Tarihin anaları, Kastamonu kadınları
Kastamonu'da 10 Aralık 1919 yılında düzenlenen ilk kadın mitingi sonrasında Padişaha, Sadrazama, İngiltere Kraliçesi'ne, ABD Başkanı Wilson'un eşine, Fransa Cumhurbaşkanı Poincare'nin eşine telgraflar çekilmiş yapılan işgaller ve zulümlerden bahsedilerek bu işgallerin durdurulmasının gerekliliğinden bahsedilmiş, işgaller kınanmıştır. Kastamonulu kadınlar dün olduğu gibi bugün de pek çok alanda bilgisiyle, görgüsüyle, ananeleriyle, eğitimiyle Kastamonu adını hak ettiği yere...
Kastamonu’da 10 Aralık 1919 yılında düzenlenen ilk kadın mitingi sonrasında Padişaha, Sadrazama, İngiltere Kraliçesi’ne, ABD Başkanı Wilson’un eşine, Fransa Cumhurbaşkanı Poincare’nin eşine telgraflar çekilmiş yapılan işgaller ve zulümlerden bahsedilerek bu işgallerin durdurulmasının gerekliliğinden bahsedilmiş, işgaller kınanmıştır. Kastamonulu kadınlar dün olduğu gibi bugün de pek çok alanda bilgisiyle, görgüsüyle, ananeleriyle, eğitimiyle Kastamonu adını hak ettiği yere taşımaya, çeşitli platformlarda çalışarak kadının gücünü göstermeye devam etmektedirler. Bu kadınlardan biri de tarihte bu anlamlı günün adına kurulan dernek olan 10 Aralık Kadın Platformu Dernek Başkanı Ferhan Çelen. Hastane İdareciliği Eğitimi Bölümü Sağlık İdaresi Yüksekokulu mezunu, yıllarca SSK Hastane Müdürlüğü yapmış, 2000 yılında emekli olmuş ve her zaman sosyal hayatın içinde Kastamonu adının geçtiği her platformda kendisini en önlerde gördüğümüz ve Şehit Şerife Bacı’nın simgelerinden biri olan Ferhan Çelen’le 10 Aralık Kadın Platformu Derneği’ni, çalışmalarını ve Kastamonu kadınını anlattı. “15 BİN KİŞİ MEYDANDA TOPLANDI” 10 Aralık Kadın Platformu Derneği’nin kurulma çalışmalarının 1994 yılında Kastamonu Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Eski tarafından yapılan araştırmalar neticesinden ilk kadın mitinginin 10 Aralık 1919 tarihinde Kastamonu’da yapıldığının bilgilerini meydana çıkartılması ile birlikte 1994 yılının ilk aylarında Ankara Atatürk Araştırma Merkezi ile birlikte bir komite kurulmasıyla başladığını belirten Ferhan Çelen, kendisinin bu komitenin ayda bir yapılan toplantılarına sürekli gittiğini kendisi ile birlikte birkaç tane daha arkadaşının bu toplantılara katıldığını belirtti. Ferhan Çelen derneğin kuruluş aşamalarını şöyle anlattı: “Her ay oradaki toplantılarımızı yaptık. Atatürk Araştırma Merkezi’nin Başkanı Prof. Dr. Reşat Genç’ti. Görüşmeler yapıldı. Prof. Dr. Emel Doğramacı ile görüşmeler yapıldı. Onlar da uluslararası düzeyde konferanslar yapalım dediler. Biz de bu işin içine girdik. 80 tane hanım Kastamonu’da bir araya geldik vilayetten vali yardımcısı, belediyeden belediye başkan yardımcısı görevlendirildi ve diğer resmi dairelerden de birer kişi görevlendirildi. Sivil toplum örgütleri bu işin içinde oldu. Sivil toplum örgütü olmayan hanımlar bu işin içinde oldu. Ankara’ya Cumhurbaşkanını, Başbakanı, Bakanları davet etmek için sürekli gidildi. O zaman Başbakan Tansu Çiller’di. 10 Aralık Komitesi’ne devletten Kültür Bakanlığı’ndan bir fon çıkartıldı. O zamanın parası ile 1 milyon TL idi. Bu katkı ile TRT ilgi gösterdi. Beymen burada defile yaptı. TRT sanatçıları geldi. 10 Aralık 1994 yılında 75’inci yıl dönümünde tüm Türkiye’deki derneklerin şubeleri, sivil toplum örgütleri davet edildi. Türkiye’nin dört bir yanından misafirler geldi. Nasrullah Meydanı’nda bir miting gibi bir toplantı yapıldı. 15 bin kişi meydanda toplandı. 3-4 gün boyunca TRT naklen yayın yaptı, Beymen’in çok güzel defilesi oldu. TRT canlı yayınlarını yaptı. 