TEK MİLLET, TEK YÜREK VATAN NÖBETİNDE!

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında vatandaşlar, Cumhuriyet Meydanı'nda Demokrasi Nöbeti tutmaya başladı. Demokrasi Nöbetine, Vali Yaşar Karadeniz, AK Parti Milletvekilleri Hakkı Köylü, Metin Çelik, Murat Demir, Belediye Başkanı Tahsin Babaş, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın, Garnizon Komutanı ve Askeralma Bölge Başkanı Personel Albay Sadettin Yıldız, Cumhuriyet Başsavcısı Bülent Kantarcı, İl...

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında vatandaşlar, Cumhuriyet Meydanı’nda Demokrasi Nöbeti tutmaya başladı. Demokrasi Nöbetine, Vali Yaşar Karadeniz, AK Parti Milletvekilleri Hakkı Köylü, Metin Çelik, Murat Demir, Belediye Başkanı Tahsin Babaş, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın, Garnizon Komutanı ve Askeralma Bölge Başkanı Personel Albay Sadettin Yıldız, Cumhuriyet Başsavcısı Bülent Kantarcı, İl Emniyet Müdürü Metin Turgay Karabulak, İl Jandarma Alay Komutanı Albay Yavuz Selim Kapancı, 5’inci Jandarma Eğitim Alay Komutanı Albay Ergün Cebeci, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. “BUGÜNÜ GELECEK NESİLLERE ÇOK İYİ ANLATMALIYIZ” 15 Temmuz ruhunun gelecek nesillere anlatılmasını gerektiğini vurgulayan Belediye Başkanı Tahsin Babaş; “FETÖ/PDY Terör Örgütü mensuplarının 15 Temmuz kalleş işgal girişiminin ve bu hain girişime karşı aziz milletimizin kazandığı mukaddes zaferin birinci yıl dönümü olan bugünü gelecek nesillere çok iyi anlatmalıyız. 15 Temmuz’u unutmamalıyız! Unutturmamalıyız! 15 Temmuz’u en doğru şekilde geleceğe taşıyabilmenin toprağı vatan yapan 250 demokrasi şehidimize ve 2 bin 193 gazimize vefa borcumuz olduğunu hep hatırlamalıyız. Öyle ki 15 Temmuz vatanımıza, bayrağımıza, birliğimize, irademize ve inançlarımıza yönelik gerçekleştirilen tarihin en büyük hainliğidir. 15 Temmuz gecesi milletin savunmasında kullanılmak için milletimizin vergileriyle alınan savunma silahlarının namluları, şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içerisine sızmış olan kalleşler tarafından halka çevrilmiş ve ateşlenmiştir. Tek dertleri vatanlarında özgürce yaşamak, değerlerini korumak olan silahsız sivil halkın üzerine ateş açan bu kalleşler, Türkiye Büyük Millet Meclisimizi, Gazi Meclisini bombalamışlardır. Cumhurbaşkanlığı Külliyesine bomba yağdırmışlardır.15 Temmuz’daki bu kara geceyi; ellerinde ay yıldızlı bayraklarıyla meydanlara koşan, tanklara, uçaklara, silahlara karşı, vatanına iman dolu göğsünü kalkan yapan asil milletimizin vakur duruşu aydınlatmıştır” dedi. “AY YILDIZLI BAYRAĞA SARILI ÇOCUKLARIMIZI GÖRDÜM” 15 Temmuz’un bir kez daha önemine değinen Babaş ; “Asil milletimiz; dinimize, cumhuriyetimize, devletimize, vatanımıza ve bayrağımıza yönelik gerçekleştirilen bu hain saldırıya karşı Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı ruhuyla hareket ederek tek vücut olmuş, iman dolu göğüsler bir kez daha çelikten tankları, savaş uçaklarını ve helikopterlerini alt etmiş, tarih yazmıştır. Bu şanlı mücadele göstermiştir ki milletin gücünün üstünde bir güç yoktur, olamaz. Bu mukaddes zafer tarihteki yerini almıştır. Milletimiz, egemenliğin kayıtsız şartsız kendisinde olduğunu bir kez daha göstermiş, demokrasi nutukları atan Avrupa’ya demokrasi dersi vermiştir. 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına kulak vererek bu meydana toplanan herkesin kahraman ecdadın izinden giderek bu kutsal toprakları asla kalleşe teslim etmeyeceğini söylemesi bizlere güç vermiştir. 