'Suriye'de bir Türk gücüyle karşı karşıyalar'
MHP AYDIN MİLLETVEKİLİ DENİZ DEPBOYLU 16 Nisan'da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Halk Oylaması çalışmaları kapsamında ilimize gelen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya Şerife Bacı Öğretmenevi'nde muhtarlarla ve STK üyeleri ile bir araya geldi. Toplantıya MHP Aydın Milletvekili Deniz Depboylu, MHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Kadir Şekerci, MHP...
MHP AYDIN MİLLETVEKİLİ DENİZ DEPBOYLU; 16 Nisan’da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Halk Oylaması çalışmaları kapsamında ilimize gelen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya Şerife Bacı Öğretmenevi’nde muhtarlarla ve STK üyeleri ile bir araya geldi. Toplantıya MHP Aydın Milletvekili Deniz Depboylu, MHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Kadir Şekerci, MHP İl Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı, MHP Merkez İlçe Başkanı Fazil Deligözoğlu, eski Milletvekili Emin Çınar, MHP Kadın Kolları Başkanı Fazilet Değer’in yanı sıra muhtarlar ve sivil toplum kuruluşları üyeleri katıldı. “HER ZAMAN GÜÇLÜ OLMAYI TERCİH ETTİK” Hem içten hem, dıştan kuşatılmış bir şekilde büyük sıkıntılara maruz kaldığımızı ifade eden Milliyetçi Hareket Partisi Aydın Milletvekili Deniz Depboylu; “Çok sayıda terör olayı atlattık, atlatamadık, hatta hala devam ediyor. Çok sayıda şehit verdik. Hem Güneydoğu’da, İstanbul’da, Ankara’da ve Türkiye’ni dört bir köşesinde ve sınır ötesinde şehitler verdik. Ankara’nın göbeğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi saldırıya uğradığı 15 Temmuz Gecesi’nde şehitler verdik. Çanakkale’den Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana şehitlerimizin kanıyla sulanmış bu aziz, kutsal namusumuz olan topraklarda zor bir coğrafyada bu mücadeleyi verirken, her zaman güçlü olmayı tercih ettik. Her zaman vatanımızı, milletimizi bu kirli oyunlara alet ettirilmemesi için çaba sarf etmeye çalıştık. Tabi ki zor bir süreç, bu süreç zarfında bir yandan kayıplar vermek, bir yandan devletin zedelendiğini görmek, bir yandan da ekonomik sorunlarla boğuşmak zorunda kalmak. Çünkü bu plan sadece yurt içinde tezgahlanmış bir oyun planı değil, dışarıdan destekli bir plandır” dedi. “ARAP BAHARI İSMİNİ VERDİKLERİ PLANLARI DEVREYE SOKTULAR” Büyük Orta Doğu Projesi’nin olduğunu ve bunun herkes tarafından bildiğini dile getiren Depboylu; konuşmasında: “Büyük Orta Doğu Projesi’nde amaç nedir? Amaç, bir yandan İsrail’in elini rahatlatmak, güvenliğini sağlamak ve İsrail’in refahına ve geleceğine yönelik hazırlık yapmak, bir yandan da Avrupalı, batılı ülkelerin Orta Doğu’nun zenginliklerini sömürebilmesi oradaki zenginliklere istediği gibi ulaşabilmesi için uygun zemini yaratmaktır. Bunun için birçok plan yaptılar, sendelediler, Arap Baharı ismini verdikleri planları devreye soktular. Bir yandan Libya’ya müdahale ettiler ama en önemli Büyük Orta Doğu Projesi’ndeki hedefleri Irak, Suriye, İran ve Türkiye’ydi. Burada kuracakları sözde Kürdistan devletiyle kendi planlarını meşrutiyetini kazandırmak daha rahat uygulamak için ve aynı zamanda bu ülkelerin gücünü zayıflatmak ve bölüp parçalamak için ortaya