'Şeker, onurlu şeker işçisinin ürünüdür'
ESKİ ŞEKER İŞ ŞUBE BAŞKANI ÇAKIROĞLU Eski Şeker-İŞ Genel Başkan Vekili ve eski Şeker İş Şube Başkanı İlhan Çakıroğlu, Pembe Han'da basın mensuplarıyla bir araya gelerek Şeker Fabrikası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Şeker Fabrikalarının satışının herhangi bir fabrikanın satışı ile kıyaslanamayacağını söyleyen Çakıroğlu 'Pancar kınalı eller ile nasırlı ellerin, yağız ve azimli insanların ektiği, çapaladığı,...
ESKİ ŞEKER İŞ ŞUBE BAŞKANI ÇAKIROĞLU; Eski Şeker-İŞ Genel Başkan Vekili ve eski Şeker İş Şube Başkanı İlhan Çakıroğlu, Pembe Han’da basın mensuplarıyla bir araya gelerek Şeker Fabrikası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Şeker Fabrikalarının satışının herhangi bir fabrikanın satışı ile kıyaslanamayacağını söyleyen Çakıroğlu; “Pancar kınalı eller ile nasırlı ellerin, yağız ve azimli insanların ektiği, çapaladığı, söktüğü ve her şartta yetişen, sağlıklı sanayi için üretilen bir tarım ürünüdür. Şeker ise alın terine katık eden onurlu şeker işçisinin ürünüdür. Şeker fabrikalarının satışı herhangi bir fabrikanın satışı değildir. Şeker fabrikalarını iyi tanıtmak, şeker sanayiini bilerek şeker fabrikalarının satışından bahsetmek gerekmektedir. Bu nedenle şeker fabrikası herhangi bir siyasi partinin oy alma hevesiyle toplantılar yaparak, basın açıklamaları yaparak halledilebilecek, bir kuruluş ya da siyasi kişiliği öne çıkarak ‘Şeker fabrikalarını sattırmayacağız’ demesiyle halledilecek bir konu değildir. Şeker fabrikalarının karşı karşıya kaldığı bu durum hiç bir siyasi partinin öne geçerek halledeceği bir iş değildir. Şeker fabrikası sorunu mevcut iktidarı eleştirerek ve ‘Satamazsınız’ diyerek çözülecek bir konu da değildir. Şeker sanayii siyaset üstüdür ve öyle olmalıdır. Özelleştirme tenkit edilecekse temeli 24 Ocak 1980 kararlarına iner, 12 Eylül 1980 dönemine iner ve 1983 yılında Anavatan Partisi iktidarı ile özelleştirmenin yasalaştığı günlere iner” dedi. “ŞEKER SANAYİNİN HER ŞEYİ DEĞERLENDİRİLEBİLİR” Şeker sanayisinin zarar etmesinin mümkün olmadığını söyleyen Çakıroğlu; “Çünkü Şeker Kanunu hükümetlerin elindedir ve sanayi ayrıca maliye bakanlığı tarafından yönetilir. Pancar taban fiyatı bir sene önceden belirlenir ve sanayi bakanlığınca açıklanır. Ne kadar pancar ekileceği ve üretileceği bakanlık tarafından açıklanır. Avans ve ödemelerin tarihlerini bakanlık açıklar. Bütünüyle devlet tarafından yönetilen bir sanayinin zarar etmesi mümkün değildir. Fabrikaların satılması için son 15 yıldır, 1996 yılından bu yana teknolojik yenilikler yapılmamakta, kotalar düşmekte ve fabrikalar zarar etmeye zorlanmaktadır. Ayrıca şeker fabrikaları çalıştığı sürece kendi elektriğini kendisi üretir. Şeker fabrikalarının enerji kazanları yerli ve düşük kalorili kömür kullanır, çevreyi kirletmez ve baca filtreleri mutlaka çalışır. En az 390 derecedeki buhar, sabit 28 atmosfer basıncındaki buhar enerjisi elektrik enerjisine dönüşür. Devlet tüm şeker fabrikalarından elektrik üretebilir. Pancar işlemlerinden sonra buhar 180 derecede atıl buhar olarak dışarı