15 Temmuz gecesi Cumhuriyet Meydanı'na kundaktaki çocuğuyla gelen anneleri babaları gördüm. Ay yıldızlı bayrağa sarılı çocuklarımızı gördüm. Bastonuyla meydana gelerek vatana sahip çıkacağını haykıran dedelerimizi gördüm” diye konuştu. “KAHRAMAN ECDADIN ASİL TORUNLARIZ” Konuşmasına devam eden Babaş; “Yaradan’ıma şükürler olsun ki sizler gibi şerefli bir topluluğun ferdi olma onurunu bana bahşetti. Kahraman ecdadın asil torunlarıyız. Bizler milletin seçilmişleri olarak kendimizi hain kalkışmanın olduğu gece millete yani sizlere teslim ettik. Bu ülkenin bir evladı olarak hain saldırıya karşı koymak adına sizlerle ilk günden itibaren meydanlarda olduk. Bu süreçte gördük ki bu millet çok büyük bir millet. Bu iman çok büyük bir imandır. Nasıl Seyit Onbaşı Çanakkale Savaşı’nda tek başına mermi yüklenip topu ateşlediyse, Şerife Bacı Kurtuluş Savaşı’nda vatan için çocuğunun üzerindeki örtüyü mermilere örttüyse, 15 Temmuz’da Ömer Halisdemir gibi kahramanlar da şehadete koşarak gitmiştir. 15 Temmuz’da yazılan destanın sembolü olan Ömer Halisdemir parkı bugün büyük bir katılımla açılmıştır. Kahramanımızın ismi şehitler diyarı Kastamonu’muzda ölümsüzleştirilmiştir. Bundan dolayı Cenab-ı Hakk’a şükrediyor, Ömer Halisdemir ve toprağı vatan yapan tüm şehitlerimize Cenab-ı Hak’tan rahmet diliyorum. 15 Temmuz’daki işgal girişiminde başarılı olamayan haçlı zihniyeti ve onun maşaları, 15 Temmuz sonrası ülkemize yönelik ekonomik darbe girişimi başlatmışlardır. Bu kalleş saldırılarda Türkiye’nin büyük birlikteliği karşısında başarısız olmuştur. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’nda kalleşe, haine, gafile istediğini vermeyen kahraman ecdadın, asil torunları 15 Temmuz’da ve sonrasında büyük bir destan yazmıştır. Ecdadının izinden yürüyen aziz milletimiz, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla Türk Milleti’nin damarlarındaki asil kanın ne kadar taze olduğu bir kez daha göstermiştir” ifadelerini kullandı. “MİLLETİMİZ BİRDİR VE BÜTÜNDÜR” Son olarak şu ifadeleri kullan Başkan Babaş; “Mevzu bahis vatansa, serden ve ailesinden vazgeçebilecek kadar koca yürekli asil ve aziz milletimiz; şehadete koşarak gitmiş Dünya’da eşi benzerine rastlanmayan destanların tek sahibidir. Böyle ferasetli, vakur ve mukaddes milletin bir ferdi olmayı nasip eden yüce Rabbime hamt ediyorum. Bu asil millete hizmet etmenin ne kadar önemli ve gurur verici olduğunu kalben hissediyorum. Bizler bu süreçlerden geçerken bazıları kontrollü darbe veya örtülü darbe cümleleri kullanmışlardır. Bu cümleleri sarf edebilecek kadar alabilenler bu kalleşliği gerçekleştirenlerin ortağı olmaktan öte gidemezler. Büyük bir birliktelikle çıkılan yolda aynı birliktelikle devam etmemiz şarttır. Bugün gerçekleştirmiş olduğumuz milli birlik yürüyüşümüz ve akabinde Cumhuriyet Meydanımız da devam eden demokrasi nöbetimiz bizlere göstermiştir milletimiz birdir ve bütündür. Gafillerin, vatansızların ve hainlerin aziz milletimizin duygularını anlama ihtimali yoktur. Meydanları dolduran asil hemşerilerime şükranlarımı sunuyorum. İman dolu göğüslerin çelik tankları, helikopterleri, uçakları ve bombaları alt ettiği gün olan, gafile tarihteki en büyük tokatlardan birinin vurulduğu 15 Temmuz Destanı’nın sahibi milletimize bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Hainlerin işgal girişimi başladığı andan itibaren vakur bir duruş sergileyerek bizlere güç veren Başkomutanımız, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’a, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye, tarihin en büyük hainliğine karşı duran bakanlarımıza,  siyasetçilerimize,  sivil toplum kuruluşu başkanlarımıza ve basınımızın güzide temsilcilerine de şükranlarımı sunuyorum. 