• Haberler
  • Genel
  • Türk Sağlık-Sen'de, Büyükkapucu güven tazeledi

Türk Sağlık-Sen'de, Büyükkapucu güven tazeledi

Türk Sağlık-Sen Şubesi 1'inci Olağan Genel Kurulu, Cumartesi günü Şehit Şerife Bacı Öğretmenevi Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. Mevcut başkan Cengiz Büyükkapucu'nun tek aday olduğu kurulda, Büyükkapucu güven tazeleyerek yeniden başkan oldu. Şehit Şerife Bacı Öğretmenevi'nde gerçekleştirilen kongreye MHP İl Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı, Kamu-Sen'e bağlı sendika temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. 'OLAYLARA MİLLİ BİR PENCEREDEN...

Türk Sağlık-Sen Şubesi 1’inci Olağan Genel Kurulu, Cumartesi günü Şehit Şerife Bacı Öğretmenevi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Mevcut başkan Cengiz Büyükkapucu’nun tek aday olduğu kurulda, Büyükkapucu güven tazeleyerek yeniden başkan oldu. Şehit Şerife Bacı Öğretmenevi’nde gerçekleştirilen kongreye MHP İl Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı, Kamu-Sen’e bağlı sendika temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. “OLAYLARA MİLLİ BİR PENCEREDEN BAKIYORUZ” Türkiye ve ekmek sevdası için yola çıktıklarını ifade eden Türk Sağlık-Sen Şube Başkanı Cengiz Büyükkapucu; “Türkiye sevdamız ekmek için kavgamız diye çıktığımız yolda kurulduğumuz günden bugüne geçen çeyrek asırda başımızın hep dik olması bizim en önemli gurur kaynağımızdır. Cennet vatan Türkiye'mizin son birkaç yılda yaşadığı derin bunalımlar, parçalanması için yapılanlar ve ihanet zincirine halka olanlara baktığımızda Milli Sivil Toplum örgütlerinin Türkiye için vazgeçilmezliği daha iyi anlaşılmaktadır. Bunları düşündüğümüzde şükürler olsun ki Türkiye Kamu-Sen'liyiz, Türk Sağlık-Sen'liyiz diyoruz. 28 Şubat’tan 15 Temmuz’a, çözüm sürecinden toplu sözleşmelerde yaşananlara kadar duruşumuz her zaman hep aynı, inancımız tam tavrımız cesur ve yüreklice, kararımız ise doğrudan ve ülkemizden yana olmuştur. 28 Şubat’ta bugünün tatlı su demokratları buldukları deliklere kocaman gövdelerini sıkıştırmaya çalışırken, bizler kesintisiz demokrasi diye alanlara çıkmıştık. 15 Temmuz'da birileri gidişata göre tavır alırken biz vatan ve millet için meydanlara inerek şehitler verdik. Şehirlere bombalar yığılıp bin vatan evladının şehadetine neden olan çözüm sürecinde, birileri rol kapmak için yarışıp, akil adam olarak hayvanlarla bile iletişime geçerken biz çözüm süreci ihanet süreci diyerek, akil adam olmayı reddetmiştik. Hatırlarsınız akil adı verilen aklı kıtlar ilimize geldiklerinde karşılarında Türkiye sevdalılarını Kamu-Sen mensuplarını bulmuşlardı. Tüm bunlara baktığımızda zamanın bizi haklı çıkarması tesadüf değildir. Çünkü biz olaylara milli bir pencereden, devlet ve millet açısından bakıyoruz. Yapılan her işin ülkemize ve insanımıza neler getirip götüreceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. “ÇALIŞANIN GERÇEK ANLAMDA TEMSİLCİSİ BİZİZ” Çalışanın gerçek temsilcilerinin kendileri olduğunu söyleyen Büyükkapucu; “Sendikal çalışmalarımızda da bu böyledir. Biz çalışanların her ne şart altında olurlarsa olsun kendi gelecekleri için Türkiye Kamu-Sen'i ve Türk Sağlık-Sen'i seçmeleri gerektiğini dile getirdik. Getirmeye devam ediyoruz. Çünkü çalışanın gerçek anlamda temsilcisi biziz. Malum-sen ise kendisini yetkilendirenlerin temsilcisidir. Son toplu sözleşmede bunun adeta resmi bir belgesi olmuştur. Sağlık ve sosyal hizmet kolunda da aynı ibretlik durum yaşanmıştır. Toplu sözleşme taleplerini ambulansla Çalışma Bakanlığı'na götüren Memur-Sen'e bağlı Sağlık-Sen, çalışanların