Burhan Karagöz

Yangın

Burhan Karagöz

Dostlar; 

7 Ocak 2025’te Amerika’nın en büyük felaketlerinden biri Los Angeles yangınları olmuş, binlerce dönümlük alan küle dönmüştür. Dünyanın en büyük yangınları analiz edildiğinde 2003 yılında Rusya’da, Sibirya Tayga yangınında 470 milyon dönümlük alan kül haline gelirken; Kanada’da 1919’da 5, 1950’de 4, 1989’da 8,1 ve 2014’te 8,4 milyon dönümlük arazi aynı akıbete uğramıştır.

24 Temmuz 1660 tarihli yangında İstanbul’un üçte ikisi yok olmuş, 1880 ve 1885'te iki büyük yangın geçiren İnebolu’da şehrin çarşısı tamamen yanmış, devrin Padişahı II. Abdülhamit zamanında, Kastamonu valisi olan Abdurrahman Paşa tarafından yapılan planla kent mimarisi yeniden düzenlenmiştir. Bu bilgileri daha da çoğaltabiliriz.

Kısaca; hırsızın taşıyabileceği kadarını, yangınınsa tamamını alıp götürdüğü gerçeğine yurtta ve dünyada, yangının her çeşidinde şahit oluyoruz maalesef.

Bina bazında konuşursak, tüm mesele; plan proje çiziminden, ilk kazmasından, ilk harcından, ilk tuğlasından, ilk sütunundan (kolonundan) taa en sonunda teslim edilen anahtarına dek tüm süreçte iyi niyet, ahlak ve yapı otoritesine dayanır aslında. Böyle olmadığı sürece; hızar gibi ‘bir sana, bir bana’ değil de, keser gibi ‘hep bana, hep bana’ anlayışı hakim oldukça, bina, iş yeri, arazi sahibinden taa tüyü bitmemiş yetimine dek helalleşilecek insan sayısı ayyuka çıkar… Dünya ve ömür, ödenecek haklara dar gelir de, boynuzsuz koyunun boynuzludan hakkını söke söke alacağı o güne taşınıverir vesselam. Allah (CC) muhafaza… 

Uzakta yakında okuyan evladü iyalimiz tatile çıktı. Şu an aile yanında ene kona dinleniyorlar. Ancak, 21 Ocak 2025'te Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Oteli’ndeki yangındaki 78 kayıp can, maalesef bu durumun dışında. Çocuklarıyla rahmetli olanlar, sönen ocaklar …. Allah (CC) mekanlarını Cennet etsin, aynı acıyı tekrar yaşatmasın, yakınlarına baş sağlığı ve büyük sabırlar versin, yaralılarımıza acil şifalar versin, tüm milletimizin başı sağ olsun. Amin.

Empati kuralım: 

Diyelim ki bu otelin sahibi benim. 238 müşterim var. Müşterilerin ortalama gecelik konaklaması 30-35 bin TL civarı. Faciayla sonuçlanma işi olmasaydı kimsenin gıkı çıkmayacaktı. İyi de gelir elde ederdim tatil tatil… Sonucu öngörebilseydim, hiçbir noksan bırakır mıydım faciaya kapı aralayan??? Ama, görsem de, görmesem de, göremesem de, devede kulak kadar dahi olsa hiçbir eksiklik bırakır mıydım??? Geçti Bor’un pazarı…

Diyelim ki 238 müşteriden biri de benim. Vermişim on binlerce TL ücretimi, ayırtmışım yerimi. Tatilimin tadını çıkarıyorum. Aklımın ucundan bile geçmiyor, kimliğimin, saatler sonra DNA testi sonucunda ortaya çıkacağı. Bilseydim gelir miydim sanki!!! Allah (CC) muhafaza…

Diyelim ki otel çalışanıyım. Kırk yıl önce düşümde dahi görseydim o gün öyle bir acı yaşanacağını, tüm noksanlıkları tamamlanmayan bir yerde çalışır mıydım? Canımı yolda mı buldum sanki!!!

