TRSM'de hastalar terapilerle tedavi ediliyor
Toplum Ruh Sağlığı Merkezi (TRSM), 1 Ekim 2011 yılında faaliyete geçerek Kastamonu'daki çalışmalarına başladı. Kendilerine kayıtlı şizofreni, şizoaffektif bozukluk, organik olmayan psikoz, bipolar duygu durum bozukluğu tanısı bulunan hastaların tedavi sürecinde yanlarında olan Toplum Ruh Sağlığı Merkezi 1 Psikiyatri Uzman doktor,1 Psikolog, 2 Hemşire, 1 Sosyal Hizmet Uzmanı, 1 Halk Eğitimi Öğreticisi, 1 Spor Eğitmeni...
Toplum Ruh Sağlığı Merkezi (TRSM), 1 Ekim 2011 yılında faaliyete geçerek Kastamonu’daki çalışmalarına başladı. Kendilerine kayıtlı şizofreni, şizoaffektif bozukluk, organik olmayan psikoz, bipolar duygu durum bozukluğu tanısı bulunan hastaların tedavi sürecinde yanlarında olan Toplum Ruh Sağlığı Merkezi 1 Psikiyatri Uzman doktor,1 Psikolog, 2 Hemşire, 1 Sosyal Hizmet Uzmanı, 1 Halk Eğitimi Öğreticisi, 1 Spor Eğitmeni ile hizmet veriyor. Toplum Ruh Sağlığı Merkez’inde kaydı alınan her hasta için, hastanın istek ve ihtiyaçları doğrultusunda danışmanı ve sorumlu doktor ile bakım planı hazırlanıyor. “YENİ TIBBİ GÖRÜŞLERE GÖRE PSİKİYATRİDE HASTALARIN TOPLUMLA UYUMU ÖNEMLİ” Merkezde görevli Sosyal Hizmet Uzmanı Emre Kayım şu an itibari ile Türkiye’de bulunan Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri’nin şizofreni, organik olmayan psikoz, şizoaffektif bozukluk, bipolar duygu durum bozukluğu tanısı konulan ve riskli grup olarak adlandırılan ve sürekli tedavi gerektiren hastalıklar olduğu için bu gruplara öncelikli olarak hizmet verdiklerini dile getirerek; “Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri yokken bu tür hastalar genelde uzun süreler hastanelerde yatırılarak kapalı alanlarda tedavi edilmeye çalışılıyordu. Ama yeni tıbbi görüşlerle birlikte psikiyatride hastaların toplumla uyumu, toplumun hastaya daha çok uyumu ile birlikte uyum süreci gelişmeye başladı. 2010 yılında da Türkiye sağlık bakanlığı aracılığı ile önce pilot bölgeler seçilerek sonra tüm Türkiye’de toplum ruh sağlığı merkezleri kuruldu” dedi. “GEZİCİ EKİPLERLE EV ZİYARETLERİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ” Merkezlerinde uyguladıkları tedavi yöntemleri ve aktivitelerden de bahseden Emre Kayım konuşmasını şöyle sürdürdü: “Burada hastaların temel ilaç tedavileri uygulanıyor. Tedavileri, ilaçlarla uyumları takip ediliyor. Hastaları aileleri ile birlikte ele alıp bireysel ihtiyaçlarını değerlendiriyoruz. Bu ihtiyaçlarını kendilerinin tespit etmelerine yardımcı oluyoruz. Onların istekleri ve bizim gördüğümüz ihtiyaçları alıp bir araya getirip buna göre bir bakım planı oluşturuyoruz. Her hastanın kendine ait bir bakım planı oluyor. Düzenli kontrollerle planda koyduğumuz hedeflere ulaşılmış mı hastada ne tarz gelişimler olmuş, ne gibi şikayetleri var, bunları her görüşmede değerlendiriyoruz. Temel olarak her hastayı en az 3 ayda bir iyi bile olsa buraya gelmesi yönünde teşvik ediyoruz. Gelmedikleri ya da gelemedikleri durumlarda biz gezici ekiplerle evlerine gidip onlarla görüşebiliyoruz. Gelemeyen hastalarımız öncelikli olmak üzere buraya gelen hastalarımıza da moral motivasyon olması için ve yaşadıkları ortamları gözlemleyebilmek için evlerine gidip ev ziyaretleri gerçekleştirebiliyoruz. Karşılıklı bir bağın oluşması açısından da ev ziyaretleri güzel bir hizmet oluyor.” “UĞRAŞ TERAPİLERİ HASTALARIMIZA ÖZGÜVEN SAĞLIYOR” Merkezlerinde günlük uğraş terapilerinin de olduğunu dile getiren Kayım, uğraş terapilerinin Halk Eğitim Merkezi’nden kendilerine yönlendirilen uğraş hocası tarafından yaptırıldığını kaydetti. Kayım konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “İyi durumda olan hastalarımızı haftanın 5 günü çağırıyoruz ve hocamız kapasitelerini göz önünde bulundurarak yapabilecekleri uğraş terapilerini veriyor. Bu uğraş becerileri el ve göz koordinasyon becerilerini artırıyor, hastalık belirtilerinden uzaklaşmalarını sağlıyor. Hem de kendilerine özgüven getirmelerine yardımcı oluyor. Haftanın iki günü de Gençlik Spor İl Müdürlüğünden gelen spor hocamız hastalara beden hareketleri yaptırıyor, masa tenisi uygulamaları yaptırıyor. Uygun olursa hastalarımızı kapalı spor salonuna da götürüyoruz. 