4 gün boyunca bu komite çok güzel çalıştı. Misafirlerimizi en güzel şekilde ağırladık. Atatürk Araştırma Merkezi ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nden gelen konuklarla burada çok güzel konferanslar yapıldı. Sonucunda 1994 yılında 4 günlük bir kutlama yapıldı. Bu 4 gün boyunca hem Kastamonu tanıtıldı, hem Kastamonu’nun tarihi yapısı ortaya konuldu. Dolayısıyla dışarıdan gelen misafirler mutlu bir şekilde döndüler. 1995 yılında 10 Aralık gününü ifade edecek şekilde bir dernek kuruldu. Kastamonu 10 Aralık Kadın Platformu Derneği diğer derneklerin karması bir yönetimle devam etmektedir. 50-55 tane üyemiz var. 9 kişilik yönetim, 3 kişilik denetim, 3kişilik disiplin kurulumuz var. Her sene 10 Aralık’lar da kutlamalar yapıyoruz. Sergiler, konferanslar, konserler, tiyatrolar düzenliyoruz.” “BU TARİHİ GÜNÜ OKULLARDA TARİH HOCALARI ANLATMALI” 10 Aralık’ın Türkiye çapında daha çok duyurmamız ve Kastamonu’da daha etkin bir şekilde kutlamamız ve yöneticilerin de buna destek olması gerekmiyor mu? Şeklindeki sorumu Ferhan Çelen şu şekilde cevapladı: “Gerekiyor da. Her şey tabi maddi soruna dayanıyor. Çok önemli bir gün tarihte. Bu önemli günü yine biz kutluyoruz. Kutlamanın dışında insanların ilgisi az. Gittikçe ilgi azalıyor. Özellikle yeni nesilde bu ilgi hiç yok. Yeni nesille bunu kim anlatacak? Tarih hocaları anlatacak. Okullarda da birkaç kez program düzenledik. İlgi çok azdık maalesef.” “TARİHİN İLK KADIN MİTİNGİ” Mitingin tarihi hakkında da bilgiler veren Çelen açıklamalarını şöyle sürdürdü: “10 Aralık’ta 3 bin tane hanım Kız Öğretmen Okulu’nun bahçesinde bir araya gelmişler. Bir araya geliş nedenleri ülkemizin Ege, Güneydoğu, Akdeniz bölgelerinin işgal altında olması ve işgalleri kınamak. Dolayısıyla bu mitingi yapmışlar. O dönemde kış ayında düşünün o dönemki kışların nasıl yoğun olduğunu düşünün 3 bin tane hanım bir araya gelmişler. Komisyonu kurmuşlar, mitingi yapmışlar. Miting sonrasında da devlet başkanlarına, hükümdarlara, devlet başkanlarının eşlerine, kraliçelere bu zalimliğin kaldırılması için telgraflar çekmişler. Daha öncede Halide Edip Adıvar zamanında da işgallere karşı miting düzenlenmiş ama onlar erkeklerle birlikte yapmışlar. Kastamonu’da düzenlenen mitingse erkeklerle birlikte değil ilk kadınların yaptığı miting. Bu mitingi düzenleyenlerde Kastamonu’nun ileri gelen ailelerinin eşleri ve bürokrat eşleri imiş. Hem yerlisi, hem memur grubu, bir araya gelerek bu günü düzenlemişler. Çok önemli bir gün. Ama çok kıymetini biliyoruz diyemeyiz.” “CEPHANE TAŞIYANLARIN KIYAFETLERİ DERİLERİNE YAPIŞMIŞ” Kurtuluş Savaşı’nda Kastamonu’nun gösterdiği fedakarlıklardan da bahseden Çelen kendi dedesinin de cepheye cephane taşırken yaşadığı zorluklardan bahsetti. Çelen konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kurtuluş Savaşı’nda biliyorsunuz Kastamonu’nun yeri tartışılmaz, ama bunu ne kadar insanlar biliyor tartışılır. Vatan işgalden kurtulduktan sonra da biliyorsunuz en büyük devrim burada yapılıyor. Kıyafet Devrimi’ni Atatürk Kastamonu’da yapıyor. Kafana giydiğin sadece bir şapka değil, insanların fikirlerinin ne olduğunu görmek için gelmiş Atatürk Kastamonu’ya. Zaten Kastamonu her zaman devletinin yanında yer alan bir memleket Kastamonu hiçbir zaman işgal görmemiş ama en fazla şehit veren illerden bir tanesiyiz. İnebolu’dan cephaneler hanımlı-erkekli Ankara’ya taşınmış. Dedem de 30 tane arabasıyla kağnı taşımış Ankara’ya. O kış günlerinde Ilgaz Dağları’nda bir sürü atı çatlamış. Atatürk ‘Gözüm Sakarya'da, Dumlupınar'da kulağım İnebolu'da’ demiş. Cephane takviyesi hep İnebolu Limanı’ndan Kastamonu üzerinden yapılmış. Bunu Çankırı sahiplenmeye çalışıyor ama Çankırı sadece yolundan geçmiş. Başka bir şey olmamış yani. Cephaneleri İnebolu