Vali Dallı: 'Kastamonu'da Afet Risklerini Bertaraf Edeceğiz'
Kastamonu Üniversitesi ile İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü işbirliği ile gerçekleştirilen Köy Yangınları Ulusal Çalıştayı başladı.
Çalıştayın açılış programına Vali Meftun Dallı, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Vali Yardımcısı Aydın Ergün, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Zafer Özden, Orman Genel Müdürlüğü Orman Yangınlarıyla Mücadele Dairesi Başkanı Mustafa Songür, Kastamonu Belediyesi Başkan Vekili Hasan Fehmi Taş, İl Özel İdaresi Genel Nida Sinsi, Kastamonu İl Afet ve Acil Durum Müdürü Dr. Suat Tüfekci, kaymakamlar, ilçe belediye başkanları, üniversite temsilcileri, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı.
'43 Vatandaşımız Bu Yangınlarda Hayatını Kaybetmiştir'
2 gün düzenlenecek Çalıştay öncesinde Kastamonu İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü Bahçesinde Kastamonu Orman Müdürlüğü, Kastamonu Belediye Başkanlığı ve UMKE Yangınla Mücadele araçları ilgili görevliler Hakan Çatalyürek, Eyüp Karataş ve Suat Tüfekçi Vali Meftun Dallı ve beraberindekilere bilgi vererek araçların işlevleri ve tanıtımları gerçekleştirildi. Suat Tüfekçi; “Ne yazık ki geride kaldığımız 15 yılda bin 700’den fazla ev yangımız meydana gelmiş, 43 vatandaşımız bu yangınlarda hayatını kaybetmiştir. Türlü sebeplerle bir evde başlayan ve diğer evlere sıçrayan bu yangınlar zaman zaman ilimizdeki imkan ve kapasiteleri zorlamakta, bazen çevre illerden destek istemeyi dahi gerektirmektedir. Yangınlarımızın söndürülmesi için itfaiye teşkilatlarımız, orman itfaiye teşkilatımız ve diğer kamu kurumlarımız canla başla çalışmaktadır. Köy yangınlarına karşı verdiğimiz bu savaşta kendilerine müteşekkiriz. Sayın valimizin tensipleriyle, AFAD başkanımızın destekleriyle, Kastamonu Üniversitemizin akademik katkılarıyla bu sorunun çözümüne ilişkin tüm tarafları bir araya getirerek bu riskin bertarafına yönelik bu çalıştayı düzenleme kararı aldık. Çalıştaydan çok değerli öneri ve strateji fikirleri çıkacaktır. Çalıştayın düzenlenmesinde çok kıymetli desteklerinden dolayı sayın valimize, Kastamonu Üniversitemize ve AFAD başkanlığımıza, uzun ve yorucu bir çaba içinde olan mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi.
‘En Çok Açık Alan Yangınları Tehditkâr Hale Geldi’
Orman Genel Müdürlüğü Orman Yangınlarıyla Mücadele Dairesi Başkanı Mustafa Songür ise, “Malum son yıllarda en çok açık alan yangınları tehditkâr hale geldi. Biz de Orman Genel Müdürü olarak bu konuda alınması gereken tedbirler işte arttırılması gereken kapasite vesaire konularında ciddi olarak çalışmalar yapıyoruz ve elimizden geldiği kadar bu açık alan yangınlarının toplum için bir tehdit olarak görülmesinin önüne geçmeye çalışıyoruz. Tabii açık alan yangınlar deyince hem orman yangınları hem de kırsal alan yangınları aklımıza geliyor malum. Bunlar birbiriyle oldukça ilintili şeyler. Eğer biz bugün orman yangınlarının önüne geçemezsek köylerimizin emniyetini maalesef sağlayamayız. Aynı şekilde yerleşim yerlerinde gerekli önlemler alamazsak orayı güven hale getiremezsek ormanlarımız için de maalesef o sıkıntılı sürecimiz devam edecek. Dolayısıyla bununla ilgili olaraktan biz orman genel müdürlüğü olarak hem açık alan yangınlarında hem de kapalı alan yangınlarında mevcut kapasitemizi mümkün olduğu kadar halkımızın hizmetinde kullanmaya çalışıyoruz" dedi.
