Sarı Otobüsler İçin Tarih Belli Oldu

Belediye Meclisi Nisan ayı toplantısı Belediye Başkanı Hasan Baltacı'nın başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda gündem maddeleri dışında sarı otobüsler ve ulusal gündem yer aldı.

Belediye Meclisi Nisan ayı toplantısı Belediye Başkanı Hasan Baltacı’nın başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda gündem maddeleri dışında sarı otobüsler ve ulusal gündem yer aldı.

Ayrıca toplantıda AK Parti Belediye Meclis Üyesi Necati Atak, Grup Başkanvekili görevini Ahmet Namlı’ya devretti.

Toplantıyı başlatan Belediye Başkanı Hasan Baltacı; “Nisan ayı belediye meclis toplantımızı açtık. Hem belediye meclisi gündemimizde hem de gündem dışı konuşmalarla oturumunuzu da devam edeceğiz. Her şeyden önce hem belediye meclis üyelerimizin hem sevgili Kastamonu'nun hem bütün Türkiye'nin Ramazan Bayramı'nı kutluyorum. Hepimizin Ramazan Bayramı mübarek olsun. Tabii Ramazan Bayramı'na çok ağır ve zor şartlar altında girdik. Karanlık günlerde girdik bayramını bayram gibi yaşanacağı yılların gelmesi dileğiyle mücadelemizi sürdürüyoruz. Eşit ve adil yaşamayı bu ülkede herkes hak ettiğini düşünüyorum. Herkesin kendi iradesine saygı duyulacağı bir. Türkiye'de yaşama hakkının olduğunu, aynı zamanda herkesin hukuk önünde kendisini güvende hissettiği bir Türkiye'de yaşama hakkı olduğuna, buradan inancımı tekrar dile getirmek istiyorum. Tabii bu bayramdan önce yapılan milli iradeye karşı siyasi bir darbeyle karşı karşıya geldik. Bu siyasi darbenin bütün ülkemize ve milletimize ödetmeye çalıştığı bedelde reddettiğimiz defalarca dile getirdik. Bundan sonra da milli iradenin üzerinde herhangi bir güç tanımadığımızı, buradan belediye meclis toplantımızdan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Gündemlere geçmeden önce. Gündem dışı söz almak isteyen başta grup başkan vekillerimiz olmak üzere değerli belediye meclis üyelerimizden söz almak isteyen arkadaşlarımıza söz vereceğim” dedi. 

‘Sizi Mert Olmaya Davet Ediyoruz’

AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Namlı’nın anlattığı anekdot üzerinden sözlerine devam eden Başkan Baltacı; “Az önce sayın Ahmet Namlı güzel bir hikaye anlattı. Afrika üzerine tam da siyasal İslam’ı özetlemiş oldu. Kendisine siyasal İslam’ı özetlediği için teşekkür ediyorum. Evet, vatan diyerek bayrak diyerek ezan diyerek, bu ülkede yapılmayan zulüm kalmadı. Bu ülkenin en büyük metropolü dünyanın sayılı metropollerinden birinin Belediye Başkanı 3 kere seçilmiş Belediye Başkanı normalde 2 seçim olmasıyla gerekirken bir tanesini hiçbir şey yoksa bir şey vardır diyerek İptal ettiğiniz o 3 tane seçimi kazanan Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı aynı zamanda hiç kimsenin zorunluluğu olmadığı halde 15 milyon insanın oylarıyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı adayına yaptığını zulüm de işte az önce anlattığımız o siyasal İslam’ın o siyasallaştırılmış dini alet eden siyasetin sonucudur. Bu adaletsizliği siz yaptınız. Elbette ki Silivri'ye gideceğiz. Elbette ki milletin sevgilisine, milletin evladına, milletin kardeşine, milletin dostuna sahip çıkacağız. Elbette ki hakka, hukuka, adalete sahip çıkacağız. Şimdi anlatıp duruyorsunuz işte bizde demokrasi var. Kendi içimizde yaptığımız değişikliği bize bahsetmeyin. Milletin seçimde getirdiğini siz uyduruk iddialarla gizli tanıklarla duymuştum görmüştüm. Bir öyle söyleyivermişti gibi dedikodularla içeriye attınız. Şimdi çıkıp bize demokrasi anlatıyorsunuz. Demokrasi böyle bir şey değil. Demokraside seçimle gelen seçimle gider mert insanlar rakipleriyle seçim sandığında hesaplaşırlar. Delikanlılar rakipleriyle seçim sandığında hesaplaşırlar. Sizi mert olmaya davet ediyoruz. Sizi hukuka ve anayasaya uymaya davet ediyoruz. Biliyoruz ki bu yapılan operasyonların içinden hiçbir şey çıkmayacak. Yapmak istediğiniz tek şey rakibini siyasallaşmış bir yargıyla tasfiye etmekten başka bir şey değil. Bu senaryoyu bu filmi daha önce gördük mü? Bu senaryoyu yazanlar oldu bu filmi oynayanlar oldu, onun figüranları oldu. Şimdi o figüranlar Allah affetsin dedi. Çıktı işin içinden şimdi o filmi oynayanlar, baş aktörler o senaryoyu. Hayata geçirenler pardon dediler çıktılar işin içinden. Yalnız tarih böyle tekerrür etmez. Bir şey 2 kere yaşanmaz. Bu sefer yaşayacağınız çok farklı bir şey olacak ve millet iradesini size bir kez daha gösterecek diyorum. ‘Gel de bunu bizim geri zekalılara anlat’ yorumunu bir belediye meclis üyesine yakıştıramadığım ifade edeyim” şeklinde konuştu. 

‘Ben Söylediğimin Arkasındayım’

