Toprakta Bereket, Gelecekte Umut Var
Türkiye'nin bereketli toprakları, bu yıl da Hasat Bayramı'na şahit oluyor.
Her yıl geleneksel olarak kutlanan Hasat Bayramı, çiftçilerin bir yıllık emeklerinin meyvesini topladıkları, bereketin ve bolluğun simgesi olarak önem taşıyor. Bakliyat, tarımın ve beslenmenin temel taşlarından biri olarak, sürdürülebilir tarım uygulamaları ile üretildiğinde hem çiftçiye hem de tüketiciye büyük değer katıyor.
Bu yılki Hasat Bayramı'nda, Reis Gıda'nın sloganı olan "Toprakta Bereket, Gelecekte Umut Var" ifadesi, tarımın sürdürülebilirliğine olan bağlılığımızı ve geleceğe yönelik umutlarını yansıtıyor.
‘Hasat Süreci, Bakliyat Ürünleri İçin Özellikle Kritik Bir Öneme Sahiptir’
Hasat Bayramı münasebetiyle Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun “Hasat süreci, bakliyat ürünleri için özellikle kritik bir öneme sahiptir. Doğru hasat zamanı ve yöntemleri, ürün kalitesini doğrudan etkilerken, kuruma ve depolama koşulları ürünlerin uzun süreli saklanmasını sağlamaktadır. Ayrıca akıllı tarım teknikleri gibi sürdürülebilir tarım uygulamaları hem çevre dostu üretim sağlamakta hem de çiftçilerin ekonomik refahını artırmaktadır. Türkiye tarım sektörü, 2023-2024 bitkisel üretim sezonuna sürdürülebilir tarım uygulamaları ve gelişmiş kalite yönetimi süreçleri ile başladı. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz, ülkemizin buğday ve bakliyat ihtiyacını karşılamada kritik roller üstleniyor. Özellikle buğday ve mercimek başta olmak üzere, hasat sürecimiz, mayıs ve haziran aylarında yoğunlaşan bir döneme girmiştir” dedi.
Işılay Reis açıklamasının devamında, “Türkiye'nin tarım sektörü, her yıl olduğu gibi bu yıl da ülkemizin gıda arz güvenliğini korumak ve sürdürülebilir bir üretim sağlamak için çalışmalarına devam ediyor. Hasat Bayramı'nda kutladığımız bu bereket, gelecek nesillere sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünya bırakma hedefimizi pekiştiriyor. 2023-2024 tarım sezonunda verimliliğin arttığı, kaliteli ve yüksek rekolteli ürünlerin hasat edildiği, çiftçilerimizin bol kazanç sağladığı bir üretim sezonu olmasını diliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Kışlık Ekimler Geç Yapılmaya, Yazlık Ekimler İse Erken Yapılmaya Başlandı’
Küresel ısınmanın etkileriyle mevsim normallerinde görülen değişimler, yağış miktarlarının azalması ve sıcaklıkların artması gibi faktörler, ekim, gelişim ve hasat dönemlerini etkiliyor. Küresel iklim değişikliğinin etkileriyle yağış miktarlarının azalması ve sıcaklığın artması ekim, gelişim ve hasat dönemlerinin yıldan yıla değişimine yol açıyor. Kışlık ekimler geç yapılmaya, yazlık ekimler ise erken yapılmaya başlandı. Özellikle buğday, arpa ve yulaf gibi temel tahılların ekimi ve hasadı üzerinde belirgin bir etki göstermektedir. İlkbahar ayları, Türkiye'de buğday, arpa ve yulaf gibi tahıllar için ekim zamanı olarak bilinirken, bu tahıllar genellikle yazın başında olgunlaşmaktadır. Ancak, son yıllarda yaşanan iklim kaymaları, bu dönemleri daha erken veya daha geç tarihlerde gerçekleşecek şekilde değiştirmektedir. Bu değişiklikler, çiftçilerimizin ekim ve hasat zamanlamalarını dikkatle yönetmelerini gerektirmekte, ürün rekoltesi ve kalitesini maksimize etmek için yeni stratejilerin benimsenmesini zorunlu kılmaktadır. Türkiye'nin tarım sektörü, iklim değişikliklerine adaptasyon sağlamak adına çeşitli önlemler almakta ve bu süreçte yerel ve ulusal düzeyde politikalar geliştirmektedir. Örneğin, geçmişte haziran ve temmuz aylarında hasat edilen buğday, son yıllarda mevsimsel kaymalar nedeniyle daha erken dönemlerde hasat edilmeye başlanmıştır. Sebze ve meyveler için de benzer durumlar söz konusudur; iklim değişiklikleri nedeniyle ekim ve hasat zamanları giderek daha öne çekilmekte veya gecikmektedir.