15 Temmuz’da kalleşlere karşı sergilenen büyük direnişte kahramanca vatanlarını savunan ve şehadet şerbetini içen 250 şehidimize ve toprağı vatan yapan tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimize minnetlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu. “15 TEMMUZ DEMOKRASİ GÜNÜDÜR” AK Parti Milletvekili Murat Demir, 15 Temmuz gecesi, minarelerden ezan sesiyle milletin ellerinde bayrak, dillerinde Allah Allah nidalarıyla ülkesini ve milli egemenliğini hiç kimseye kaptırmayacağını tüm dünyaya gösterdiğini söyledi. Demir; “Biz vatana sahip çıkmak için tarih boyu canlarımızı vermişiz, bugün vatanımız tehlikeye girdiğinde 7’den 70’e kadınıyla erkeğiyle canlarımızı feda etmek üzere silahların tankların önüne başlarını koyan vatanımızı kurtarmaya çalışan ve ülkesine sahip çıkanlar, o gün bir destan daha yazdı.  15 Temmuz Sevr zayıflamasından kurtulamayan ikiyüzlü batının suçüstü halidir. 15 Temmuz yedi düvele diz çökerten Çanakkale ve Kurtuluş ruhunun ansızın dirilişidir. 15 Temmuz darbe ve işgal çapulcularının bütün renk ve farklarıyla bir olmuş, Aziz millet tarafından meydanlarda boğulmasıdır. 15 Temmuz içimizdeki hainlerin milli irade ateşinde kavrulmasıdır. 15 Temmuz Şehitler, Gaziler ve Demokrasi günüdür. Bin nice destanın kanla yazılmasıdır. 15 Temmuz büyük alınmadır. Pişmanlık ve kopuş fırsatıdır. 15 Temmuz ilahi yardımı ve Gayretullahın vatanımıza tecelli ettiği bir kutsal zamandır.15 Temmuz yüce Yaradan’ı ve Peygamberimizi istismar ederek insanları aldatan FETÖ’nün cümle aleme teşhir ve rezil edildiği vakt-i mücadeledir.15 Temmuz Cumhurbaşkanımızın dünyayı kıskandıran tarih ve zafer sicilidir. 15 Temmuz tek yürek olmak ve tek millet olmak, gurur duyacağımız uygarlık tarihine kazandığımız küresel demokrasi içtihadıdır. 15 Temmuz ikinci Kurtuluş Savaşı zaferidir. Ay yıldızlı al bayrağımıza kanlarıyla renk veren isimleri bilinen ve bilinmeyen tüm kahraman şehitlerimizden, fedakar gazilerimizden Allah razı olsun. Vatanı için 15 Temmuz’da canlarını feda eden 249 şehidimizi ve tem şehitlerimizi bir kez daha şükran, minnet ve rahmetle yad ediyorum. 15 Temmuz’da yaşlısıyla genciyle, kadınıyla erkeğiyle gazilik şerefine mazhar olan 2193 gazimize, ailelerine de minnetlerimi sunuyorum. Demokrasiye, milli iradeye vurulan darbeleri ‘Unutmadık, Unutturmayacağız’ ve 15 Temmuz darbe girişimini bir kez daha şiddetle kınıyor ve lanetliyorum. Rabbim, hainlere bir daha fırsat vermesin. Aziz Vatanımızda şanlı bayrağımız ilelebet var kılsın. Tüm hemşerilerimin ve aziz milletimizin 15 Temmuz Şehitleri Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü en içten duylarımla kutluyor, selam ve saygılar sunuyorum” dedi. “KADAR BÜYÜK BİR İHANETLE KARŞI KARŞIYA KALDIK” Milletin her daim yanında olduklarını ifade ederek sözlerine başlayan AK Parti Milletvekili Metin Çelik; “O gece bu hain kalkışma başladıktan hemen sonra, aziz milletimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın davetine icabet etmiş, kendisine yönelen silahlara, tanklara, tüfeklere, uçaklara, helikopterlere kısacası ateşe karşı yürümüştür. Canı pahasına bu aziz vatanı kurtarma mücadelesine, direnişe başlamıştır. Tabi ki, aziz milletimiz, darbeye karşı harekete geçen Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımız ve Emniyet mensuplarımızla birlikte el ele vererek bu hain girişimi boşa çıkardı. Biz ilk defa bu kadar büyük bir ihanetle karşı karşıya kaldık, tarihimiz boyunca. Buna benzer şeylerle elbette karşılaştık ama en büyüğü herhâlde buydu.  