temel taleplerini masada bırakmış, hiçbir şey kazanmadan masadan kalkmıştır. Döner sermayelerin emekliliğe yansıtılması, yıpranma payının verilmesi, ek göstergelerin yükseltilmesi gibi temel taleplerin masada kapağı bile açılmamıştır. Çünkü onlar sadece toplu sözleşmeye gelmeleri için yetkilendirilmişlerdir. O masanın hakkını verip çalışanın sorunlarını çözmek için gelmemişlerdir. Sadece toplu sözleşme masası değil hizmet kolumuzda yaşanan sorunlara baktığımızda da çalışanların nasıl bir felakete bizzat bunların eliyle sürüklendiğini görmekteyiz. Döner sermayelerin sabite mahkum edilmesi, sonu gelmez nöbetler, sürekli yeni iş yükleri gibi sorunlar sıra dağlar gibi dizilirken hiçbir şey yapmamayı kendilerine ilke edinmişlerdir. Bugün sağlık çalışanları ekonomik kayıpları ile geçinemez hale gelmelerinin bir önemli nedeni de yetkilendirilen sendikanın yaptıkları, siyasi idare ve yöneticiler karşısındaki el pençe divan tavrıdır. Bu diğer sorunlarında kronikleşmesine de neden olmaktadır” dedi. “ARTIK SABIR TAŞI ÇATLAMIŞ, BARDAK TAŞMIŞTIR” Sağlık sektöründeki intiharlara değinen Büyükkapucu; “Mobbing, aşırı iş yükü ve yoğun çalışma sonucunda çalışanlarının yaşadığı tükenmişlik sendromu artık intiharlara neden olmaya başlamıştır. Şiddetin yerini ağır darp, bıçaklama gibi cinayete teşebbüsler almaktadır. Sağlıkta yönetim sistemi ile yapboz gibi oynanmakta bununda faturası hala ve ısrarla çalışanlara çıkarılmaktadır. Hatırlayınız 6 yıl önce tüm uyarılarımıza rağmen sağlıkta 3 başlı yönetime geçilmiş ve bu bir reform gibi sunulmuştu. Biz 6 yıl önce bu yanlıştır. Sağlık sistemini yönetilemez hale getirir ve sadece birilerine makam ve mevki sağlamaktan öteye gitmez demiştik. Malum senliler ise bunu reform olarak sunan siyasi iradeye alkış tutmuştu. Tarih bizi haklı çıkardı. Sistemin tıkandığı bizzat Başbakan tarafından itiraf edilerek bundan vazgeçildi. Ben de KHK ile bu durumdan vazgeçildiği aynı gün 25 Ağustos’ta sosyal medyada bu iş Ağa ile Kahya'nın hikayesine benziyor diye söyledin hikayeyi de merak edip arayanlara anlattım. Eskiye dönüş veya yeniden yapılanmada da fatura yine çalışanlara çıkmış rutin işlemlerde bile sorunlar yaşandığı görülmüştür. Tüm bunları değerlendirdiğimizde ortaya çıkan tablo gayet açıktır. Artık sabır taşı çatlamış, bardak taşmıştır. Zulme dayanılacak hal kalmamıştır. Bakanlık sağlık personeli arasında yaşanan adaletsizliklerin giderilmesi için üzerine düşeni yapmalı, çalışanlar içinde olumlu bir adım atmayı başarabilmelidir. Sayın Bakanımız 5 ay önce göreve başladığından beri sağlık çalışanlarının memnuniyeti demekte fakat bir olumlu düzenleme hala hayat bulmamıştır. Biz suya yazılan ve ipe serilen çok vaat gördük. Sayın Bakan artık icraata geçmeli ve çalışanlara hakkaniyete uygun, kayıplarını telafi edecek düzenlemeleri hayata geçirmelidir” diye konuştu. “DİLSİZ ŞEYTANLIĞA TALİP OLMADIK” Sorunların çözümü için Türk Sağlık-Sen'in umut olduğunu söyleyen Büyükkapucu; “Çünkü biz gösterdiğimiz onurlu mücadele, hak ve adaletten yana olan tavrımız ile sendikacılıkta marka haline gelmiş bir sivil toplum teşkilatıyız. Günlük menfaatlerin peşinde asla koşmadık. Her ne söyleyip yaptıysak, vatan, millet, devlet ve çalışan için yaptık. Çünkü biz sevdamızın peşinde hakkın çizdiği yol üzere olduk. Dilsiz şeytanlığa talip olmadık. Zulmü görmezden gelmedik. Bu çizgimizden zerre taviz vermeden de yolumuzda ilerleyeceğiz. Başarmak ve kazanmak için var gücümüzle mücadele edeceğiz. Umarız ki sağlık ve sosyal hizmet çalışanları da uçurumun kenarından dönebilmeyi başarabilirler