Türk Dünyası Baroları Kastamonu'da buluştu
Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında Ülkelerarası İlişkilerin Gelişmesinde Avukatları ve Baroların Rolü Kurultayı dün Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi'nde düzenlendi. Kurultaya Vali Vekili Ahmet Ertürk, Vali Yardımcısı Ünal Kılıçarslan, AK Parti Milletvekili Hakkı Köylü, CHP Milletvekili Hasan Baltacı, Türkiye Barolar Birliği ve TÜRK-AV Baro Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Hüseyin...
Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında Ülkelerarası İlişkilerin Gelişmesinde Avukatları ve Baroların Rolü Kurultayı dün Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Kurultaya Vali Vekili Ahmet Ertürk, Vali Yardımcısı Ünal Kılıçarslan, AK Parti Milletvekili Hakkı Köylü, CHP Milletvekili Hasan Baltacı, Türkiye Barolar Birliği ve TÜRK-AV Baro Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Hüseyin Özbek, Belediye Başkanı Tahsin Babaş, Kastamonu Barolar Birliği Başkanı Mehmet Çiftçi, STK temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. “İLİMİZ 900 YILDIR DA TÜRKLERE VATAN OLMUŞTUR” Kurultaydan önce açılış konuşmasını gerçekleştiren Kastamonu Barolar Birliği Başkanı Mehmet Çiftçi; “Kazakistan'ın Türkistan kentinde yapılan toplantıda Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilen ilimiz bu yıl çok önemli bir süreç geçirmekte ve bunun haklı gururunu yaşamaktadır. İlimiz binlerce yıl insanlık tarihine mekanlık yapmış, 900 yıldır da Türklere vatan olmuştur. Tarihi kültürü ve doğal güzellikleriyle gönüllerde apayrı bir değeri vardır. Türk tarihinde hiç işgal görmemiş bir il olmasına rağmen Kurtuluş Savaşı'nda kadınıyla, erkeğiyle işgale karşı şahlanmış evlerinde tek bir erkek kalmayacak kadar erlerini şehit vermiştir. Bu sebeple de bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına büyük katkı veren ilimiz diğer şehirlerin önüne geçerek Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilmiştir” dedi. “HUKUKSAL ALAN ULUSAL SINIRLAR İLE AÇIKLANAMAZ HALE GELMİŞTİR” Teknolojik gelişimin hukuk alanına etkine değinen Çiftçi; “Dünyadaki gelişmeler, yani iletişim, ulaşım, teknolojik gelişmeler, kısaca söylemem gerekirse küreselleşme göz önüne alındığında dünya artık küçülmüş tüm uluslar için ortak bir yaşam alanı haline gelmiştir. Bu nedenle de hukuksal alan ulusal sınırlar ile açıklanamaz hale gelmiştir. Diğer taraftan ekonomik gelişmeler ve ülkeler arasındaki ekonomik bağlantılar küresel ekonomiyi doğurmuş, sınırlar üstü ekonomi anlayışını dünyaya taşımıştır. Bir taraftan da ülkeler arasındaki göçler ülkeler arasındaki hukuksal ilişkilerin gelişmesinde, yeknesaklık sağlanmasında ve uyum çalışmalarında önemli gereklilik olarak ortaya çıkmıştır. Ülkemizden Avrupa ülkelerine giden vatandaşlarımızın durumu, Türk Cumhuriyetlerinden ve özellikle de son yıllarda Suriye'den ve benzeri ülkelerden ülkemize yapılan göçler neticesinde bu çalışmaların zorunluluğu daha da gerekli hale gelmiştir” ifadelerini kullandı. “40 ASIRLIK ORTAK BİR KÜLTÜRLERİ VARDIR” Çiftçi son olarak; “Diğer taraftan ülkeler bölgeselleşme şeklinde birliktelikler kurarak ekonomik ve hukuksal birliktelikleri tercih ettiler. Yargı alanındaki bir işbirliği ulusal egemenliği en uç noktalarından birisidir ve işbirliğinin bu noktaya taşınması ortak bir anlayışa yönetildiğinin en önemli işaretlerinden birisidir. Bu sebepledir ki hukuksal birliktelik veya uyum ekonomik birliktelikten çok daha önemlidir. Türkiye ile Türk cumhuriyetleri arasında ortak bir kültür, tarih ve amaç birlikteliği vardır. En eski çağlardan bu tarafa Türkler tek bir boy ve soy şeklinde gelmişlerdir. Bu nedenle ayrı düşünülmeleri imkansızdır. 