Biz ne zaman ülke olarak ekonomik veya siyasi bir hamle yapsak, ne zaman büyümeye gelişmeye, dünyada ya da bölgesinde söz sahibi olmaya başlasak, tuzaklarla, oyunlarla, bir şekilde terörle, darbelerle ülkenin önü kesilmeye başladı. Cumhuriyet tarihimizde de benzer hadiselerle, çok kısa müddet demokrasimiz kesintiye uğratıldı. Elbette büyüyen ve gelişen Türkiye’yi, 15 yıldır artan yatırımları ile milletinin refah seviyesini artıran Türkiye’yi, Türkiye düşmanları istemiyor. Elbette şu anda FETÖ, PKK, DAEŞ ve tüm terör örgütlerini üstümüze salıyorlar. Ama ben inanıyorum ki, bu büyük millet, bu büyük devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet İlkerleri etrafında birlik, beraberlik içerisinde, dayanışma içerisinde, Ülkemiz üzerinde oynanan tüm oyunlara ve bize yönelen tüm tehditlere gereken cevabı verecek. Hedeflerimize 2023, ortaya koyduğumuz 2053 ve 2071 hedeflerimize emin adımlarla yürüyecektir. Bundan hiçbir kuşkum yoktur” ifadelerini kullandı. “İŞTE ÇILGIN TÜRKLER BUNLAR” AK Parti Milletvekili Hakkı Köylü ise; “Bir yıl önce yine bu meydanda toplanıp sizlere hitap etmiştik. O günlerde kafamız daha bulanıktı, daha endişeliydik, daha tedirgindik, ne olduğunu tam kavrayamamıştık. Bir darbe girişimi olmuş darbede aynı zamanda bastırılmış fakat bu darbenin manası nedir, arkasında ne var, önünde ne var, kim var, kim yok o anda bunu henüz kestirememiştik. Ancak zaman geçtikçe anlaşıldı ki bu sadece rejimi yıkmak içi hükümeti yıkmak ya da meclis bertaraf etmek için yapılmış bir darbe değildi. Bu tam mamasıyla işgal hareketiydi.  Eğer bu bir işgal hareketi olmasaydı Türkiye'de defalarca karşılaştığımız darbelerden birisi gibi olurdu. Elbette ki ihtilalleri darbeleri kesinlikle kabul etmek de mümkün değil. Ancak bu türlüsü çok daha vahim oldu. Fakat Allah'ın takdiri milletin yanında tecelli edince darbeyi yapanlar halkın darbesi ile karşılaştı. Sayın Cumhurbaşkanımızın bir sözü ile sokaklara doldu, havaalanları, meydanları ve diğer kamu kurumlarının bulunduğu yerlere gitti. Herkes bu yerlere doldu, çıkanların hepsi de şehit olurum düşüncesiyle, şehit olmak düşüncesiyle hareket etti. Tüm herkes sokaklarda mücadelesini sürdürdü.  Herkes elinde bir malzeme ile bir şeyler yapmaya çalıştı, işte çılgın Türkler diyorlar ya, işte çılgın Türkler bunlar. Bu insanlar bu millettin birer bir parçası, hiç kimseye ihtiyacı olmayan, hiç bir kimseden bir şey ve himmet beklemeyen, ne makam ve mevki peşinde olan ne de para peşinde olan insanlar değil. Bu sokakta gördüğünüz zaman bazılarının hiç önemsemediği ama vatan millet deyince bir canavar kesilen gençlerimiz yaşlılarımız, ihtiyarlarımız işte bizi ayakta tutan da bu” şeklinde konuştu. “BU BİZE DE BİR DERS OLDU” Bizi ayakta tutanın vatan sevgisi, millet sevgisi, olduğunu ifade eden Köylü; “Bu şuuru bu ruhu kaybettiğimiz zaman inanız ki başımıza daha çok bela gelir. Ama bütün dünyada şunu öğrendi ki Türkler öyle rastgele birilerini kandırarak, içinde hainler bulunarak, o hainleri kullanarak alt edilecek bir millet değil. Hiç akla gelmeyen, elinde hiç bir şeyi olmayan insanlar bu saldırıyı göğsü ile eğer karşılıyorsa bu milletin onların bilemediği kadar büyük bir millet olduğu ortaya çıkmaktadır. Milletimiz o gece de bu darbeyi bertaraf etmiştir, genciyle, yaşlısıyla ihtiyarıyla, ama içimizdeki hainler bitmedi, bitmez, her zaman olmuştur.  