Taşköprü Bakır Projesi Saha Çalışması Başladı
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Türkiye Varlık Fonu Yönetim Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonunun 2022 Yılı Mali Tabloları ve Faaliyetleri ile İlgili Denetim Raporlarının Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi görüşülmeye başlandı.
Komisyon üyelerine sunum yapan Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü Salim Arda Ermut, sürdürülebilirlik ve çevre sosyal yönetişim çalışmalarının her geçen yıl daha da önem verdikleri ve çalışmalarının merkezine aldıkları bir konu olduğunu söyledi.
Ermut, finansal kuruluşların diğer sektörler üzerindeki etkisinden dolayı sürdürülebilir kalkınmada kaldıraç etkisi oluşturduğunu dile getirerek, bu bilinç ve mesuliyetle konu üzerinde çalıştıklarını anlattı. 2022'nin ilk çeyreğinde kamu bankalarına 51,5 milyar lira sermaye artışı sağlandığını belirten Ermut, “Abu Dabi Fonları (ADQ) ile 300 milyon dolar tutarında teknoloji fonu kurulması konusunda anlaşma sağlandı. Türk Telekom'un yüzde 55 oranındaki hisse satın alımı tamamlandı” diye konuştu.
Ermut, son çeyrekte Kardemir Karabük Demir Çelik Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin A grubu hisselerinin yüzde 20,93'ünü temsil eden payların satın alındığını anımsatarak, “2023'ün ilk çeyreğinde Türkiye Katılım Sigorta ve Türkiye Katılım Hayat, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumundan ile Devlet Denetleme Kurumundan (DDK) faaliyet izni alarak prim üretimine başladı. Mart 2021'de kullanılan sendikasyon kredisi 790 milyon avro tutar ve 2 yıl vadeli olarak yenilendi” bilgisini paylaştı.
Net Dönem Karı 19,2 Kat Arttı
TVF'nin 2022'de güçlü bir finansal performans sergilediğine işaret eden Ermut; “TVF, 2022'de rekora imza atarak net dönem karını 19,2 kat artış ile 11,1 milyar liradan 225,3 milyar liraya çıkardı. Dolar bazında da çok önemli bir artış gerçekleşti. Net dönem karı 9,83 kat artarak 1,3 milyar dolardan 13,6 milyar dolara çıktı. Toplam varlıkları ise yüzde 75'lik bir artışla 3,2 trilyon liradan 5,6 trilyon liraya ulaştı. Dolar bazında ise toplam varlıklar yüzde 22 artışla 247 milyar dolardan 300 milyar dolara geldi” dedi.
İstanbul Finans Merkezine (İFM) de değinen Ermut, İstanbul Finans Merkezi sayesinde ilk defa hem yeşil hem de eser sözleşmesine dayalı kira sertifikası ihracı yaptıklarını anlattı. Bunun da finans dünyasındaki derinleşmeyi ve çeşitliliği direkt etkileyen bir faktör olduğuna işaret eden Ermut, İstanbul Finans Merkezi'nin bir gayrimenkul projesi değil, dünyanın önde gelen finans kurumlarını ve şirketlerini bünyesinde bir araya getiren, çok boyutlu finansal hizmetler ekosisteminin merkezi olduğunu söyledi.
Ermut, uluslararası kuruluşların ve şirketlerin İstanbul Finans Merkezine ilgisine dikkati çekerek, “Son dönemde enerji ticaretinin merkezi olarak da İFM’yi konumlandırma noktasında Sayın Cumhurbaşkanımızın yönlendirmesi ile çalışmalarımız devam etmekte olup bu konuda 2024'de kayda değer gelişme olmasını bekliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
‘4 Proje Sahası Önceliklendirilerek Saha Çalışmaları Başlatıldı’
Türkiye Maden Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin de kurulduğunu anımsatan Ermut, şirket bünyesinde gerçekleştirdikleri çalışmalar hakkında; “Şirket bünyesinde 26 maden ruhsatı bulunmaktadır. 4 proje sahası önceliklendirilerek saha çalışmaları başlatıldı. Bunlar Balıkesir-İvrindi Akçal Altın Projesi Kastamonu-Taşköprü Bakır Projesi, Manisa-Çatalçam Altın, Kurşun, Çinko Projesi, Sivas-Divriği Demir Projesi. Türkiye Maden Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından Balıkesir'in İvrindi ilçesinde yürütülen çalışmalar neticesinde Türkiye'nin son yıllardaki en önemli altın keşiflerinden bir tanesi gerçekleşti. Keşif için uluslararası standartlarda ve tüm dünyada geçerli kodlara uygun şekilde kaynak raporu hazırlandı. Sahada keşfi yapılan kaynağın ötesinde ciddi bir ilave potansiyel de bulunmakta olup kaynak ve rezerv artırıcı saha çalışmalarına şu anda devam ediliyor. Yapılan keşfin ivedilikle ekonomimize kazandırılması için fizibilite ve Çevresel Sosyal Etki Değerlendirme çalışmalarına başlandı. Diğer 3 sahada da çalışmalarımız yoğun biçimde devam etmektedir” şeklinde bilgi verdi.
