'Türkiye'nin en iyi koleji olmak istiyoruz'
ARTSAM KOLEJİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI GANİ ESER: Artsam Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Gani Eser, Artsam Koleji hakkında geniş değerlendirmelerde bulundu. Artsam Koleji'nin vizyon ve misyonunu aktaran Eser, kısa vadede ve uzun vadede hedeflediklerini de paylaştı. Artsam'ı, Türkiye'nin en iyi, dünyanın sayılı kolejlerinden birisi haline getirmek istediklerini söyleyen Eser, eğitim felsefeleri hakkında da geniş çaplı değerlendirmeler...
ARTSAM KOLEJİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI GANİ ESER: Artsam Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Gani Eser, Artsam Koleji hakkında geniş değerlendirmelerde bulundu. Artsam Koleji’nin vizyon ve misyonunu aktaran Eser, kısa vadede ve uzun vadede hedeflediklerini de paylaştı. Artsam’ı, Türkiye’nin en iyi, dünyanın sayılı kolejlerinden birisi haline getirmek istediklerini söyleyen Eser, eğitim felsefeleri hakkında da geniş çaplı değerlendirmeler yaptı. Eser, öğrencilerin okul fobisini yenmek adına her detayı düşündüklerini ve projeleri hayata geçirdiklerini söyledi. Öğrencilere bilgi vermekten ziyade öğrencilerin bilgileri talep etmesini sağlamaya çalıştıklarını söyleyen Eser; “İyi derece iki dil belki üç dil bilen, konuşabilen, yazabilen, kendisini ifade edebilen, bir konu hakkında konuşma yapabilen, haksızlığa uğradığında ifade edebilen, protesto edebilen, yardımlaşan, adil çocuklar yetiştirmeye çalışıyoruz” dedi. “OKULU SEVDİRECEK PROJELER” Gani Eser; “Okul deyince ne geliyor aklımıza, yani genel anlamda nasıl bir duygu uyandırıyor bizde? Zorunlulukların olduğu bir kavram çağrıştırıyor. Çocuklar yaklaşık olarak 9 saatini okulda geçiriyor ve sürekli bir şeyler öğretme, onları bir şeyler yapmaya zorlama, disipline etme ile geçen bir süreç. Çocuğun oraya gitmek istemesi, aslında çok akıllıca bir şey değil ama diğerlerine uyma, toplumun bir parçası olarak hissetme güdüsü ve aksini yapabilme ihtimalini düşünememesi onu her gün oraya gitmeye zorluyor. ‘Okul yerine nerede olmak isterdiniz şu an?’ sorusuna öğrencilerin ‘O okulumuzda da var diyerek’ cevaplayabileceği; bir öğrenme, deneyimleme, gözlemleme, paylaşma yuvası yapmak için ne yapılabilir noktasından hareketle çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu. “ÇOCUKLAR, OYUN OYNAMAK İSTERLER” Çocukların okula severek gelmesi için projeler geliştirdiklerini ve hayata geçirdiklerini söyleyen Eser; “Mesela öğrencilerin ilk saate yetişme gibi zorlukları olabiliyor bazen. İlk saat tolere edilebilir bir saat olabilir. İlk saatte çocukların okula gelişi, ortama adapte olmaları için yumuşak geçişle güne başlamaları gerekiyor diye düşünüyorum. Bunun için farklı metotlar var. Çocuklar, oyun oynamak isterler. Biz eğer bilgisayar verirsek bilgisayar ile oynarlar, cep telefonu verirsek onunla oynarlar, sokağa bırakırsak top verirsek onlarla oynarlar; biz onlara ne verirsek veya onlar ne bulur ve ne keşfederse onunla oynarlar. Ama bazı şeyleri yapabilmek için özel koşullar gerekiyor. Mesela çocuğun yüzme branşında kendisini geliştirmesi için mutlaka bir havuza ihtiyacı var, bunu sağlayabiliriz. At binmek istiyorlar, binicilik eğitimi almak istiyorlar; bunun için bir alan yaptık daha büyüğünü yapıyoruz” dedi. “YENİ BİR ALAN FAALİYETE GEÇECEK” Yeni kiraladıkları yer hakkında bilgi veren Eser; ““Yeni kiraladığımız yerde, Kastamonu’yu, gelecekte büyük bir değişime uğratacağını düşündüğüm, büyük bir projenin ilk ayağını uygulayacağımız bir alan olacak. O alanın 25 metrelik alanında kayın mantarı üretimi yapacağız. Bu üretimin maliyeti, randımanı konularını bir taraftan paylaşacağız bir taraftan da çocuklara sorumluluk vererek o mantar çiftliğinde veya başka bir ünitede bir işin yapılması konusunda onlara görev vereceğiz. Bu görev karşılığında da belki küçük bir ücret vereceğiz onlara. Para kazanmayı öğrenecekler. Böyle bir projeler var o alanda. Bir tenis kortu var. Onun