Bu türlü hainlikleri düşünenlere bu tür karanlık yapılara devlet olarak müsaade etmemeliyiz. Bu bize de bir ders oldu. Bundan sonra bu devlet ve bu devleti yönetenler, devletin elemanları artık bu tür yapıların başımıza neler getireceğini hesap ederek ona göre tedbir almak zorundadır. İnşallah bundan bizde bir ders çıkardık ve bundan sonra karanlık yapılar üzerine daha ciddi gidilecektir. Her şey daha şeffaf olması gerekir. Yeraltından yürüyen karanlık yapılarla, şeffaflıktan tamamen uzak yapılarla devletin mücadele etmesi gerekir. Bu mücadelenin de bundan sonra yapılacağını düşünüyorum” dedi ve program katılanlara da teşekkür etti. “BU MİLLET TÜM OYUNLARI ETKİSİZ BIRAKTI” 15 Temmuz’un önemine değinen Vali Yaşar Karadeniz; “Türkiye ve Türk Milleti güçlü oldukça, bölgedeki siyasi etkisi devam edecektir. Başka değişle kurmak istedikleri sömürgeye dayalı, bölge insanını dilinden, dininden, kültüründen uzaklaştıracak yenidünya düzeninin karşısına tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi bugün de Türk Milleti dikilecek ve hedeflerine ulaşamayacaklardı. Bu konuda yüzyıl öncesine dayanan tecrübeleri vardı.  O zaman da toprak egemenliğe dayanan ve dünyanın dört bir tarafını paylaşan bu ülkenin karşısına milletimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde çıkmış ve yokluklara rağmen bağımsızlığımızı geri almıştık. Dünyanın bütün mazlum ülkeleri, bizden cesaret alarak aynı mücadeleyi başlatmışlar ve bir bir bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Üzerinde güneş batmayan emperyalist imparatorluk, çok yaşayamadan darmadağın olmuştur. Onun için Türk Milletinin bölgedeki etkisini ve gücünü yok etmek gerekiyordu.  Yoksa Suriye ve Irak’ta istedikleri dizaynı yapamayacaklardı. İşte onun için ellerindeki yerli maşaları FETÖcüleri kullanarak ülkemizi 2016 yılından kasa sürüklemek istediler. Hepimizin bildiği gibi FETÖ yabancı ülkelerin ihanet şebekesi olduğu 15 Temmuz tarihinden önce anlaşılmıştı. 17 Aralık ve 25 Aralık 2013 yılındaki yargı yoluyla darbe girişimleri nedeniyle birçok kurumdan ayıklama sürecinin içine girilmişti. 2016 yılındaki Askeri Şura’da Genelkurmay içindeki terör örgütü mensuplarının ayıklanması gündeme alınmıştı. Bu durumda güçlerini kaybedeceklerin düşündüğü Askeri Şura’dan önce harekete geçmeyi planladılar ve 15 Temmuz 2016 tarihini seçtiler. Ama hem bu emperyalistlerin hem de içerideki maşaların hain planları geldi ve Türk Milletinin güçlü bir direncine çarptı. Kısaca bu hain plan çökertilerek, 15 Temmuz 2016 tarihimizde yeni bir altın sayfa olarak yerini aldı. Kısaca tarih yine tekerrür etti.  