2 yıl önce hastalarımız, hastane personeli ve genel sekreterliğimizle birlikte Masa tenisi turnuvası düzenledik. Güzel bir kaynaşma ve sosyal aktivite oldu. Bu tür etkinlikleri devam ettirmek istiyoruz. Butür etkinlikler hastaların toplumla uyumunu arttırıyor, morallerini düzeltiyor, iyileşmelerinde etkili oluyor. İlaç tedavisi bu tür hastalıklarda yeterli gelmiyor. Hastaların sosyal olması, insanlarla ilişkilerini arttırması, özgüven kazanması bizim ana hedefimiz. Hastalarımızı çalışabilecek duruma getirebilmek bizim en büyük amacımız. O şekilde olan hastalarımızda çok sayıda oldu. Haftada bir gün etkileşimli grup terapisi yapıyoruz. Haftada bir gün grup psiko eğitimi gerçekleştiriyoruz. Hastalarımızın uğraş terapisinde yaptıkları ürünleri kermeslerde satıyoruz. Oradan elde ettiğimiz gelirlerle hastalarımıza piknik, geziler, müze ziyaretleri gibi çeşitli aktiviteler gerçekleştiriyoruz. Şizofreni ve daha ağır ruh sağlığı haslığı olan kişilere karşı ne yazık ki toplumda kırılamayan bir ön yargı var. Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri’nin amacı da hastaların toplumla kaynaşmasını sağlamak ve topluma bu bilinci kazandırmak. Hiçbir şizofreni hastasının saldırganlık oranı normal insanlardan fazla değildir. Bizler hastalarımıza destek olarak onlar toplumla bütünleştirerek, sosyal aktivitelerle onlara daha çok yardımcı oluyoruz.” “GÖNÜLLÜ HOCALARA İHTİYACIMIZ VAR” Merkezlerinde en büyük eksikliğin müzik, drama gibi sosyal uğraş terapileri için gönüllü hocalar olduğunu dile getiren Kayım, özellikle bu konuda genç öğretmenlerden destek beklediklerini ifade etti. Kayım sözlerini şöyle sonlandırdı: “Vatandaşlarımızda istedikleri zaman merkezimize gelebilir, buradaki hizmetleri öğrenebilirler. Çevresinde bu tarz rahatsızlığı olan yakınları varsa onların da buraya kayıt olmasını sağlayabilirler. Şu anda 562 adet hizmet verdiğimiz aktif hastamız var. Türkiye çapında ulaşılan hasta sayısı ve hizmet bakımından Kastamonu önde olan iller arasında. Yatarak tedavi hizmetimiz yok. Zaten amacımız iyi durumda olan hastalara hizmet vermek, kötüleşme ihtimali olan hastalara da önceden tespit edip, hastaneye yatmaya ihtiyaçları kalmadan tedavilerini gerçekleştirmek. Tabi zaman zaman sevkini sağladığımız hastalar da olabiliyor.” YENİ BİR BİRİM AMATEM Toplum Ruh Sağlığı Merkezi içerisinde bulunan bir diğer birim olan ve Ocak ayında hizmet vermeye başlayan AMATEM’le ilgili olarak da Psikolog Sema Çiğdem bilgiler verdi. Çiğdem, “AMATEM’in amacı bağımlılık tedavisi ama aynı zamanda kişiyi sosyal yaşamada hazırlamak. Alkol, sigara, kumar bağımlılığı ile ilgili çalışmalar yapacağız. İlaç tedavisi dışında da grup terapisi düzenli olarak yapacağız. Çalışmalarımızı bu şekilde yürütmeyi düşünüyoruz” şeklinde konuştu. Şu anda AMATEM’e başvuranların az sayıda olduğunu dile getiren Çiğdem, AMATEM’in açıldığının henüz tam olarak duyulmadığını kaydetti. Çiğdem; “Biraz da insanlara bu merkez hakkında bilgi vermek gerekiyor. Bağımlılar kendilerindeki bağımlılığı çok kolay kabul eden, bununla yüzleşen kişiler olmadıkları için ilk başta çekiniyor da olabilirler. Ve gönüllü de olmayabilirler. Bir takım çalışmalarla onların gönüllü bir şekilde tedavi olmak istemelerini sağlayacağız. Bizim ikna etmemiz geçici bir çözüm olur, kişinin kendinin bunu kabul etmesi gerekiyor ve tedavi ve terapi aşamasında hayatını buna göre yönlendirmesi gerekiyor” dedi.