'En Güçlü Kapasitelerden Bir Tanesine Sahibiz'
Türkiye'nin ciddi bir alt yapısının olduğuna değinen Songür; "Biz Orman Genel Müdürlüğü olarak bir kere elimizde neler var? Ülkemizin bu konudaki herhalde en güçlü kapasitelerden bir tanesine sahibiz. Ciddi bir altyapımız var. Bir de ülkemizin her tarafına dağılmış bir teşkilatlanmamız var. Bu teşkilatlanma sayesinde de hem kırsal alan yangınlarında hem orman yangınlarında ciddi bir avantajımız oluyor. Ülkemizde bildiğiniz üzere kırsal alan ve kapalı alan yangınlarıyla yetkilendirilmiş kuruluşlar yerel belediyelerimiz, ayrıca yerel belediyelerimize de orman yetkilerinde, orman yangınlarında müdahale yetkisi verilmiş. Ters bir uygulama da yine 1917 yılında çıkarmış olduğumuz bir yasayla biz de kırsal alan yangınlarında imkanlarımız ölçüsünde belediye itfaiyelerine yardımcı olma gibi bir yükümlülüğümüz var. Tabii bu bir yetki meselesi. Biz 2012'de bir kırsal alan yangınına müdahale ederken bir arkadaşımızı kaybetmiştik. Bu arkadaşımızın kaybedilmesinden sonra savcılık bir dava açmıştı ve bu davanın neticesinde siz bu yangına müdahale edemezsiniz, sizin böyle bir yetkiniz yok dedi ve oradaki işletme müdürü arkadaşımızı yargılamaya başlamışlardı. Biz de bunun önüne geçirebilmek için 2017’de kanunumuzda bir düzeltme yaparak işte kırsal ormana ıslah etme ihtimali bulunan kırsal alan yangınlarında da orman teşkilatı imkanlar üstü yardımcı olur şeklinde bir ifade koyaraktan buradaki rolümüzü üstlendi" dedi.
'Biz Dünyada Orman Varlığını Arttıran Nadir Ülkelerden Bir Tanesiyiz'
Songür; "Ancak bizim tabii kırsal alan ve kapalı alan yangınlarındaki katkımız normalde mevzuatımıza göre Sadece destek amaçlı. Fakat uygulamaya geldiğiniz zaman öyle olmadığını bütün arkadaşlarımızın tekrar inisiyatif alarak da yangınlara birer birer müdahale ederek vatandaşlarımızın bu konuda en az zarar görmesinin eline geleni yaptığını görüyoruz. Ben biraz daha ülkemizdeki hem orman varlığını hem de mevcut kapasitemizi anlatarak bu işe başlamak istiyorum. Biz dünyada orman varlığını arttıran Nadir ülkelerden bir tanesiyiz. 1973 yılında 20.2 milyon hektar ormanlık alanımız varken bugün yaptığımız çalışmalarla 23.4 milyon hektarlara çıkardık bunu. Yine ülkemizin bir gerçeği özellikle sahile yakın kısımlarda ciddi bir ibreli ağaç topluluğumuz mevcut ve buradaki ormanlarımızda yangınlar için birincileri de hassas durumdalar. Tabii sonuç böyle olunca yerleşim yerlerimizde aynı zamanda birbiriyle etkileşimden dolayı onlar da birinci derecede yangınlara karşı hassas durumda oluyorlar. Yine ülkemizin coğrafya olarak baktığımız zaman Akdeniz ve Ege bölgelerinin işte Çanakkale'ye kadar, Hatay'dan Çanakkale'ye kadar olan bu bölgesinin yine orman yangınları açısından biliniyor" şeklinde konuştu.