40 asırlık ortak bir kültürleri vardır. Değişimlere uğramış olsalar da ortak bir dili vardır, din anlayışı da büyük ölçüde ortaktır. Yani farklı devletler olarak yaşamakta olsalar da aslında tek bir millettirler. Kültür toplumdan topluma, milletten millete değişen davranış ve yaşayış biçimlerinin, dünya görüşlerinin ortaya koyduğu tabi ve manevi ürünler olduğuna göre bu ürünleri oluşturan öğelerde çok yönlü ve çeşitlidir. Söz gelişi bir toplumun yazılı olmayan hukuk kavramlarını örf ve adetlerine göre yazılı bir kaynağa bağlayan hukuk sistemi kültürün vazgeçilmez unsurlarıdır. O halde kültür birlikteliği yaşadığımız Türk coğrafyasında, komşu ve akraba ülkeler arasında hukuksal uyumun ve birlikteliğin sağlanmasının büyük önem taşıdığı aşikardır. Bu çalışmanın, bu yönde büyük katkı sağlayacağına olan inancımız tamdır” şeklinde konuştu. “KASTAMONU İLE KÜLTÜREL BİR DNA ORTAKLIĞI SÖZ KONUSUDUR” Türkiye Barolar Birliği Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Özbek; Kastamonulu olduğunu ifade ederek; “Nasrullah Meydanı’nda gezerken, kendinizi Kazakistan’da, Moğolistan’da, Özbekistan’da hissedeceksiniz. Çünkü oradaki kültür ile sizin kültür DNA’sı örtüşüyor. Kastamonu ile kültürel bir DNA ortaklığı söz konusudur. Türk Dünyası Etkinlileri kapsamında kültürel çalışmalar her zaman devam edecektir. Onun bunlara Valilik ve Belediyenin yanı sıra STK’ların, halkın katkısı, iştiraki ve benimsemesi önemlidir. Çünkü bu Kastamonu’nun prestij kartıdır. Rauf Denktaş, Kastamonu’nun fahri hemşiresidir ve Kastamonu için ayrı bir öneme sahiptir. Kırım Türkleri’nin Lideri de Mustafa Cemiloğlu’da Kastamonulular tarafından sevilen bir isimdir. Kastamonu geçmişinde Candaroğulları ve İsfendiyaroğulları Dönemi’nde Kastamonu ile Kırım arasında ticaret yapılmıştır. Kırım’dan Anadolu’ya mal getirilmesinde Kastamonu önemli bir rol oynamıştır. Kastamonu’nun çok geniş bir kültür hinterlandı vardır. Bizimde dileğimiz bu değerlerin devam etmesidir” diyerek Kastamonu halkında bilgi verdi. Türkiye Barolar Birliği hakkında da bilgi veren Özbek; “Türkiye’de 79 tane baro vardır. Türkiye Barolar Birliği aynı zamanda Türkiye’nin prestij kartıdır. Türkiye’nin hukuk çıtası noktasında pozitif pratiğe sahiptir. Bu konuda çok önemli gayretler sarf etmiştir” diyerek bilgi verdi. “BU KURULTAYI GERÇEKLEŞTİRMENİN GURURUNU YAŞIYORUZ” Belediye Başkanı Tahsin Babaş ise; “Bu kurultayda Kastamonu Baro Başkanı Mehmet Çiftçi’nin büyük bir emeği vardı. Bu kurultayı gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Birileri Türkiye’deki güzelliklerini biliyor. Türk Dünyası Kültür Başkenti için 21 il müracaat etmiş ama Kastamonu layık görülmüş. Bundan dolayı çok mutluyuz. 21 Mart’ta görkemli bir şekilde açılışımızı gerçekleştirdik. Kastamonu’muzu en iyi şekilde temsil etmeye burada fırsat bulduk. Çok değerli misafirlerimiz var. Bize çok değerli bilgiler sunacakladır. Kurultayımızın hayırlar getirmesini diliyorum” dedi. “MANEVİ HUZURU, DİNGİNLİĞİ VE MANEVİ ENERJİYİ KASTAMONU’DA BULDUM” Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Kastamonu’nun Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilmesinin doğru bir karar olduğunu vurgulayarak; “Türkçe konuşan ve akraba ülkeler avukatlık örgütleri birliğini temsilen de buradayım. Yaklaşık 2 milyon avukatın örgütü TÜRKAV’dır. Muazzam bir coğrafya da çok önemli bir birlikteliktir. Kastamonu’nun Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilmesi isabetlidir. Kastamonu tüm Türk dünyasında gerek ilmi, gerek manevi açıdan kültür merkezlerinden biridir. Nasrullah şadırvanından çok su içtim. Kaç kere su içtiysem onu 6 ile çarpın o kadar geleceğim. Bilirim Hayreddin Tokad-i Hazretleri’nden yola çıktım ve Şeyh Şaban-ı Veli Hazretlerine ulaştım. Bu manevi huzuru, dinginliği ve manevi enerjiyi Kastamonu’da buldum. Misafirler dedim ama kimse misafir değil. Kastamonu’da bir Türk’ün, Türk dünyasından bir evladın misafirliği söz konusu olmaz. Kastamonu’da hepimiz kendi evimizde, kendi sancağımızdayız. Çok değerli dostum, büyük Türk büyüklerinden biri olan Hüseyin Özbek’in ifade ettiği gibi Kastamonu’da sokaklarda dolaşınca