Tüm yönleriyle Kastamonu anlatıldı

Türk Tarih Kurumu, Kastamonu Valiliği, Kastamonu Belediye Başkanlığı ve Kültür Konseyi'nin iş birliği ile bugün, Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu'da 'Anadolu'nun Fethi'nden Milli Mücadeleye Sosyo-Kültürel Yapısıyla Kastamonu' isimli sempozyum düzenlendi. Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi'nde dün başlayan sempozyum bugünde devam edecek. Sempozyumun açılışına programının yoğunluğundan dolayı Başbakan Yardımcısı Fikri Işık katılmadı. Toplam 7 oturumda gerçekleştirilecek olan...

Türk Tarih Kurumu, Kastamonu Valiliği, Kastamonu Belediye Başkanlığı ve Kültür Konseyi’nin iş birliği ile bugün, Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu’da “Anadolu’nun Fethi’nden Milli Mücadeleye Sosyo-Kültürel Yapısıyla Kastamonu” isimli sempozyum düzenlendi. Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi’nde dün başlayan sempozyum bugünde devam edecek. Sempozyumun açılışına programının yoğunluğundan dolayı Başbakan Yardımcısı Fikri Işık katılmadı. Toplam 7 oturumda gerçekleştirilecek olan sempozyumun ilk gününde ‘Türkler Öncesi Kastamonu’, ‘Türk Akınları ve Kastamonu’ ve ‘Beylikler Dönemi Kastamonu’ konuları işlendi. “KASTAMONU BİZİM GÖZDE ŞEHİRLERİMİZDEN BİRİSİDİR” Programın açılışında konuşan Kültür Konseyi Başkanı Dr. Metin Eriş; “Bugünkü sempozyumumuzun esas itibari ile Kastamonu’nun Türk Dünyası Kültür Başkenti olmasından çok önceki zaman diliminde başlatılan çalışmaların bugün ki hatırası gibi ortaya çıkacaktır. Güneydoğu Anadolu’da yapılan bir toplantıda bir kadın arkadaşımız yanımıza gelerek ‘Kastamonu şehrini ihmal etmiyor musunuz? dediler’ Kastamonu bizim gözde şehirlerimizden birisidir. Kültür Konseyi kuruluşunun hemen akabinde hedef şehirler olarak düşündüğü şehirlerden birisi de Kastamonu’dur. Ziyaretler düzenledik. Çalışmalara başladık. Acaba Kastamonu, Anadolu’nun fethinde ve hatta öncesinde nasıl önemli bir rol oynamıştır, ya da geleceğe ışık tutacak olan bütünleşmede ya da son nokta olarak Milli Mücadele’de koyacağı adım neydi. Ama Kastamonu sadece bu maddi değerleri ile değil, Türk toplumuna sahip olduğu bütün değerlerini sahiplenmek, onları bir varlık olarak yüklenmenin yanında, Türk İslam dünyasının manevi varlığının temel unsurlarını teşkil eden manevi değerlerin isimlere de sahipti. Kastamonu bütün İslam dünyasının temel adımlarından önemli bir adım ve önemli bir şehirdi” dedi. “KASTAMONU’YA AYRI BİR YER AYIRMAK GEREKİYOR” Kastamonu’nu da görev yaptığını hatırlatarak konuşmasına başlayan Türk Tarih Kurumu Başkanı Refik Turan; “Kastamonu benim için unutulmaz hatıralar. Kastamonu benim için vazgeçilmez bir mekandır. Çünkü ben Kastamonu’da 6 yılı aşkın sürece görev yaptım. Görev yaptığım dönemde yani bundan 18 yıl önce geniş çaplı bir Kastamonu sempozyumu düzenlemiştik. Bilim ve kültür yuvası olması dolayısıyla Kastamonu, Kültür Başkentliği’ne layık bir şehirdir. Kastamonu’ya ayrı bir yer ayırmak gerekiyor. Türkler tarihte 2 bin 300 yıl devletler liginde başa oynayan bir millettir. Bugünde dünyada olan her büyük tarihi hadise Türk Milleti’ni yakından ilgilendiriyor. İslam Dünyası’nı kastetmiyorum sadece, bizim milletimiz tüm Dünya mazlumlarının umududur. Türk tarihinin en büyük olgusu Müslüman oluşudur. Bugün dünya üzerinde ne kadar Müslüman varsa bunun 4’te 3’ü Türklerin vesilesi ile Müslüman olmuştur. 