'Ozonda delik yok, incelme var'
METEOROLOJİ İL MÜDÜRÜ AKTUĞ SEVEN: Uluslararası Ozon Tabakası Koruma Günü dolasıyla Meteoroloji Müdürü Aktuğ Seven Ozon Tabakası hakkında detaylı bilgi verdi. Ozonun üç ayrı oksijen atomunun birleşmesi sonucunda oluştuğunu ifade eden Meteoroloji Müdürü Aktuğ Seven, ozonun sağlık sektöründe kullanılmaya başlandığını ve yeni yeni tedavi edici bir özelliğinin de olduğunu söyledi. Ayrıca ozon gazının kokusunun insanların...
METEOROLOJİ İL MÜDÜRÜ AKTUĞ SEVEN: Uluslararası Ozon Tabakası Koruma Günü dolasıyla Meteoroloji Müdürü Aktuğ Seven Ozon Tabakası hakkında detaylı bilgi verdi. Ozonun üç ayrı oksijen atomunun birleşmesi sonucunda oluştuğunu ifade eden Meteoroloji Müdürü Aktuğ Seven, ozonun sağlık sektöründe kullanılmaya başlandığını ve yeni yeni tedavi edici bir özelliğinin de olduğunu söyledi. Ayrıca ozon gazının kokusunun insanların farkında olmadan zaman zaman aldığını belirten Aktuğ Seven, özellikle yıldırım düştükten sonra yayılan keskin kokunun da ozon gazı kokusu olduğunu vurguladı. “BİZE SIKINTI YAŞATAN IŞINLAR A VE B IŞINLARIDIR” Ozon gazının yoğun olarak atmosferde troposfer ve stratosfer tabakalarının içinde bulunduğunu belirten Aktuğ Seven, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Söz konusu tabakaların ilk 15 kilometresinde de ozon var, diğer üst kısımlarda da ozon var. Yaşadığımız yerden 15 kilometre yukarıda ozonu biz kötü huylu ozon olarak isimlendiriyoruz. Çünkü bu durum küresel ısınmayı da tetikliyor. Buranın üzerinde bulunan ozon tabakasını da iyi huylu ozon olarak adlandırıyoruz. Bu ozonda Güneş’ten gelen ultraviyole ışınları tutuyor. Bu ışınlar A,B ve C olarak üçe ayrılıyor. Bunlardan en tehlikeli olanı C statüsünde bulunan ultraviyole ışınlar. Ozon bunları bize hiç yansıtmadan geri çeviriyor. Bize sıkıntı yaşatan ışınlar A ve B ışınlarıdır. Bu konuda yazın daha çok vatandaşları uyarıyoruz. Çünkü yazın güneş ışınları ülkemize daha dik açıyla geldiği için bunu daha yoğun olarak hissediyoruz.” “ÜLKE OLARAK BİZ BUNU ÇOK ÖNCEDEN FARK ETMİŞİZ” Ozonda gerçekte bir deliğin olmadığını, sadece bir incelmenin söz konusu olduğunu vurgulayan Seven, ozonun gerçek kalınlığının 3 milimetre olduğunu söyledi. Seven, tüm insanlığı güneş ışınlarından 3 milimetre kalınlığındaki ozon tabakasının koruduğunu söyleyerek, sürdürdüğü konuşmasında şunları ifade etti: “Ozon deliği dediğimiz şeyse, bu kalınlığın 1 milimeterye düşmesidir. Sıkıntı bundan oluşuyor. Bunu da bilerek ya da bilmeden biz insanlar yaptık. Dünyadaki birçok etken ozonu olumsuz etkiledi ve güneş ışınlarının etkisiyle ozon dağılma sürecine girdi. Ozondaki incelmeyi bir bilim adamının tespit etmesi üzerine bizler bunun farkına vardık. Bunun üzerine 1992 yılında Kyoto Sözleşmesi’ni imzaladık. Fakat ülke olarak biz bunu çok önceden fark etmişsiz. 1985 ve 1987 Viyana ve Montreal Sözleşmeleri ile biz Türkiye olarak ozonun korunması için çalışmalara başlamışız.” “2050 YILINDA TAMAMEN OZONDA OLUŞAN BU İNCELMENİN ORTADAN KALKACAĞINA DÜŞÜNÜLÜYOR” Dünya geleninde ozon tabakasının korumasına yönelik çalışmalar sonucunda Ozon Tabakasının ancak 2015-2030 yılları arasındaki 1980 yıllardaki haline dönebileceği söyleyen Aktuğ Seven, Türkiye’de 90’lı yıllarda ozon incelmesinin durduğunu söyledi. Ozonun iklim değişikliğinden doğrudan değil, dolaylı olarak etkilendiğini belirterek; “Eskiden klimalarda kullanılan kloroflorokarbon ozona zarar veren etkilerinde yüzde 45’ini oluşturuyordu. Ayrıca bu gazın atmosferde kaybolması 111 yıl sürüyor. Ondan dolayı direk kloroflorokarbon gazını azaltmaya yönelik çalışmalar oldu. Bundan dolayı alternatif gazlar bulunarak onlar kullanıldı. Vatandaşlarımızda bu konuda oldukça iyi bir şekilde bilinçlendirildi. Dünya olarak ozonu koruma yönünde çalışmaları yaparsak, 2050 yılında tamamen ozonda oluşan bu incelmenin ortadan kalkacağına düşünülüyor” diye konuştu.