• Haberler
  • Eğitim
  • Orman Bölge Müdürü Sönmezoğlu: 'Ormanlar Maalesef Acemi İnsanlar Elinde Yönetiliyor'

Orman Bölge Müdürü Sönmezoğlu: 'Ormanlar Maalesef Acemi İnsanlar Elinde Yönetiliyor'

'Kastamonu Orman Ürünleri Endüstrisinde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Paneli' Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Cemil Meriç Toplantı Salonu'nda gerçekleştirildi.

Panele Vali Meftun Dallı, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük, kurum amirleri, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. 

Panelde açılış konuşmasını gerçekleştiren Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erol Akkuzu; “Yaklaşık yüzde 66`si ormanlarla kaplı olan Kastamonu ili, ülkemiz orman servetinin de yüzde 8'ine sahiptir. Zengin orman varlığına paralel olarak gelişim gösteren orman endüstrisi, genel endüstri içinde yüzde 40’a varan sektörel yoğunluğu ve yaklaşık yüzde 35'e varan sektörel cirosu ile şehir ekonomisinin lokomotif sektörü haline gelmiştir. MDF, yongalevha, parke, kontrplak, kereste, kapı, banyo-mutfak mobilyaları gibi çok çeşitli ürünlerin üretimini gerçekleştiren Kastamonu orman endüstrisi küçük ve orta ölçekli çok sayıda işletmenin yanı sıra, 2 entegre tesisle birlikte yaklaşık 7 bin kişiyi istihdam etmektedir. Bununla beraber küçük ve orta ölçekli aile işletmelerinde nesilden nesile aktarılan ahşap ustalık bilgisi ve deneyimi bölgemiz için önemli bir ekonomik potansiyeli de içinde barındırmaktadır. Orman endüstrisinin yatay ve dikey büyüme potansiyelinin attırılabilmesi, zengin orman varlığı ve sektörel birikimin en iyi şekilde bir araya getirilebilmesi ve yönetilmesine bağlıdır. Katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlanabilmesi için, sektörel sorunların çözümlenmesi ve paydaşlarla iş birliğinde devamlılığının sağlanması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

‘Kastamonu Türkiye Ormancılığında Oldukça Önemli Bir Yer Tutuyor’

Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, katılımcıları selamlayarak; “Malumunuz olduğu üzere ilimiz ormancılık konusunda gerek fiziki potansiyel gerekse bilgi-birikim ve başarılı uygulamaları ile Türkiye açısından önemli bir merkez konumuna sahip. Yüzde 67’lik kısmı ormanla kaplı ilimiz, bu aynı zamanda ülkemiz orman varlığının yaklaşık yüzde 3,5’luk kısmına tekabül etmekte olup Antalya’dan sonra ikinci sırada yer almaktadır, üretim bakımındansa toplam üretimin yaklaşık yüzde 10’unu karşılayarak ilk sırada yer almaktadır. Bu rakamlar Kastamonu’nun Türkiye ormancılığında oldukça önemli bir yer tuttuğunu açıkça ortaya koymaktadır. Büyük oranda hammadde oduna dayalı üretim yapan orman endüstri kuruluşları için il genelinde bulunan zengin orman varlığımız şüphesiz sektör açısından büyük avantajlar sağlamakta. Özellikle zengin orman varlığı, küçük ve orta ölçekli orman endüstri işletmelerinin yanı sıra alanında uzman büyük tesisleri de bünyesinde barındırması, sektörü tanıyan ve deneyim geçmişi olan işgücü varlığı, geniş arazi imkanları ve yeni kurulan sanayi bölgeleri, dış pazarlara açılmayı sağlayabilen İnebolu limanı, çevresindeki şehirler ve Ankara gibi büyük bir pazara yakın olması gibi özellikleri nedeniyle Kastamonu sektörde yeni yatırımlara oldukça açık bir konumda.  İlimizdeki orman ürünleri sektörü açısından baktığımızda da mevcut yapılanmanın temel olarak levha üretimi, mobilya üretimi ve kapı üretimi başta olmak üzere 3 grupta toplandığı görülüyor. Bu bağlamda orman varlığına dayalı yatırımların başında yonga levha, yongaları, MDF, MDF’leri, parke ve kontrplak gibi yarı mamul ürünlerin üretimi geliyor. Nitekim ülkemizin en önemli ekonomik ve katma değer yaratan sektörlerinden biri olan orman ürünleri sektörünün dünyaca ünlü bazı temsilcileri ilimizde faaliyet göstermektedir. Özellikle levha üretimi alanında faaliyet gösteren bu entegre tesisler Türkiye’yi MDF ve Yonga levha üretim ve ihracatında Avrupa ve Dünya genelinde ilk sıralara taşımıştır. Sektörel devlerin yanı sıra, ilimizde çoğunlukla KOBİ statüsünde olan çeşitli büyüklükte yaklaşık 350 işletme faaliyet göstermektedir” dedi. 

