'Ortak mücadelemizi güçlendirmek için bir aradayız'
TÜRK-İŞ İL TEMSİLCİSİ MEHMET ÇELİK: Türk-İş İl Temsilciliği organizesinde, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla dün Cumhuriyet Meydanı'nda program düzenlendi. Düzenlenen programa birçok işçi sendikası başkan, temsilci ve üyelerinin yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Hasan Baltacı ile İl Başkanı Hikmet Erbilgin ve Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Yüksel Aydın katılım sağladı. Türk-İş İl...
TÜRK-İŞ İL TEMSİLCİSİ MEHMET ÇELİK:
Türk-İş İl Temsilciliği organizesinde, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla dün Cumhuriyet Meydanı’nda program düzenlendi. Düzenlenen programa birçok işçi sendikası başkan, temsilci ve üyelerinin yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Hasan Baltacı ile İl Başkanı Hikmet Erbilgin ve Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Yüksel Aydın katılım sağladı.
Türk-İş İl Temsilcisi Mehmet Çelik burada gerçekleştirdiği konuşmasında, 1 Mayıs’ın öneminden bahsederek; “Bugün işçilerin uluslararası düzeyde, mücadele, dayanışma ve birlikte hareket etme kararlılığını gösterdiği bir gündür. Bizler çok iyi biliyoruz ki ekmeğimizin, barışımızın, çıkarlarımızın savaşla değil, barışla kazanabileceğimizi biliyor, savaşlardan yana hiçbir politikaya onay vermeyeceğimizi haykırıyoruz. Biz daha çok demokrasiyi herkes için istiyoruz” dedi.
“ZAMLAR HAYATI DAHA DA AĞIRLAŞTIRMIŞTIR”
Ekonomik verilerle satın alma gücünün gerilediğini aktaran Çelik; “Sermayenin talepleri hiç mi hiç bitmiyor. Taşeronlaşma başta olmak üzere, esnek çalışma, güvencesiz çalışma, özel istihdam büroları, işçilerin yıllardır ortaya koyduğu emeğin yok sayılmasıdır. Bölgesel asgari ücret, kıdem tazminatının kaldırılması, kıdem tazminatı gün sayısının düşürülmesi gibi çalışmalar, iş yerinde ki verimliliği düşürmekte, işçinin psikolojisini olumsuz yönde etkilemektedir. Değerli katılımcılar; Türk-İş Konfederasyonu tarafından yıllardan beri yapmış olduğu anketler göre, açlık ve yoksulluk sınırı büyük artış göstermiştir. Nisan 2019 ayı sonuna göre, mutfak enflasyonu yüzde 4,61 on iki aylık oran ise yüzde 25,39 oranında gerçekleşmiştir. Dört kişilik ailenin açlık sınırı 2 bin 107 TL, yoksulluk sınırı 6 bin 863 TL, bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti tutarı 2 bin 601 TL. Kısacası art arta gelen seçim sonrası zamlar hayatı daha da ağırlaştırmıştır. Ekmek, et, tavuk gibi mutfak harcamasında ağırlığı bulunan gıda maddelerindeki artış aile bütçesini de olumsuz etkilemiştir. Geliri artmayan, iktisaden dar ve sabit gelirli kesimlerin satın alma gücü daha da gerilere gitmiştir” ifadelerini kullandı.
“EMEKÇİ OLMANIN ORTAK PAYDASINDA BULUŞUYORUZ”
Açıklamalarına devam eden Çelik; “Bugün dünya emekçiler, emeğin uğradığı haksızlıklara karşı hep birlikte sesini yükselttiği gündür. 1 Mayıs’ta gündemimizi, geçim sıkıntısı ve emeğin haklarına yapılan saldırılar oluşturuyor. Bugün burada daha da artan sorunlarımızı dile getirmek ve ortak mücadelemizi güçlendirmek için bir aradayız. Adımız, inancımız, ten rengimiz, yaşam biçimlerimiz, yaşadığımız şehir, çalıştığımız işyeri farklı olsa bile işçi/emekçi olmanın ortak paydasında buluşuyoruz” dedi.
“SOSYAL ADALET GİT GİDE BOZULUYOR”
Sorunları mücadeleyle aşmak gerektiğini kaydeden Çelik; “Dünya ekonomisi gelişiyor, ticaret artıyor, karlar patlıyor, ama emeğin bütün bu zenginlikten aldığı pay azalıyor; bu nedenle sosyal adalet git gide bozuluyor. Pasta büyüyor ama geniş kesimlerin yoksulluğu bitmiyor. Üretilen zenginliğin adaletsiz bir şekilde paylaşılması tüm insanlığı tehdit ediyor. Yaşadığımız sorunları mücadeleyle aşmamız gerekiyor. Ancak, aramızdaki yapay ayrımları ortadan kaldırıp birlik olduğumuzda mücadeleyi kazanma şansımız ortaya çıkıyor. Ekonomik kriz satın alma gücümüzü her geçen gün düşürüyor. Birbiri ardına gelen zamlar emekçilerin belini büküyor! Bizler için temel gıda maddeleri dahi artık lüks haline geliyor! Krizden kurtulmanın yolu, işçi hak ve özgürlüklerinin baş düşmanı olan IMF programlarına benzer uygulamalarda aranmamalıdır” cümlelerini kullandı.
