Sıcak Coğrafyada Soğuk Hesaplar: Ortadoğu
Berkan Güngör
Coğrafi sınırları değişkenlik gösterse de genellikle Orta Asya'dan Akdeniz'e kadar uzanan, Arap Yarımadası, İran Platosu, Anadolu ve Kafkaslar gibi farklı bölgeleri içeren Ortadoğu, dünya coğrafyasının en karmaşık ve tarihsel olarak en zengin bölgelerinden birisi. Bu coğrafya zenginliği, kültürel çeşitliliği, doğal kaynakları ve stratejik konumu ile birçok sorunu da içinde barındırıyor.
Yaygın kanıda “Uygarlığın Beşiği” olarak bilinen Ortadoğu'nun tarihine baktığımızda, bu bölgenin önemli medeniyetlere ev sahipliği yaptığını görüyoruz. Antik Mezopotamya, Mısır, Anadolu ve İran ve hatta kısmen de olsa Roma gibi uygarlıklar bu topraklarda kök salmış. Ayrıca Hristiyanlık, İslam, Yahudilik, Maniheizm, Yezidi, Dürzîlik, Ehl-i Hak, Sâbiîlik, Mitraizm, Zerdüştçülük, Maniheizm ve Bahâîlik gibi inançların doğduğu ve büyüdüğü bu bölge, tüm bu dini kültürlerin de merkezi olarak kabul ediliyor. Fakat bu tarihsel zenginlik aynı zamanda birçok sorunu da beraberinde getiriyor.
Ortadoğu'nun coğrafi konumu, stratejik önemi ve doğal kaynakları, uluslararası ilişkileri şekillendiren en temel unsurlar. Petrol rezervleri, bu bölgeyi dünya ekonomisinin önemli bir parçası haline getirdi. Bu nedenle, Ortadoğu'daki enerji kaynaklarına erişim ve kontrol etme isteği, uluslararası çatışmaların odak noktalarından biri oldu.
Ancak, Ortadoğu'nun en büyük sorunlarından biri etnik ve dini çeşitliliğin yanı sıra tarih boyunca yaşanan çatışmaların mirası. İsrail-Filistin sorunu, Sünni-Şii ayrılığı, Arap baharı sonrası istikrarsızlık ve birçok diğer sorun, bölgenin istikrarını sürekli olarak tehdit ediyor. Coğrafi olarak küçük bir alanda bir araya gelmiş farklı kültürler ve uluslar, zaman zaman oldukça kanlı çatışmalar ve gerilimler yaşıyorlar.
Kültürel, etnik ve dini sorunların yanı sıra çevresel sorunlarla da karşı karşıya olan Ortadoğu’da su kaynaklarının azalması, çölleşme sorunları ve iklim değişikliği, bölgeyi daha da zorlu bir hale getiriyor. Bu çevresel sorunların da çok yakın zamanda bölgedeki kaynak kıtlığına ve göçlere yol açarak, sosyal ve siyasi istikrarsızlığı artıracağı tahmin edilebilir. Yani zaten paylaşılamayan bir coğrafyadaki temel yaşam kaynaklarının hızla tükenmesi bölgedeki gerilimi ilerleyen günlerde de daha uç noktalara tırmandıracaktır.
Sonuç olarak, Ortadoğu coğrafyası, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, zengin kültürel mirasıyla önemli bir bölge. Ancak paralel şekilde bölgenin sorunları da oldukça büyük. Coğrafi konumu, enerji kaynakları, etnik ve dini çeşitlilik, çevresel sorunlar ve tarihsel çatışmalar, Ortadoğu'yu dünya siyasetinin merkezine taşıyor ve muhtemelen uzun vadeli gelecekte de Ortadoğu dünya siyasetinin merkezindeki konumunu korumaya devam edecek. Fakat bölgede uzun vadeli istikrar için diplomasi ve iş birliği elzem çünkü bu bölgenin sorunları sadece bölgesel değil ya da sadece o coğrafyadaki insanların hayatlarını etkilemiyor, aynı zamanda küresel boyutta da etkiler oluşturuyor.
Gelin sadece son bir haftada Ortadoğu’da neler yaşandığını hızlıca bir hatırlayalım:
1. Karabağ'da Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki süreç zaten ortada,
2. Ankara'da terör saldırısı oldu,
3. ABD'ye ait bir F-16 savaş uçağı, Suriye'de görev yapan Türk insansız hava aracını düşürdü,
4. Türkiye, Irak ve Suriye'deki PKK kamplarına saldırdı,
5. Suriye'de askeri mezuniyet törenine İHA saldırısı gerçekleştirildi,
6. Esed rejimi karşı saldırıya başladı,
7. Hamas İsrail'e saldırdı,
8. İsrail, Filistin'e karşı savaş ilan etti,
9. Hamas’ın saldırısının sorumlusu olarak İran işaret edildi (İran bunu yalanladı).
Yazının bu kısmından sonrasını siz değerli okurların inisiyatifine bırakıyorum. Bakalım önümüzdeki günlerde Ortadoğu’da neler izleyeceğiz.