'Yangınların Hassas Olduğunu Görüyoruz'
Geçmişteki yangınları anımsatan Songür sözlerine şöyle devam etti; Yangınları hassas olduğunu görüyoruz. Şimdi geçmişte de yangınlar vardı ama günümüzde bu yangınların etkisinin bir hayli arttığını görüyoruz. Peki bu bir tesadüf müdür? Hayır, kesinlikle değildir. Çünkü iklimimizde ciddi değişiklikler Burada grafikte dört tane dünyada akredite olmuş metroloji istasyonunun verileri var. Oraya dikkatli bakarsanız, son dokuz yılımız tarihimizde yaşadığımız en sıcak yıllar olarak kayıtlara geçti. Yani bu kayıtlar 1880 yılından 2023 yılına kadar olan dönemde biz tarihimizin en sıcak yıllarını yaşadık. Kaldı ki bu yılda o rekorları tekrar kırdık. Yine Avrupa, özellikle dünyada görmüş olduğu en sıcak yazı yaşadım. Yine uzmanlarımızın yaptığı bir kuraklık haritası var. Yani bu kuraklık haritasını buraya niye koydum? Aslında yangınlar deyince, özellikle açık alan yangınlar deyince, Bu kuraklık haritası aklımıza gelmeli. Ülkemizde Dünyadaki bu gelişmeleri paralel olarak da, evet belki 2022 ve 2023 iyi bir yılda ama 2024'te bu bahsetmiş olduğumuz, kötü bir sezon diyebileceğimiz bir şeyden sonra ciddi yangınlarımız olmuştu ve bu yıl yangınlarımız yaklaşık yüzde 70 civarında arttı alan olarak. Sayı olarak da bu son 2-3 haftadır sürekli yağışlı geçmesine rağmen bu yüzde 70 civarında sayı olarak da fazlaydık. Ama şu anda yaklaşık yüzde kırk civarında yine geçmiş yıllara göre fazla yangınımız var."
'Vatandaşımız İçin Ne Gerekiyorsa Onu Yapmaya Çalışıyoruz'
Kırsal alanlardaki yangın artışlarına dikkati çeken Songür; "Yine kırsal alan yangınlarına baktığınız zaman onda da ciddi artışlar var. Şimdi bu yıl en çok zararı nerede gördük? Bunu şunun için anlatıyorum. Özellikle belki Kastamonu için Bunu söylemek biraz zor. Çünkü biraz önce çok güzel bir sergi hazırlamıştınız. Hazırlayanların da ellerine sağlık. Orada gördüğüm ormandan kırsala ya da kırsaldan ormana geçen çok fazla resim görmedim orada. Ama bizim özellikle Ege ve Güney illerimizde maalesef ya kırsaldan ormana geçiyor yangınlar ya ormandan kırsala geçiyor. Bir dönüş var. Dolayısıyla bunlar birbirinden ayrılmamız mümkün değil. Ama bizim bu yıl yaşadığımız o 25 bin hektar yaklaşık 11 bin hektar bu dört gün içerisinde yandı. Dört gün içerisinde yaklaşık 10 tane büyük yangın aynı eş zamanlı çıktı. Ve bütün kapasitemizde bu eş zamanlı yangınlardan paylaştırarak iyice bir mücadele verdiğimizi düşünüyorum. Sonuçta hepimiz bir devletiz. Devletin bir gücüyüz. Vatandaşımız için ne gerekiyorsa onu yapmaya çalışıyoruz. Ama belediye teşkilatlarının bence bu konudan yeniden bir yapılanmaya gitmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘Kastamonu'da Acı Hatıralarımız Da Var’
