'Teleferiğin güzergahı doğru değil'
MHP İL BAŞKANI YÜKSEL AYDIN Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanlığı, dün Kurşunlu Han'da ilimizin muhtarlarıyla kahvaltı programında bir araya geldi. Toplantıda MHP'nin tarihçesinden söz ederek sözlerine başlayan MHP İl Başkanı Yüksel Aydın 'Maksadımız Türk Devleti'nin yaşaması, Türk Milleti'nin huzurlu yaşamasıdır. 15 Temmuz ihanetini hep birlikte yaşadık. Biz yıllar önce bu ihaneti görmüştük. Çünkü tüm müdahaleleri...
MHP İL BAŞKANI YÜKSEL AYDIN;
Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanlığı, dün Kurşunlu Han’da ilimizin muhtarlarıyla kahvaltı programında bir araya geldi.
Toplantıda MHP’nin tarihçesinden söz ederek sözlerine başlayan MHP İl Başkanı Yüksel Aydın; “Maksadımız Türk Devleti’nin yaşaması, Türk Milleti’nin huzurlu yaşamasıdır. 15 Temmuz ihanetini hep birlikte yaşadık. Biz yıllar önce bu ihaneti görmüştük. Çünkü tüm müdahaleleri MHP’ye yönelikti. Bizi teslim almak istiyorlardı. Çünkü bizi teslim alamazlarsa, biliyorlardı ki, ne Türk Devleti’ni ne de Türk Milleti’ni teslim alabilirlerdi. Önce bizden başladılar. Bu hain örgüt 2002 yılında MHP’yi teslim alabilmek için amansız bir mücadeleye girmişti. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, o günlerden bugünleri görebilecek, siyasi ferasete sahip bir liderdir. Bize o zamanlarda ‘Yapmayın, bu eleştiriler doğru değil, bunların alınları secdeye değiyor’ diyorlardı. 15 Temmuz’u gördünüz. Alnı secdeye değen bir şerefsiz, kendi milletine, kendi devletine kurşun sıkar mı? O gece Milletçi Ülkücü Hareket lideriyle beraber tüm mensupları yine ayaktaydı, yine devletinin, milletinin yanındaydı. Dolayısıyla 15 Temmuz’dan sonra, her biriniz bildiği gibi siyasetinde seyri değişti. Çünkü içerideki düşmanlıklar siyasi örtülerle kapatılarak, demokrasi havarileri tarafından farklı sunulmaya başladı. Şimdi Cumhur İttifakı var. Cumhur İttifakı, bunu da iyi anlamanızı istiyorum. Milliyetçi Ülkücü Harekete yönelik operasyonlar hiç bitmiyor. Neymiş baston olmuşuz, değnek olmuşuz, arkasına takılmışız. Neyin bastonu, neyin değneği canım kardeşim, devlet gidiyor devlet. Türk Devleti ayaklarımızın altından kayıp gittikten sonra bütün milletvekilleri sizin olsa ne olur, olmasa ne olur? Bütün belediye başkanları sizin olsa ne olur, olmasa ne olur? Bizim anlayışımız bu bunu anlamayanlara da anlatmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“BÜROKRAT BEYEFENDİNİN MAKAMINA GİDEMİYORSUNUZ”
Türkiye’nin 15 Temmuz’dan sonra yeniden yapılandığını ifade eden Aydın; “Çünkü devleti öyle bir sarmışlar ki, FETÖ bitmedi. Bitti falan zannetmeyin. Dolayısıyla sizlere çok iş düşüyor. Siz bu devletin temsilcilerisiniz. Buradan tüm muhtarlar adına Sayın Cumhurbaşkanı’na teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı sizi kıymetlendiriyor da, Sayın Cumhurbaşkanı’nın Sarayı’na gidiyorsunuz. Burada kendini bilmez sözüm ona bürokrat beyefendinin makamına gidemiyorsunuz. Yok böyle bir dünya yok. Öyle bir şey yok. Kapı açık olacak kardeşim kapı açık olacak. Sen bu milletin vergisi ile emekleri ile alıyorsun o maaşı. Ondan sonra bana kabadayılık yapacaksın. Bundan sonra sizi üzeni 10 katı ile ben üzeceğim. Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı olarak. Adama bak ya randevu vermiyor. Biz para mı istiyoruz? Pul mu istiyoruz? Çıkacağız bir elini sıkacağız. Nezaket ziyareti bu. Bir çay ısmarlarsa içeriz. Ismarlamazsa ‘Eyvallah’ der gideriz. Dalga mı geçiyorsun sen bizimle? Onun için herkes haddini bilecek. Oturduğumuz koltuğun ne anlama geldiğini bileceğiz” diye konuştu.