ve iş güvencelerinin bile elinden alınacağı bir sürecin yollarını döşeyen iradeye karşı gereğini yaparlar. Artık karar verme zamanı memurlarımızda; yetkili sendikaları değiştirme zamanı, masada haklarını savunamayanlara ders verme vaktidir. Eğer hizmet kolumuzda 244 bin çalışan bunlara üye olarak kalmaya devam ederse zalimin zulmüne tahammül ettikçe zulmün daha da artacağını unutmamalıdırlar. Bizler ne yaptık görev süremiz içinde üyelerimize daha iyi hizmet verme adına dur durak bilmedik ilk yıl üye sayımızı yüzde 100 artırdık bunun için faaliyet alanımızda bulunan işyerlerine ücra köşelere 4 yılda en az 2, bazı işyerlerine de 10 defadan fazla ziyaretlerimiz olmuştur. Bu sürede 70 bin km sadece benim aracımla yapıldı, çok olmasa da ekipteki diğer arkadaşlarımın araçları ile de yapılanlar hariç, üyelerimize iki defa isimli ve isimsiz olmak üzere logolu bardak yaptırılıp dağıtılmış, mesaj sistemi kurularak haberleşme ağımız oluşturulmuştur. Küçümsenmeyecek birçok faaliyetlerimiz olmuştur. Tabi bu süreçte hüzünlü ve acı günlerimizde oldu Sendikamıza gönül vermiş üyelerimizden İlçe Temsilcimiz Nail Bitkin, üyelerimiz Türker Sütçü, Recep Evin ve son olarak Orhan Fındık abimiz Hakk’a yürümüştür. Ayrıca bu süreçte kaza sonucu hakka yürüyen bana göre görev şehidi olan Aslıhan Yazıcı ve Fatih Kuz kardeşimizi ve adını zikredemediğim hakka yürüyen diğer kardeşlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum” dedi. “AMACIMIZ ÜYELERİMİZE HİZMETİ ARTTIRABİLMEK” 657 iş güvencesinin kırmızıçizgileri olduğunu söyleyen Kamu-Sen Başkanı Nedim Afacan; “657’ye dokunursanız Türkiye’yi eylem alanına çeviririz. 657 bizim iş güvencemizdir. Çalışmayan, PKK’lı, DHKP-C’li, FETÖ’cü varsa tespit edin, devleti yıkmaya, bölmeye faaliyet gösteren hangi memur varsa hep beraber alalım. İşinde gücünde olan memurumuza da dokundurtmayız. Ankara’da öğrenci yurdu yaptırdık. 260’ı kız, 260’ı erkek olmak üzere yaptırdığımız üyelerimizin çocukları yurdumuzda kalacak. Genel Başkanımızın talimatı var, İstanbul’da da arsa alacak. Türk Sağlık-Sen’e 80 yataklı misafirhane yapılması için Ankara’da arsa alındı. En kısa sürede bitecek. Amacımız üyelerimize hizmeti arttırabilmek, her üyemizi kaza sigortasıyla sigortalıyoruz. Kastamonu’da bin 200 sayılarını görmüş bir Sağlık-Sen’den 400’lerin altına inmiş sendika haline getirildik. Bunun hesabını sorup eski konumumuzdan çok daha iyi bir konuma gelmeyiz. Biz güçlü ve gururlu bir aileysek üyelerimizle beraber olduğumuz içindir” ifadelerini kullandı. “DÜNDEN BUGÜNE EL ELE KOL KOLA ÇALIŞTIK” Türkiye’nin dört tarafın kuşatılmış olduğunu ifade eden MHP İl Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı, son 15 yıldır ülkenin pek çok sorun yaşadığını belirterek; “Bazı arkadaşlarımız 15 yıldır yaşanan sıkıntılara bakarak, koltuk sevdamızdan dolayı Adalet ve Kalkınma Partisi’ne koltuk değneği olduğumuzu söylüyorlar. Milliyetçi, ülkücü hareket kurulduğu 1969 yılından bu yana rahmetli başbuğ olmak üzere, Genel Başkanı’mızın Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben anlayışıyla 2 hususta mevcut hükümete destek veriyor. Terörle mücadele ve dış politika dışında eğitim, sağlık, ekonomi, tarımda ve her platformda 35 milletvekiliyle gücünün yettiği ölçüde vatandaşın verdiği muhalefet yetkisini sonuna kadar kullanıyor. Milliyetçi, ülkücü hareketin durduğu yer ülkenin geleceği ve bekasıdır. Dünden bugüne el ele kol kola çalıştık, bir olduk ve diri olduk. Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendika temsilcilerimizle ayrımız olmadı” diye konuştu.

Bakmadan Geçme