AFAD Başkan Yardımcısı Dr. Önder Bozkurt’ta Çalıştay’da yaptığı konuşmasında, “Büyük yangınların olduğu 2021 senesinde Antalya'da biz de Muğla Marmaris Bölgesi’ndeydik. Hatırlarsınız özellikle yerleşim yerlerinin yangını tehdit ettiğinde AFAD’ımız hemen devreye giriyor. Yine kurumlarımızla, jandarmamızla, emniyetimizle iş birliği halinde güvenli bölgeleri vatandaşlarımızın tahliyelerini sağlıyor. Gerek kamu misafiri hallerinde gerekse daha önceden belirlenen planlama yapmış olduğumuz alanlara taşınma ve tahliye işlemlerimiz yapılıyor. Bu konuda birkaç kelam edeceğim. Bir de Kastamonu'ya geldik. Kastamonu'da bizim güzel anılarımız olduğu gibi böyle acı hatıralarımız da var. Özellikle 11 Ağustos 2021'de yaşanan büyük bir sel afeti oldu. Bozkurt ilçe merkezinde ve diğer ilçelerimizde. Bozkurt Belediye Başkanımız da buradalar. O selde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza tekrar Allah'tan rahmet diliyorum. Yangınlarda mücadele konusuna baktığımızda yine sunumlarda bahsi geçti. Belediye Kanunu’muzdan, İtfaiye Yönetmeliğimizden, 7269 sayılı kanunda, İl İdaresi kanunumuzda, Türkiye Afet Müdahale Planı ve bu müdahale planının adlı olan Türkiye Afetlerle Mücadele anlamında önemli bir yönetmelik olan Müdahale Hizmetleri Yönetmeliğimizden, 1956 tarihinde Orman Kanunu'nda ve 2018'de yapılan değişikliklerde, 1976'da orman yangınlarının söndürülmesine ilişkin yönetmeliklerden yine az önce bahsi geçti. Binaların yangına karşı korunması ile ilgili yönetmeliklerden bahsetmek mümkün. Dolayısıyla Türk hukuk sisteminde yangınlarla mücadele konusunda gerek merkezde gerek kırsalda gerekse birçok farklı afet türleriyle ilgili yangın boyutuna varan olaylarda nasıl müdahale edeceği, hangi kurumların ne şekilde müdahale edeceği ile ilgili önemli hükümler var. Belki bu çalıştayımızda bu mevzuatlarla ilgili yapılacak çalışmalar da bundan sonrası için daha etkin, daha aktif bir şekilde nasıl hareket edilebilir konusunda bizlere yol gösterici fikirler olabilir. Özellikle üniversitemizin bu konudaki akademik çalışmaları, makaleleri bizlere önemli noktalarda fayda sağlayacaktır” dedi.
'Kastamonu İlinde Birçok Afet Türleriyle Karşı Karşıyayız'
“AFAD olarak 2021 yılında Kısa ismi İRAP dediğimiz il risk azaltma planlarını hazırladık” diye konuşmasını sürdüren Bozkurt, “Burada Giresun İl Müdürümüz, Antalya İl Müdürümüz de çalıştığına katılmışlar. Onlar da çok iyi bilirler. İl risk azaltma planlarında bir ilin geçmiş afetleri nelerdi? Ve bu afetlere yönelik yapılacak müdahale planları nasıl olabilir şeklinde yine üniversitelerimizin de katılımıyla kurumlarımızla iş birliği halinde risk azaltma planlarını oluşturduk. Kastamonu ilinde de 2021 ve 2022 yıllarında onaylanan bu plana baktığımızda birçok afet türlere karşı karşıyayız. İl müdürümüz de detaylı olarak bunları biliyor. Ve özellikle baktığımızda Kuzey Anadolu fay hattının geçtiği bölgelerde, Kastamonu ilinin kuzey kesimlerinde özellikle deprem tehlikesiyle karşılaştığımızı görebiliyoruz. Özellikle 1940'lı yıllarda, sanıyorum 1943 yılında Tosya depremiyle karşılaşıldı. Akabinde baktığımızda yine planda özellikle sel ve taşkın ve heyelanlarla karşılaşıyoruz. Az önce bahsettiğim 2021 yılında çok büyük bir afet ile karşılaştık. Ve yine heyelanlarla birlikte de Kastamonu ilinde farklı afet türleriyle mücadele ediyoruz. Bu noktada afetlerle mücadele noktasında Kastamonu ili duyarlı bir il." dedi.