Biz millet olarak kazançlı çıktık. Üstelik bu ülkeler bu hain planı başka ihanetlerle de desteklemişlerdir. Doğuda ve Güneydoğu’da PKK terör örgütü şehirleri savaş alanına çevirmişti. Ama orada da hevesleri kursaklarında kaldı. Yine DAEŞ terör örgütü ile kentlerimizi kan gölüne çevirmeye çalıştılar. Yetmedi uluslararası arenada bizi yalnız bırakmaya çalıştılar. Yetmedi ekonomimizi çökertmeye çalıştılar. Tabiri caizse yine yedi koldan saldırıya geçmişler ve saldırılarına içerideki hainleri de dahil ettiler. Fakat yaptıkları bütün bu oluşuma direnecek dünyada tek bir millet vardı, o da Türk Milleti. Bu millet tüm oyunları etkisiz bıraktı” dedi. “ORDUMUZ ASLA KENDİ MİLLETİNE NAMLU UZATMAZ” Karadeniz; “Suriye’de El Bab operasyonu yaptı. Siz ne yaparsanız yapın, biz Ortadoğu’da millet olarak varız dedik. Gelinen bu noktada almamız gereken önemli bir ders vardır. Devletin, halkın seçtiği yöneticilerle, bu yöneticilerin emrinde çalışan bürokrasiden oluşur. Bunun dışında bir yapının devlete hükmetmesine asla ve asla izin verilmemektedir. Bu yönde çaba sarf edenlerin potansiyel birer tehdit olduğunu aklımızdan hiç çıkarmamalıyız. Elbette demokrasilerde sivil toplum örgütleri vardır ve bunlar devletin karar mekanizmalarına etki etmek isterler. Fakat taleplerin hangilerinin yerine getirileceğini, hangisinin geri çevrileceğinin tasarrufu hükümetin inisiyatifinde olmalıdır. Sivil toplum örgütleri, devletin organının içine girerek hükümete rağmen karar alma hakkına sahip değildirler ve böyle bir amacın gerçekleştirilmesi için çalışan örgütler çıkarsa bunlar anti demokratik olarak nitelendirilmelidir. Yeniden 15 Temmuz 2016 tarihine dönersek ‘darbeyi yapmaya çalışanlar kimlerdir? Sorusunu da irdelememiz gerekiyor. Öncelikle belirteyim ki, bunu yapmaya çalışan Türk ordusu, Türk askeri değildi. Çünkü bizim ordumuz Fatih’in, Kanuni’nin, Atatürk’ün ordusudur. Haçlı’nın yedi koldan yaptığı saldırılara direnen ordudur.  Türk ordusu bundan böyle ülkemizi koruyacak, mazlum milletlere umut olacak ve bunun için de hep dimdik ayakta ve güçlü olacaktır. Bizim ordumuz asla kendi milletine namlu uzatmaz. 15 Temmuz’u yapanlar, Türk askeri kılığına girmiş emperyalizmin uşaklarıdır. Bu uşaklar bazen asker kılığında, bazen polis kılığında görünür. Bazen cübbe giyip hakim gibi, bazen savcı gibi görünür. Bazen mülki idare amiri rolü oynamaya çalıştılar. Bazen vergi memuru gibi himmet topladılar” ifadelerini kullandı. “15 TEMMUZ DESTANINI YAZDI” Konuşmasına devam eden Karadeniz; “Bazıları işadamı olarak karşımızdaydı. Bazıları ise hoca kılığında. Ama aslında onların ortak özelliği hain olmalarıydı. Bu hainlerin karşısında duran kahramanlar kimlerdi?  Onlara karşı duran Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan vardı. Darbeye karşı mecliste toplanan milletvekillerimiz vardı. Bu uşakları kışlalardan söküp atmaya çalışan ve Ömer Halisdemir ile simgeleşen kahraman Türk askerlerimiz vardı. Elindeki kısa namlulu silahlarla topa, tanka, uçaklara karşı adeta bir savaş veren şanlı Türk polisi vardı. Darbecilere boyun eğmeyen ve halkın direncini artırmaya çalışan medyamız vardı. Hepsinden önemlisi elinde silah almayan, göğsünü siper edercesine, darbecilerin karşısına çıkan halkımız vardı. Doğulusu, batılısı, kürdü, Türk’ü, zengini, fakiriyle,  demokrasiye bağlılığını ispatlayan bizim halkımız. Halkı, siyasetçisi, askeri, polisi, memuruyla, basınıyla, büyük Türk Milleti yine sahnedeydi. Son sözü milletimiz söyleyerek 15 Temmuz destanını yazdı. Allah bu destanın yazılmasında payı olan herkesten razı olsun. Geçen yıl ve bu yıl meydanları dolduran herkese teşekkür ediyorum. 15 Temmuz şehitlerini ve bütün şehitlerimizi ebediyete intikal etmiş gazilerimizi rahmet ve minnet ile anıyorum” diyerek sözlerine son verdi.

Bakmadan Geçme