dışında, ağaç transferi ile ormanlık alan yaratılacak. Normalde biz Orman Okulu’nu ormanda yapıyoruz çünkü ormanlık bir alanda yaşıyoruz. Çok güzel bir coğrafyada yaşıyoruz, doğanın merkezindeyiz. Fakat kene zamanları biraz tereddütte düşüyoruz. Bütün önlemleri almamıza rağmen kendimizi sorumlu hissettiğimiz için biraz uzak duruyoruz. Buradaki alanda biraz daha hijyen koşullarına dikkat edebileceğiz, çocuklarımız için daha korunaklı bir orman alanı yapılacak” şeklinde konuştu. “ARTSAM AÇMASA, KİMSENİN DÜŞÜNMEYECEĞİ GÜZEL SANATLAR LİSESİ” Güzel Sanatlar Lisesi ile ilgili olarak Eser; “Güzel Sanatlar Lisesi, belki de bu kentte hiç açılmayacak bir lisesi. Artsam açmasa belki ileride de kimsenin açmayı düşünmeyeceği bir lise. Ama Artsam’ın bir vizyonu var. Yaptığımız işlerin hemen geri dönüşünü beklersek, eğitim değil başka bir sektörde faaliyet göstermemiz gerekirdi diye düşünüyorum. Ama eğitimin merkezinde insanların olduğu bir sektör olduğu için burada öyle bir şansımız yok. Bu işi severek yapabilirsiniz ancak. Öğrenci sayınız bir noktaya gelinceye kadar sizi çok zorlayabilir eğer sermayeniz yeterli değilse. Bu eşiği geçemeyip batan çok okul olduğunu düşünüyorum ama eşiği geçtikten sonra size mükafat olarak dönüyor. Artsam bu anlamda daha da fazla yatırım yapmak için, bu yıl artan öğrenci sayısıyla daha fazla kaynak bulacağı için, gelecek yıl başka projelere de imza atacağız. Bu yıl bu projelerin hayata geçmesi ve gelecek yıl artık Artsam Kampüs’te hizmet vermek beni çok mutlu ediyor. Resim bölümünde Neslihan hocamız çok etkin olacak, yüküne bir yük ekleyeceğiz. Severek yaptığı işleri olduğu için de Neslihan hocamıza yük olmayacağını düşünüyorum. Onun ekibimizde olması bizim için büyük bir şans. Tıpkı Tolga gibi, Deniz gibi, Bülent gibi, Firdevs gibi; ismini sayamayacağım bütün personelim gibi hepsi bu işin bir parçası. Güven ilişkisi üzerine kurulmuş bir hayatımız var” diye konuştu. “EVE ÖDEV GÖTÜRÜLMEMESİ KONUSUNDA ÖĞRETMENLERİ UYARIYORUM” Çocukların okul fobilerini yenmeleri gerektiğine de vurgu yapan Eser; “Okulda, aile katılımlı ödev dışında eve götürülmemesi konusunda öğretmenlerimi uyarıyorum. Belki küçük istisnalar olabilir ama Artsam’ın tavrı budur. Saat 3 ile 5 arası çocuklar ödevini yapıp eve gidebilir veya oradaki aktivitelerden birine katılabilir. Ama eve ödev götüremez daha doğrusu eve ders kitabı da götüremez. Böyle bir sistem olacak. Sınav gruplarına belki ekstra bir şey yapılabilir ama ben yine onların da bu şekilde olmasını istiyorum. Sadece belki sınava yönelik kitaplarını evlerine götürürler. Çocukların okul fobisini yenmemiz, okulu sevdirmemiz ve orada onlara orada bilgiyi sunmak yerine onların bilgiyi talep etmesini sağlamamız, merak uyandırmamız lazım. Onları sanata, spora, bilime özendirmemiz; yol göstermemiz lazım. Artsam Koleji’nde bunu yapacağız” dedi. “SADECE KASTAMONU’DA ARTSAM KOLEJİ VAR” Son olarak hedeflerinden bahseden Eser; “On yıl içinde, Artsam’ı, Türkiye’nin en iyi, dünyanın sayılı kolejlerinden birisi haline getireceğiz. Artık kurumsallaşmanın ötesine geçmiş, kurumsallaşmış ya da efsane olmuş kolejlerin yapısın bozulmaya müsait olduğunu görüyoruz. Bu yüzden de oradan doğan nitelikli eğitim boşluğunun bizim tarafımızdan doldurulabileceğine inanıyorum. İyi derece iki dil belki üç dil bilen, konuşabilen, yazabilen, kendisini ifade edebilen, bir konu hakkında konuşma yapabilen, haksızlığa uğradığında ifade edebilen, protesto edebilen, yardımlaşan, adil çocuklar yetiştirmeye çalışıyoruz. Vizyonumuz ve misyonumuz bu. Bu tür çocukların da daha çok çoğalması, eğitimci olarak belki bünyemize katılmasını istiyoruz. Biz bir markayız ama bir aileyiz aslında. Marka, çok dallanıp budaklanmadığı için biz insanları Kastamonu’ya davet ediyoruz. Çünkü Türkiye’de sadece Kastamonu’da Artsam Koleji var. Kastamonu da güzel bir kent. Başka bir kentte anaokulu dışında şube açmayı düşünmüyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.
Bakmadan Geçme





