. Peki sizi hangi gölge gölgesinde gölgelendirecek ve sizin bu Ramazan ayında niyetiniz nedir? Ramazan size yaklaşıyor mu yoksa fersah fersah uzağa mı düştü? Ramazana dair niyetiniz ne ise ameliniz de o olsun.

Mübarek olsun…
 

Yazarın Diğer Yazıları