koydukları bir plandı. Bilindiği üzere Suriye ve Irak’ta maalesef neredeyse sonucuna ulaştırdılar. Ama tam ulaştıramadılar çünkü Suriye’de bir Türk gücüyle karşı karşıyalar” ifadelerine yer verdi. “YÖNTEM DEĞİŞTİ” Açıklamalarına devam eden Milletvekili Depboylu; “Yöntem değişti. Yöntem bir ülkeyi psikolojik ve sosyolojik açıdan ele alıp etniksel ve mezhepsel ayrımcılık yaratıp kutuplaştırıp, kardeşleri birbirine vurdurtup, parçalayıp zayıflatmak ve bu arada bazılarını kendileri yetiştirdiler bazılarını da pohpohlayıp egolarını şişirdiler. O anda devletin başında bulunanları diktatör sınıfına kaydırmak ve nihayetinde iç savaş çıkan ülkeyi diktatörden korumak niyetiyle fiili işgal edecek şeklinde ‘biz barış getiriyoruz’ söylemiyle ülkeyi resmen zapt etmek şekline dönüştürmüş durumdalar. Bu sosyolojik ve psikolojik harp tekniğidir. Bunun alt zeminini algı yönetimiyle hazırlarlar. Aynı Türkiye’de uzun zamandır yaptıkları gibi. Önce söylediğim gibi bir plan çizerler. Türkiye’de çizilmiş plan bellidir. Türkiye’yi daha önce mezhepsel ayrımcılıkla da bölmeye çalıştılar. Aleviler ile Sünnileri kapıştırmaya çalıştılar. Sağ sol diye bölmeye çalıştılar ama şimdi daha farklı bir yöntem izlediler. Yüce Türk milletinin yarısı Amerika’nın bu konuda merakına mazhar oldu. Amaç yüce Türk milletinin parçalanarak millet içinden millet çıkarılması, devlet içinden devlet çıkarılması. Tabi ki bu etnik gruplarla ilgili söylemleri bazı bizim siyasilerimiz de kapıldı gitti ve perde arkasında dönen oyunları sezemedi ya da kendine çok güvendi sonuçları ve öngörüsüzlüğü nedeniyle tahmin edemedi” şeklinde konuştu. “ALGI YÖNETİMİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI KULLANILIYOR” Kitle iletişim araçlarıyla milletin üzerinde algı yönetimine başladıklarını vurgulayan Depboylu; “Algı yönetiminde kitle iletişim araçlarının kullanılıyor. Ya birilerini kötülerler ya da birilerini anormal şekilde yüceltirler. 7 Haziran ve 1 Kasım arasında bugüne kadar hiçbir şekilde ne Anayasa değişikliğini ülkeyi bölme noktasında, Anayasadan Türklüğü çıkarma çabalarında, Türkiye Cumhuriyet’i Devletini zayıflatma planları karşısında kale gibi duran Milliyetçi Hareket Partisi’ni aşamadıkları için 7 Haziran ve 1 Kasım arasındaki süreci Milliyetçi Hareket Partisi’ni bölmek, liderini yıpratmak amacıyla kullandılar. Etnik kökenciliği sürekli algı yönetimiyle insanların zihinlerine ektikleri tohumlarla büyütmeye çalıştılar. Öyle bir noktaya geldik ki ülkede Türklüğün bekası tehlikeye girdi. Yapmaya çalıştıkları anayasada Türklüğü tartıştılar. Türklüğü, Türk ifadesini çıkarmaya çalıştılar. Federasyon sistemi kurmaya çalıştılar, özerklik basamağı ile. Türkçenin tek dil olmaması gerektiğini tartıştılar. Anayasa ile bölemediler. Anayasa ile yapamadılar. Bir şekilde çözüm süreci adı verdikleri bizim ihanet ve çözülme süreci adını verdiğimiz o süreçle bazı şeyler istedikleri gibi gitmedi ve çözüm süreci sekteye uğradı. Bir yanda 7 Haziran’da milletin iradesiyle sandığa yansıyan oy dağılımları iktidar partisini geri adım atmaya sürükledi. Baktılar öyle olmuyor, böyle olmuyor Milliyetçi Hareket Partisi’ni zayıflatmaya ve iç savaş girişimlerini başlatmaya