insan kendini bulur. Elmacık kemiğimiz, yanağımız, burnumuz farklı olabilir. Kastamonuluların gözlerin içinde kendi ışığınızı görürsünüz. Kastamonuluların hareketlerinde ve tertemiz yüreğinde kendi yansımanızı görürsünüz. Tüm Kastamonululara şahsım ve meslek birliğim adına şükran duygularıyla doluyum. Kastamonulular Oğuz Türk boylarının evlatları, Osmanlıların kuruluşunda hamili. Osmanlıya önce hami, sonra da tabii olarak büyük Türk İmparatorluğuna imza atıldı. Çanakkale mucizesinde gövdenizle imzanızı attınız. Milli Mücadele’de İstanbul’dan cepheye İstiklal Yolu’nda bebeğinizin üzerindeki battaniyeyi alıp, mermilerin üzerine serdiniz. Bunun için Kastamonularına teşekkür borçluyum. Bunlar hamasi sözler değil, gerçek kahramanlıklar. Kastamonu, Türk ne zaman dara düştüyse, ne zaman sorunla karşılaştıysa milli şuuruyla ve özgür ağırlığı oradadır ve çözümün parçası olmuştur. Hepimizin yüreğini titreten, büyük Allah Türklere bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın diyen marşımız ilk kez Nasrullah Kadı Camii’nde okunması başlı başlıca Kastamonu’ya aşkla bağlanmaya yeter. Gazi Mustafa Kemal, büyük Atatürk’ün devrimlerinin öncüsü ve destekçisi olmak gururu yeter Kastamonu’ya. Büyük Gazi’nin dediği gibi ‘mutlaka medeniyet yolunda, layık olduğumuz yere gelmek zorundayız’. Çok acılar çektik. Acıların sebebi içinde bulunduğumuz dünyayı ve gelişmeleri anlayamamış olmamızdan dolayıdır. Ama tepeden tırnağa medeni olmak zorundayız. Fikriyatımız ve zihniyatımızla medeni olmak zorundayız. Ancak medeni olursak refaha, saadete ulaşabiliriz. İnsanlığı ancak medeniyette bulabiliriz” diye konuştu. “BAROLARIN ÜLKELER ARASINDAKİ İLİŞKİLERDEKİ ROLÜ VE ÖNEMİDİR” Medeniyet yolunda omuz omuza yürümekle mükellef olduğumuzu söyleyen Feyzioğlu; “Eminim ki, bu medeniyet yolunda belli bir mertebe erişmekle kalmayacağız. Ulaştığımız mertebeyi koruyacak ve hep birlikte daha da yücelteceğiz. Bugünkü toplantı bu amaca hizmet eden önemli bir toplantıdır. Avukatların, baroların ülkeler arasındaki ilişkilerdeki rolü ve önemidir. Medeniyet; refahın, saadetin, insanlığın ve huzurun vazgeçilmesi olan medeniyet ancak hukukun üstün olduğu bir nizamda sağlanabilir. Hukuk devletinin lokomatifi ve vazgeçilmezi avukatlardır, barolardır ve baroların birlikleridir. Önemli toplantının medeniyet yolundaki haklı mücadelesinde faydalı bir yapı taşı olacağına tam bir inançla selam ve saygılarımı iletiyorum” dedi. “ULUSLARARASI HUKUK VE DEVLETLERARASI HUKUK ÇEŞİTLENDİRİLEBİLİR” Vali Vekili Ahmet Ertürk ise; “Uluslararası hukuk ve devletlerarası hukuk çeşitlendirilebilir. Uluslararası hukukta üye olan ülkelerinde mevzuatının bilinmesi gerekmektedir. Her türlü ilişkilerimizde avukatlarımız ile muhatap olduğumuz ülkelerin avukatları arasında işbirliği kaçınılmazdır. Dolayısıyla bir konuda çıkan sorunlar uluslararası ilişkilerin ve muhatap olunan toplum ile kendi toplumumuz arasında da bir takım sorunlara neden olabiliyor. Bu ilişkilerin sahipli ve uygun işleyebilmesi için hukuk sisteminin de çok sağlıklı olması gerekiyor. Hukuk sisteminde adalet sisteminin düzgün bir şekilde çalışabilmesi içinde elbette avukatların ve adalet mekanizmaların çok düzgün bir şekilde çalışması gerekiyor. İnsanların arasında temel hak ve özgürlükler açısından ince bir çizgi vardır ve çizgi birbirine asla karışmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Hüseyin Özbek’in başkanlığında Moğol Avukatlar Birliği’nden Baasanbat Munkhbaatar, Özbekistan Barolar Birliği’nden Guzel Sayfıeva, Azerbaycan Cumhuriyeti Avukatlar Birliği’nden Anar Baghirov, Türkmenistan Barolar Birliği’nden Dowran Orazgylyjov, Kırgızistan Cumhuriyeti Barolar Birliği’nden Bilim Raıymkulov, Kıbrıs Türk Barolar Birliği’nden Ahmet Sait Sayın ve Kazakistan Cumhuriyeti Barosu’ndan Anuar Tugel’in katılımı ile Ülkelerarası İlişkilerin Gelişmesinde Avukatları ve Baroların Rolü Kurultayı gerçekleştirildi.