2’inci büyük oldu ve olay ise, Anatolia’nın Anadolu olmasıdır. Dünya tarihinin büyük olgularından birisi Amerika’nın keşfi oraya Avrupa devletlerinin yerleşmesi ve Amerika Birleşik Devletleri’nin kurulması kadar büyük bir olaydır. Anadolu’nun Türk yurdu olması. Bu Allah’ın bir lütfü ve büyük bir olgudur” ifadelerini kullandı. “SOSYO-EKONOMİK OLARAK KASTAMONU DEĞERİNİ HİÇ KAYBETMEDİ” Kastamonu’nun tarihine değinen Turan; “Kastamonu bütün Selçuklu tarihi boyunca iki önemli Uç Beylerbeyliği’nden birisiydi. Diğeri göller yöresindeydi. Kastamonu yöresinin beylerbeyi Hüsamettin Çoban beyiydi. Uçlar hayatiydi. Uçlar devleti besleyenler, milletin devamını sağlayanlardır. Kastamonu başlangıçtan itibaren o kadar güçlü bir kaleydi ki, 200 yıl süren Haçlı Savaşları’nda yara almadı. Haçlı Savaşları aslında bir dünya savaşıydı. Bu savaşlarda Antakya gitti, İznik gitti, İzmir gitti ama kalelerden birisi kaldı. Kastamonu kaldı. Başlangıçtaki sağlamlığının beylikler döneminde de devam ettirdi Kastamonu. Osmanlı Devleti kurulurken veya yücelirken çok fazla çatışma göstermemiştir. Halbuki çok güçlü bir beylikti. Genelde Osmanlı Beyliği ile müttefik olarak yoluna devam etmiştir. Osmanlı döneminde de Kastamonu yine başrollerdedir. Kastamonu dönemin en büyük vilayetlerindendi. Sosyo-ekonomik olarak Kastamonu değerini hiç kaybetmedi. Bu özelliğin İstiklal Savaşı’nda da kaybetmedi” dedi. Belediye Başkan Vekili Eşref Can ise, “Belediye Başkanımız Tahsin Babaş yoğun programı dolayısıyla bu programa katılamadılar. Kastamonu 7 bin yıllık tarihe sahip kadim bir şehir ve kültür şehridir. 900 yıldır da Türk Yurdu’dur. Kastamonu manevi değerleri ile Milli Mücadele yıllarından kahramanları ile anılan tarih ve kültür şehridir” dedi. “ANADOLU KASTAMONU’DUR, KASTAMONU ANADOLU’DUR” Anadolu’nun Türkleşmesinde Kastamonu’nun büyük rol oynadığını ifade eden Vali Yaşar Karadeniz: “Bu konuyu özetlersek Anadolu Kastamonu’dur, Kastamonu Anadolu’dur. Bunu bu şekilde kabul etmemiz gerekiyor. Biz onun için Kastamonu olarak Türk Dünyası Kültür Başkenti olmayı sonuna kadar hak ettik. Bu yıl gerçekleşen bu programda hakkın teslimidir. Bu yıl gerçekleşecek bir programları ele alarak Kastamonu’nun tarihi ve kültürel özelliklerini ülkeye ve Türk Dünyası’na tanıtmak, hem de Türk Dünyası Kültürü ile ülkemizin kaynaşmasını sağlamak ana amacımızdır” şeklinde konuştu. “DAHA KÜLTÜR BAŞKENTİ İLAN EDİLMEDEN İL OLARAK BİR HÜCUMA UĞRADIK” Türk Dünyası Kültür Başkenti seçildikten sonraki sürece değinen Vali Karadeniz; “Tabi ki biz Türk Dünyası Kültür Başkenti olduktan sonra yaşanan süreçten bahsetmek istiyorum. Daha Kültür Başkenti ilan edilmeden il olarak bir hücuma uğradık. Bu hücum Kastamonu için ülkemiz için veya Türk Dünyası için kültür başkenti olmamışız, belirli şirketler için belirli tanıtım organizasyonlarına para kazandırmak için bu iş yapılmış gibi bir algı oldu. Kastamonu’yu hiç tanımayan, Kastamonu’yu hiç bilmeyen bu grupların hepsi sırayla Kastamonu’ya damlamaya başladılar. Amaçları Kastamonu’ya ve Türk Kültürü’ne bir şey sumak değil, biz bu işten nasıl kar elde ederiz diye düşünüyorlardı. Ama Kültür Konseyi’nin yaklaşımı böyle olmadı. Onlara bu yaklaşımlarından dolayı teşekkür ediyorum. Burada elde edilen verileri kitap haline getirme düşüncesindeyiz. Kültür Başkentliğinin en önemli özelliği kalıcı eserler bırakacak olmasıdır” ifadelerini kullandı. SEMPOZYUM BUGÜN 4 OTURUMLA DEVAM EDECEK Konuşmaların ardından sempozyum Prof. Dr. Refik Turan başkanlığında Prof. Dr. Mustafa Hamdi Sayar, Prof. Dr. Birsel Küçüksipahioğlu ve Prof. Dr. Asnu Bilban Yalçın’ın katılımı ile gerçekleştirilen “Türkler Öncesi Kastamonu” konulu oturum ile başladı. Sempozyumun ikinci oturumunda Prof. Dr. Cevdet Küçük başkanlığında Prof. Dr. Cengiz Tomar, Prof. Dr. Salim Cöhce ve Prof. Dr. Abdülkerim Özaydın’ın katılımı ile “Türk Akınları ve Kastamonu” konusuyla Türk akınlarının Kastamonu’daki yansımaları anlatıldı. Günün son oturumunda Prof. Dr. Mahir Aydın başkanlığında Prof. Dr. Cevdet Yakupoğlu, Doç. Dr. Yahya Başkan ve Doç. Dr. Erkan Göksu’nun katılımı ile “Beylikler Dönemi Kastamonu” başlığı adı altında Kastamonu’nun o döneme dair yönlerinden bahsedildi. Sempozyum bugün 4 oturumla devam edecek. Sempozyumda bugün “Osmanlı Döneminde Kastamonu”, “Bir Medeniyet Merkezi Olarak Kastamonu”, “Milli Mücadele Dönemi’nde Kastamonu” ve “Sosyo-Kültürel Kimliği ile Kastamonu” konuları işlenecek.

Bakmadan Geçme