• Haberler
  • Genel
  • Yazar Erdal Arslan: 'Filistin'de Savaş Yok Soykırım Var'

Yazar Erdal Arslan: 'Filistin'de Savaş Yok Soykırım Var'

Kastamonulu Yazar Erdal Arslan Filistin'de yaşananlar hakkında açıklamalarda bulundu. Yapılan soykırımı her fırsatta dile getiren Yazar Erdal Arslan geçmişten günümüze Filistin toprakları üzerinde oynanan oyunlar hakkında detaylı bilgiler verdi.

Filistin olaylarını anlamak için bugüne değil geçmişse bakınması gerektiğini açıklayan Yazar Erdal Arslan; “Bizler toplum olarak Filistin’de 7 Ekim’de başlayan bir saldırı olduğunu sanıyoruz. Hamas’ın füze atması sonucunda İsrail karşılık veriyor sanıyoruz. Oysa bu zulüm 1917 yılında başlıyor. 7 Ekim’de ne olduğundan önce 7 Ekim’e nasıl gelindiği sorgulanmalıdır. 1917 yılına kadar Osmanlı hakimiyetindeki Filistin 1917 yılında İngiliz mandasına girdikten sonra 1947-1948 yılına kadar 30 yıl boyunca baskı, zulüm, zorbalık, kanunsuzlukla toprakları ellerinden alınmak istendi. Topraklarının yüzde 80 miri arazidir. Sultan Abdülhamit Han; Theodore Hels kendisine toprak talebi için geldiği zaman vahameti ön görüyor. Hemen Filistin topraklarının yüzde 80’nini devlet arazisi haline getiriyor. Satılabilecek yüzde 20’lik bir arazi bırakıyor. 30 yıl boyunca İngilizlerin ve Avrupa’dan kaçan Yahudilerin her türlü zorbalığına ve çirkefliğine rağmen satılan toprak yüzde 1, bu toprakları satanlarda zaten Filistin halkı değil. Suriyeli, Lübnanlı, ticari olarak bulunan çiftçiler. ‘Filisin topraklarını sattı’ söylemi iftiradır ve bilinçli bir şekilde kullanılan bir kara propagandadır. 1947 Kasım ayında birleşmiş milletler bir taksim planı yapıyor. Toprakların yüzde 95’inde bulunan Filistinlilere toprakların yüzde 44’ü veriliyor. 1917’den itibaren 1945’e kadar çok cüz-i bir Yahudi göçü oluşuyor. İkinci Dünya savaşında Avrupa’dan kaçarak Filistin topraklarına kaçan, sığınan ve Filistinliler tarafından evleri ve yürekleri açılan gariban Yahudiler yavaş yavaş işgal etmeye başladı Filistin topraklarını. Yahudi topluluğu gittikleri her toplumda kargaşa çıkaran bir topluluk. Birleşmiş milletler sığınmacı mülteci olan insanlara tuttu Filistin topraklarının yüzde 56’sını verdi. Filistin İsrail toplumuna kurban seçildi. Bir İsrail Filistin haritası vardı. Ancak İsrail terör Devleti bu haritaya paylaşıma dahi sadık kalmadı. Filistin topraklarının yüzde 85’i fiili olarak İsrail terör devletinin elinde bulunmaktadır. Yüzde yüzü aslında işgal altında. Filistin halkına gelen tüm maddi ve manevi kaynaklar dahi İsrail terör devletinin elinden geçiyor. Bütün ticari ve imar izinlerini her türlü izinlerini İsrail veriyor. Ortada bir devlet yok. Devlet kurulmasına dahi müsaade edilmemiş. Sözde 2 devletli bir plan yapıldı. İsrail terör devletinin yapacaklarını bilerek yapıldı bu imar planı. Bizim toplumumuzda ise yanlış bir algı var. Araplar bizlere sırtını döndü. Gerçekten geçmişte Araplar bizlere ihanet etti mi?  Aslında bu sözleri araştırsak arkasının ne kadar boş olduğunu görecekler. Meşhur Kût'ül-Amâre Savaşı’nın kazananı, İngilizleri dünya tarihinde büyük hezimete uğratarak destan yazanlar kimlerdi? Osmanlı askeri, peki orduda savaşan bu askerler kimlerdi? Hamasın askeri kanadının, Filistin devleti ordusunun ismini de aldığı İzzettin El Kassam’ın ömrünün sonuna kadar İngilizler, Fransızlar ve Siyonist teröristlerle mücadele ettiğini, ömrünün sonuna kadar Osmanlı’ya sadık bir nefer olarak kaldığını bilmeden, şanlı Medine müdafaasında hemşerimiz Fahrettin Paşayla birlikte 46 gün boyunca İngilizlere ve Hain Şerif Hüseyin’e kahramanca direnen Medineli Arap aşiretlerin çekirge yediğinden haberdar olmadan, İngilizlere tarihinin en büyük hezimetini yaşatan Kastamonulu Halil Kut Paşa’nın tarihin altın sayfalarına silinmemecesine kazıdığı şanlı Kût'ül-Amâre zaferinin kazanılmasında büyük rol oynayan Uceymi Paşa’nın ardına 25 Arap aşiretini de alarak cephede verdiği mücadeleyi okumadan, Osmanlının bir neferi olduklarını hem dille hem de mücadele ile gösteren Madra Mudran, Halil Ganem, Beracine aşiretlerinin Lawrence’lerin ayak oyunlarına nasıl direndiklerini görmeden, Balkan Savaşlarından Kurtuluş Savaşı’na kadar Türk askeri ile omuz omuza cephede çarpışıp şehadete yürüyen Nablus, Cenin, Hayfa, Halilürrahman, Yafa, Gazze ve Kudüs’ten 640’tan fazla şehidin mezarını görmeden, Mustafa Kemal Atatürk’ün 20 Nisan 1920 tarihli gizli oturumda Arapların daima bizim yanımızda mücadele verdiğini ifade ettiğini bilmeden, sadece tek bir hain aşiret üzerinden Araplar bizi arkadan vurdu demek sadece tarih cehaleti değil aynı zamanda büyük bir vefasızlık değildir de nedir?” dedi.