‘Sıkıntıların Giderilmesi Gerektiği Açıktır’

Sektörde yaşanan sıkıntılara değinen Topal; “Ancak panelin başlığından da anlaşılacağı üzere sektörün yaşadığı sıkıntılar bulunmakta olup bu sıkıntıların giderilmesi gerektiği açıktır. Türkiye İhracat Meclisi’nin 2023 İhracat Strateji Raporu’na göre, Orman ürünlerinin katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülerek gerek iç piyasaya gerekse dış piyasaya arz edilmesi sürecinde orman sanayiinin en önemli sorunu olarak hammadde tedariki ve kalifiye işgücü ihtiyacı ön plana çıkmaktadır. Yine Bu Rapora göre; piyasaya arz edilen odun hammaddesinin endüstrinin ihtiyacını karşılayamadığı ve bir arz açığı olduğu gözlenmektedir. Bu bağlamda sürdürülebilir orman yönetimi ilkeleri çerçevesinde odun hammaddesi ihtiyacının karşılanması için daha geniş alanlarda sektör ihtiyacını karşılayabilecek keresteye uygun orman yetiştirilmesi ve uygun alanların kısa zamanda ağaçlandırılması başta olmak üzere mevcut ve gelecek projeksiyonlarının, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğinin de etkilerinin dikkate alınarak bir planlama dâhilinde değerlendirilmesi, hem sektörün hem de ormanların sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürmesi için oldukça önemli bir yere sahiptir. Ülkemizde orman endüstrisinin ihtiyaç duyduğu hammaddenin hemen hemen tamamının sağlayıcısı bir kurum olarak Orman Genel Müdürlüğü’nün bu anlamda desteklenmesinin önemine işaret etmek isterim. Hammadde tedarikinde yaşanan sıkıntının yanı sıra pazarlama, tasarım çalışmalarının yetersizliği, markalaşma, standartlaşma sorunu vb. alanlarda da üzerine eğilinmesi gereken sorunlar bulunduğu görülmektedir” ifadelerini kullandı. 

‘Ahşap Ev Yapmaya Doğru Bir Meyil Başladı’