‘Gıda Arz Güvenliğini Tehdit Eden Herhangi Bir Husus Bulunmamaktadır’
Hasatların erken yapıldığına dikkat çeken Işılay Reis Yorgun; “Değişen iklim şartlarına bağlı olarak uzun yıllardır ilk defa Nisan ayı sonunda Adana’da buğday hasadı yapıldı. Konya’da hasat geçtiğimiz yıllara göre 15 gün önce başladı. Bu erken başlangıç, değişen iklim şartlarının tarım takvimimizi nasıl etkilediğinin bir göstergesidir. Ülkemizin yeni mahsule kadar hububat ve bakliyat ürünlerinde tüketim talebini karşılayacak stok seviyelerine sahip olup gıda arz güvenliğini tehdit eden herhangi bir husus bulunmamaktadır” dedi.
‘Reis Gıda, Ürünlerinin Kalitesini Artırmayı Hedeflemektedir’
Reis Gıda’dan yapılan bilgilendirmede ise; “Türkiye'nin tarım sektörü, iklim değişikliklerinin getirdiği zorluklara uyum sağlamak ve sürdürülebilir bir gelecek için gerekli adaptasyonları gerçekleştirmek adına çalışmalarına devam etmektedir. İklim değişikliklerine adaptasyon için yeni çeşitlerin geliştirilmesi, sulama tekniklerinin iyileştirilmesi ve ekim takvimlerinin revize edilmesi gibi çeşitli stratejiler geliştirilmektedir. Bu stratejiler, sadece mevcut duruma uyum sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda gelecekteki potansiyel iklim değişiklikleri karşısında tarım sektörümüzü daha dayanıklı hale getirmeyi amaçlamaktadır. 24 Mayıs 2024 tarihinde açıklanan Bitkisel Üretim 1. tahminine göre 2024 yılında tahıl üretimi 39,9 milyon ton olarak tahmin edilmektedir. Buğday üretiminin 21 milyon ton, arpa üretiminin 8,4 milyon ton, çavdar üretiminin 270 bin ton, yulaf üretiminin 400 bin ton ve mısır üretiminin 8,5 milyon ton olması beklenmektedir. Kuru baklagiller grubunda, 2024 yılı üretim tahminlerine göre nohut üretimi 610 bin ton, kuru fasulye üretimi 270 bin ton ve kırmızı mercimek üretimi ise 410 bin ton olarak tahmin edilmektedir. Reis Gıda, yıllardır yerel çiftçilerle güçlü iş birlikleri kurarak, onların emeklerine değer katmayı ve ürünlerinin kalitesini artırmayı hedeflemektedir. Bu kapsamda projelerini arttırarak çiftçilerimizin üretimlerine devam edebilmesi için çalışmalarını sürdürüyor. 2020 yılında başlattığımız ‘Reis Bakliyat Köyleri’ ile yerel çiftçilerimizin gelirlerini artırmayı ve üretime teşvik etmeyi sürdürüyoruz. Bu yıl da Ordu'nun Akkuş ilçesinde şeker fasulyesi üretimine başlamış bulunmaktayız. Üreticimizin alın teriyle hasat edilecek bu ürünler, sofralarımıza ulaşacak. Hayatımızın idamesinde vazgeçilmez unsur olan gıda ürünlerinin üretimini gerçekleştiren tüm üreticilerimize minnettarız” denildi.
Işılay Reis Yorgun son olarak; “Hasat dönemi, çiftçilerimiz için yılın en yoğun ve zorlu zamanıdır. Yazın sıcağında, tarlalarda saatlerce çalışarak ürünlerini toplarlar. Bu süreç, fiziksel olarak yorucu olmanın yanı sıra büyük bir dikkat ve özen gerektirir. Ürünlerin en iyi şekilde hasat edilmesi hem kaliteyi korumak hem de israfı önlemek açısından kritik öneme sahiptir” dedi.