Yazar Erdal Arslan: 'Filistin'de Savaş Yok Soykırım Var'

‘Yürümeyi Konuşmayı Bilmeyen Çocuklar Öldürülüyor’

Filistin’de şehit edilen bebeklere değinen Erdal Arslan; “Filistin’e doğru vicdani bir gözle bakmak gerekir. Filistin halkının maruz kaldığı zulüm ve soykırıma bakmak gerekir. Bizim geçmişimizde Anadolu’da okumuş bir nesil hemen hemen kalmadı. Mezun veremeyen pek çok okul olmuştu. İnebolu ticaret lisesi kapanmak zorunda kalmıştı. Tüm bu öğrenciler 16-17-18 yaşlarında cephelerde şehit oldu. Ancak günümüzde Filistin’de yaşanan zulümde anaokulunda olan yürümeyi konuşmayı bilmeyen çocuklar öldürülüyor. Gazze de u yıl anaokulu öğrencilerinden tut Üniversite öğrencilerine kadar mezun verilmedi. Okul yok. Bakın özelikle İsrail Filistin savaşı deniliyor. Öyle bir savaş yok, şu anda savaş yok soykırım var. İsrail teröristlerinin öldürdükleri, şehit ettikleri 40 bine yakın şehit var. Bunların 70’ten fazlası kadın ve çocuklar. Diğer yüzde 30’u zaten sivil vatandaş. Ortada denk bir savaş yok kesinlikle soykırım var. Amaçları Filistin topraklarını tamamen Müslümanlardan arındırmak. Bütün o coğrafyayı Yahudi devleti haline getirmek. Burada aileleri ile koşturan çocukları görünce aklıma Filistin’de soykırıma uğrayan masum çocuklar geliyor. Daha doğalı saatler olmuş ve bir terörist basıyor hastaneyi. Sağlıkçıları silah zoruyla dışarı çıkararak sizleri zulüm içinde ölüme bırakıyor.  Açlık ve bakımsızlıktan acı çekerek ölmeye layık olan bebek olur mu? Daha isimleri bile konulmadan, gözünü dahi açmadan ölen bebekler var. Filistin’deki bebekler anne baba demeyi öğrenemedi. Feryat etmeyi ve çığlıklar arsında ölmeyi bildi. Parkta oynaması gereken çocuklar füze ve bomba sesleri duyarak enkaz altında can veriyorlar. Binlerce çocuk yorganın altında şehit oluyor. Kimse Gazze’de, Filistin’deki zulmü görmüyor. Yahudi halkı eline alıyor silahı Batı-Şeria’da mahallelerde insanları öldürmeye başlıyor. Bunları asker kılıklı teröristlerin desteği ile yapıyor” ifadelerini kullandı.
 

Bakmadan Geçme