'50 Köyü Pilot Bölge Olarak Belirlemişler'
Bozkurt; "Kastamonu İl Afat Müdürlüğümüz ve diğer paydaş kurumlarımız sayın valimizin önceliğinde önemli müdahale ve iyileştirme çalışmaları yapıyor. Yanan evlerde özellikle genel hayata yetkili afiyet bölgesi kabine alanlarda yapılan iyileştirme çalışmaları, altyapı çalışmaları, konut çalışmaları gibi birçok alanda faaliyetlerimiz yürütülüyor. Yangınlar üzerinde baktığımızda az önce bilgisini aldım. Güzel bir çalışma içerisinde arkadaşlarımız. özellikle 50 köy'ü pilot bölge olarak belirlemişler. Bir inceleme çalışması burada gerçekleştirilmiş. Ve buradaki analizlerini yapıp sayın valimize, kurumlarımıza bu raporu sunacaklar. Bu önleme projesinin ismi Köy Yangınlarıyla Mücadele Ve Önlem Projesi. 50 köyde yapılan bir alan çalışmasında özellikle ahşap binan sayısının beton bina sayısından fazla olduğu tespiti var. Yüzde 56’lık bir oran. Ve yine köylerimizde yangın tankeri var mı? Yangın havuzu nerelere konabilir veya var mı? Evlerin elektrik tesisatının durumu, yangın hidrantı ve yangın hortumuyla ilgili eksikler ve analizler var mı? Şeklinde bunun bir risk analizi sanıyorum yapılmış. Bu çalışma faydalı bir çalışma. İnşallah bunun çıktılarından bütün kurumlarımız istifade edeceklerdir. Tabi risk azalma deyince en baştan Mustafa Başkan'ın da sunumunda vardı bilinçlendirme çalışmaları dedik. Biz buna malumumuz farkındalık olarak genel olarak değiniyoruz. Farkında olursak bir konuyu çözebiliriz. Bir yerde bir problem varsa bizim problemimiz farkındaysak bu problemin çözüm önerilerini geliştirebiliriz. Tabii tek başımıza değil, yine kurumlarımızla iş birliği halinde yapabiliriz" şeklinde konuştu
'Kimse Kendi Göbeğini Kendisi Kesemiyor'
Koordinasyonun hayat kurtardığını söyleyen Bokurt; "AFAD bu noktada gerek Cumhurbaşkanlığı'nın kararnamesinde, gerekse 5942 Saylı Kuruluş Kanunu'nda, 2009 yılında malumunuz kuruldu, hep koordinasyon ve iş birliğinden söz edilir. Bizden birçok ulusal afetlere müdahale edip veya uluslararası alanda yapmış olduğumuz çalışmalarda, katıldığımız çalışmalarda ve konferanslarda bize özellikle yabancılar, inter-agency cooperation kelimesini çok söylerler. Yani kurumlar arası iş birliği. Kimse kendi göbeğini kendisi kesemiyor. Birbirimize yardımcı olacağız. Yardımcı olduğumuzda, koordinasyonu sağladığımızda daha çok güçlü oluyoruz ve insanların hayatını kurtarıyoruz. Birleşim Milletleri Risk Azaltma'yla ilgili ofisinde bir motto var. Koordinasyon save life diyor. Koordinasyon hayat kurtarır. O yüzden bu koordinasyonu burada inşallah sağladığımızı gördük, yaşadığımız acı afetlerde de olsa ve bu çalıştaylarımızla bu koordinasyon işbirliği konusunda bizlere yol gösterir” ifadelerini kullandı.
