Cennete Anahtar Cehenneme Siper: Kızlar
Halime Korkmaz
Evlat, dünya hayatının süsüdür ve bundan dolayı ister kız olsun ister erkek olsun Allah’ın insana verdiği en büyük nimetlerdendir. Ve her nimet, sahibine karşı sorumluluğu da beraberinde getirir.
Geçmişten günümüze ister Müslüman ister başka din mensubu olsun şu bir gerçektir ki evlatlar arasında kız-erkek ayrımı ve daha doğrusu önceliği her zaman olmuştur ve olmaktadır da. Erkek evlatlar, hayata her zaman öncelikli olarak gelirler. Oysa ki insanoğlunun evladın cinsiyetini belirleme gibi bir imkanı ve kudreti yoktur. Bu durum; “Göklerin ve yerin egemenliği Allah’a aittir. O dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları bahşeder, dilediğine de erkek çocukları bahşeder. Yahut erkek ve kız çocuklarını birlikte verir. Dilediğini de çocuksuz bırakır. Şüphesiz O her şeyi bilir, her şeye gücü yeter.” (Şûrâ 42//49-50) şeklinde bildirilmiştir. Bu sebeple ister kız ister erkek olsun cinsiyet konusunda cahilane bir tavır takınmak, ne dinen ne de insaniyet olarak doğru bir davranış değildir.
Her cinsin kendine mahsus özel halleri ve fıtratları vardır. Bir kız çocuğu ile bir erkek çocuğunun yetiştirilmesi de asla birbirine denk değildir olmamalıdır da. Ne kız çocuğunu erkek gibi ne de erkek çocuğunu kız gibi yetiştirmek doğrudur. Bu sebeple anne-babalar, evlatları dünyaya geldiği andan itibaren onların fıtratlarını bozmadan hareket etmek ve onları fıtratlarının gerektirdiği şekilde yetiştirmek zorundadır. Şu da bir gerçektir ki kız çocuklarına karşı daha hassas ve daha narin davranılması-pozitif ayrımcılık değil kesinlikle- o kızın hayatta daha başarılı ve daha mutlu olmasını sağlayacaktır.
İslam’dan önceki dönemlerde kız çocuklarına sahip olmanın nasıl bir duydu olduğu bilinen bir gerçektir. “Onlardan birine kız müjdelendiği zaman öfkelenmiş olarak yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen kötü müjde (!) yüzünden halktan gizlenir. Şimdi onu, aşağılanmış olarak yanında tutacak mı, yoksa toprağa mı gömecek? Bak, ne kötü hüküm veriyorlar!” (Nahl 16/58-59) Böyle bir toplumda Hz. Peygamber (sav)’in kız çocuklarına karşı tavrı ve davranışı da bizim için en güzel örneklerdendir. Cahiliye gibi diri diri gömülen bir zamandan sonra kız çocuklarına karşı güzel davranışlar sergileyenler ve güzel sözler söyleyenler, kendilerini cennete ulaştıracak yolu bulmuşlardır. Mesela şöyle buyurmuştu iki cihan güneşi:
“Kendisine yetişen iki kızı olan bir müslüman, onları yetiştirir ve iyi korursa, onu cennete koyarlar.” (İbn Mâce, Edep, 3670) Kız çocuklarının yetiştirilmesi ve onların hayata hazırlanması, anne-babaya düşen en önemli görevler arasındadır. Hayat, insanın karşısına her şeyi çıkartabilir ve insan her şeye hazır olmak zorundadır. Bu sebeple hayata karşı çocukların özellikle de kız çocuklarının hazırlanması ve her türlü tehlikeye karşı korunması, anne-babanın en mühim vazifelerindendir. Hiç şüphesiz “ben varım” diyerek her şeyden elini eteğini çektirmek ne kadar yanlışsa “sen yaparsın” diye başıboş bırakmak da o kadar yanlıştır. Kız çocuklarının korunması, -kaç yaşında olursa olsun- hem anne babanın, hem kardeşlerin hem de o sülalenin görevidir. Korunmak, kız çocuğunun fıtratında var olan bir duygudur. Bundan dolayı olsa gerek ki, Veda Hutbesi’nde Hz. Peygamber (SAV) kadınları erkeklere korunası bir emanet olarak vermiştir. Bu koruma ve gözetme mevzusu, ailenin erkeklerinin en önemli görevlerindendir. Bir taraftan korunurken diğer taraftan ayakta kalması hayatını idame ettirmesi için donanımlı şekilde yetiştirilmesi de başka ehemmiyetli bir konudur.
Kız çocukları, kişiyi cennete götüren bir anahtardır. Kız çocuklarının ister kardeş ister evlat olsun yalnız bırakılmaması gerekir. “Kimin üç kızı veya üç kız kardeşi veyahut da iki kızı veya iki kız kardeşi olup da geçimlerini güzel sağlar, onlar hakkında Allah’tan korkarsa, o kişi için cennet vardır.” (Tirmizi, Birr, 13) buyrulur hadiste. Biz, ataerkil bir toplumuz bundan dolayı da erkek hakimiyetinin ve zihniyetinin daha fazla olduğunu görüyoruz, biliyoruz ve yaşıyoruz. -Bu aslında tüm dünyanın bir gerçeği-. Buna ilaveten kadınların dahi evlatlar arasında her ne kadar “yok, hayır, olur mu öyle şey” diyerek inkar etseler bile erkek çocuklarını daha çok sevdiği ve maddi-manevi sahip çıktıkları da başka vahim bir gerçektir. Hem kız evlat hem de kardeş olarak kızların korunması gözetilmesi yani onların Allah’ın huzurunda hesap verilecekler listesinde olmasından dolayı korkulması konusuna dikkat çekmek zorundayız. Maalesef ki erkek egemen dünyada kız çocuklarına Allah’ın ve Rasulü’nün verdiği değer ve kıymet veriliyor mu? Takdir herkesin vicdanına ait.
Kız çocuklarına karşı muamele; nazik ve kibar bir şekilde olmalıdır. Bağırıp çağırma veya hak yeme şeklinde bir imtihandan geçen kimsenin ahirette nerede olacağını yazamaya sanırım gerek yoktur. “Kimin üç kızı olup onların bakımlarını üstlenir, onlara merhamet ederse, yumuşak nazik davranırsa o cennette benimle birlikte olur.” (İbn-i Ebî Şeybe, el-Musannef, 5/221) buyurur Hz. Peygamber (sav). İnsanın hayat şartları sebebiyle evlat sahibi olmaktan imtina ettiği bir çağda kız çocuklarını yetiştirenlerin ahirette ne kadar büyük bir kazanca sahip olduğu da bu hadiste dikkat çekmektedir.
Bir diğer mevzu da kızlarımızın hayata atıldıklarında başka bir ifade ile dünya imtihanları başladığında ailelerinin kendilerine sahip çıkılıp çıkılmaması ile ilgili kısımdır. Kız çocuğu dediğimde kasdettiğim şey, aslında cinsiyet olarak beşikten mezara kadar olan bütün kadınları kapsamaktadır. Çünkü aslında her kadın son nefesine kadar içinde cıvıl cıvıl minik bir kız çocuğu barındırır. Bugün pek çok kadın, hayata atıldıklarında mazlum ve mağdur duruma düşmektedir ve aileleri kendilerine sahip çıkmadıkları için hayat onlara iki kat, beş kat daha zor gelmektedir. Hem anne-babalar, hem de kardeşler, kızlarına veya kız kardeşlerine sahip çıkmaları ve korumaları duygusunu ve düşüncesini asla bir tarafa atamazlar. Çünkü dünyada Allah’ın onlara verdiği bir hediyedir her kız çocuğu. Daha önemlisi ise evli her erkeğin öncelikle eşine sahip çıkması ve her türlü fiziksel ve psikolojik zarar ve ziyandan eşini koruyup gözetmesi de diğer büyük bir sınavdır. Çünkü senin eşin olan o kadın, aynı zamanda başka birinin minicik bir kız çocuğudur.
Bir mümin için kız çocukları cehenneme siperdir: Allah Rasulü bu müjdeyi şu şekilde vermektedir: “Her kim kız çocukları yüzünden bir sıkıntıya uğrar da onlara iyi bakarsa, bu çocuklar onun için cehennem ateşinden koruyan bir siper olurlar.” (Tirmizî, Sünen, 4/318) Bu sebeple kız çocukları maddi-manevi bir sıkıntıya uğradıklarında sizi kendilerinin yanlarında olduklarını bilerek yaşarlarsa hem siz hem onlar hayatta zorlanmayacaklardır. Dünyanın bin bir türlü hali varken ailelerin kızlarını sahipsiz bırakma gibi bir özgürlükleri yoktur.
Hayat, ister kız çocuğu, ister eş, ister kız kardeş olsun sana bu dünyada emanet ve hediye olarak verilenlerin elinden tutup dünya yolculuklarını tamamlamalarına yardım etmekten ibarettir. Aksi halde kişiyi cennete de cehenneme de götürecek olan kendi yaşadığı hayattan başkası değildir.