Topluma Virüs Gibi Yayılıyor
Uzman Klinik Psikolog Yiğit Daimselamet, toplumda artan öfkenin psikolojik etkileri hakkında konuştu.
Uzman Klinik Psikolog Yiğit Daimselamet, toplumda artan öfkenin psikolojik etkileri hakkında konuştu.
Uzman Klinik Psikolog Yiğit Daimselamet; öfke ve şiddettin psikolojik dengeleri bozduğuna dikkat çekti.
Uzman Klinik Psikolog Yiğit Daimselamet; "Son yıllarda dünya genelinde artan şiddet olayları; şiddetin evrensel sorunlar arasındaki yerini almasına neden olmuştur. Şiddet olaylarına ilişkin yapılan çalışmalar göstermektedir ki; bireyi şiddete yatkın kılan pek çok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerden en önemlisi ise artan toplumsal Şiddet sarmalı" dedi.
Son dönemlerde toplumda artan şiddet olaylarına dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Yiğit Daimselamet; “Son yıllarda ülkemizde şiddetin birçok farklı biçimiyle karşı karşıyayız. Kadına yönelik şiddet, hayvanlara yönelik şiddet ve trafikte artan öfke gibi, toplumsal huzursuzluğun çarpıcı örnekleri arasında yer almaktadır. Bu durum, bireylerin psikolojik iyi oluşunu olumsuz etkileyen ve derin yaralar açan ciddi bir sorun haline gelmektedir. Şiddetin bu denli yaygınlaşması, sadece bireylerin fiziksel sağlığını tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda toplumsal yapıyı da kökünden sarsmaktadır. Stres faktörlerinin artmasıyla birlikte, bireylerin duygusal dünyasında ciddi bir öfke birikimi yaşandığını gözlemlemekteyim. Bu öfke, kadına, hayvanlara ve trafikte karşılaştığımız diğer insanlara yönelmekte ve şiddet sarmalı giderek büyümektedir. Bu şiddet biçimleri, toplumda kalıcı izler bırakmakta ve giderek normalleşmektedir. Ancak bu durumu sadece fiziksel sonuçlarıyla değerlendirmek yetersiz olur. Şiddetin yayılması, bireylerin psikolojisini derinden etkiler ve toplumsal ruh sağlığı üzerinde ciddi sonuçlar doğurur” dedi.
‘Toplumsal Boyutta Geniş Çaplı Sonuçlar Doğurabilir’
Öfke ve şiddettin psikolojik dengeleri bozduğunu söyleyen Uzman Klinik Psikolog Yiğit Daimselamet; “Toplumda yaygınlaşan şiddet ve öfke, bireylerin psikolojik dengelerini bozarak onları kronik stres, travma ve çeşitli ruhsal bozukluklarla baş başa bırakmaktadır. Bu olumsuz etkiler hem bireysel hem de toplumsal boyutta geniş çaplı sonuçlar doğurabilir. Şiddet ortamında yaşayan bireyler, sürekli tetikte olma haliyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, bireylerde kronik stres ve anksiyete bozukluklarına yol açar. Özellikle kadına yönelik şiddet olaylarına tanık olan ya da mağduru olan bireyler, kendilerini sürekli bir tehdit altında hissedebilir” ifadelerine yer verdi.
‘Öfke Olayları, İnsanlarda Derin Travmalar Yaratabilir’
Öfke olaylarının derin bir sonucunda travmalar olduğunu ifade edene Uzman Klinik Psikolog Yiğit Daimselamet; “Kadına yönelik şiddet, hayvanlara yönelik acımasızlık ve trafikte yaşanan öfke olayları, insanlarda derin travmalar yaratabilir. Bu tür olaylara maruz kalan ya da tanık olan kişilerde travma sonrası stres bozukluğu gelişebilir. Özellikle çocuklar ve gençler, bu tür olaylar karşısında uzun vadeli psikolojik yaralar alabilmektedir. Travma, bireylerin sosyal ilişkilerini zayıflatırken, topluma olan güveni de sarsabilir” dedi.
‘Toplum Genelinde Yaygınlaşan Depresyon Vakalarını Artırabilir’
Şiddetin topluma olan zararları hakkında konuşan Uzman Klinik Psikolog Yiğit Daimselamet; “Şiddetin yaygın olduğu bir toplumda, bireyler zamanla umutsuzluk ve çaresizlik hislerine kapılabilir. Bu olaylar, bireylerde derin bir güvensizlik hissi yaratmaktadır. Bu durum, toplum genelinde yaygınlaşan depresyon vakalarını artırabilir. İnsanlar, yaşadıkları çevrede kendilerini güvende hissetmediklerinde, yaşam motivasyonları azalabilir ve bu da depresyonun derinleşmesine neden olabilir ”ifadelerini kullandı.
‘Şiddetin Toplumda Yaygınlaşması, Kutuplaşmayı Artırmaktadır’
Şiddetin sürekli olarak yaşandığı bir toplumda insanların zamanla şiddete karşı duyarsızlaştığını belirten Uzman Klinik Psikolog Yiğit Daimselamet; “Şiddetin sürekli olarak yaşandığı bir toplumda bireyler zamanla şiddete karşı duyarsızlaşabilir. Empati yoksunluğu, insanları birbirine karşı daha tahammülsüz ve öfkeli hale getirmektedir. Şiddetin toplumda yaygınlaşması, kutuplaşmayı ve ötekileştirmeyi artırmaktadır. İnsanlar, kendilerinden farklı görüşteki ya da sosyal sınıfta yer alan kişilere karşı daha fazla nefret ve öfke beslemeye başlayabilir. Bu da toplumsal dayanışmanın yerini düşmanlık ve ötekileştirmeye bırakmasına neden olmaktadır. Toplumsal kutuplaşma, bireylerin yalnızlaşmasına ve topluma yabancılaşmasına yol açarak, şiddetin daha fazla körüklenmesine zemin hazırlar. Bu şiddet sarmalını kırmak ve bireylerin ruh sağlığını korumak için toplumda geniş çaplı bir seferberlik gerekmektedir. Şiddetin toplumsal etkilerini azaltmak için bireysel farkındalığın ve toplumsal dayanışmanın artırılması şarttır. Bu şekilde daha sağlıklı ve huzurlu bir topluma ulaşabiliriz” şeklinde konuştu.