Gazze Soykırımı
Berkan Güngör
Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Aralık 1948'de kabul edilmiş ve Ocak 1951'de yürürlüğe girmiştir. Sözleşme, soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılması için ülkeler arasında bir taahhüt anlamına gelmektedir. Bugüne kadar 140'tan fazla ülke bu önemli Sözleşmeyi onaylamıştır.
Sözleşmenin 2. maddesi, soykırımı şöyle tanımlamaktadır:
Ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir öbeğin tümünü ya da bir bölümünü yok etme niyetiyle
(a) Öbek üyelerinin öldürülmesi;
(b) Öbek üyelerine fiziki ya da ruhsal açıdan zarar verilmesi;
(c) Öbeğin, fiziki varlığını tümüyle ya da kısmen sona erdirecek yaşam koşullarıyla yüz yüze bırakılması;
(d) Öbek içi çoğalmanın engellenmesi;
(e) Öbek bünyesindeki çocukların başka bir öbeğe aktarılması
eylemlerinden herhangi birinin işlenmesi.
Gazze'deki çatışmanın en büyük kaybedeni her zaman siviller oldu. İsrail'in Gazze'ye yönelik askeri operasyonları, her seferinde sivil ölümlerine neden oldu ve ciddi insani trajedilere yol açtı. Sivil ölümleri, yaralanmaları ve evsiz bırakılan insanlar, bu operasyonların sonucunda gerçekleşen trajedilerin bir parçası.
İsrail, Gazze'yi sık sık hava saldırılarına ve topçu ateşine tabi tuttu, bu da sivillerin can güvenliğini tehlikeye attı. Bu olaylar, insan hakları ihlalleri olarak kabul ediliyor ve bu tür operasyonların sivil halka zarar vermemesi gerektiği uluslararası hukuk kurallarıyla koruma altına alınmış.
Buna rağmen şu anda tüm dünya üç maymunu oynuyor…
Binlerce masum bebek, çocuk, kadın ölüyor…
İsrail hiçbir kuralı, kanunu ya da insani değeri gözetmeden saldırıyor…
40 bin konut, 220 okul 55 cami, 3 üniversite, 3 kilise vuruldu…
10 binden fazla Gazzeli katledildi…
İsrail’in katliamı bütün dünyada yayınlanıyor ve milyarlar sessizce seyrediyor…
Birleşmiş Milletler durumun vahametinin farkında ancak sürecin gidişatına asla müdahil olmuyor…
BM İnsan Hakları Komiseri gidişattaki vahşeti görerek istifa ediyor…
İsrail soykırım yapıyor…
