Türkiye Yüzyılı Kabinesinin Şifreleri - 1
Berkan Güngör
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılına doğru emin adımlar ile ilerlediğimiz bu yıl içerisinde gerçekten de hayati öneme sahip bir seçim sürecini geride bıraktık. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan tam 12 yıl önce, henüz Başbakan iken, 2011 genel seçimlerinden önce “Hedef 2023” vizyonunu açıklamış ve bu seçimlerin ehemmiyetine o günlerden değinmişti.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesini incelediğim zaman çok hızlı bir şekilde gözüme çarpan husus; siyasetten arındırılmış bir kabine kurulması. Yani şu anda kabinede yer alan bakanlardan hiç birisi aktif milletvekili değil. Hatta bakanların büyük çoğunluğu bürokrasiden gelme kişiler ve hepsi de kendi alanlarında rüştlerini bir şekilde ispat etmeyi başarmışlar, yani oldukça teknik donanımlı bir kabine karşımızda. Kabinedeki bu değişimin ekseni, daha önce de defalarca vurguladığım barış ve kardeşlikten yana gibi görünüyor…
Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevine getirilen Cevdet Yılmaz, ekonomide de de siyasette de bürokraside de oldukça tecrübeli bir isim. Uzun yıllar Devlet Planlama Teşkilatı’nda çalışan Yılmaz, 60. Hükümet döneminde Kalkınmadan Sorumlu Devlet Bakanlığı; 61 ve 62. Hükümet döneminde de Kalkınma Bakanlığı görevini yürüttü. Ayrıca Bingöl doğumlu olan Yılmaz’ın Zaza kökenli olduğu biliniyor. Bu husus Türkiye’nin yeni ikinci adamı ile verilen bir barış mesajı olarak okunabilir. Bir diğer açıdan da seçimler öncesi CHP’ye kaptırılan Kürt seçmenin desteğini ve güvenini yeniden kazanmak…
Bilhassa terörle ve uyuşturucuyla mücadele konusunda Süleyman Soylu döneminde büyük başarılara imza atıldı. Ancak Soylu’ya dair algıları açısından halk tamamen ikiye bölünmüştü. Belki de siyasi bir profil olmasının sebebiyle zaman zaman sert çıkışları olan Soylu, kendine has tarzı ile oldukça farklı bir bakan idi. Görevi devralan Ali Yerlikaya ise bu konuda Soylu ile oldukça zıt profilde bir tarz sergiliyor. Son dönemlerde Gaziantep ve İstanbul Valiliklerinden aşina olduğumuz Yerlikaya, genelde sakin ve babacan tavırları ile biliniyor. Bu değişim aslında yeni kabinenin en önemli sinyallerinden birisi. Yeni bir üsluba yeni bir yaklaşıma doğru yelken açıldığı aşikâr.
Hulusi Akar, Cumhuriyet tarihinde Milli Savunma Bakanlığı’na atanan ilk genelkurmay başkanı idi. Yeni kabinede ise Orgeneral Yaşar Güler bakanlık vazifesine getirildi. Güler de Akar gibi 15 Temmuz gecesi FETÖ’nün hedef tahtasında bulunan önemli kurmaylardan birisiydi. Yani Güler, Cumhuriyet tarihinde genelkurmaydan gelen ikinci Milli Savunma Bakanı oldu. Bu da aslında bu bakanlık için yeni bir yol haritasının belirlendiğinin bir göstergesi. Muhtemelen bundan sonra Genelkurmay Başkanları, Milli Savunma Bakanlığı için en güçlü adaylar olacaklar. Yani artık Milli Savunma Bakanlığında bir paşalar ekolü oluşacak gibi duruyor.
Dışişleri Bakanlığı görevine getirilen Hakan Fidan, 13 yıldır Milli İstihbarat Teşkilatı’nın başında idi. Aynı zamanda asker kökenli olan Fidan, Erdoğan’ın “sır küpüm” olarak tanımladığı bir isim. Özellikle son yıllarda terörle mücadele konusunda başarılı işler yürüttü. Yani artık “Görünmez el” sahneye çıktı. Fidan, dünyada istihbarattan siyasete geçen ilk isim değil; Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, eski ABD Başkanı George W. Bush ve eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da istihbarat teşkilatlarında yetişen liderlerden bazıları. Kuşkusuz ki Mevlüt Çavuşoğlu Cumhuriyet tarihinin en başarılı Dışişleri Bakanlarından birisi idi. Zannımca Fidan yönetimindeki Dışişleri Bakanlığı da bu bayrağı yere düşürmeyecektir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 5 yıl boyunca Türkiye Karayolları Genel Müdürlüğü görevini yürüten bir isim. Bunun yanı sıra 1989 yılından beri Türkiye Karayolları Genel Müdürlüğü’nün birçok pozisyonunda Türkiye’nin farklı coğrafyalarında hizmet vermiş bir isim. Tecrübeli bir bürokrat.
Gençlik ve Spor Bakanı, Osman Aşkın Bak, 65. Hükümette de yaklaşık bir yıl aynı bakanlığın başında bulunan bir isim. Bu vazifesinden önce de çeşitli spor kulüpleri ile federasyonlarda başkanlık ve genel sekreterlik görevlerinde bulunmuş birisi. Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu Başkanlığı tecrübesi de bulunmakta. Ayrıca NATO Parlamenter Asamblesi (NATO PA) Siyasi Komite Başkan Yardımcılığı görevi de yürütmüş.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olan Mehmet Özhaseki’nin, 1994 yılında Melikgazi Belediyesi ile başlayan macerası 1998 yılında Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilmesi ve 2015 yılına kadar görevini sürdürmesi ile sonlanmış. Yani 21 yıl boyunca belediye başkanlığı yapmış bir isimden bahsediyoruz ve tabi bu süreçte 5 kez üst üste seçim kazanmış birisi. Ayrıca Özhaseki, Tarihi Kentler Birliği’nin de 7 yıl boyunca başkanlığını yapmış bir isim. 2016-2018 yılları arasında da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevini yürütmüş. Özhaseki, geliştirdiği Kayseri Modeli Belediyecilik ile Türkiye’ye örnek olmuş bir isim.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü’nde bir profesör. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu Başkanvekilliği görevini de yürütmüş bir isim. Yani işin hocası artık işin başında.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya bizler için ayrıca bir parantez açmak gerek. Bu parantezin içerisine de kendisinin Kastamonulu olduğunu vurgulamak gerek. 2016'dan itibaren Genel Müdür ve İcracı Yönetim Kurulu Üyesi olarak GÜBRETAŞ'ta görev yapan Yumaklı son olarak Bakan Yardımcılığı görevindeydi. Tarım ve orman sektörlerinin bilhassa Kastamonu için ne kadar önemli olduğu aşikâr. Kastamonu Üniversitesi’nin de ihtisas alanlarından birisinin Ormancılık olduğu düşünülürse, güzel iş birlikleri sonucunda uyumlu bir şeklilde faydalı işler yapılacağına inanıyorum.
Bu yazımızda yeni kabinenin 9 ismini konuştuk. Geri kalan 9 ismi de konuşursak yazı hacimsel açıdan oldukça sıkıntılı olacak. Gazete benden mürekkep parası istemesin diyerek bu haftalık yazıyı noktalıyorum :)
Kabinenin geri kalan üyelerini de bir sonraki yazımızda ele alalım ve şöyle genel bir değerlendirme yapalım.
Şimdilik esen kalın…