Pompeiopolis mozaikleri gün yüzüne çıkartılacak
Doç. Dr. Mevlüt Eliüşük, Taşköprü'deki Pompeiopolis Antik Kenti'nde daha önce üzeri kapatılan mozaikleri yeniden gün yüzüne çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mevlüt Eliüşük, Taşköprü’deki Pompeiopolis Antik Kenti'nde daha önce üzeri kapatılan mozaikleri yeniden gün yüzüne çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
Eliüşük, Taşköprü Zımbıllı Tepe mevkiinde yer alan tarihi Paflagonya bölgesinin başkenti olarak kabul edilen Pompeiopolis Antik Kenti'nde 2023 yılı kazı çalışmalarının deprem sebebiyle ertelendiğini belirterek, çalışmalar başladığında motifleri ve mozaikleri gün yüzüne çıkartmayı hedeflediklerini söyledi.
“MOTİFLERİ VE MOZAİKLERİ ORTAYA ÇIKARMAK İSTİYORUZ”
Pompeiopolis Antik Kenti'nde daha önce mozaik ve motiflerin üzerinin kapatıldığını belirten Doç. Dr. Eliüşük, “Kentte çok önemli yapılarımız bulunuyor. Bazilika olarak adlandırılmış önceki yıllarda. Henüz biz yapıların kullanım amacını bilmiyoruz. Yapı temel olarak baktığımızda 32 metre uzunluğunda çok büyük bir yapı. Bazı bölgelerinde küçük kazılar yapılmış ve gördüğünüz geometrik desenler, motifler tespit edilmiş ve sarmaşıkların olduğu bölümlerde mozaikler tespit edilmiş ancak üstü kapatılmış ve açılmamış. Biz, 2023 yılındaki kazı planımızı aslında bu yapıya almıştık. Bu yapıda kazıları gerçekleştirip, motifleri ve mozaikleri ortaya çıkarmak istiyorduk. Kentte bir arkeolojik bütünlük oluşturmak istedik. Bu yüzden burayı tercih ettik. Eğer bu yıl ödenek gelecek olursa burada çalışmayı planlıyoruz. Büyük bir bölümü kazılmış olan bir yapı olarak karşımıza çıkıyor. Burada biz İtalya ile ortak çalışıyoruz. Az önce bahsettiğim mozaik, 1984 yılında kaldırılıyor. Şu anda Müze Müdürlüğümüzde sergileniyor. Burada gördüğünüz zaman hepsinde mozaikler var. Zemin seviyesinde koruma gayesiyle çatılar yapılmış. Biz bu sene bu alanlarla ilgili de çalışmalar gerçekleştirdik. Yaptığımız çalışmalarda alanı görsel hale getirme ve restorasyon çalışmaları gerçekleştirebilmek üzere çalışmalar oluşturduk. 2022 yılında da çok az bir alanda kazı yaptık. Çok az bir alan derken, bir alanın dörtte birini kapsayacak şekilde kazılar gerçekleştirdik. Hemen akabinde koruma çalışması yaptık. Aşınmalara karşı müdahale ettik. Mozaikleri korumak adına konservasyonunu gerçekleştirdik. Bozulmuş alanları baştan aşağı onarıp daha düzgün hale getirdik” diye konuştu.
“DİKİLİ MEVKİİNDEKİ TARİHİ ALAN TESCİLLENDİ”
“İnebolu, Bozkurt ve Abana İlçeleri Yüzey Araştırması Projesi” hakkında bilgi veren Kastamonu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Dr. Öğretim Üyesi H. Asena Kızılarslanoğlu ise, “Kastamonu'nun yüzey araştırması çalışmaları çerçevesinde öncelikli olarak İnebolu, Bozkurt ve Abana'yı seçtik. Bu bölgeyi seçmemizin sebebi hem Sinop'a yakın olması hem de liman varlığının olması, antik dönemlerde o bölgelerin aktif olması sebebiyle bu bölgeyi seçtik. Dikili mevkiinde adlandırılan bir yer ve yedi tane farklı odalardan oluşan bir mezar kompleksiyle karşılaştık. Kaçak kazı nedeniyle üstündeki toprak tamamıyla kaldırılıyor. Mezarlar tamamen açılmış, iskeletler saçılmış bir vaziyette tespit ettik. Bu bölgenin kültür varlığı kimliği saklı durduğundan dolayı tescilini önerdik. Şu anda burasının tescilli yapıldı. Kurtarma kazısı ve çevre düzenlemesi yapılacak. Bu kazılar ve etrafındaki yoğun duvar örtüsü ile bu bölge tamamen turizme açılabilecek bir potansiyele sahip olacak. Geriş Tepesi, İnebolu’ya gittiğinizde size bir kültür varlığı var mı dediğiniz anda herkesin söylediği bir yer. Geriş Tepesi'nde de bir manastır varlığı biliniyor. Bu manastırda ne yazık ki zaman zaman kaçak kazılar olduğu için bir tahribat söz konusu ama yine de halihazırda ayakta durabilecek bir mimariyi görebiliyoruz. Temizlik çalışması için başvurular yapılmıştı, kabul edildi ve izin de çıktı. Müze Müdürlüğümüz programına dahil edince bu bölgede de ağaçların temizlik çalışması yapılacak ve sonrasında da biz kayıt altına almaya çalışacağız. Komple bir İnebolu’yu düşündüğümüz takdirde bütün bu kültür varlıklarının güzel bir restorasyon çalışmasıyla turizme kazandırılabileceğini, artı bir de doğa turizminin buna eklendiğini düşünürsek, sadece İnebolu’nun, Kastamonu’nun tarih sürecini belirlemek değil aynı zamanda o bölgenin turizm açısından da potansiyelini görmek ve hayata geçirmek için büyük bir şans olacak. Tescil edilmiş olan bezirgan yağı üreten bir değirmen aslında burası. Hala da şu an çalışıyor. Tescili yapılmış durumda. Bunun dışında mısır unu değirmenleri bulduk biz. Yapılacak olan çalışmalar da sadece arkeolojik buluntular arasında değil, organik ürünlerin satılabilmesi için potansiyele sahip. Bunlar üzerindeki çalışmalarımız da sürüyor” diye konuştu.