karar verdiler” ifadelerini kullandı. “TÜRK MİLLETİNİN FERASETİ, TERÖRİSTİ TEK BAŞINA BIRAKTI” Algı yönetiminin Gezi Parkı Olayları ile başladığını söyleyen MHP’li Depboylu; “İlk başta gezi olayı bize çok masum gibi göründü. Ağacı korumaya çalışan, parkı korumaya çalışan, çadır kuran birkaç kişi üzerine, orantısız güçle saldıran veya müdahalede bulunan, zabıtası, polisi bunları idare eden valisi, bir anda bir olayın tetiklenmesine sebep oldu. Olay sosyal medyada büyüdü büyüdü ve hükümete, iktidara karşı bir isyana dönüştü. Belki o anda ki kızgınlıklarımız bize bunu da hoş görmemize sebep oldu ama olayın rengi de git gide değişti. O gün orada orantısız güç uygulayanların, çocukların üzerine saldıranların ilk başta FETÖ’den içeride olduklarını görürüz. Buna özellikle dikkat çekmek istiyorum. Gezi olayının nereye vardırılmak istediğini bizim Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli gördüğü için o zaman Milliyetçi Hareket Partisi’nde ülkücü gençlerimizin sokağa çıkmasını izin vermedi. Çünkü amaç bölücülerle milliyetçi gençleri bir araya getirip iç savaşın ilk kıvılcımını yakmaktı ama bu plan suya düştü. Bu tutmayınca, zaten çözülme süreci dediğimiz o çözüm sürecinde PKK güneydoğuyu cephanelik haline getirmişti. Devletin gücü orda zayıflamıştı. Yönetimi zayıflamıştı ve yine apartmanlar arasına sığınaklarını hazırlamışlardı. Tünellerini kazmışlardı ve son dönemde belediyelerinin yardımıyla hendekler de kazdılar. Güneydoğu kalkışmasını başlattılar. Burada da amaç şuydu, PKK orada Kürt kökenli kardeşlerimizi de yanına alacak orada savaşmaya başlayacak. Müdahale için ordu gelecek, polis gelecek. Bu arada sivillerde yaralanacak, ölecek ve onlarda dünyaya bağıracaklardı. ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk Silahlı Kuvvetleri burada soykırım yapıyor. Zaten başlarında da bir diktatör var ve gelin bizi kurtarın’ böylece fiili durum için zemin hazırlanmış olacaktı. Ama Türk milletinin feraseti o kadar çok yüksek ki teröristi orada tek başına bıraktı. Evini, işini bıraktı. Terk etti. Terörist orada yalnız kaldı” ifadelerine yer verdi. “ÜLKENİN NEREYE KİMLERİN ELİNE, NASIL GİDECEĞİNİ DE BİLEMİYORDUK” Şehit şerife Bacı Öğretmenevinde STK’lara seslenen MHP Genel Başkan yardımcısı Mevlüt Karakaya; “Kimsenin, kendi evlatlarının canının yanmasını istemeyeceğiz. Onun yerine oluşturduğu milletlerin içinden çıkardığı milletlerle, dinlerin içinden çıkarttığı dinlerle, devletlerin içinden çıkardığı devletlerle yani maşalarla bu işi halletmeye çalışıyorlar. Bu bir Ortadoğu Projesi dendi. Bir süreç yürütüldü ama bugün geldiğimiz nokta itibariyle, Türkiye üç terör örgütü ile yoğun bir mücadele içerisinde. Şöyle de söyleyebiliriz, Türkiye üç terör örgütünün ablukası altında. Hele biri öyle bir şeytanca girdi ki, 15 Temmuz gecesi feleğimizi şaşırdık. Bu milletin feraseti, bu milletin aldığı dualar, bizi büyük bir felaketten kurtardı. Eğer 15 Temmuz gecesi gerçekleşmiş olsaydı o kalkışmayı yapanların emelleri, muratları bugün ne anayasası konuşacaktık ne değişikliğinden bahsedecektik. Ülkenin nereye kimlerin eline, nasıl gideceğini de bilemiyorduk” diyerek Anayasa değişikliği hakkında detaylı bilgi verdi.