“AZDAVAY’IN BİR BELEDİYE BAŞKANI VAR DİLLERE DESTAN”
MHP’nin oy oranlarına değinerek sözlerine devam eden Aydın; “Bizi değerlendirirken çok cimri davranıyorsunuz. Yani bizi bir yere koymuşsunuz yüzde 10-15 gibi Allah aşkına biraz daha dönün bizden tarafa. Birde biz yönetelim ne olacak ki? Yine siz bilirsiniz de, bazen söylüyorum ya kraldan çok kralcı var diye. Siz ortada durun. Siz devletin temsilcisisiniz. Bizde sizin emrinizdeyiz. Kim nereye vermek istiyorsa oyunu oraya versin. Vatandaşı zorlamayın. İnsanlar şaşırmışlar. Azdavay’ın bir belediye başkanı var dillere destan. Ya arkadaş bunun ortaya çıkacağını hiç düşünmüyor musun? Ya değerli muhtarlar bunu yazan muhtarlara da ben hayret ediyorum. Bir evde 19 kişi var. Yetimhane gibi olmuş ev. 19 kişi yazdırmış evine. Belediye Başkanı yazdırmış bunu. Tespit ettik bir personelinin evinde 24 kişi kalıyor. Ya bu olur mu Allah aşkına? Başsavcıya söyledim. ‘Sayın başsavcım bunun insafla, izanla alakası olmayan bir konu’ diye. Bunun içinden nasıl çıkacağız? Biz itirazımızı yapacağız. Ama sayın savcım siz ‘İlçelerdeki hakimlerimizi ve savcılarımızı itinalı davranmaya çağırırsanız çok memnun olurum’ dedim. Kendisi de olumlu karşıladı. Bu olur şey değil. 500 kişi. Şimdi bu ilçeye pazar 500 kişiyi getireceksin, ilçenin kaderini belirleyeceksin, akşamda o beyefendiler otobüse binip geri dönecek. Böyle ahlaksızlık olur mu? Şehre hakaret bu. Kim kazanırsa kazansın. Bırakın buna o şehirde yaşayanlar karar versin. Zaten 2 bin 700 seçmen var. 500’ünü getiriyorsun. Şehrin kaderini belirleyip, yürüyüp gidiyorsun” dedi.
“BABANIZIN ÇİFTLİĞİMİ ORASI SİZİN?”
Yüksel Aydın Ziraat Odası seçimlerine de değinerek; “Beyefendi delege listesini 3 gün kala verecekmiş. Belki başka adaylarda var. Onlarda çalışacak. Babanızın çiftliğimi orası sizin? Niye bu insanları üzüyorsunuz? Neden birbirimizi üzüyoruz? Bu şehir önce huzuru hak ediyor” ifadelerine yer verdi.
“OLDU MU ŞİMDİ 10 DAİRE SAHİBİ?”
Açıklamalarına devam eden Aydın; “Çok katlı bina işini yanlış yaptınız dedik. 25-30 katlı binalarla ne işimiz olur bizim? Vatandaş 5 daire yerine 10 daire sahibi olacakmış. Oldu mu şimdi 10 daire sahibi? Elindeki gitti. Arsa gitti. Güzelim 2 katlı evi vardı. O gitti. Alan sıkıntıda, satan sıkıntıda. Müteahhit yürüdü gitti. Müteahhit sıkıntıda. Vatandaşın 1 evi beş daire oldu mu? Olmadı. Vatandaşı böyle yönlendirirseniz, vatandaş tabi talep edecektir. Bizim Kastamonu’da arsa üretmek gibi bir derdimiz yoktu. Ben mi görmüyorum? Kastamonu’da 5 bin 10 bin kişi istihdam eden üretime dönük bir yer mi var? Bu kadar konutu biz neden ürettik? Tosya yolu ortada, o güzelim Kuzeykent ortada. Aynı Suriye gibi oldu. Binalar delik deşik. Şimdi biz böyle söyleyince beyefendiler alınıyor. ‘Ya sizin meclis üyeleri de imza attı buna’ diyorlar. Attı mı? Atmış, yanlış yapmışlar. Onlara da söyledim. Bu davranışlarının yanlış olduğunu onlara da söyledim. Belediye Meclisi Grup Başkanımız ‘Sözüm yanlış anlaşıldı. Ben öyle demek istemedim’ diyor. ‘Çık açıklama yap o zaman’ dedim. CHP İl Başkanı demiş ki ‘Yüksel Aydın’a mı inanacağız. Yoksa Muzaffer Berber’e mi?’ Bana inanacaksınız. Yüksel Aydın ne dediyse doğrudur. Ben doğruları söyleyerek siyaset yapacağım. Yanlış yapmışsam çıkıp bende yanlış yapmışım diyeceğim. Onun için Sayın CHP İl Başkanı sen benim söylediklerimi dinlemeye devam et. Muzaffer Berber, açıklamasını yapacak yarın onu da okursun” şeklinde konuştu.
“TELEFERİK TARİHİ YAPIYI BOZUYOR”
Teleferik güzergahının yanlış olduğunu söyleyen Aydın; “Kastamonu tarihi ile maneviyatı ile kültürel yapısı ile münhasır bir şehir. Dolayısı ile yapacağımız yatırımları ve projeler buna göre hazırlamamız ve uygulamamız lazım. Tamam teleferik yapılsın bir sıkıntı yok. Biz Galip hoca ile belediyeyi kazanırsak. Vatandaşa soracağız. Güzergahı doğru değil bence. Caminin yanında direği görüyorsunuz değil mi? O hem tarihi yapıyı bozuyor hem de güzergahı doğru değil bence. Vatandaşa sorup bunu yeniden değerlendirmek lazım diye düşünüyorum. Konakların restore edilmesi çok doğru. Hatta çok bile geç kalındı. Allah aşkına Safranbolu 3-5 konak ile dünya kenti oldu. Bizim tarihi dokumuzun milyonda 1’i bile yok orada. Biz tarihi kenti tanıtamadık. Beceremedik. Türk Dünyası Kültür Başkenti programını bile yüzümüze, gözümüze bulaştırdık. Görseli ile güzeldi ama bütün parayı biz harcadık. Eskişehir olduğunda oraya milyon dolarla aktı. Bize o anlamda bir faydası olmadı” dedi.
“EMANETEN Mİ SAKLIYOR, ORAYI MÜZE HALİNE Mİ GETİRDİ?”
Aldığı duyumlar üzerine sözlerine devam ettiğini vurgulayan Aydın; “850 bin TL’ye biri konağı alıyor. 450 bin TL’ye belediyeye satıyor. Orası ayrı bir muamma fakat bu konaklar alındıktan sonra tarihi değeri olan malzemeler var. Şimdi mesela bizim bununla ilgilenen bir arkadaşımız var. Şeyhin kürsüsü ve asaları ile beraber, Şeyoğlu Konağı, alınmış. Ama şimdi ne şeyhin kürsüsü var ortada nede asası. Bu ve benzeri diğer konaklarda da tarihsel değeri olan malzemeler var. Duyduğumuza göre, söyleyenlerin yalancısıyım ben. Belediyeden bir arkadaş, köyün birine kendisine baya büyük bir ev yaptırmış. Bütün malzemeler oradaymış. Emaneten mi saklıyor, orayı müze haline mi getirdi? Orasını bilmiyorum ben. Ama öğreneceğim. Kamu adına mı toplanıyor, kendisi mi topluyor? Bunun takipçisi olacağız. Kastamonu’da müze yok var mı? O bildiğimiz müzenin dışında. Allah bize nasip ederse bu Osmanlı Sarayı var. Orayı Galip hocaya programa aldıracağız hemen orayı müze haline getireceğiz. Çünkü o kadar çok tarihi eserimiz var ki” ifadelerini kullandı.
“SOSYAL YARDIMLAŞMA DERNEĞİNİ ADALETLİ YÖNLENDİRİN”
İlçe kaymakamlarına seslenen Aydın; “İlçelerde devlet adına görev yapan kaymakamlarımızdan ricamız ve istirhamımız şu. Biz adalet istiyoruz. Başka bir şey değil. Adaletli olmalarını rica ediyorum. Valimizi ziyaret ettiğimde de söylemiştim. ‘Bizim kendimize münhasır hiç bir talebimiz olmaz. Adalet tek taraflı bize çalışmasın, herkese çalışsın, herkese eşit olsun.’ Dolayısıyla kaymakamlardan da adalet istiyoruz. O sosyal yardımlaşma derneğini adaletli yönlendirin. Talebim bu. Bu anlamda çok şikayet alıyoruz. Bunlara gerek yok. Bizim seçmenimiz ferasetli bir seçmendir. Ne yaparsanız yapın, oy öyle kolay kullanılan bir şey değildir. Oy gelinlik kız gibidir. Öyle her isteyene vermez bu millet” şeklinde konuştu.
“BİZ MUHTARLARA SİYASİ BAKMIYORUZ”
Aydın son olarak; “Biz muhtarlara siyasi bakmıyoruz. Sizin de sorumluluk alanı belli. Huzurlu bir şehir istiyoruz. Kastamonu kendisine gelsin istiyoruz. Bir sürü hukuksuzluk var. Ben heybemiz dolu diyorum. Heybe deyince bunu para anlamışlar. Heybemizde çok şey var. Para da var çok şükür ama alnımızın teri bizdeki. Bizim heybemiz yapılan yanlışlarla ilgili dolu. Bunları seçim süresi gelince tüm detayı ile halkımızla paylaşacağız” dedi.