AK Parti Belediye Meclis Üyesi Necati Atak; "Şimdi öncelikle ben de hem sizlerin hem de bütün Kastamonu hemşirelerin, Türkiye'mizin bütün inananların Ramazan bayramını tebrik ediyorum. Tabii bu ramazanları hep beraber burada yıllardan beri geleneksel olarak nasıl belediyede, valilikte partilerde kutluyorsak belediyelerde kutluyorduk. Maalesef siz geldiğinizden bu yana 3 bayram geçti. Üçünde burada kutlamaları kaldırdınız. Bu başarıda sizin başarınız olsun. Ben, özellikle tabii bunu niye kaldırdınız? Niye yapmadınız demiyorum. Sizden beklenen demek ki buydu. Bunu yaptınız. Seçimlerde de bu vadi vermişsiniz galiba. Şimdi şunu özellikle söylemek istiyorum, biraz önce siz söylediniz, sizin iç meseleniz bizi ilgilendirmez diye ama Alican beyi çok ilgilendirmiş. Bizim Grup Başkanı değişikliği neden acaba bu kadar ilgilendirmez merak ediyoruz. Biz arkadaşlarla göreve başlarken arkadaşlar dedi ki bir yıl bir görevi yapar, ondan sonra değişiriz. Diğer arkadaşlar da aynı şeyi söylemiştir. Hani ilgilenmiyorsunuz ya, nasıl ilgilenmiyorsunuz onu da anlamış değilim. Bizim içimizdeki değişiklik sizi ilgilendirmiyor da niye bu kadar gündem ediyorsunuz ve özellikle konuşuyorsunuz çok merak ediyoruz. Bu değişiklik bizim işlerimizde her zaman olacaktır. Daha önce ilçe başkanı yapmış kardeşimiz daha önce il yönetimi üyeliği yapmış kardeşimiz ben ki diğer partilerden gelen bir arkadaşınız. Bunlar gayet doğaldır. Bu değişiklikler her zaman olur. Yarın bir gün siz de değiştirirsiniz. Olur ya başka arkadaşımız buradan Belediye Başkanı seçilebilir... Bir sürü vaatlerden bahsetmişiz biz. 2019'a kadar olan bin 200 tane projeyi biz yaptık, yapacağız demiyoruz, yaptık. 500 tane konak. Öyle az buz değil. Bütün konaklarını tamir edilecekti ama 2019'a kadar verdiğimiz vaatlerde onlar 2019-2023 arası biz Belediye Başkanı olamadık. Olamadığımız için Taşköprü kavşağı, Daday kavşağı biraz önce saydıklarının hepsi öyle. Eğer yeniden gelmiş olsaydık nasıl ki onları yapmışsak bunları da yapardık. Çünkü bir insanın sözüne değil, lafına değil icrasına bakmak lazım. Lafla olmuyor bu işler yaptıklarını konuşmakla oluyor. Bugün her mahallede, her sokakta, her yerde bir hizmetimiz vardır. Parktır, yoldur, sağlık ocağıdır, bisiklet yoludur... Bunların hepsi oldu, olmadı değil. Bugün saymayı bitiremeyeceğim. Mesela göl park projesi Millet Bahçesi'ne dönüştürülmüştür. Gelinen noktada da diğer arkadaşlar buna gereği şekilde sahip çıkmamıştır. Bugün belli bir şeyi noktaya getirilmiştir ama neticede ortada sahiplenilmediği için bu şekilde ortada kalmıştır.  Bugün 240 dönüm bir yer yeşillenmiştir. Kastamonu'nun mevcutta parkı yeşil alan 240 dönüm yani tam kurulduğundan bu zamana olan. Bakabilirsiniz, siz de araştırabilirsiniz. Ben araştırdım. 240 250 dönüm yeşil alanı var. Ona istinaden bir yılda 240 dönüm yer Kastamonu'ya kazandırılmış. Ama bu takip edilmediyse buna sahip çıkmadıysa bu hale gelmişse bunun da sorumluları kimse onlar onu halleder. Her şeyi döküp saçmak güzel bir şey de toparlamak kolay bir şey değildir. Ya 4 tane direkt diktiniz diyorsunuz 4 tane o artık telleri gelmişti bu teller çekilecek ve gondolla beraber çalışacak duruma gelmiş yüzde 90'ı bitmiş bir proje. Devlette devamlılık var diyorsunuz. Şimdi bir vücutta parmakta kolda bir kangren olduğu zaman yukarı çıkmasın diye o kesilir. Kesilmediği zaman yukarıya doğru gelir. Bir yıl değil 2 yıl değil, 3 yıl değil 4 yıl değil siz geleli 1 yıl oldu. Bir yıldan beri yapmadınız bu işi. Bundan öncesi de var yapılmadı. Yapılmayacaksa geçende söyledim ben bunu saygıdeğer basın mensupları daha önce yapın dedi. Ondan sonra sökün atın dedi. Biz o manada söylemedim ki siz de herkes anladı. Ya bu böyle duracak mı? Gelen insanları bunun cevabını biz veremiyoruz. Ne oluyor ya bu zamana kadar böyle duruyor. Ne olacaksa olsun, ben de onu söylüyorum ne olacaksa olsun bu ya yapılacaksa yapılsın, yapılmayacaksa kesilip atılsın.  MÜSİAD'takiler gitmiş, teleferiğe oradan binmiş ya bunu kim yapıyorsa, kim karşıysa, kim efendim? Bunun bu şekilde durmasına razıysa bizim arkadaşlarımıza biz orada bir yorum yapmışız, ben onu silmedim. O yorumu bir şekilde kalkmış ama ben anlamadım nereden kalktığını. Ben söylediğimin arkasındayım. Bunu bu şekilde getirip de yapmamak bir aptallıktır. Bir gerizekalılıktır. Yüzde 90'a gelip bitirmemek budur. Başka bir şey değildir” ifadelerini kullandı. 

‘Belediye Meclisinde Temiz Bir Dil Kullanılacak’

Hasan Baltacı, Necati Atak'ı uyararak;  "Necati bey sizi temiz bir dile davet ediyorum. Geri zekalı olarak itham ettiğiniz insanlar bu şehrin yöneticileri geri zekalı olarak itham ettiğiniz insanlar aslında o teleferik projesinin yapılmasını isteyenler var, yapılmamasını isteyenler var. Belediye Meclisinde temiz bir dil kullanılacak. Bunun garanti etmekle sorumlu olan da Belediye Başkanı olarak Meclis Başkanı olarak benim siz birisine geri zekalı diyorsanız kime dediğinizi ifade edeceksiniz. Hakkınızda sözlerinizi geri almadığınız sürece bir disiplin soruşturması başlatılacak. Bu millete geri zekalı aptal deme hakkına sahip değilsiniz. Sizi millet buraya küfür edesiniz diye hakaret edesiniz diye seçip göndermemiştir. Sizi buraya millet milleti temsil edin diye göndermiştir. Biz akla hayale uymayan bir projeyi üzerine 2 milyon dolar daha harcayıp yapmak zorunda değiliz. 2 milyon dolar dediğiniz bugün neredeyse 80 milyon lira para yapıyor. Bugün bu memlekete 80 milyonla yapılabilecek birçok iş varken bizim önceliğimiz bu değildir. Kaldı ki hiç kimseye seçim döneminde bu teleferik projesini yapacağımız sözünü de vermedik. Kastamonu gibi 613 tane tescilli eseri bulunan tarihi kadim bir şehrin tam ortasından, göbeğinden hiç kimseye sormadan hiç kimsenin fikrini almadan yapılan bir teleferik projesini yüklenmek durumunda değiliz. Geri zekalı sözünüze aptal, sözünüze açıklık getirin. Hakkınızda kesinlikle bir disiplin soruşturması başlatılacaktır. Bu milletten özür dileyecek misiniz, dilemeyecek misiniz?” şeklinde konuştu.

‘Benim Haddime Mi Hakaret Etmek?’

Başkan Baltacı’nın ifadeleri üzerine Atak; “Ben burada ne meclise Kastamonu'ya hakaret etmek adına bunu söylemiyorum. Çünkü burada yapılmış bir yatırım var. Yüzde 90 bitmiş. Ben bu manada diyorum ki eğer bu yatırım gereksizse bunu sökün, atın gereksiz neyse bunu bir an önce yapın diyorum yani bunu burada bunun kararını verecek. Biraz önce kan gölünden bahsettim ya bu vücudu sardı, sardı, vücut gidecek. Yani bunu karar verenler buradaki mühendisler buradaki Belediye Başkanı değil, sizin gibi burada milletin iradesiyle seçilmiş Belediye Başkanı geldi. Bu Belediye Başkanı, bu projeyi çizdi. Ankara Anıtlar Kurulu onayladı. Peki bu proje niye oynadılar acaba? Bunlar niye bu kadar bunlar gereksiz bir projeyi yaptılar veya gereksiz bir şekilde onayladılar? Buradaki belediyenin İmar Müdürü onaylamadı bu projeyi. Şimdi bunları böyle söylerken önüne arkasına bakmadan bunları söylüyoruz. Ben onun için söylüyorum ya şurada belediyenin önünde 2-3 yıl değil 5-6 yıldan beri duran konak var ya! Tarihi eserimiz bizim ya bu tarihi eser ne zamana kadar böyle olacak? Biz 2014'te geldiğimiz zaman bütün Kastamonu böyle yıkık döküktü. Bak onları onardık. Bütün herkes geliyor. O turistik evlerin önünde resimler çekiliyor. Efendim, hiç kimse kalkıp da Kuzeykenti gezmiyor. Nereye geziyor, tarihi kenti geziyor hep bunlar ayağa kaldırmayacak. Nasıl tarihi ve kültürel bir şehir olacağız? Biz bunları böyle söylerken kalkıyorsunuz, hakaret diyorsunuz, benim haddime mi hakaret etmek? Ben bugün en ufak bir şekilde bir çocuk değil, en ufak bir şeyi bile dikkate alan bir insanım. Şimdi mertlik ten bahsediyorsunuz. Adaletten bahsediyorsunuz efendim şundan bahsediyorsun, bundan bahsediyorsun, her şeyden bahsediyorsunuz ya bakın mertlik nasıl olur biliyor musunuz mertlik bugün? Bu memleketin Cumhurbaşkanı yüzde 50'nin üzerinde oy alarak, milli iradeyi temsil etmiştir. Milli iradenin temsilcisi cumhurbaşkanıdır. Milli iradenin temsilcisi meclistir. Milli iradenin temsilcisi anayasadır. Bu 3 tane kurum milletin iradesini temsil eder. Kayıtsız şartsız hakimiyet milletindir diyoruz ya bunlar milletin iradesini temsil eder. Siz ne kadar resimle ilgili bununla ilgili? Söylediğin sözlere efendim, şey yapıyorsunuz ama bu Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı veya yüzde 52 oyla seçilmiş milletin iradesini temsil eden bir cumhurbaşkanıdır. Siz tanısan da tanımasan da tüm dünyanın en değerli bir lideridir. Biz onu saygıyla selamlıyoruz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan dünya lideridir” ifadelerini kullandı. 

