• Haberler
  • Genel
  • Taşköprü Sarımsağı'nın adını kullananlara tepki

Taşköprü Sarımsağı'nın adını kullananlara tepki

Ziraat Odası Başkanı Mehmet Butur, Agro TV Canlı Yayınında bölge tarımına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Ziraat Odası Başkanı Mehmet Butur, Agro TV Canlı Yayınında bölge tarımına ilişkin açıklamalarda bulundu. Mehmet Butur, başka illerde üretilen sarımsağın Taşköprü Sarımsağı adı altında satılmasına tepki gösterdi. 

Agro TV’ye konuk olan Butur; ilimizde etkili olan yağışlara değinerek; “Yağışlar yaklaşık 15 gündür devam ediyor. Taşköprü’de bir dolu afeti yaşadık. 4-5 köyümüzde zarar meydana geldi. Doludan dolayı yaklaşık 12 bin dekar sarımsak ekili alan zarar gördü. Devrekani ilçemizde de derelerin taşmasından dolayı tarım arazilerimiz zarar gördü. Artık toprak suya doyduğu için toprak kabul etmiyor, derelerde almıyor, bundan dolayı da zararlarımız var. Tarım arazilerimiz olumsuz etkilendi ama çok fazla bir alan değil. Bazı taban arazilerde çok yağış olumsuz etkiliyor. Bundan sonrası önemli. İnşallah dolu afeti ve benzeri bir durum yaşamayız. Bu noktada alabileceğimiz en önemli tedbir TARSİM Sigortası’dır. Ürünlerimizi mutlaka sigortalatmamız gerekiyor. Fakat bu noktada maalesef istenilen seviyeye gelemedik. 3-4 yıldır Kastamonu’da lokal ya da başka bölgelerde farklı afetlere maruz kalıyoruz. Daha önceki yıllarda sel ve dolu afetleri yaşadık. Bunları artık yaşıyoruz. Bilim insanlarımızda iklim değişikliğinden dolayı bu afetlerin yaşanacağını belirtiyorlar. Bu noktada tedbirlerimizi almak lazım. Bu konuda biz sürekli çiftçilerimizi uyarıyoruz. TARSİM Sigortası’nın öneminden bahsediyoruz. Umarım çiftçimiz bundan daha fazla afetle ve zararla karşılaşmaz. Tarım dünya için önemli, üretmemiz lazım. Soframıza gelen her şey tarımdan geçiyor. Umarım daha fazla zarar görmeyiz. Meteoroloji yağışların devam edeceğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

“BİZİM ÜRETTİĞİMİZ SARIMSAKTA ÇOK EL EMEĞİ VARDIR”

Sarımsak ile ilgili açıklamalarda da bulunan Butur; “Kastamonu Taşköprü Sarımsağı Coğrafi İşareti olan ve coğrafyasından dolayı aroması farklı olan bir sarımsaktır. Taşköprü Sarımsağı doğal antibiyotiktir. Rekoltesi farklı illerdeki sarımsaklara göre düşüktür ama kalitesi çok yüksektir. Başka illerdeki kalitesi düşük sarımsakları, Taşköprü Sarımsağı diye satıyorlar, bundan dolayı mağduriyet yaşıyoruz. Sarımsaklarını üretip, satsınlar ama kendi bölgelerinin isimleri ile satsınlar. Bundan dolayı sıkıntı yaşıyoruz. Şu an için fiyatlar düşük ama yeni ürünümüz daha çıkmadı. Taşköprü Sarımsağına yaklaşık 1 ay daha var. Bazı iller yeni sarımsaklarını hasat etmişler ve Taşköprü Sarımsağı adı altında satıyorlar. Bu ahlaki değil. Bunu doğru bulmuyoruz. İnsanları, tüketicileri yanıltmasınlar. İlimizdeki üreticilerimizin de hakkına girmesinler. Sarımsak üreticilerimiz tarlalarında nöbet tutuyor. Bizim ürettiğimiz sarımsakta çok el emeği vardır” şeklinde konuştu. 