Kronospan Orman Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. Hammadde Tedarik Müdürü Ali Şahin, özellikle depremden sonra ahşap yapıya ilginin arttığını söyleyerek; “Orman Genel Müdürlüğü’nün 2024 yılındaki programı 32 milyon metreküp damga, buna karşılık 25 milyon metreküpte endüstriyel odun üretimidir. Orman Genel Müdürlüğünün ürettiği 25 milyon metreküp odunun kullanım alanlarına bakıldığında ana sektör olarak yonga-levha sektörü, palet sektörü, mobilya ve kontrplak sektörü gibi bunlara bağlı yan sektörlerdir. 2020 yılındaki pandemiden sonra toplumda insanlar biraz kendilerini tecrit edip daha bağımsız tek yaşama hayali oluştu. Küçük bir asra alıp, küçük bir ev yapıp orada yaşama duygusu oluştu. Yine 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli büyük depremlerin ardından Allah göstermesin ölenlere de Allah rahmet eylesin. Bu depremlerden sonra yüksek katlı binalarda oturma ya çökerse, deprem olursa altında kalırız ölürüz korkusu oluştu. Bundan dolayı bağımsız tek katlı özellikle ahşap ev yapmaya doğru bir meyil başladı. Ahşap ev, bungalov ev, bazı yerlerde tomruk ev gibi artık Türkiye’de bir sektör haline geldi. Dolayısıyla bu yeni sektörde binaların projelendirilmesi, statiğinin hesaplanması yeni bir iş alanı açtı. Orman Genel Müdürlüğü, üniversitelerle çalışarak ortak bir proje hazırladı. Ahşap yapıların binalarda kullanılmasıyla ilgili çalışmalar tamamlandı ve bu sonuç raporu TBMM’ye gönderildi. İnşallah yakın zamanda bu yasa haline gelecek. İnşallah yakın zamanda ülkemizde ahşap ev yapımıyla ilgili bir kanunda olacak. Ahşap ev ve ahşap evin projelendirilmesiyle ilgili genç mühendislerin kendilerini yetiştirmeleri halinde iş bulabilecekler. Bir diğer konuda Avrupa’da yaygın olup ülkemize de yeni yeni girmeye başlayan bir sektör. Özellikle yonga-levha sektöründeki odun alma sıkıntısından dolayı ahşap malzemenin geri dönüştürülmesiyle ilgili yeni tesisler kurulmaya başlandı. Evimizde kullanmadığımız masa, kırık paletler, kürsü gibi ahşap malzemeler toplumumuzda ya kırılıp yakılıyor ya da atılıyordu. Şimdi Avrupa’da bunlar toplanıyor, tekrar tesislerde işlenip sektöre kazandırılıyor. Türkiye’de de bu konuda çalışmalar var, ülkemizde de kurulan birkaç yerde fabrikalar bulunuyor. Bu yüzden bu konuda da yeni bir sektör oluşuyor ve yeni iş alanları açılacak. Genç kardeşlerimizde buralarda iş bulabilecekler. Palet sektörü de ülkemizde çok canlı ve hareketli bir sektördür. Bu sektörde de genç mühendislerimiz kendilerini yetiştirirlerse kolayca iş bulabilirler. Hatta belki de TBMM’de ahşap yapılarla ilgili kanun çıktıktan sonra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızda da iş bulunabilir. Çünkü Orman Genel Müdürlüğümüz Kahramanmaraş’ta idare binasını şu anda ahşaptan yapıyor. Dolayısıyla ahşap binalara karşı sektör oluşacak. Ayrıca yine geçen yıl Kastamonu Üniversitesi’nde Prof. Dr. Hülya Kalaycı hocamız bir panelde ilginç bir şey söyleyerek, gençleri birazda ahirete çalışmaları tavsiyesinde bulundu. Tabuttan bahsetti, müthiş bir tabut talebinin olduğunu insana komik gibi geliyor ama tabut yapımıyla ilgili yurtdışından müthiş bir tabut talebi bulunuyor. Bunların nasıl yapıldığını muhakkak bilmeniz ve bunu da değerlendirmeniz gerekiyor” dedi. 

‘Biz Ormanlarımıza ve Ülkemize Faydalı Bir Sektörüyüz’

Kastamonu Entegre Ağaç, Sanayi ve Ticaret A.Ş. Fabrika Direktörü Enüs Koç ise sunumunda; “Biz ormanlarımıza ve ülkemize faydalı bir sektörüyüz. Tüm dünyada oduna talep artıyor. Ormanlarımızın serveti de artıyor. Ormancılık uluslararası politikanın ve ticaretin tam göbeğinde. Ülkemizde orman varlığı son 20-25 yıldır yüzde 20 artmıştır. Fabrikalarımızın kapasitesi 15-16 milyon metreküplere çıktı. Buna bağlı olarak da ormanlarımızın kapasitesi artmış gözüküyor” diyerek sektörleri hakkında bilgi verdi. 