‘Bu Milletten Özür Dilemek Zorundasınız’

Hasan Baltacı araya girerek; “Evet, Necati bey 2 kere sözünüz uzatıldı. Şimdi size sorulan bir soru var. Az önce de ifade ettiniz. 'Gel de bunu bizim geri zekalılara anlat' cümlesinde karşılık bir özür dinlemediniz. Bu konuda millete ve belediye meclisine ve belediye yönetimine yapmış olduğunuz hakaretten dolayı sizi kınıyorum. Milli irade dediğiniz şey Ekrem beyde tecelli etmiş. 3 kere seçim kazanmıştı ve İstanbul'un Belediye Başkanıydı. Eğer siz o milli iradeye saygı duymuyorsanız söylediğiniz her şey çöptür. Onun dışında şimdi bu belediyenin karşısında bir tane tarihi eser var. Belediyeye kazandırılmış güya şimdi o dosyayı da açacağız. O tarihi eseri 3 güne kalmadan birisi almış alan kişiler 10 güne yine aynı organizasyonla belediyeye yazısını yazmış. Gelin burayı sosyal tesis yapın, kamulaştırmanın diye o tarihi eser dediğiniz şey var ya onun karşılığında Kuzeykent'te 56 dairelik+ 1 dükkanlık arsa peşkeş çekilmiş, tarihe saygı sahip çıkmak böyle olmaz. Şimdi az önce Grup Başkanvekili söyledi ifade etti. Eğer biraz vicdan varsa 3 tane dosyayı içişleri bakanlığı müfettişine gönderdik. Hadi kaldırın, gücünüz yetiyorsa onun kapaklarını hadi sayın Mansur Yavaş'ın gönderdiği 100 tane dosya var. Biraz delikanlıysan, hukukun üstünlüğüne, adalete inanıyorsanız anayasaya inanıyorsanız onu kaldırın. Ama siz bu 'geri zekalı' cümlesinden dolayı bu mecliste özür dinlemediniz. Kimi geri zekalı olarak tarif ettiniz bunu anlatmadınız. Bu milletten özür dilemek zorundasınız. Özür dilemezseniz mikrofonunuzu açmayacağım. Israrla bugün bu cümlelerle de geri almadığınız için tekrar ettiğiniz için bu millete saygısızlık etme hakkını ben bu mecliste hiç kimseye vermem kusura kalmayın. Belediye meclisinde söz verme hakkı belediye başkanına aittir. Millete geri zekalı dedirtmem, burada millete küfür ettirmem ben" diye konuştu.

‘Rıza Zarrab'tan Milyonluk Rüşvet Alanlar Dışarıdalar’

Toplantıda söz alan CHP Belediye Meclis Üyesi Nurullah Şahin; “Bugün burada halktan biri olarak bir hekim olarak bir kız çocuğu babası olarak sizden biri olarak konuşmak istiyorum. 19 Mart'ta bu ülke tarihi boyunca görülmemiş bir siyasi darbeyle karşı karşıya kalmıştır. Sayın İmamoğlu, halkın oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanıdır. Onun karşılaştığı engeller yalnızca şahsına değil, halkın iradesine ve demokrasisine yöneltilmiş bir meydan okumadır. Bu nedenle burada bir dayanışma içinde olduğumuzu ve halkın iradesine sahip çıktığımızı güçlü bir şekilde ifade etmek istiyorum. Bu ülkenin inanın onlarca sorunu var ama adalet bunlardan en önemlisidir. Açlıkmış, pahalılıkmış yoklukmuş... Bunlar inanın adaletsizlik karşısında hiç önemli değil. Sessiz bir işgal var. Yıllar önce bu ülkede adaleti ve ahlakı sağlamaz sağlamalıyız diyen bir siyasetçi vardı. Halbuki demokrasi aynı zamanda seçimin varlığı kadar yargı ve yargıç bağımsızlığı da demektir. Eğer bu 2 bağımsızlık çiğnenirse demokratik bir görüntü altında baskıcı bir düzen kurulmuş olur. Bu çağrım tüm siyasi partilere. Bütün sivil toplum, sivil toplum kuruluşlarına ve halkımızın tamamına dır. Demokrasimizin geliştirilmesine ve hürriyetlerin artırılmasına ihtiyaç vardır ülkemizde. Bunu diyen siyasetçi kimler biliyor musunuz? Bugün Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu konuşmasını da 1998 yılında Saraçhane'de gerçekleştirmiştir. Ama bizler şu an bu ülkede adliyede adalet arıyoruz. Hastanede sağlık, okulda eğitim arıyoruz. Sokakta huzur, bu da yetmedi, askıda ekmek arıyoruz. En ucuz marketleri arıyoruz. Çocuklarımıza gelecek arıyoruz. Soruyorum sizlere daha ne arayacağız bu ülkede daha ne arayacağız? Bu milletin vicdanını uyarmak için daha ne olmasını bekliyoruz? Bu iktidar 23 yıl boyunca bence ne siyasal, ne kültürel, ne sosyal, ne ekonomik hiçbir sorunu çözmemiştir. Çünkü çözebilecek bilgi, birikim öngörü ve liyakat yoktur. Başarılı oldukları tek şey var, 23 yıl boyunca medyayı ele geçirdiler. Gerçekleri perdelediler, yalanları örgütlü bir şekilde topluma medyaları aracılığıyla ulaştırdılar. Karşısındaki herkesi terörist ilan ettiler. Dini kullanarak Allah affetsin dediler, hesap vermediler. Toplumun yoksulluğunu kullandılar. Şu an 10 milyonun üzerinde vatandaşlarımız yardıma muhtaç hale gelmiştir ama halkımız uyanmaya başladı. Baktılar ki aslında toplumun yoksullaşmanın nedeninin mevcut hükümet olduğunu gördüler. Ve bunu her aile hissetmeye başladı. Başka bir siyasetçi de bunu söylemiş. Yine AK Partili bakanlık yapmış. Hüseyin çelik bu sözleri söylemiş. 'Biz öyle bir yargı sistemi kurmalıyız ki Türkiye'deki herkesi kapasın ama maalesef ki AK Parti olarak bizler son 10 yıldır yargıda kendi militan yargımızın oluşturduk. Bağımsız yargı falan artık bana masal gibi geliyor' demiş. Gerçekleri kendi bakanları bile ısrarla söylüyor. Herkes bu ülkede adalet diyor ama Rıza Zarrab'tan milyonluk rüşvet alanlar dışarıdalar. Avlularında külçe külçe altınla yakalanan milletvekilleri dışarıda. Kendi Bakanlığına dezenfektan satan bakan dışarıda. Vakıfları soyanlar dışarıda, Kartalkaya otelin en büyük sorumlusu hâlâ koltuğunda oturmaktadır. Eğer gerçekten samimiyseniz eğer gerçekten yetim hakkını koruyoruz diyorsanız bu sorulara cevap veriniz. Kendi Bakanınız eski Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının söylediği gibi Ankara'yı parsel parsel satan, hakkında kitaplar yazılan, 'Ankapark yapıyorum' diye bu milletin 800 milyon dolarını çöpe atan Belediye Başkanı Melih Gökçek neden hâlâ dışarıda? Neden hiç yargı karşısında hesap vermediler? Burada biz AK Parti olarak dürüstüz demeyin. Halkıma bunları anlatamazsınız. Buradan gençlerimizle ilgili tutuklu tutulan çocuklarımızla ilgili de konuşmak istiyorum. Bu çocuklarımız ne yaptı sizlere? Bolu'da insanlarımızın yanarak ölmesine sebep oldular? Arabada uyuşturmak çekip pudra şekeri mi dediler? Milyarlarca para kara para aklayıp hayalet mi ettiler? Vatandaşlarımızı vergi cezalarıyla boğarken yandaş müteahhitleri milyarlarca dolar vergisini mahvettiler. Depremzedelere çadır mı sattılar? Ne yaptı bu gençlerimiz size? Bu ülkede artık geleceklerini göremedikleri için bu gençlerimiz sadece yürüdüler. Adalet dediler, hukuk dediler, eşitlik istediler. Ne istediler de onları cezalandırdınız. Neden bizim gençlerimizi hapislere atıyorsunuz ve neden korkuyorsunuz? Bu halkın tek istediği sandık önümüze gelsin, artık yeter diyorlar. Çocuklarımızın geleceği kalmadı diyorlar. Başka da bir şey demiyorlar. Adalet diyorlar, liyakat diyorlar, yargı bağımsızlığı diyorlar. Bu halk artık yeter diyor. Sandık gelsin istiyor ama sizler ne yaparsanız yapın halkın gücü karşısında duymayacaksınız. İstediğiniz her savcı her yargıç yanınızda olsun, başaramayacaksınız. Çünkü bizler Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleriyiz. Bu Cumhuriyete hepimizin borcu var, canımız pahasına olsun, bu Cumhuriyete borcumuzu çocuklarımız için ödeyeceğiz" şeklinde konuştu. 

‘20 Yıldır Kendileri Sattı, Satmaya Da Devam Ediyorlar’

CHP Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Alican Yılmaz ise; “Sayın Ahmet Namlı'nın yeni görevini tebrik ediyorum. Kürsü konuşmasından dolayı da kendisini kutluyorum. İlk defa AK Parti grubundan birinin kürsü konuşmasını dinledik, bundan da memnun olduk. Kendi hikayesini de anlattı. Şöyle şeyler söyledi, not aldım. Bunları zenginlikleri nasıl kaptırdınız dedi. Siz o dönem il başkanıydınız. Bu ülkenin zenginlikleri kaybolmasın diye satılmasın diye yürürken sessiz kalanlar kaybetti bu zenginlikleri.  Bugün sosyal medyadan Parti Meclis Üyemiz Hikmet Erbilgin de aynı şekilde bu zenginliklerimizi nasıl kaybedildiğini paylaştı. Bu ülkenin zenginliklerini zaten 20 yıldır kendileri sattı, satmaya da devam ediyorlar. Niyeyse bir türlü bu satma işini kendilerini durduramıyorlar. Alışkanlık yapmış olsa gerek diye düşünüyorum.  Aslında millete hakaret etmiş, millete geri zekalı demiş seçilmişlere geri zekalı demiş birini sözlerinin benim için hiçbir kıymeti yoktur. Bin 200 projeden bahsediyor. Bir Belediye Başkanı görev süresince bin 200 proje yapması için bir buçuk günde bir projeyi hayata geçirmesi lazım” dedi.

‘Siz Konuyu Sürekli Başka Yerlere Çekiyorsunuz’

Alican Yılmaz’a cevap veren AK Parti Grup Başkan Vekili Ahmet Namlı da “Burada benim konuşmamı her zamanki gibi tamamen başka yerlere çekiyorsunuz ama artık fazla uzatmayacağım. Benim demek istediğim şeyi yanlış anlıyor ve farklı noktalara çekiyorsunuz. Bu olay 19 Mart mıydı? Sayın Ekrem İmamoğlu'na yapılan operasyon 19 Mart'ta gerçekleşti. Ondan önce de diploma iptali konusu vardı, değil mi? Üst üste geldi bu olaylar. Ama o günden bugüne kadar ben Sayın Ekrem İmamoğlu hakkında ‘yolsuzluk yaptı’ gibi bir ifade hiç kullanmadım. Yönetilen suçlar ortada. Bu suçlardan bir tanesi bile bir insanın toplum içine çıkmaması için yeterli olabilir ama ben masumiyet karinesine inanıyorum. Geçen sene de söyledim: Elinizde dosyaları sallayarak millete "hırsız, çöktü" diyemezsiniz. Dosyaları istiyorum. Nerede? Üç aydır bana bir tane bile dosya gelmedi. Alican Bey, nerede bu dosyalar? Dün kimi aradın? Burak Bey nerede? Hani başkan mı izin vermedi size bu dosyaları vermeye? Anlamıyorum gerçekten. En son Barış Bey’i aradım, bugün gelecek dedi. Nerede bu dosyalar? Bir bakalım. Benim önergelerim burada. Eğer Kastamonu için hep birlikte çalışacaksak, buyurun, 2014-2019 döneminde neler yapıldığını, hangi projelerin hayata geçirildiğini inceleyelim. Ayrıca son bir yılda neler yapıldığını da sanırım il başkanlığı bir basın açıklamasıyla duyuracak. Siz bu toplantıda vakit bulabilirseniz, bir yılda ne yaptığınızı anlatma niyetiniz varsa ki bence yok, anlatın. Çünkü yapamadıklarınızı nasıl anlatacaksınız? Ben Kastamonu’yu konuşuyorum. Ama siz konuyu sürekli başka yerlere çekiyorsunuz. Sürekli ‘Sizin yandaşlar şöyle, bizimkiler böyle’ tartışmalarını açıyorsunuz. Ben ikisine de inanmıyorum kardeşim. Bu konaklar meselesine gelecek olursak… Zaten başka bir şey bulamıyorsunuz. O takas edilen konaklarla ilgili bize yapılan bir açıklama var. Dün akşam sizin için tatmin edici olur mu, olmaz mı bilmiyorum ama yanındaki konak da dahil olmak üzere toplamda dört konak için yüksek bedeller belirlendi. Çünkü Kastamonu kadim bir şehirdir ve Tarihi Kentler Birliği’ne üyeyiz. Necati Bey’in bahsettiği gibi, Kastamonu’da 500’den fazla konak restore edildi. Bu süreç, AK Parti’den önce, Saadet Partisi döneminde başlamış bir çalışmadır. Yani konak restorasyonu yeni bir şey değil. Küçümsediğiniz o insanların emeği büyük. Ahmet Sevgilioğlu, Kastamonu’da bu konuda yetkili isimlerden biridir. Kimseyi savunma pozisyonunda değilim ama sonra demesinler ki ‘Ahmet Sevgilioğlu’nu burada savunuyorsun.’ Olay bu değil. Bu konakların restore edilmesi elzemdir. Peki neden? Çünkü Kastamonu ancak böyle gelişir. Buradaki konakla ilgili bize söylenen şu. Bunların hızlı yapılması için bunlar takas yoluyla yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

‘Demokrasi Sadece Çoğunluğun Ürünü Değildir’

Toplantının devamında Belediye Başkanı Hasan Baltacı; “Bizim kanunlarımız ne diyor? Siz o kanunları işinize gelmediği için açıp bakmıyorsunuz, bizim kanunlarımız diyor. Belediyede, bir yolsuzluk varsa, Müfettişi yolsuzlukla ilgili denetim yapar. Ondan suç unsuru varsa savcılığa bildirir. Sayın İmamoğlu'nun atfedilen suçların hiçbirisi bir müfettişe dayanmıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2019'dan bugüne 6 senede tam bir 300 müfettişler tarafından denenmiş, 25 yılda AK Parti döneminde sadece 100 kez denetlenmiş. Bin 300 müfettişin bulamadığı dosyalarla konularla Ekrem beyi sokağa çıkamayacağı suçlarla yargılıyorsunuz. Bize diyorsunuz ki elinizde dosya sallamayın. Elimizde dosyalarını yok. Konuyu kamuoyuna açıkladık, dosyaları İçişleri Bakanlığı'na gönderdik. Elbette ki biz raporları açıkladık ya o dosyanın içeriği burada açıklandı. Sosyal medyadan girin. Dosyanın içeriğini yaptığımız konuşmalardan göreceksiniz. Şimdi konaklar hızlı tamir edilsin diye takas yapılmış, biz de bunu yedik. Madem öyle takas yapıldıktan sonra niye o konakları restore etmediniz? Niye gerçek sahibi dururken el değiştirdikten sonra 10 gün sonra yaptınız, niye orada konaklar el değiştirdi, orada niye birileri devreye girdi? Madem hız içindi, ilk sahiplerinden alsaydınız ya? Niye birisi aldıktan sonra 10 gün sonra hemen o konağı almaya gittiniz? Siz konakları istediğiniz için konaklar kamulaştırılmıyor. Konağın yeni sahibi belediyeye dilekçe yazıyor. Burayı sosyal tesis yaptım, onun kalbini gerçekleştiriyorsunuz, sizin talebiniz değil ki. Şimdi ne burada konuşmanı diyorsunuz, ne dersiniz çalışıyorsun.  Şimdi bir yılımızı doldurduk. Bir yılımızla ilgili Nisan içerisinde kapsamlı bir basın açıklamasıyla neler yaptığımızı kamuoyuna paylaşacağız. Yönetimi devraldığımızda 505 milyon lira borç çıkardık, ilk gelen bilgilerle halbuki Kastamonu Belediyesi'nin borcu 650 milyon lira civarındaydı. Daha da bir yıl içerisinde iller bankasından yapılan 200 milyona yakın kesintiyi saymıyorum. Onunla birlikte rakam 800 milyon liraya falan çıkıyor. Bugün Kastamonu belediyesinin borcu 220 milyon lira. Biz geldiğimizde Kastamonu Belediyesi'nin esnafa olan borcu 230 milyondu. Bugün 60 milyon lira.  Biraz sonra denetim raporunu göreceksiniz. Tamam öyle yalanlarınıza doğrudan teminler iş vermeyince böyle lüzumsuz işler yapmayınca bir mali disiplin sağlanabiliyor. Bunları açıklayacağız. Önümüzdeki süreçte artık yatırım hangi konularda yatırım yapacağımızı hem birkaç tanesi biraz hem de basın toplantısında açıklayacağım. Demokrasi sadece çoğunluğun ürünü değildir. Çoğunluğu sağlamamıza rağmen seçim yapılacak.  Daha sonra İmar Komisyonu ve Plan Bütçe Komisyonunun ile encümen seçimleri yapacak. Yasa bize bu plan bütçe komisyonu ve imar komisyonundaki üye sayısını belirleme hakkı veriyor. İster 5 ister 4 üye belirleyin diyor.  Sizin İl Genel Meclisi'nde bizi komisyonlara almamak için neler yaptığınızı biliyoruz. 4 tane komisyon üyesi belirleyip 3'ü CHP'den birisi AK Parti'den olmasın dedik. 5 tane komisyon üyesinin 3'ü CHP'den 2'si AK Parti'den olsun dedik. Bugüne kadar Cumhuriyet burada onun için öyle oldu. Biz çoğunluğun üstünlüğünü, demokrasiyi kısıtlamak için asla kullanmadık. Bundan sonra da kullanmayı düşünmüyoruz. Son bir yıl içerisinde ne yaptığımızı dedim. Kapsamlı bir basın açıklamasıyla anlatacağız. Nelere engel olduğunu anlatacağız” şeklinde konuştu.

‘Olukbaşı Kavşağı İle İlgili 4 Farklı Projemiz Hazır Olarak Bulunmaktadır’

CHP Belediye Meclis Üyesi Murat Aydoğan ulaşım alanında yapılan çalışmalar hakkında bilgi vererek; “Kışıma ilimiz toplu taşıma ve ulaşım problemlerinin çözümü amacıyla yapılan anketler konusunda geçtiğimiz meclis toplantısında bilgilendirmelerde bulunmuştuk. Bugün ise artık ulaşım planının sonuna geldin gelindiğini söylemek ve yapılan çalışmalar planlamalar hakkında bilgi vermek istiyorum. Proje kapsamında elde edilen veriler ışığında toplu taşıma sisteminin optimizasyon kararları geliştirildi. Güzergahlar daha verimli hale getirilecek. Bunun yanı sıra kentte hizmet almayan alanlara yönelik yeni toplu taşıma güzergahları oluşturulacaktır.  2024 yılı itibariyle 88 adet, çift yönlü 176 adet durak noktası görülmektedir. Durak analizleri neticesinde toplu taşıma ana planı, ikinci etabı olan öneri ve optimizasyon kısmında durakların konumları ve yeni durak alanlarının oluşturulması, mevcut duraklar içinde kaldırılması gereken bir tespiti gibi bazı yenilikler ve uygulama çözümleri geliştirilecektir. Bir yandan da 5 ayrı kavşakta projemiz, simülasyon çalışmalarımız tamamlanmış olup yıl içerisinde uygulama çalışmalarına başlanacaktır.  Kamuoyunda 'Zulüm Kavşağı' olarak da bilinen, Olukbaşı Kavşağı ile ilgili bir aydır yetkili kurumlardan herhangi bir adım atılmadı görünmektedir. Sorumluluğumuz çerçevesinde Olukbaşı Kavşağı ile ilgili 4 farklı alternatif projemiz hazır olarak bulunmaktadır.  Ulaşımın güçlendirilmesi ve alternatif güzel yakın oluşturulması amacıyla imar yolları ve köprüler projelendirilmiştir. Meskun ve yeni gelişen bölgeler arasında geçiş bağlantılarını sağlamak ve mevcut yolların trafiğini azaltmak amaçlanmaktadır. Söz konusu yollar sayesinde Alparslan Türkeş bulvarı, Rauf Denktaş Caddesi doğrultusundan bağlanmış olacak ve bu halk arasında trafik akışı kesintisiz hale getirilmesi sağlanacaktır.  Trafik güvenliğini artırmak, düzenli park alanları oluşturmak, şehir içinde yaşanan mevcut hız ihlalleri, hatalı parklanma ve benzeri sorunları öğrenmek önlemek amacıyla elektronik denetleme sistemi güzergahları ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından sürekli süreli park uygulamasının yapılacağı alanlar belirlenmiştir. Elektronik denetleme sistemi güzergahı olarak önerilen 4 ayrı güzergah trafik yoğunluğu ihlal oranları, kaza istatistikleri baz alınarak belirlenmiş.  Birinci kesim Kuzeykent Kamil Demircioğlu Caddesi üzerinde yaklaşık 1.65 kilometrelik kesimi kapsamaktadır. Şehir merkezinin kuzeyinde yeni yapılaşmış ve yoğun nüfus artışının yer aldığı bölgede bulunan arter yüksek hıza elverişlidir. Bu nedenle trafik kazaları sık yaşanmaktadır. İkinci kesim Ataçkent bölgesi Rauf Denktaş Caddesi üzerinde yaklaşık 2 kilometrelik kesimi kapsamaktadır. Şehir merkezinin en yoğun arterlerinden birine giriş güzergahı olup yüksek hız nedeniyle kazalar sıklıkla yaşanmaktadır. Üçüncü ve dördüncü kesim Kastamonu kent merkezine giriş noktaları olan İstanbul ve Ankara yolu yoğun trafik akışına sahip olup hız ihlalleri ve trafik güvenliği açısından kritik bölgelerdir. Karaçomak çayı geçişi üzerinde şehir içi trafiğin yoğun olduğu ve düzensiz park nedeniyle trafik akışının aksadığı kritik bir bölgedir. Bu kapsamda trafik akışını düzenlemek yol üzeri düzensiz parklanmaları önleyebilmek, zirve saatlerinde güzergah üzerindeki trafik sıkışıklıklarını önlemek yayaların ve toplu taşıma araçlarının hareket alanını genişletmek amacıyla belirlenen noktaları dasüreli park yasağı uygulanması planlanmaktadır. EGM  tarafından belirlenen alanlarda trafik akışını optimize etmek amacıyla süreli park yasakları uygulanacaktır. Kent merkezinde planlanan projelerden kavşak projeleri, imar yolları uygulama projeleri, köprü uygulama projeleri, trafik sirkülasyon projeleri ile öncelikli olarak kavşak noktalarında yaşanan dar boğaz ve araç kuyruklanmaları, sinyalize olmayan modern dönel kavşak sistemiyle çözülerek trafik akışının düzenli hale getirilmesi alternatif güzergahlar oluşturularak kent merkezinde trafik yoğunluğunun genele yayılmasının sağlanması merkez bölgesinde süreli park noktalarının oluşturulmasıyla birlikte ikinci sıra parklanmanın ortadan kaldırılması ve bununla birlikte mevcut yol üzeri parklanmaları disipline ederek şerit kapasitelerinin yüksek oranda kullanımının sağlanması toplu taşıma sisteminin iyileştirilmesiyle birlikte özel araç kullanımının düşürülmesi mevcut trafik yoğunluğundaki araç sayısının düşürülmesi elektrikli otobüs projesi ve toplu taşıma sürdürülebilir ve çevreci ulaşım politikasını benimsenmesi hedeflenmektedir. Bu hedef kapsamında söz verdiğimiz sarı otobüslerin finansmanı temini ve çalıştırılabilmesi için belediyemize ait bir ulaşım şirketi zorunlu hale gelmiştir. Bu projelerin uygulanmasına bir an önce başlanacak ve yuvamız Kastamonu’yu daha yaşanabilir bir hal alması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz” dedi.
‘Eylül Ayında Otobüslerimizin Faaliyete Geçmesini Planlıyoruz’
AK Parti Belediye Meclis Üyesi Nükhet Akkaya önerileri üzerine Başkan Baltacı; “Cezaevinden aşağı doğru inen yolla ilgili hem kavşakların yolla ilgili planlamamızı neredeyse bitirmek üzereyiz. İlgililer ile de bu planı paylaştım. Son rötuşları yapıp değerlendirmeyi yapıp artık uygulamaya geçeceğiz. O kavşak yapısı değiştirilecek. Hastaneye dönen ve adliyeye doğru çıkan yol kavşak yapımı değiştirerek oraya da aşağı doğru hız kesiciler konulacak.  Burada kritik bir nokta var. Özellikle can ve mal güvenliğini sağlamak açısından, şehir içinde sıkça şikâyet edilen belli başlı noktalarda – örneğin Kuzeykent ve Rauf Denktaş Caddesi gibi bölgelerde – elektronik denetim sistemi ile kontrol edilen hız koridorları oluşturulacak. Aldığımız tüm kararlar İl Trafik Komisyonu ve Emniyet Genel Müdürlüğü ile paylaşılacak, paydaşların onayı alındıktan sonra uygulamaya geçilecek. Onlar da onay verirse projeleri hayata geçireceğiz. Belli başlı noktalarda hız kontrolü elektrikli sistemlerle sağlanacak. Bir ulaşım şirketiyle birlikte Kastamonu Belediyesi’nin toplu ulaşımda yer alacağı ‘sarı otobüsler’ projesini hayata geçirmek kaldı. Bu şirketle birlikte, bu ay içerisinde araçların alımıyla ilgili kararları verip, en geç eylül ayında otobüslerimizin faaliyete geçmesini planlıyoruz. Otobüslerin sayıları, boyutları ve hangi güzergâhlarda çalışacakları gibi konuların tamamı netleşti. Türkiye’de üretim veya satış yapan tüm otobüs firmalarıyla görüştük, bazılarını yerinde inceledik. İnşallah en kısa sürede bir karar vererek, Eylül ayı itibarıyla sarı otobüslerimizi Kastamonu’daki vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Elektrikli otobüs alımı için daha önce bir fizibilite raporu hazırlayıp İller Bankası’na sunduğumuzu belirtmiştik. Ocak, şubat ve mart aylarında elektrikli otobüslerle ilgili dış kaynak kullanarak ihalesini yapıp bu araçları almayı planlıyorduk. Ancak süreç akamete uğradı. Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığı, elektrikli otobüs alımlarını yatırım programına dahil etmedi. Bu sebeple orada harcadığımız emek boşa gitmiş oldu. Proje hâlâ beklemede. Eğer onay verilirse, yine elektrikli otobüs alımı için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bugün ise sarı otobüslerin alımını belediyemizin öz kaynaklarıyla çözeceğiz. İnşallah en kısa sürede Kastamonuluların hizmetine sunacağız” dedi.

‘Kendileri Arzu Etmediği Sürece Bağış Yapanların İsimlerini Açıklamayacağız’

AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Namlı’nın bağışçı konusunun açıklanmasını beklediğini belirtmesi üzerine Belediye Başkanı Hasan Baltacı; “Burada gizli saklı olan hiçbir şey yoktur. zaten bütün o bilgi ve belgeler belediyenin arşivinde kayıtlarında bulunmakta. Ama bağış yapan kişi kendisi ismini açıklamasını istemediği sürece bizim bunu açıklama hakkımız yok. Bağış yapan kişi ‘ ben ismimin açıklanmasını istemiyorum’ dedikten sonra bizim ‘Hayır biz senin ismini açıklayacağız’ deme ihtimalimiz yok ki. Ne güzel bir insan bize katkı sunmuş. Birisi araç almış birisi başka bir şey yapmış ne güzel. Belediyemize güven duymuş birisi şirketini bize emanet etmiş. Çok teşekkür ediyoruz. Bizim de buna zaten ihtiyacımız vardı. Sağ olsunlar var olsunlar bizim araca ihtiyacımız oluyor. Bir vatandaş bir tüzel kişi ya da bir özel kişi bu aracı Kastamonu Belediyesi'ne hibe ediyor. Bir denetimde kimin neyi hibe ettiği zaten ortaya çıkar ama kişi bağış yapan kişi kendisi arzu etmediği sürece burada ismini vermemiz doğru değil. Yani öyle günlerden geçiyoruz ki birisi Kastamonu Belediyesi'ne bir bağışta bulunduğu için yargılanabileceği günlerden geçiyoruz.  Eğer biri ismini gizli tutuyorsa bu ülkede demokrasi hakların kullanılmamasından kaynaklı gizli tutuyordur. Eğer birisi yaptığı bağışta ‘Benim ismim gizli kalsın’ diyorsa Cumhuriyet Halk Partisi'nin yönettiği belediyeden dolayı bir zarar görmemek için söylüyor olabilir. Belki böyle de düşünebilir. Onun için kendileri arzu etmediği sürece bağış yapanların isimlerini açıklamayacağız. Evrakları bizde var.. Eğer otopark kapasitesi aşılırsa bir otopark ihtiyacı olursa onu da seve seve değerlendiririz ama burada asıl amacımız şu toplu ulaşım sistemini de düzenleyerek insanları bireysel araba kullanmak yerine toplu ulaşıma özendirmeye daha çok kıymetli buluyoruz” ifadelerine yer verdi. 

‘Toplu Ulaşımı Belediye Eliyle Biz Yürüteceğiz’

Açıklamalarına devam eden Belediye Başkanı Hasan Baltacı; “Şimdi Necati Bey özel bir firma toplu ulaşım sistemimizi işletmeye kalksa bunun gizli kalması ihtimali var mı? Siz özel taşımacılık yapan bir kooperatifin üyesisiniz aynı zamanda. Bir ihale yapılıyor o ihaleye giriyor bir şirket kişi ya da kooperatif alıyor işletiyor. Burada vatandaş şirketi tamamen belediyeye devrediyor. Yani artık bizim uhdemizde olan bir şirket var ve dolayısıyla biz işleteceği yani öbür türlü olmuş olsa vatandaş niye şirketini bize teslim etsin. Gizli kapaklı bir otobüs işletmeciliği yapılabilir mi?  Bunun bir kanunu var ihale yapmak zorundasınız. Kiraya vermek zorundasınız. İşte ihaleye bir sürü insan katılmalı şartlarını şartnamesini oluşturmalısınız. Böyle bir şey mümkün değil dolayısıyla vatandaş bize bir bağışta bulunuyor. Biz bu bağı kabul ediyoruz tamamı bağlıyor. Biz bundan son bu şirket vasıtasıyla toplu ulaşımı belediye eliyle biz yürüteceğiz. Şimdi belediyenin otobüs almasıyla belediye şirketinin otobüs alması arasında bazı farklar var. Belediye şirketi otobüs alırsa KDV muafiyeti var. Belediye otobüs alırsa KDV muafiyeti yok. Belediye şirketi otobüs alırsa bunu bir işletme şeklinde işletebilir. Dolayısıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının sunmuş olduğu bazı olanaklardan şirket olarak yararlanabilir. Dolayısıyla biz de hani durup dururken böyle bir şirkete ihtiyacımız var. Elbette ki belediye kendisi de alabilir ama bazı istisnai hükümlerden belediyenin şirketi yararlanabiliyor. Örneğin KDV iadesinden yararlanabiliyor yarın bir gün bunu işlettiğim ortaya çıkacak. KDV iadesini almak çok kolay ama belediyenin kendisi yürütürse KDV iadesi almak çok zor. Örneğin su kanalizasyon hizmetlerinde biz bir hizmet veriyoruz ama kullandığımız elektriğin KDV iadesini alamıyoruz. Çünkü orayı bir şirket olarak yönetme dediğimiz için belediye olarak yönettiğimiz için ya da belediyeye alacağımız herhangi bir araçta biz KDV muafiyetinden yararlanamıyoruz. Artı KDV ödemek zorundayız ama şirket üzerinden alırsak ve şirket gelir getirici bir şirket kapsamında Sanayi Teknoloji Bakanlığı'nın sunmuş olduğu KDV istisnasından yararlanacağız. Dolayısıyla alacağımız otobüsleri daha ucuza almış olacağız” ifadelerine yer verdi. 

‘Biz Kadın Otobüs Şoförü Olmasını Çok Arzu Ediyoruz’

Kadın şoför çağrısında bulunacaklarını ifade eden Belediye Başkanı Baltacı; “Şimdi şirket belediyenin uhdesine geçtiğinde artık bundan sonra belediye le ilgili bütün kanun tabi demektir. Yani belediye bugün personel şirketine ve imar iştirak şirketine nasıl personel alıyorsa aynı kurallara tabi olacak. Yani o kurallar çerçevesinde o şirketin bünyesine personel alacak. Yani belediyenin bünyesine nasıl personel alıyorsanız aynı şekilde alacaksınız. Çünkü artık bu şirket kamunun bir şirketi olmuş olacak ve kamu denetimine tabi olmuş olacak. Dolayısıyla burada hani o nasıl bir eleman alınacak bunun şeyi kanunlarla belirlenmiş durumda. Tabii bir ulaşım şirketine örneğin otobüs şoförü alacaksanız bunun niteliklerini yasayla sınırlandırılmış durumda. Yani o otobüsleri kullanacak ehliyete haiz olması lazım belki bir yaş sınırlandırması getirebiliriz. Biz kadın otobüs şoförü olmasını çok arzu ediyoruz. Bu konuda bir çağrıda bulunacağız. Kadın arkadaşlar otobüs şoförü olarak başvuruda bulunursa onların değerlendirmesini öncelikli yapacağız. Bununla ilgili bütün mevzuat açık ve şirket artık belediyenin olduğu için belediyenin herhangi bir kurumuyla tabii durumdadır” dedi.

Meclise önergede bulunan Ak Parti Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Ahmet Namlı; “önergemizde milli ve dini bayramlarımız olmak üzere ulaşımın ücretsiz olmasını talep ediyoruz. Yani bugün de basında da çıktı halk tarafından da büyük bir talep var.  Etrafımızdaki bütün büyük ei bütün illerde aynı uygulama var. Onun için görüşülüp uygun görülürse meclisimizde görüşülmesi. İkincisi bu halk otobüslerine ben zam konusunda açıklama yapmıştım. Zamma karşılı geldiğim zaman bir açıklama yapmıştım. Karabük ve Çankırı belediyelerinden öğrendiğimiz kadarıyla aylık 5 6 veya 7 milyon lira civarında zarar ediyor bu ulaşımlar. Sizin öyle bir zararınız yok. Bunu halk otobüsleri çekiyor. Veya onlar karşılıyorlar ve para kazanmıyoruz diye de bas bas bağırıyorlar arkadaşlar bunları o zaman da söyledim yani yine belki de zam geliyor diye. Mazota zam geldi şuna zam geldi astroloji ı yine bir talepleri olacak belki bilmiyorum var talepleri bunu halka yansıtmadan atıyorum. aylık 30 bin  lira kaç lira 200, 130 araba var. 6 kaç 4 5 milyon lira para yapar. Böyle bir şeyle halktan yükü alabilir misiniz? “ diye konuştu.

‘Yüzde 25 Kesinti Yapılıyor Mu?’

AK Parti Belediye Meclis Üyesi Mehmet Naci Terzi ise; “Tekrar konu İmamoğlu'na geldi. Ben bu konuya çok fazla girmek istemiyorum. Siz bu sürecin şu anda hem hakimi hem savcısı hem de avukatı hem de hatta jürisi pozisyonunda davranıyorsunuz. Bence süreç şu anda devam ediyor bekleyip görmek lazım. Alican Bey'in Az önce oturuma ara vermeden önce Sivas Madımak Oteli ile ilgili bir iddiası vardı. ‘Siz bunu aklayın önce sonra gelin’ dedi. 2 Temmuz 1993'te o zamanki hükümet Erdal İnönü ile Tansu Çiller’in hükümeti Başbakan Erdal İnönü. Bunun nesini bize soruyor? Ben onu anlamadım. Öncelikle bu toplu taşımayla ilgili sizin şirket kurup yapmanızda ben şöyle bir mahsur görüyorum. Alican bey ‘Siz Kastamonu menfaatinde olan bir şeye karşı çıkıyorsunuz, bunu da biz tarih not düşüyoruz Kastamonulular da bunu görsün diye’ diyor. Şehir dolmuşlarında tek bir şoför neredeyse 10-12 saat çalışıyor ve bu şekilde para kazanıyor. Siz kamu kuruluşu olarak buna en az iki tane şoför izinle olduğunda tekrar bir şoför, artı sigortası ve diğer amortisman giderleri… Yarın bu sistem zarar ettiğinde siz bunun hesabını nasıl izah edeceksiniz? Ben de bunu öğrenmek istiyorum. Ayrıca; belediyelerin ödemelerinde yüzde 25 kesintisini size sormuştum. Yani şu anda belediyeden alacaklı olan kişiler parasını alması için yüzde 25 kesinti yapılıyor mu?” şeklinde sorular yöneltti.

‘Sizin Baktığınız Yerden Biz Hayata Bakmıyoruz’

Sorulara cevap veren CHP Grup Başkanvekili Alican Yılmaz, “Naci Bey ben Sivas katliamını aklayın gibi bir cümle kullanmadım. Sivas katliamı vicdanınız da bir yara açıyor mu, açmıyor mu? diye bir soru yönelttim. İkincisi bir yargılama süreci devam ediyorsa bir suç yoksa niye tutuklu, niye cezaevinde? Ortada hiçbir şeyiniz yok, belgeniz yok, kanıtınız yok, yalan yanlış parayla satın aldığınız tanıklarla algı operasyonlarıyla satın aldığınız medya kanallarıyla iş yapmaya çalışıyorsunuz. İkincisi sizin baktığınız yerden biz hayata bakmıyoruz. Siz nasıl bakıyorsanız öyle gördüğünüz için bunları tartışma konusu hale getiriyorsunuz. Biz oradan bakmıyoruz. Bakın en başından bugüne bir yılı doldurduk. Hiçbir Belediye Meclis üyemizin size bir hakareti oldu mu? Burada mikrofonların önünde hiçbir Belediye Meclis üyemizin sosyal medyadan size bir hakaretini ya da vatandaşa bir hakaretini gördünüz mü? Hiç sözünüzü kesen oldu mu? Az önce Ahmet Bey'in dediğini duymadınız mı? ‘Sen nerenden dinliyorsun’ diyor. Ben diyorum ki ben dinlediğimde başka bir şey anlıyorum sen dinlediğinde başka bir şey anlıyorsun. Siz de diyorsunuz ki ‘nerenden dinliyorsun?’, bu nasıl bir üsluptur? Bu üslupla devam edecekseniz aldığınız oylara yazık. vatandaş sizi izlerken sormayacak mı zannediyorsunuz iki gün sonra ‘Biz sizi bunun için mi seçtik?’ diye. Biz son derece üslubumuz koruyoruz, beyefendiliği koruyoruz, efendiliğimizi koruyoruz hiçbir şekilde sözünüze girmemeye gayret ediyoruz. Ara verdiğimizde rica ettim grup başkan vekilinizden ‘Lütfen dedim lafımıza girmeyin’, ben bunu bir grup başkan vekili olarak rica etmek zorunda değilim” ifadelerini kullandı. 