“10-12 LİRA ARASINDA ÇİFTÇİMİZİN BEKLENTİSİ VAR”

Buğday üretimine ilişkin olarak da konuşan Butur; “Buğday fiyatları noktasında yüksek bir fiyat bekliyoruz. Devletimizin destekleriyle geçen yıl TMO ilimizde iyi bir buğday alımı yaptı. Destekler üreticilerimiz için çok önemli. O destek ilimize çok katkı sağladı. Çiftçilerimizi özendirdi. Çiftçilerimiz boş arazilerini ekmeye başladı. TMO, Kastamonu’da çok fazla ürün alınca; TMO’nun ilimizde kalıcı ajansı yoktu; bizde bu konuyu Tarım ve Orman Bakan Yardımcımız İbrahim beye bu konuyu sıklıkla ilettik. Kendisinin de destekleriyle Kastamonu’da TMO’nun kalıcı ajansı açılmış oldu. Umarım çiftçimiz ürünleri değerli fiyatlara satma imkanı bulur. Geçen yıl devletimizin verdiği destek çiftçilerimizi mağduriyetten kurtardı. Bu desteklerin devam etmesi bu noktada önemli. Umarız tatmin edici bir fiyat açıklanır. Çiftçinin üretmesi lazım. Bu toplumun, bu ülkenin, bu dünyanın bu gıdalara ihtiyacı var. 10-12 lira arasında çiftçimizin beklentisi var. Girdi fiyatlarımız biraz düştü ama biz dışarıya bu noktada çok bağımlıyız. Azotlu gübrelerin hammaddesi doğalgaz. Karadeniz’de doğalgazın bulunmasıyla, yine Karadeniz’de bu noktada bir fabrika kurulacağı belirtiliyor. Bu da girdi maliyetlerinin düşmesi için çok önemli. Girdi maliyetleri çiftçiye daha az mal edilirse, çiftçi ürettiğini daha az maliyete üretir. Dolayısıyla enflasyon tırmanmamış olur ve tüketici daha az maliyete tüketir. Ne kadar az maliyetle ne kadar çok üretim yaparsak, ucuza tüketim olacak ve enflasyon tırmanmamış olacak. Tarım ve Orman Bakanımız; ‘Tarımdaki ana kalemlerde, bir komite oluşturacağız maliyet hesabı çıkaracağız ve biz müdahil olacağız’ demişti. Buğdayda, arpada, hububatta bir maliyet hesabı çıkacak ve TMO devriye girecek. Örneğin ette, sütte, maliyet hesabı çıkacak, orada Et ve Süt Kurumu devriye girecek. Bunu çok önemsiyorum, bunun hayata geçmesi gerekiyor. Bu hayata geçerse istikrar olur. Vatandaş süt inekçiliği yapacaksa önünü görmek ister, kırmızı et üzerine çalışacaksa yine aynı şekilde önünü görmek ister. Haliyle üreticiyi daha fazla üretmeye teşvik eder, o da fiyatlara yansır” ifadelerini kullandı.

“ŞEKER HASTALARININ RAHATLIKLA KULLANABİLECEĞİ ÜRÜNLER”

Siyez üretimine ile ilgili de konuşan Mehmet Butur; “Siyez Buğdayı Coğrafi İşaretli bir ürünümüz. İnsanlarımız geleneksel yöntemlerle bunu üretmeye devam ediyor. Seri üretimini tam anlamıyla gerçekleştiremedik. İnsanlarımız daha çok özen göstermeli. Doğal ürünlere insanlarımızı yöneltmeliyiz. Siyez çok kıymetli. Üreticimizin elinde kalmamalı. İnsanlarımız bunu da çok tüketmeli. Şeker hastalarının rahatlıkla kullanabileceği ürünler” dedi.

“PANDEMİ DÖNEMİNDE İNSANLAR KÖYÜ BİRAZ DAHA SEVMEYE BAŞLADI”

Mehmet Butur, gençleri tarımdaki rollerine değinerek; “Genç nüfusumuzu köyde tutmak biraz zor. Köyde evlenecek kızda bulamıyorlar, birazda ondan. Bunu birazda kendimiz yapıyoruz. Kızımız köye gelin vermiyoruz, oğlumuza da köyden kız bulamıyoruz. Pandemi döneminde insanlar köyü biraz daha sevmeye başladı. Durumu iyi olan insanlar köylerde arazi satın alıyorlar. Toprakla uğraşıyorlar. Fakat gençlerimizi köylerde tutma noktasında sıkıntılarımız var” şeklinde konuştu.

“GENÇLERİMİZ KÖYLERDE ÇALIŞMAK İSTEMİYOR”

Bölgede çoban sıkıntısı yaşandığını vurgulayan Mehmet Butur; “Gençlerimiz köylerde çalışmak istemiyor. Onun için çobanlık noktasında da sıkıntılarımız var. Dışarıdan ülkemize gelen ve çobanlıktan anlayanlar devlet aracılığıyla bu alana yönlendirirlerse, hayvancılık üretimi için de iyi olur” dedi.

“UMARIM BEREKETLİ BİR SEZON GEÇİRİRİZ”

Mehmet Butur son olarak; “Umarım bereketli bir sezon geçiririz. Bizim fabrikalarımız açık alanlarda. Sele, doluya, her türlü afete açık. Umarım bir afet yaşamadan iyi bir sezon geçiririz ve üreticimiz karşılığını alır” ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme