SMMMO İş Yüklerine Sitem Etti
Kastamonu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Başkanı Serdar Kulaksızoğlu, Kuzekent'teki oda binasında sektörün içinde olduğu iş yükü ile ilgili açıklamalarda bulundu.
İş yükleri hakkında konuşan Kastamonu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Serdar Kulaksızoğlu; “Devletlerin vergi gelirlerini toplamak ve hükümetlerin çeşitli alanlarda geleceğe yönelik planlamalar yapmak için bazı verilere ihtiyaçlarının olduğu açıktır. Ancak, bu veriler toplanırken, istenilecek verilerin mümkün olduğunca tek elden alınması, gereksiz bilgi toplamanın önüne geçilmesi ve veri toplama için kullanılan yöntemlerin de sağlıklı çalışması büyük önem arz etmektedir. Ancak bugün Mali Müşavirlerin sırtındaki yük artık dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Meslek mensupları aracılığıyla alınan beyan ve bildirimlerin sayısı her geçen gün artmakta, bu beyan ve bildirimlerin içerikleri kolaylaşacağına zorlaşmaktadır. Gelişmiş ülkelerde iş verimini artırmak için haftalık çalışma günlerinin dört güne indirilmesi tartışılırken biz Mali Müşavirler olarak neredeyse 7/24 ofislerimize hapsediliyoruz. Görünürde mükellef veya işverenlerden istenilmekle beraber, iktisadi ve sosyal hayata ilişkin ihtiyaç duyulan hemen her veri Mali Müşavirler aracılığıyla toplanılır hale gelmiştir. Bu durum meslek mensuplarının zaten çok ağır bir iş yükü altında ezilmelerine sebebiyet vermekte iken bir de beyan ve bildirimleri almak için kullanılan sistemlerin sağlıklı çalışmaması ve yoğunluk dönemlerinde tıkanması, zamanla yarışan meslektaşlarımızın streslerini katbekat artırmaktadır” dedi.
‘Bildirimleri Sağlıklı Bir Şekilde Hazırlayamaz Hale Geldik’
İş yükün artık dayanılmaz bir seviyeye geldiğini söyleyen Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Serdar Kulaksızoğlu; “Meslektaşlarımız, rutin dönemlerde dahi beyan ve bildirimleri sağlıklı bir şekilde hazırlayamaz hale gelmiştir. 3568 sayılı Meslek Yasamızın 1’nci Maddesinde Kanun’un amacı, ‘İşletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmî mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak ve yüksek meslekî standartları gerçekleştirmek’ şeklinde tanımlanmıştır. Ancak, bu kadar ağır iş yükü altında çalışmak zorunda bırakılan meslek mensuplarının bir işletmeninin faaliyetlerini ve işlemlerini sağlıklı bir şekilde yürütmesi mümkün müdür? Sadece Nisan ayında Gelir İdaresi tarafından ilan edilen vergi takviminde toplam elli altı beyan ve bildirimin verileceği açıkça görülmektedir. Bu beyan ve bildirimlerin yanında bir de en son 20 yıl önce uygulanan ve genel tebliği ile sirküleri henüz iki üç ay önce yayımlanan, hala uygulamada birçok tereddüttü barındıran enflasyon düzeltme işlemlerine ilişkin yapılacak çalışmaların da aynı takvimde tamamlanmak zorunda bırakılmasını adil ve uygulanabilir bulmuyoruz! Resmi, idari ve hafta sonu tatilleri Ramazan Bayramı ile birleşince toplam on iki günlük tatil nedeniyle Nisan ayında çalışma günü olarak sadece 18 gün kalmaktadır. Bu kadar kısa sürede bu kadar beyan ve bildirimin sağlıklı bir şekilde verilmesine imkân yoktur. Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerine yaptığımız hem yazılı hem sözlü başvurularımızın dikkate alınması için meslektaşlarımızın masa başında ölmesi mi gereklidir! Mali Müşavirlerin iş yükünü hafifletecek çözüm önerilerini Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerine hem yazılı hem de sözlü olarak birçok kez aktardık. Yaptığımız her görüşmede, Mali Müşavirlerin ağır iş yükü altında ezildiği, omuzlarındaki yükün artık dayanılmaz bir seviyeye geldiğini, meslektaşlarımızın beden ve ruh sağlıklarının bu yükü kaldıramadığı sıklıkla ifade edilmiştir” dedi.
‘İnsani Şartlarda Yaşamak Mali Müşavirlerin de Anayasal Hakkıdır’
Önerilerine yıllardır sessiz kalındığını ifade eden Kulaksızoğlu; “Önerilerimize yıllardır sessiz kalınması sebebiyle büyüyen bu sorunların ortadan kaldırılması için beyan ve bildirimlerin sadeleştirilmesi, bilgi sistemleri alt yapılarının modernizasyonu şarttır. Ölçüsüz bir iş yükü ve adil olmayan ücret tarifesi, mali müşavirlerin iş ve yaşam dengesini olumsuz etkiliyor ve insani yaşam hakkını ellerinden alıyor. Sorunlarımıza ivedi olarak çözüm üretilmesi için haykıran Türkiye genelinde 130 bin meslek mensubunun çığlıklarına duyarsız kalınmamalıdır. Artık mevcut işlerimizi yapamaz hale geldik, bıçak kemiğe dayandı! İnsani şartlarda yaşamak biz mali müşavirlerin de anayasal hakkıdır. Hazine ve Maliye Bakanlığından her ay beyan sürelerinin uzatılmasını değil, günümüzde yapay zekâ teknolojisinin kullanıldığı bir çağda, elektronik uygulamalar aracılığıyla toplanan verilerin etkin bir şekilde sınıflandırılmasını ve yasal olarak veri talep eden kurumlarla, örneğin TUİK, İŞKUR, Merkez Bankası, Kamu İhale Kurumu Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları, Sanayi Teknoloji Bakanlığı gibi tüm kamu kurumlarıyla paylaşılmasını talep ediyoruz. Aynı verilere dayalı olarak yapılan tekrarlı beyan ve bildirim yüklerinin hafifletilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Şu An Meslek Camiasında Bir İnfial Hali Mevcuttur’
Kendilerine yönelik yapılan uygulamaların haksız olduğunu dile getiren serbest muhasebeci mali müşavirler odası başkanı Serdar Kulaksızoğlu; “Ayrıca, vergi beyan dönem ve sürelerinin, resmî tatil günleri dikkate alınarak düzenlenmesini talep ediyoruz. Şu an meslek camiasında bir infial hali mevcuttur. Meslektaşlarımız gece gündüz demeden rutin işlerinin yanında ay sonuna kadar kurumlar vergisi beyannamelerini yetiştirmek için uğraşmaktadırlar. Bayram tatili nedeniyle çalışmaların sekteye uğraması, mükelleflerden bilgi ve belgenin toplanamaması sebebiyle kurumlar vergi beyannamelerinin süresinde sağlıklı bir şekilde hazırlanabilmesi mümkün değildir. Kurumlar vergisi beyannameleri bile süresinde hazırlanıp beyan edilemeyecek durumda iken bir de bundan 17 gün sonra geçici vergi döneminde enflasyon düzeltmesi işlemlerinin yapılmasının ve beyanname ekine yapılması imkansız olan bilançonun eklenmesinin istenmesi, biz mali müşavirlerin adeta cinnet geçirmesine sebebiyet vermektedir. Vergi Usul Kanununda bilanço, işletmelerin mali durumunu gösteren ve yılda 1 defa düzenlenen bir cetvel olarak tanımlanmakta iken bu cetvel her 3 ayda bir olmak üzere yılda 4 defa bizlerden istenmektedir” ifadelerini kullandı.
‘Bu Uygulamanın Ne Kanunda Ne de Vicdanlarda Yeri Yoktur’
Kulaksızoğlu son olarak; “Bu uygulamanın ne kanunda ne de vicdanlarda yeri yoktur.2024 yılı geçiş dönemi olması ve ikincil mevzuatın oldukça geç yayımlanması ve aşırı yoğunluk nedeniyle 2024 yılında geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltme işlemlerinin yapılmaması için dayanakları ile birlikte Hazine ve Maliye Bakanlığı ve gelir idaresi başkanlığına yaptığımız müracaatımızın hayata geçirilmesini talep ediyoruz. 2023 yılına ilişkin Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin ve elektronik defter beratlarının yüklenmelerinin Nisan ayındaki resmî tatil sürelerinin uzun olması nedeniyle zamanında yapılması mümkün değildir. Bu nedenle kurumlar vergisi beyannameleri ile e-defter beratlarının yükleme sürelerinin ve geçici vergi beyan süresinin uzatılması talebimizin yerine getirilmesi gerekir. Bizler, devletimiz için her türlü fedakarlığı yapan tıpkı pandemi döneminde olduğu gibi ekonominin çarklarının dönmesi için sağlımızı tehlikeye atarak üzerimize düşen görevleri yüksek sorumluluk bilinci ile yerine getiren bir meslek grubuyuz. Devlet bizim devletimizdir. Tabii ki kriz dönemlerinde herkesin elini taşın altına koyması ve var gücü ile çalışması gereklidir. Ancak, hiçbir kamu gücünün de bir meslek grubuna bu kadar yüklenmeye, insanların psikolojilerini ve hayat dengesini bozmaya hakkı yoktur. 130 bin Mali Müşavirin ve sektör çalışanlarının işlerini daha sağlıklı bir şekilde yapabilmesi için haklı ve insani taleplerimizin ivedilikle hayata geçirilmesini bekliyoruz” dedi.