‘Biz Otobüs Şirketiyle Kar Etmek Değil Vatandaşa Hizmet Etmek İstiyoruz’

Belediye Başkanı Hasan Baltacı ise; “Sivas ile ilgili meseleyi şöyle bir izah edeyim. Siz kürsüde dediniz ki ‘Biz ne zaman sokağa çıktık yaktık yıktık’ dediniz. Alican Bey de Sivas'taydı dedi Sivas'taki koruyup kollayan bir iktidar söz konusu. Elbette ki sizin döneminizde yaşamadı biz bilmiyor muyuz ama o koalisyon döneminden sonra sizin devri iktidarınız da o insanlar emniyet müdürünün yanında otururken bulunamadı. Bulunanlar da neredeyse affedildi. Çoğu da yargılanmadı. Alican Bey şunu söylemek istiyor lütfen konuşmaları titizlikle dinleyin. Siz dediniz ki ‘biz ne zaman sokağa çıkıp yakıp yıktık’, ‘Sivas var’ dedi, ‘Yakıp yıktığınız zamanlar var’ dedi bunu anlatmaya çalıştık. Bir belediye istese de kimseden yüzde 25 kesinti yapamaz, mümkün değil. Bir kesinti yapılıyorsa vatandaş kendisi istese ‘Ben indirim yapıyorum’ dese bile olmaz, hukuken alacağı orada saklı kalır. O yüzden kimseden yüzde 25 kesinti falan yapıldığı yok. Varsa da bunu denetleyin, bulun gösterin. Bunu hukuken yapma şansı yok vatandaş kendisi istese o bile mümkün değil. O fatura ödenmek zorunda ve ödenmiştir. Toplu ulaşım sistemine geleyim. Bir kere bilgi sahibi olmadan bir şey hakkında konuşmayın. ‘Efendim şu anda özel halk otobüs şoförleri günde 12 saat çalışıyor’, nereden biliyorsunuz? Hayır 130 tane otobüs var, 130 otobüsün de aynen anda çalışabilmesi için otobüsler 5 saat ya da 6 saat çalışıyor. Bu 6 saatlik çalışma içerisinde de 3 saat mola veriliyor. 1,5 saat sefer yapılıyor. 1,5 saat mola veriliyor. Ondan sonra 1,5 saat tekrar sefer yapılıyor. Kaldı ki Kastamonu'nun 130 otobüse ihtiyaç var mı soru işareti, sırf bir kooperatifin elinde 130 tane araba var diye 130 otobüsün trafiğe sokulması da doğru bir şey değildir. Bir kere toplu ulaşım planını geldiğinde sizle oturup paylaşırım. İkincisi bir belediye arkadaşlar yol yapar kar etmek için yapmaz ki, su hizmeti verir kar etmek için yapmaz ki, park hizmeti verir kar etmek için yapmaz, belediyeler kar etmek için kurulmuş şirketler değildir. Aklınız fikriniz sürekli karda. Belediyeler devlet kar etmez devletin en büyük kârı topluma sunduğu hizmettir. Niye topluma sunduğu hizmettir? Çünkü bu insanlar alın terlerinden çocuklarının karnından vergi veriyorlar. Karın tokluğuna vergi veriyorlar. O insanların vergisiyle biz hizmet etmek zorundayız. Tabii sizde bir alışkanlık var yol yapılacak müteahhit bulalım verelim geçene geçmeyene keselim, sizde bu var. MR cihazı alacağız devlet almasın gitsin kiralık alalım açılışını yapalım bu var. İşte şehir hastanesi yapacağız gümbürtü bir sürü hikaye ‘İşte CHP şehir hastanesine karşı’, bir bakıyoruz Danimarkalı bir firma şehir hastanesi kiralamış işletiyor. Biz otobüs şirketiyle kar etmek değil vatandaşa hizmet etmek istiyoruz. Belediyeler kar eden kuruluşlar değildir hizmet eden kuruluşlardır” şeklinde konuştu. 

‘Niye Melik Gökçe'yi Yargılamıyorsunuz?’

AK Parti Belediye Meclis Üyesi Feyzihan Köse’nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkındaki iddialarına da cevap veren Başkan Baltacı; “Ahlak demek tutarlı olmak demek ahlak tutarsızlık demek değildir. Onurlu bir insan ne dediğini bilen bir insandır. Önce yargıya ‘Saygı duyacağız’ diyeceğiz, ondan sonra o ‘Şunu söylemiş utanmıyor musunuz?’ diyeceksin. Asıl sen utanmıyor musun, yargı kararı yokken insanları burada yargılamaktan? Hani ahlaklı tutum, hani yargı kararı nerede? Madem birisi yargılanacak niye Melik Gökçe'yi yargılamıyorsunuz? Başbakan yardımcısının ifadeleri var, hadi ses kaydı falan değil yargılayın. Madem ahlaklı olacaksınız FETÖ'den hesap verdiniz mi? Devletin yargısını FETÖ'ye açtınız, devletin askeriyesini, polisini FETÖ'ye açtınız hiçbirinizin ses sedası yok. Hepiniz suspusunuz. Ahlak diyeceksin dedikodudan bahsedeceksin. Ortadaysa hangi belge çıkartın. Bin 300 kez müfettiş denetlemiş, o bulamamış sen mi buldun? Ahlaktan bahsedecek son kişiler sizlersiniz. Yani bu kişisel veriler Sağlık Bakanlığı'nın talebi doğrultusunda entegre edilmiştir. 1 Ocak 2023 itibariyle ise İstanbul Kart'ın sunduğu hizmetlerden daha etkin faydalanması kullanıcı haklarının korunması ve olası mağduriyetlerin önüne geçilmesi amacıyla kişiselleştirme uygulaması yaygınlaştırılmıştır. Kişiselleştirilmiş İstanbul kart kullanıcıları ulaşım da aktarma ve mesafe bazlı ücretlendirme avantajlarından resmi ve dini bayramlarda sunulan ücretsiz geçiş haklarından BELBİM AŞ tarafından sunulan kampanya ve ayrıcalıklarından faydalanmaktadır. Ayrıca kayıp veya çalıntı durumlarında kart bakiyesinin korunabilmesi için kartın kişiye tanımlı olması gerekmektedir. BELBİM Aş 6698 sayılı kişisel verilerin korunması kanunu kapsamında idari ve teknik tüm güvenlik önlemlerini almıştır. Konu kişisel verileri koruma kurumuna intikal etmiş ve yapılan incelemelerde hiçbir sonuç çıkmamıştır. Dedikoduyla iş yapıp insanların ahlakını sorgulamayın.  senin genel başkanın Diyanet İşleri Başkanına hutbe okutturdu. Boykota katılmayan imanından şüphe etsin diye ya biraz utanın” dedi. 

Sarı Otobüsler İçin Tarih Belli Oldu

Sarı Otobüsler İçin Tarih Belli Oldu

 

Bakmadan Geçme