Türkiye'de İlk Kez Hangi Kıyafete Coğrafi İşaret Verildi ?
Dil, sanat, edebiyat, müzik, gelenekler, töreler, yaşam tarzı ve diğer birçok unsuru kapsayan Türk kültürü, tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin etkisi altında kalarak çok yönlü etkileşimler sonucunda zengin ve çeşitli bir yapıya sahip oldu.
Dil, sanat, edebiyat, müzik, gelenekler, töreler, yaşam tarzı ve diğer birçok unsuru kapsayan Türk kültürü, tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin etkisi altında kalarak çok yönlü etkileşimler sonucunda zengin ve çeşitli bir yapıya sahip oldu.
Kültür, insanların bir arada yaşarken oluşturdukları ve paylaştıkları değerler, inançlar, gelenekler ve yaşam biçimlerinin toplamı olarak biliniyor.
Her toplum, zaman içinde kendine özgü bir kültür biçimi geliştiriyor. Kültür kavramı o toplumun bireylerinin düşünce yapısını, davranışlarını, toplumsal ilişkilerini şekillendiriyor. Kültür, sadece geçmişin mirası değil, aynı zamanda yaşayan ve sürekli evrilen bir olgu olarak yaşatılmaya devam ediyor. İnsanlar, her dönemde kendi deneyimlerini, öğrenimlerini ve değerlerini bir sonraki nesle aktarıyor, böylece kültürün sürekliliği sağlanıyor.
Gelenekler ve görenekler kültürün önemli sac ayaklarını oluşturuyor. Düğünler, bayramlar, doğum ve ölüm törenleri gibi yaşamın her aşamasına dair belirli ritüeller, toplumsal bağları güçlendirerek bu kültürel bağları geleceğe aktarmada önemli bir rol üstleniyor.
Sanat, müzik, edebiyat gibi ifade biçimleri de kültürün temel unsurları arasında yer alıyor. Bu unsurlar, bir toplumun estetik anlayışını, değerlerini ve duygusal dünyasını yansıtmak için kullanılan değerler bütünü olarak dikkat çekiyor.
Kültür, toplumu bir arada tutan bir yapıştırıcı gibi işlev görürken, İnsanların toplumları içindeki yerlerini ve rollerini anlamalarına yardımcı oluyor. Aynı zamanda bu değerler bireylerin toplumsal değişim ve yeniliklere de açık olmasını sağlıyor. Kültür, küreselleşen dünyada, kültürler arası etkileşimi de giderek artırarak, farklı kültürlerdeki geçişkenliğe de olanak tanıyor.
600 Yıllık Gelenek Yaşatılmaya Devam Ediyor
Geleneksel ve kültürel motiflerin sağlam olduğu Kastamonu'da yöresel Kıyafet pek çok kadın tarafından tercih ediliyor. Bu kıyafetler kadınlar tarafından yapılıyor.
600 yıllık gelenek Azdavaylı kadınlar tarafından büyük bir gururla yaşatılıyor. Türkiye'de, kuşak, önlük, yelek ve cekete ayrı ayrı coğrafi işaret verilse de bir kıyafetin tamamına ilk kez coğrafi işaret verilmesi kültürel açıdan büyük önem taşıyor. Gündelik olarak giyilen ve son derece rahat olan ve rengarenk yapılan bu yöresel kıyafetler rahatlığı açısından da tercih ediliyor. Orta Asya'dan gelen Azdavay yöresel kıyafeti, kadınlar tarafından yaşamın her alanında kullanılıyor.
2020'de Türk Patent Kurumu tarafından coğrafi işaret alarak tescillenen Azdavay yöresel kıyafetinin başlığından kadınların evli ya da bekar olduğu da anlaşılıyor. Evli kadınların takkesinde çökü denilen burma bulunuyor, bu burma kadının evli olduğunu gösteriyor. Bekar kadınlarda bu işleme olmuyor. Yöresel kıyafette bulunan tüm parçalar ilçedeki dokuma tezgahlarında yapılıyor.
Coğrafi işarete sahip olan Azdavay yöresel giysileri atadan toruna bir gelenek olarak varlığını sürdürüyor. Dokuma tezgâhlarında ilmek ilmek işlenen önlük, elbise ve takkeden oluşan giysiler Türk kültürünün zenginliğini temsil ediyor. Tezgâh başına geçen kadınlar, kültürel kodları geleceğe aktarmaya devam ediyor. Bu kıyafetler, yazma, entari, yelek, kuşak, önlük ve şalvardan oluşuyor.