‘Başvuru Yapan 1,5 Milyon AFAD Gönüllüsü Var’
Konuşmasının sonunda da Dr. Önder Bozkurt, “Son 3 buçuk yılda Kastamonu'da bir afet türü olan, bozkurt örneğini bahsettik, sel ve taşkın afetinden biraz bahsetmek istiyorum. Ve bununla ilgili yapılan müdahale çalışmaları ve risk azalma çalışmalarından da söz gelmişken değinmek istiyorum. 11 Ağustos 2021, Haziran 2023, 7-10 Temmuz 2023, Haziran 2022 ve bu sene de çok kısmı sadece kırsal anlarımız olmak üzere son 3 buçuk yılda bazı sel ve taşkınlarla karşı karşıya geldik. 2021 yılındaki Bozkurt Selin'de sanıyorum 1500 yakın vatandaşımızı helikopterlerle, iş makinelerine tahliye ettik. Ve aynı zamanda birçok evimizde su baskınları olmuştu. Özellikle 2’nci katlara kadar sular çıkmıştı. 70’ten fazla vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Biz Ankara'ya döndüğümüzde sel ve taşkınlarla mücadele neler yapabiliriz diye birçok konuda istişare içerisinde olduk. Özellikle merkezde bakanlıklarımızın genel müdürlükleriyle yoğun temaslarımız oldu. Geçtiğimiz Nisan ayında 29 Nisan 2024’te Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle Afat ‘ta Tarım ve Orman Bakanlığımız ve Afat Başkanlığımız arasında bir iş birliği protokolü imzaladık. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüzün özveri çalışmalarıyla Afatın sağladığı maddi imkânlarla çerçevesine çizdiğimiz bir protokolü hayata geçirdik. Toplam bir 110 bir ekskavatörü iş makinesine dere ıslah çalışmalarında kullanılmak üzere görevlendirmesini yaptık. Bu zamana kadar Nisan'dan imzaladığımız protokolden sonra Mayıs ayında iş makinelerini hemen sahaya sürdük ve bu zamana kadar baktığımızda 220 bin kamyon seferiyle Trabzon, Rize, Artvin, Samsun, Ordu, Kastamonu Zonguldak, toplam 14 ilimizde bu risk atma çalışmasını yaptığımızı sizlere açıkta söylemek isterim. Kastamonu ilimizde yanlış hatırlamıyorsam 7 iş makinesini, eskabetörü buraya teslim ettik ve şu ana kadar yaklaşık 28-30 kilometre yakın bir alanda da dere ıslah çalışmaları yapıldı. Daha dün itibariyle AFAD Başkanımız, Zonguldak'taydı. Turuncu uyarı verilmişti. Mustafa Başkan'ın bahsettiği gibi meteorolojik olayları çok yakından takip ediyoruz. O turuncular bizler için çok büyük riskin olduğu anlamına geliyor. Kırmızıya da dönebilir. Yağışın durumuna göre biraz da açık turuncu sarıya doğru dönebilir. Ve gördük ki Zonguldak'ta yapılan dere ıslak çalışmaları oradaki büyük derenin taşmasını önlemiş. Buna bir yandan çok sevindik. Bir yandan dedik ki bu çalışmaları bundan sonra da süratle sürdürelim. Bozkurt'ta Ezine çayımızın taşması sonucu zaten afet meydana gelmişti. Başkanım yine hatırlar orada biz yoğun bir dere ıslah çalışması yaptık. Ta gerilerden dere yatağından denize attığı noktaya kadar. Bunları biraz detaylı neden anlatıyorum? Biz risk azaltma çalışmalarıyla önemli faaliyetleri yürütebiliriz. Bununla ilgili çok şükür ülkemizin imkânları, bilimsel kabiliyetlerimiz, kurumlarımızın yetenekleri her geçen gün artıyor. İşte az önce yine Orman Genel Müdürlüğümüzde daire başkanımız bahsetti. Hava unsurlarımız, arazözlerimiz, diğer müdahale araçlarımız arttı. AFAD'ımızın aynı şekilde müdahaleyle ilgili eğitmiş olduğu insan sayısı yükseldi, görüntü sayımız arttı. Sadece sistemden başvuru yapan 1,5 milyon AFAD gönüllüsü var. Bunun 146 bini eğitim aldı. 51 bini destek AFAD görüntüsü. Ona demek sahaya bizzat girebilecek olan insanlardır. Ve inşallah Kastamonu dilimizde de destek AFAD görüntüsü sayısını arttırmış oluruz sizlerin katkıları ve destekleriyle. Birkaç konu daha başlığımız vardı” dedi.