Limanı’ndan alıp taşıyanlar hep Kastamonulular. Bu kişilerin günlerce üzerlerinden kıyafetler çıkmadığı için derilerine yapışmış, hamamda kıyafetleri makaslarla kesmişler. Dedem bizzat kendisi anlatırmış. Bu memleket öyle kazanılmış.” “SİYASETTE KASTAMONU KADINI ZAYIF” Aynı zamanda Yardımseverler Derneği Kastamonu Şube Başkanı da olan Ferhan Çelen yardımseverler derneğinin 145 tane şubesi bulunduğunu ve bu sebeple zaman zaman farklı illerde toplantılar yaptıklarını oralarda anlatılanları duyunca, görünce Kastamonu’nun diğer illere göre çoğu konuda daha iyi olduğunu dile getirdi. Kastamonu kadınının siyasette zayıf olduğunu ifade eden Çelen bu konudaki düşüncelerini de şu şekilde anlattı : “Siyasi hayatta Kastamonu kadını zayıf bu bir gerçek. Belediye Meclisi’nde bir tane üyemiz var. İl Genel Meclisi’nde hiç yok. Bunda biz de kabahatliyiz. Bizde girmiyoruz, uğraşmıyoruz. İl Genel Meclisi’ne girmek için bir partide kaydının olması lazım. Biz politika yapmadan sivil toplum örgütü olarak kendimizi duyurmak istiyoruz. Bu alanda eğitim almış kadınlarımız da cesur olmalılar. Bu biraz da herhalde partilerin sorunu. Aktif kadınlar da genelde derneklerde görev alıyorlar. Dernekler olarak da partilerde görünmek istemiyoruz pek. Yine de Kastamonu kadını olarak sosyal hayatta çoğu yerden iyiyiz.” “KASTAMONU LOGOSUNDA TARİHİMİZ ÖNE ÇIKMALI” Son günlerde tartışma konusu olan ‘Kastamonu Logosu ne olmalı?’ konusuna hiç girmek istemeyen Ferhan Çelen, logo konusunda geniş düşünülmesi gerektiğini vurguladı. Çelen; “Logo ile ilgili yarışma yapılması lazım, bu konuda gençlerden yararlanılması lazım. Onlar daha geniş düşünüp, farklı çok güzel fikirler üretebiliyorlar. Bir hayvan logosu ile olmaz bu iş. Birkaç kişinin bir araya gelip karar vermesi ile olacak bir iş değil bu. Tarihimiz öne çıkmalı bence” dedi. “10 ARALIK KUTLANACAK” Bu yıl 10 Aralık Kadın Mitingi’nin kutlama programına henüz karar verilmediğini söyleyen Çelen, ülkede yaşanan üzücü olaylar, şehit haberleri dolayısıyla geniş çaplı, eğlencelerin olduğu bir program yapamayacaklarını ifade etti. Çelen; “Tabi yine bir çalışma yapmayı düşünüyoruz. Tarihimizde çok önemli, unutulmaması, hatırlanması ve gençlere aktarılması gereken bir gün. Ülkemizde elim olaylar olmasa da keşke resim sergileri, konserler, defilelerle kutlasak, eskiden olduğu gibi TRT canlı yayınlar yapsa. Valilik ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile beraber kısıtlı da olsa bir program yapılacak tabi” diye konuştu. “KASTAMONU KADINI MEMLEKET MESELELERİNE DUYARLI OLSUN” Son olarak kadınlara ve gençlere tavsiyelerde bulunan Ferhan Çelen sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kastamonulu hanımların biraz daha memleket meselesine, Kastamonu meselesine duyarlı olmasını isterim. Bir anne duyarsızsa çocuğuna ne verecek? Anne duyarlı olacak ki onun yetiştirdiği çocuklar da duyarlı olsun. Tarihimize sahip çıksınlar. Tarih deyip geçmeyeceksin o bize her zaman mihenk taşı. Geçmişini hatırlamazsan geleceğini hiçbir zaman ileriye götüremezsin. Bu memleketin nasıl kazanıldığını bugüne kadar nelerden geçtiğimizi herkesin biraz bilmesi lazım ve bu konuda yorum yapması lazım. Vatanımızı koruyalım. Memleket meselelerine annelerin genç kızlarımızın çok duyarlı olmaları lazım. Bu duyarlılıklarını sadece sözle değil, yaptıkları icraatlar ile, yardımlarla ,törenlere, konferanslara, resim sergilerine katılarak göstersinler. Toplumun içinde olsunlar. Derneklere üye olsunlar. Memleket için her platformda çalışsınlar. Gençler de muhakkak bir sivil toplum örgütünün içinde olsunlar. Herkesin muhakkak ayıracak bir vakti vardır, kimse vaktim yok demesin.”