Sahip çıkan olmazsa UNESCO ödüllünü sanatlarını yakacak
Saraçlar Mahallesi Huzurlu Sokak'ta ikamet eden taş baskı ustası Cemil Kızılkaya (68), 47 senedir yaptığı taş baskıya sahip çıkılmadığından dert yandı. 1971 yılından bu yana eşiyle birlikte yaptıkları bu sanatın ölmemesi için uğraşan Cemil Kızılkaya, son 10 yıldır taş baskı sanatına sahip çıkılmadığını ifade etti. Taş baskı ile ilgili birçok ödülü ve onur belgesi bulunan...
Saraçlar Mahallesi Huzurlu Sokak’ta ikamet eden taş baskı ustası Cemil Kızılkaya (68), 47 senedir yaptığı taş baskıya sahip çıkılmadığından dert yandı. 1971 yılından bu yana eşiyle birlikte yaptıkları bu sanatın ölmemesi için uğraşan Cemil Kızılkaya, son 10 yıldır taş baskı sanatına sahip çıkılmadığını ifade etti. Taş baskı ile ilgili birçok ödülü ve onur belgesi bulunan Kızılkaya, bu sanata sahip çıkılmazsa kalıpları yakacağını söyledi. “BEN KENDİ BOYAMI KENDİM İMAL EDİYORUM” Yaklaşık 47 senedir taş baskı ustalığı yapan Cemil Kızılkaya; ‘’1971 yılında eşimle beraber bu işe girdik. 1970 yılından beri bu işe devam ediyoruz. Son 10 yıla kadar bu sanata sahip çıkılıyordu. Ama artık çıkılmıyor. Tokat’tan usta getirttiler. Seri grafiği yapay boyayla yapılıyor. O da kalitesiz oluyor boya çabuk çıkıyor. Ben kendi boyamı kendim imal ediyorum. Kök boya. Yani ceviz yaprağı, soğan kabuğu, ıhlamur gibi otlar kullanıyorum ve boyayı ele ediyorum‘’ dedi. “SAHİP ÇIKIN” Taş baskı sanatına kimsenin sahip çıkmadığından yakınan usta Cemil Kızılkaya; “Ben artık yapamadığım için kalıplara ‘Sahip çıkın’ dedim, çıkmadılar. Ben de kalıpları yakmayı düşündüm. Birkaç üniversite bir araya geldi, kalıpları yakamayacağımı söylediler. UNESCO tarafından Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülü’nü aldığım için ve kalıplar tarihi eser statüsünde olduğu için yakarsam ceza alacağım söylendi. Şimdi yurt içi ve yurt dışı basınıyla geleceklerini söylüyorlar. Önce Cumhurbaşkanı’na, sonra Başbakan’a gideceğiz ne konuşmak istersem orada konuşacağımı söylediler. 600 kalıbımdan 50-60 kadarı çalındı. Geri kalanları cezayı göze alıp yakmayı düşünüyorum ama eğer kalıplara sahip çıkan olur da kurs gibi bir şey de kullanılırsa güzel olur. Ben Safranbolu’ya giderken beni geri çevirip ‘Gidemezsin, Kastamonu kültür varlığı Kastamonu’dan dışarı çıkmaz’ dediler ben de kaldım. Bu sanatın kökeni Bizanslılardan geliyor. Bizans’tan Selçuklu’ya, Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan bizlere kadar gelmiştir” diye konuştu. “TÜRKİYE’DE LİDER BENİM” Ankara Gazi Üniversitesi, İstanbul Marmara Üniversitesi, Konya Selçuk Üniversitesi’nin bu sanata sahip çıktığını söyleyen taş baskı ustası Cemil Kızılkaya; “Bu işe Ankara’da, İstanbul’da Taksim Gezi Parkı’nda 8 yıl yaptım. Türkiye’nin çeşitli illerinden çok fazla usta bu işi yaparken Kastamonu’dan bir tek ben yapıyorum. Burada bu işe önem verilmiyor. Türkiye’de taş baskı ustası lideri olarak bir tek ben varım. Sahte yapan 3-4 kişi var onlar da yapay boyayla yapıyor. Benim gibi kök boya kullanan yok. Motifleri de arşivlerden alıyorum. 10 yıl önce 10 yıllık bir patent aldım ama tekrar alamadım gücüm yetmedi” şeklinde konuştu. “BENLE GELDİĞİ GİBİ BENLE GİDECEK” Bu işin gündüz akarsu yanı ve güneşin altında yapıldığını söyleyen taş baskı ustası Cemil Kızılkaya; “Diğer işler gibi gece gündüz çalışılmıyor. Günde 20 tane falan çıkar. Kök boya olduğu için güneşte 35 derecede pişmesi lazım. Böyle devam ederse bu sanat bitecek benle geldiği gibi benle gidecek. Ben ölmeden bu sanata sahip çıkılsın diye uğraşıyorum ama sahip çıkan yok. Yaşayan İnsan Hazinesi Ödülü’nü 2012’de Türkiye genelinde 8 kişi aldık. Ama kimse sahip çıkmadı. Diğer şehirlerin Belediye Başkanları geldi, ben ödülü tek başıma aldım. Kimse sahip çıkmazsa kalıpları yakacağım” diyerek artık motifleri koyacak yerinin olmadığını söyledi.