Petrokimya Kompleksi Projesinde İlgili Görüşmeler Sürüyor
Üzerinde durdukları diğer projenin petrokimya ve rafineri yatırımları olduğu kaydeden Ermut, petrokimya kompleksi projesini İskenderun Körfezi bölgesinde geliştireceklerini söyledi. İskenderun Körfezi'nin stratejik önemine değinen Ermut, “Projenin temel amacı, Türkiye'nin petrokimya ürünlerinde dış ticaret dengesinin iyileştirilmesidir” dedi.
Petrokimya tesisinin, özel sektör tarafından kurulacak başka tesislere ham madde sağlayarak bölgede endüstriyel kümelenmenin gerçekleşmesine ve sektörün rekabet gücünün artmasına izin vereceğini vurgulayan Ermut, projenin Türkiye'nin ekonomik kalkınmasında, arz güvenliğinde, dış ticaret açığının ve ithalata bağımlılığın azaltılmasında stratejik bir öneme sahip olduğunu belirtti. Ermut, “Piyasa analizi, konfigürasyon geliştirme ve teknoloji değerlendirme fazlarını tamamladık ve proje sahası seçimi, sahanın jeolojik ve jeoteknik etütleri, projenin ekonomik ve finansal analizi için detaylı ve yoğun çalışmalar yürüttük. Çevresel Etki Değerlendirme olumlu kararı Mart 2023 tarihinde alındı. Bu aşamada proje için stratejik ortaklık ile ilgili görüşmeler devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye Teknoloji Fonu Çalışmaları Devam Ediyor
Türkiye Teknoloji Fonu ile ilgili çalışmaların hızla devam ettiğini dile getiren Ermut, Türkiye'nin son yıllarda teknoloji alanında büyük bir ivme yakaladığını söyledi. Ermut, Türkiye'nin yakaladığı bu ivmede Türk start-up şirketlerinin de büyük aşama kaydettiğini anlatarak, “Ülkemizdeki teknoloji girişimlerine uluslararası yatırımcıların gösterdiği ilgi de gelinen noktayı kanıtlar nitelikte. Türkiye Teknoloji Fonu da ülkemizin yakaladığı bu ivmeyi daha da yukarıya taşımak amacıyla kurulmuştur. Türkiye Yüzyılı vizyonunun bir parçası olan Türkiye Teknoloji Fonu, fonların fonu olacak ve Türkiye merkezli girişimlere yatırım yapan fonları destekleyecek” dedi.
Fon aracılığıyla desteklerden faydalanmak isteyen şirketlerde aradıkları şartları anlatan Ermut, şirketlerden Türkiye'de kurulmuş olması şartının yanı sıra AR-GE çalışmalarını, fikri veya sınai mülkiyet haklarını ya da gelirinin çoğunu Türkiye'de elde etmesi ve mühendis veya teknik çalışan istihdamını yine Türkiye'de sağlaması gibi şartları arayacaklarını söyledi.
Kamu bankalarının sermaye yapılarının güçlendirilmesine de önem verdiklerinin altını çizen Ermut, “TVF'nin finansal piyasalarda iyileşme ve derinleşmeyi destekleme misyonu çerçevesinde Ziraat Bankası, Türkiye Vakıflar Bankası ve Türkiye Halk Bankasına toplamda 111,7 milyar lira tutarında çekirdek sermaye desteği sağlandı” değerlendirmesinde bulundu.