‘Kastamonu'da Ciddi Afetler Yaşanmakta Ve Bu Durum Devam Etmektedir’
Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal ise; “Kastamonu'da ciddi afetler yaşanmakta ve bu durum devam etmektedir. Konuşmalarda bahsedildiği üzere, kuraklık, sel, taşkınlar, depremler ve yangınlar gibi afetler, tabii can kayıplarının yanı sıra ciddi ekonomik kayıplara da yol açmaktadır. Bu afetler, her türlü önleme ve müdahale çalışmalarını zorunlu kılmaktadır. Artan afet çeşitliliği ile birlikte, afet yönetimi konusunda yapılan çalışmalar yeni yaklaşımlar da getirmektedir. Her bir afetin ortaya çıkma sebepleri değiştiği gibi, alınması gereken tedbirler de farklılık göstermektedir. Önemli bir husus olarak, yangınların çeşitli risk faktörleri ile ortaya çıktığı ancak yüzde 87’sinin insan eliyle, doğrudan veya dolaylı olarak gerçekleştiği dikkat çekmektedir. Orman yangınları, kırsal alan yangınları ve köy yangınları, istatistiklere göre Kastamonu ilinin önemli bir risk içerdiğini göstermektedir. Bin 700 köy yangını yaşanmış, bu yangınlarda yaklaşık 50 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Yangınlar, meydana geldikleri alanla sınırlı kalmayıp çevreye de sıçramakta ve ormanlık alanlara sirayet edebilmektedir. Bu durum, can kayıplarının yanı sıra ekonomik kayıplara da sebep olmaktadır. Bu konularda hem önleyici tedbir almak hem de yangın anında müdahale etmek ve farkındalık sağlamak hayati önem taşımaktadır. Kurumlar arası iş birliği ve koordinasyon, bu çerçevede gerçekleştirilmesi gereken önemli adımlardandır. Yangınların kaynağına baktığımızda, çoğunlukla evlerden kaynaklandığı görülmektedir. Bu evler genellikle tarihi ahşap yapılardır ve bölgenin tarihi kültürel mirasını temsil etmektedir. Bu açıdan, evlerin korunması ve yangınlara karşı tedbirlerin alınması büyük bir öneme sahiptir. Yakın zamanda, köy yangınlarıyla ilgili olarak ahşap evlerin risk faktörünü azaltmak için elektrik tesisatlarının yenilenmesi konusunda önemli bir çalışma yapılmıştır. Bu tür projelerin devam ettirilmesi, köy evlerimizi bu risk faktöründen korumak adına önem arz etmektedir” diye konuştu.
‘Yangın Konusunda Bilinçlendirmek Önemlidir’
Rektör Topal son olarak; “Orman teşkilatımız, hem teknolojik yöntemler hem de insan unsuru ile yangınlara karşı mücadele etmektedir. Yangın çıktıktan sonraki mücadele, ülkemizde belki de dünya genelindeki en üst düzeyde gerçekleştirilmektedir. Ancak, önleme aşamasının daha kritik olduğuna inanıyorum. Bunun için, okul öncesi eğitimden başlayarak tüm eğitim düzeylerinde çocuklarımızı, gençlerimizi ve yetişkinlerimizi yangın konusunda bilinçlendirmek önemlidir. Zira yangın çıktıktan sonra, zarar verme süreci başlamaktadır. Önleyici tedbirlerin alınması, özellikle insan eliyle kaynaklanabilecek köy yangınları konusunda farkındalık oluşturulması gerekmektedir. Milli eğitim ve üniversiteler ile koordineli çalışmalar yapılması bu açıdan elzemdir. Son olarak, mevzuatın önemli olduğunu ve kuralların sıkı bir şekilde uygulanması gerektiğini vurgulamak isterim. Bu uygulama ve denetimler, caydırıcılık anlamında ciddi katkılar sağlayacaktır. Mahalle idarelerimizin de bu konuda hassas olması gerektiğini belirtmekte fayda var. Yapılan bu çalıştayın, Kastamonu köy yangınları master planının ve eylem planının hazırlanmasında önemli bir rol oynayacağına inanıyorum. Bu vesileyle, çalıştayın ilimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını ve köy yangınları başta olmak üzere tüm yangınların önlenmesine katkı sağlamasını diliyorum” diyerek tamamladı.