‘8 Bin Kilometre Gibi Bir Yol İnşaatı Yapmamız Gerekiyor’

Açılış konuşmalarının ardından başlayan panelde söz olan Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu; “Kastamonu’da son 50 yılda takriben 210 bin hektar yeni orman kuruldu. Toplam alanımızın 876 bin hektar olduğunu dikkate aldığımızda Kastamonu’da sahip olduğumuz ormanlarımızın yüzde 25’i ağaçlandırma yoluyla oluşturulan ormanlardan oluşmaktadır. 2018’den 2021 sonuna kadar takriben 2 milyon 700 bin metreküp olan üretimi 3 milyon 800 bin metreküpe çıkartarak adeta Sinop Bölge Müdürlüğü’nün kuruluşunu mecbur hale getirdik. 2 yıllık sürede takriben bir milyon 100 bin metreküp üretim artışı sağladık. Bu artışa rağmen yöremizdeki orman endüstrisi daha fazla hammadde talep etmektedir. Ormanlarımız çok güçlü ormanlar, Türkiye’de alansal olarak 2’nci olmamıza rağmen, ormanlarımızın kalitesi ve zenginliği açısından uzak ara şampiyonuz. Kanaatimize göre Kastamonu’da 150 milyon metreküpün üzerinde servetimiz var.  2021 sonu itibariyle Sinop ile birlikte 3 milyon 850 bin metreküp yıllık üretim kapasitesine erişmiştik. Sinop Bölge Müdürlüğümüz takriben bir milyon 100 metreküp üretim yapmakta, bizde 2 milyon 600 bin civarında yıllık üretim yapmaktayız. Artığımızın 4,5 milyon metreküp olduğunu dikkate aldığımızda henüz yıllık artımımızdan bir milyon 100 bin metreküp geride olduğumuzu görüyoruz. Bunun en önemli sebepleri arasında bizim 20 bin kilometre orman yol ağımız var. Bunun 11 bin kilometresini henüz inşa edebildik. Bizim yaptığımız bu yol mevcut teknolojinin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamıyor. Bizim sahip olduğumuz yolları geliştirmek gibi bir zorunluluğumuz var. Var olan yollarımızın standartlarını geliştirmemiz kaçınılmaz bir mecburiyet iken, öbür taraftan da takriben 8 bin kilometre gibi bir yol inşaatı yapmamız gerekiyor. 8 bin kilometre kadar bir yol daha yapmalıyız ki, sahip olduğumuz orman potansiyelin tamamında gereken ormancılık çalışmalarını yapabilelim. Kastamonu’da ve tüm Türkiye’de tek orman sektöründe çalışma hakkına sahip kişiler köylülerdir. Şehir nüfusuna kayıtlı bir kişinin ormanda kesim, taşıma işlemlerinde çalışması hukuken mümkün değildir. Köylerimizin büyük bir bölümünde sınır anlaşmazlıkları var. Bu sorunun çözümü noktasında elimizden gelen gayreti göstermemize rağmen sınır tespiti gibi bir yetkimiz var. Dolayısıyla bu yaptığımız işleri kısıtlıyor. Bu konu bizim için kritik ve önemli bir konu” diye konuştu.