atılır. Bu atıl buhar ve su fabrikaların civar çiftliklerinde ısıtma ve seracılıkta kullanılabilir. Yaprağı solduğunda meyvesi olgunlaşan bir üründür. Yaprağı yeşil iken de çam ormanlarından 4 kat daha fazla oksijen salgılayan bir üründür. Pancar küspesi doyurucudur ve beside kullanılır. Şeker fabrikalarının civar çiftliklerinde besicilik yapılabilir, et üretilebilir, kümes hayvancılığı yapılabilir. Şeker sanayinin her şeyi değerlendirilebilir. Pancar ve şeker stratejik bir üründür. Pancar ve şeker hükümet edenlere iyi anlatılırsa şeker fabrikalarının satılmayacağı inancındayım” diye konuştu. “BİZİM FABRİKAMIZ ÇALIŞTIĞI ZAMAN ASLA ZARAR ETMEZ” Kastamonu Şeker Fabrikasının tarihçesinden bahseden Çakıroğlu; “Kastamonu Şeker Fabrikası'nın temeli 1959 yılında atılmış, 1964 yılında fabrika hizmete açılmıştır. Fabrikanın bugün günlük kapasitesi 4 bin tondur ama 5 bin tonu rahatlıkla işleyebilir. Kastamonu Şeker Fabrikası 120 gün ile 150 gün arasında kampanya yaptığında Kastamonu çiftçisinin ürettiği pancar 450 bin ton civarında olmuştur. Ama son yıllarda fabrika zarar ediyor denmesi, çiftçinin pancardan soğutulmasına neden olmuştur. 2002 yılında 380 köyde 13 bin 913 pancar çiftçisi pancar ekerken, 2016 yılında bu rakamlar 117 köye ve 2 bin 146 çiftçiye kadar düşmüştür. 2002 yılında 89 bin 817 dekar alan pancar ekilirken 346 bin 715 ton pancar üretilmiş. 2016 yılında ise 36 bin 730 dekar alana pancar ekilmiş 186 bin 644 ton pancar üretilmiştir. Kotaların kısılması, pancar taban fiyatlarının geç açıklanması veya düşük açıklanmasına rağmen çiftçi pancar ekiyor. Dekara göre verim oransal olarak düşmüyor. Çiftçi halen pancar ekmek istiyor. Kastamonu Şeker Fabrikası 150 gün kampanya yaptığında üretici 480 bin ton pancar kesebilir ve fabrikada bunu işleyebilir. 100 bin ton pancar demek fabrikanın 25 gün daha fazla çalışması demektir. 450 ila 500 bin ton arasında pancar işleyen, 120 ila 150 gün kampanya yapan fabrika zarar etmez. Fabrikamız 120 gün ve üzeri kampanya yapıp en az 400 bin ton pancar işleyebilir. Bizim fabrikamız çalıştığı zaman asla zarar etmez” diyerek bilgi verdi. “ŞEKER SANAYİ ÖZELLEŞMEMELİDİR” Şeker Fabrikası ile ilgili açıklamalarına devam eden Çakıroğlu; “Özeleşen Torku Konya Şeker Fabrikası konuşuluyor. Bunun dışında Adapazarı, Amasya, Kütahya ve Kayseri fabrikaları da özel. Onlar konuşulmuyor. Konya, hayvancılıkla uğraştığı, elektrik ürettiği, hayvansal ürünler ürettiği için, şeker sanayinin yaptığı her şeyi yaparak kar ediyor. Şeker sanayi özelleşmemelidir. Çalışmalı ve kar eder konuma getirilmelidir. Ama illa satılırsa da Kastamonu B planı üretmelidir. Kastamonu sendikası, kooperatifi, iş adamları, siyasileriyle bir araya gelip bu fabrikayı almalı 30 milyon lira parayı bulmalıdır. Disiplinli, bilgili, konuyu çözeceklere güzel anlatabilecek, lobi ve kuliscilik sanatını bilen, şeker sanayine benim gibi yürekten bağlı insanlar da var. Bu insanlar konsorsiyum fabrikayı satın alırsa 1 yıl ücret talep etmeden Kastamonu Şeker Fabrikası'nı Türkiye'nin en iyi şeker fabrikası yapmak için canla başla çalışacaklardır” dedi.