“KIDEM TAZMİNATI ÖRGÜTLÜ-ÖRGÜTSÜZ TÜM EMEKÇİLERİN HAKKIDIR”
“İşçi sınıfının örgütlü gücü olarak bugün 1 Mayıs’ta alanlarından haykırıyoruz! Başta kıdem tazminatı olmak üzere, işçi hak ve özgürlüklerinde gerilemeye yol açan, emeklilikte yaşa takılmamıza neden olan her türlü program, adı ne olursa olsun bizler için bir IMF programıdır” diyen Çelik; “Bu programa karşı olmak ve haklarımıza sahip çıkmak hepimizin sorumluluğudur! Buradan güçlü bir şekilde bir kez daha söylüyoruz: Kıdem tazminatı örgütlü-örgütsüz tüm emekçilerin hakkıdır. Kıdem tazminatı kırmızı çizgimizdir! Kıdem tazminatı işçi sınıfının vazgeçilmezidir. Kızımızın gelinliği, oğlumuzun damatlığıdır. Emeklilikte yaşa takılmak istemiyoruz! Vergide adalet istiyoruz. Toplumun büyük bölümünü oluşturan ücretli, emekli, iktisaden dar ve sabit gelirli geniş halk kesimlerinin geçim koşullarını göz önünde bulunduran bir vergi politikası istiyoruz. Vergide ‘az kazanandan az, çok kazanandan çok’ ilkesinin geçerli olmasını talep ediyoruz. KİT'lerdeki taşeron işçilere, geçici işçilere kadro istiyoruz. 696 sayılı KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ile kadro geldi ama sorunlarımız hala bitmedi. Örneğin; İl Özel İdarelerinde ve Belediyelerde çalışan emekçi kardeşlerimiz ayrı tutularak, Kurum Şirketleri tarafından istihdam edilmesi bizleri üzmüştür, bu bir ayrımcılıktır, bunun yapılmaması gerekmektedir. Şeker fabrikalarında, Orman ve diğer kurumlarda çalışan mevsimlik geçici muvakkat işçilik adı altında çalışan işçilerimiz 35 yıldır kadro beklemekte ve 5 bin iş gününü dolduramadığı için de emekli olamamaktadırlar. Bu bir insanlık ayıbıdır, çözüm bekliyoruz. Örgütlenme ve toplu pazarlık hakkımızı sınırlayan düzenlemeler devam ediyor. Enflasyonun yüzde 20’ye dayandığı koşullarda kadroya geçirilen işçilere yüzde 4 ücret zammı veriliyor. Özel sektörde de taşeron çalıştırmanın önüne geçilmiyor. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin en az önemsendiği işyerlerinin başında yine taşeron şirketler geliyor. Taşeron uygulaması güvencesizliği kalıcı hale getiriyor! Bu duruma dur denmesi gerekiyor. Sendika seçme özgürlüğüne saygı gösterilmiyor, sendikal ayrımcılık yapılıyor! İş cinayetleri durmak bilmiyor. Sadece mart ayında 108 arkadaşımız iş cinayetine kurban gitti. Ama insan yaşamının, insan onurunun hiçe sayıldığı çalışma koşulları bizlere sunulmuş birer lütuf gibi kimi çevrelerce savunuluyor! İşsizlik adeta patladı! İşsizlikteki artışın önüne geçilemiyor. İşsizlik, sosyal dışlanmayı kaçınılmaz hale getirip insan onuruna yaraşır yaşam umudunu söndürüyor! Özellikle, eğitimli genç işsizliği toplumsal bir felakete davetiye çıkarıyor. İşsizliğe çözüm bulunması için, insanı ve çalışmayı, yatırımı ve üretimi temel alan bir programı savunmamız zorunlu hale geliyor. Becerilere ve yeteneklere uygun istihdam politikalarının hayata geçirilmesi için sesimizi yükseltmemiz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
“ HES’LER ORMANLARIMIZI YOK EDİP DERELERİMİZİ KURUTUYOR”
Çelik son olarak; “Eşit işe eşit ücret, işyerinde ayrımcılık ve tacizin engellenmesinin yanı sıra son dönemlerde bir utanç kaynağı olarak sıkça duyulan çocuk istismarının önüne geçmek, adil ve yaşanabilir güzel bir dünya kurmamız için biz emekçilerin asli görevleri arasında yer alıyor. Bize, insanca bir yaşam kurmamız için sağlıklı çevre gerekiyor. Kendi kar ve çıkarlarını, insandan ve doğadan daha fazla önemseyen fabrikalar atıklarıyla zehir saçıyor; HES’ler ormanlarımızı yok edip derelerimizi kurutuyor. Doğaya sahip çıkmamız geleceğimize sahip çıkmamız anlamına geliyor. 1 Mayıs birlik, mücadele ve dayanışma günü tüm emekçilere kutlu olsun” cümlelerini kullandı.