‘Afet Risklerini Bertaraf Edeceğiz’
Vali Meftun Dallı, Kastamonu'da yaşanan afetlere değinerek; “Kastamonu ili doğa, kültür ve tarih bakımından müstesna bir yere sahiptir. Yaradan Mevla’nın her türlü güzelliği bahşettiği bu şehir, bu güzelliklerinin yanında birçok afet türünü de ev sahipliği yapmaktadır. Hafızamızı tazelediğimizde 2021 yılındaki Bozkurt seli ilk aklımıza gelen afet türlerindendir. Yine 2018 yılında yaşanan dolu afeti yaşadığımız bir diğer önemli afet idi. Geçmişe gittiğimizde ise 1943 yılında yaşanan deprem ve hayatlarını kaybeden vatandaşlarımız bir diğer acı afet türü olan depremi bizlere hatırlatmaktadır. İklim değişikliğine bağlı, aşırı yağışlar, kuraklık, fırtınalar, heyelanlar, çatı uçmaları, deniz kabarması gibi meteorolojik afetler gelecekte yüzleşeceğimiz afet türleri olarak bizlerin karşısına çıkmaktadır. Bu afetlerden uzak durmak için dirençli toplum oluşturmak zorundayız. İl Risk Azaltma Planlarımızla Kastamonu’da afet risklerini bertaraf edeceğiz” dedi.
‘Köy Yangınlarını Önleme Master Planına Ulaşmayı Hedeflemekteyiz’
“Bugün burada bizleri bir araya getiren köy yangınlarımız ise en önemli afet türlerimizdendir” diye konuşmasını sürdüren Dallı, “ Bu sebeple yıllardır can ve mal kaybına yol açan, sivil mimarimizi ve geleneksel köy yerleşimlerimizi yok eden yangınlara karşı AFAD Başkanlığı destekleriyle, Kastamonu Üniversitemizin katkılarıyla, AFAD İl Müdürlüğü ev sahipliğinde alanında uzman temsilcilerin katılımıyla çalıştay düzenlenmesi kararı aldık. Akademik bakış açısıyla, alanında uzman değerlendirmeleriyle, iyi örnek uygulamalarını inceleyerek, köy yangınları önlemek için stratejiler oluşturma, müdahale, eğitim, iyileştirme, yeni teknolojilerin geliştirilmesi konularında 5 tematik masada 45 kurum ve 110 katılımcı ile yarınlara güvenli köyler bırakmak için 2 gün bir arada olacağız. Çalıştay çıktılarından Köy Yangınlarını Önleme Eylem Planına, oradan da köy yangınlarını önleme Master Planına ulaşmayı hedeflemekteyiz. Ayrıca bu çalışmaların benzer riskleri taşıyan illerimiz için de çok yararlı sonuçlar ortaya koyacağından eminiz. AFAD Başkanlığımız vasıtasıyla diğer illerimize de çalıştay çıktılarımız ulaştırılacaktır. Afetlere Dirençli Toplum Yangınlara Dirençli Köyler misyonuyla çalışarak köy yangınları risklerimizi minimize edeceğiz. Bu vesileyle Bakanlıklarımızı ve kurumlarımızı temsilen farklı illerden çalıştayımıza gelerek görüş sunan katılımcılarımıza, ilimizdeki kurum temsilcilerimize, Çalıştayın düzenlenmesinde katkılarından dolayı AFAD Başkanlığımıza, Kastamonu Üniversitemize, İl Müdürlüğümüz çalışanlarına teşekkür ediyor, selam ve saygılarımı sunuyorum” dedi.