Diyelim ki Belediye Başkanı’yım, diyelim ki hükümetim, diyelim ki devletim, diyelim ki mühendisim vs. vs. vs. Kanun koyucu rolündekinden uygulayıcı rolündeki herkese kadar, atanmışından seçilmişine kadar, bu tür hadiselerin tekrar yaşanmaması adına bir adım atılmalıdır. 

Acıdan sonra tekrarı yaşanmaması adına adım atılması da iyiye işaret. Şöyle ki bu elim hadiseden sonra Anadolu’daki tüm kayak merkezleri itfaiye aracı sayısı, itfaiye istasyonunun kayak merkezlerine uzaklığı ve müdahaleci personel sayısı açısından mercek altına alınmalı: Kartalkaya’dan hareketle Ilgaz, Erciyes, Uludağ, Yedikuyular, Kartepe, Sarıkamış, Palandöken, Saklıkent, Davraz, Gerede Arkut, Zigana, Akdağ, Merga Bütan, Salda, Denizli, Ergan, Yalnızçam kayak merkezleri. Grand Kartal Oteli’nden hareketle tüm oteller, tüm binalar yangına, depreme, heyelana, her türlü felakete hazır hale getirilmeli. Basılan çürük basamağın hem kendisi sağlamlaştırılmalı, hem de bu basamak, bir sonrakinin sağlamlığına çivi olmalı, özetle. 

Analizimizi, hem bizim, hem de değişik kültürlerin atasözleriyle taçlandıralım:

Bir Hint atasözünde: “Tereyağına ateşle yaklaşan, onun erimesini istiyordur.” Der. Bundan sonra, alınan ve alınacak olan tedbirlerle, düne, bugüne ve yarına dair atılacak adımlar hususunda atanmış ve seçilmişlerin icraatını her birlikte göreceğiz. 

Acaba, Rus atasözündeki gibi, şimdiye kadar, balık sudan çıkartılmadan mı ızgara, ateş üstüne konuluyordu da ızgara ve ateşe boşuna efor harcanıyor, milletin ruhu duymuyordu!!!

Demek ki şimdiye kadar Breton atasözünde kaydedildiği üzere, hep kuru tahtayla ateş yakılmış, uysal insanlarla iş yapılmış, taa ki ‘yangın’ denen kökten yıkımcı hırsız gibi çetin cevize rastlanmamıştı. 

Çin atasözü: “Ateşin eritemeyeceği metal, paranın düzeltemeyeceği kötü iş yoktur. “ der. İnşallah bu işin failleri, suçlular tez zamanda bulunur da para, bu kötülüğü aklamaz. 

İtalyan atasözündeki gibi, burada, uzaktaki suyun, bizi tehdit eden yangını söndürmeyeceğini gördük. 

Nihayet;

Ukrayna atasözündeki gibi, büyük bir yangın için bir kıvılcım yettiğinin, Libya atasözünde haykırıldığı üzere külün ateşi takip ettiğinin, Arap atasözünde yerini bulduğu gibi, hayatın ateş gibi olduğunun, dumanla başlayıp külle bittiğinin, Alman atasözündeki, tek bir kömür parçasının, yanındaki bütün kömürü yaktığı gerçeğinin, Fransızların dediği gibi ateşsiz duman olmayacağının, Tibet atalarının ifade ettiği veçhile, yanmayı durdurmak için elimizi ateşten çekmemiz gerektiğinin farkına tez zamanda varmalıyız. Tüm bunların yanında; ateş isteyenlerin, dumana katlandığının Alman, kaybedecek bir şeyi olmayanların kaynar suya atlayabileceği, ateşin içinden geçebileceği gerçeğininse Çin kaynaklarında yer almasına rağmen maalesef bizde de geçerli olabileceğini göz ardı etmemek gerek.

Atalarımızın, Türk atasözlerinin verdiği ilhamla da; 

Bundan sonra nasıl ki sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer; ateş böceği görenin yangın sanması hariç, yangını körükleyen herkes saçından tutuşmalı ve ateşin, düştüğü yeri yaktığı gerçeğinden hareketle, yangına razı gelinecek açık veya gizli zelzeleler oluşturma niyetinde olan atanmış veya seçilmişler, gene ateş olmayan yerden duman çıkmaz gerçeğinden alınan ilhamla anında tespit edilip alaşağı edilmelidir vesselam…

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları