Kadınlar neden daha çok hastalanır?

Fakültede öğrenciyken erkeklerde daha sık görülen hastalıkların çok az olduğunu ve bunları not aldığımı anımsıyorum. Özellikle sağlık bilimleriyle ilgilenenler bileceklerdir ki çoğu hastalık kadınlarda en az iki kat daha fazla görülmekte. Bu veriyi biriyle paylaştığımızda genel olarak şu yorumu duyarız ; “çünkü kadınlar daha hassas.” Acaba gerçekten böyle mi?

Benim işim fiziksel yaralanmaların tedavisi ve bu yaralanmalardan korunmayla ilgili. Ancak uzun yıllardır psikolojiyle ilgili kitaplar okuyor ve destek de alıyorum. Bu sebeple bu konuda toplumun büyük kısmından daha bilinçli olduğumu söyleyebilirim. O yüzden bu yazıyı yazmakta bir beis görmedim. Özellikle otoimmün hastalıklar yani vücudun kendi hücreleriyle savaştığı hastalıklar ve psikiyatrik hastalıklar kadınlarda çok daha fazla görülüyor. Günümüzde bazı psikiyatristler hastalıkların bazı duyguları ifade edememe ve bastırma kaynaklı oluştuğunu düşünüyor.

Stresin çoğu hastalığa sebep olduğunu biliyoruz ancak çok fazla sorunu karşılayan bir kelime olarak kullanıyoruz. Gelin bu sorunları  biraz açalım. Ağrının kökeni bastırılmış öfke ve hayal kırıklıkları, doğurganlıkla ilgili sorunların  kaynağı dişiliğin reddedilmesi ve adetin kirli olduğu inancı, astımın kaynağı özgürlüğün kısıtlanması sonucu oluşan boğulma hissi, gözle ilgili sorunların bazı şeyleri görmeyi reddetme ile ilgisi olabilir mi? 

Kadınların toplumdaki yerini düşünecek olursak işin hassaslık değil, sorunun dayanma kapasitesinin üzerine çıkması olarak düşünebiliriz. 

Hastalandığınız zamanları anımsamaya çalışın. Aslında derinde hangi duygular vardı? Bazı duygular ve bunları bastırmak sizi hasta ediyor olabilir mi? Benim cevabım evet ve artık daha az hastalanıyorum. Umarım bu köşe yazısı sizin zihninizde de bir ışık yakar.