‘170 Bin Hektar Genç Ormanlarımız Var’

Kastamonu’nun levha sektöründe Türkiye’nin önemli yerlerinden birisi olduğunu söyleyen Sönmezoğlu; “Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü olarak 170 bin hektar genç ormanlarımız var. Yani son 25-30 yıl içerisinde gerek ağaçlandırma yoluyla, gerek tabii gençleştirme yoluyla elde ettiğimiz bu ormanların bakımı ormanlık açısından vazgeçilmez ihtiyaç. Bu konuda en büyük sorun iş gücü sorunu. Bundan 20-25 yıl önce her gün kapımıza onlarca insan ormanda kesim yapmak isteğiyle gelirken, artık bu talepler tamamen minimize oldu ve kesim yapacak insan bulmakta zorlanıyoruz. Bulsak da, artık insanlar eskisi gibi her türlü işi yapmıyor. Çünkü 20 yıl önce ormandan çıkarma hayvan gücüyle oluyordu. Artık bunlar terk edildi. Artık traktör gibi araçlarla ormandan emval çıkarmak gibi bir zorunluluk var. Bunun için de yeni yollara ihtiyacımız var. Bunlarında bize getirdiği ciddi sorumluluklar var. Bu ormanlara bakım yapılmazsa, bir yerde geleceğimizi garanti altına alamamış oluyoruz. Genç ormanlar kendisine yapılan müdahaleden çok hızlı dönüş aldığımız alanlar, bu doğrultuda bu alanlarda çalışma yapabilmek için mutlaka kanunumuzda bazı değişikler yapılması lazım. Sadece köylülerle bizim bu işi yapabilme imkanımız yoktur. Bunun yerine insanların bu alanda eğitilerek çalıştırılması gerekmektedir. Özellikle levha sektörümüzün bu konuda destek olması istiyoruz. Özellikle genç meşerelerdeki bir kısım alanların kesimini levha sektörümüzün üstlenmesini istiyoruz. Bu çok ciddi bir organizasyon istiyor. Bu önemli kaynağın daha verimli bir şekilde ülke ekonomisine aktarılması için bizimde, sektör temsilcilerinde elinden gelen fedakarlığı yapması gerekiyor. 2024 yılında bu konuda bazı adımlar atmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

‘İnsanları Taşrada Çalıştırmak İçin Cazip Unsurlar Gerekiyor’

Ormanları korumak öncelikli hedeflerinin olduğunu söyleyen Sönmezoğlu; “Ormanları geliştirmek, yeni orman alanları kurmak ve bu ormanlardan tüm insanlarımızın istifadesini sağlamak üzere yönetmek amacımız. Devletimiz levha sektörüne her zaman büyük destek vermiştir. Orman Kanunu’na göre tüm orman emvallerinin açık arttırma ile satılması bir zorunluluk olmasına rağmen, biz levha sektörümüze ve birçok sektörümüze tahsisli olarak orman emvali satışları yapmaktayız. Ormanlarımızın tümüyle aktif hale getirebilmemiz için ciddi manada işçi sorunumuz var. 2020 yılında bin 100 tane Kastamonu Bölge Müdürlüğü’ne mühendis, muhafaza memuru ve büro memuru istihdam edildi. Aradan geçen 4 yıllık sürede bunların 350 tanesi tayin oldu. Dönemsel olarak yeni kamu görevlisi buralara geliyor, bir mühlet çalıştıktan sonra topluca hepsi gidiyor. Bu da ormanların daha kaliteli bir şekilde yönetilmesini daha verimli halde ülke ekonomisine kazandırılmasını olumsuz etkileyen bir şey. Kastamonu’da ciddi emek sarf ederek, daha yoğun çalışarak, daha küçük, daha ekonomik refah seviyesi düşük yerlerde yaşayarak çalışan insanlar, daha büyük şehirlere doğru tayin olmak istiyorlar. Yaklaşık 800 arkadaşımız başka illere tayin olmak isterken, geri kalan arkadaşlarımızın da tamamı merkeze gelmek istiyor. Bizim insanları taşrada çalıştırmak için daha cazip unsurlar ortaya koymamız gerekiyor. Üretimin en yüksek yapıldığı bu alanlarda çalışmanın kesinlikle cazip hale getirilmesi gerekiyor. Umarım bu aşamada yol kat edebiliriz. Bu kıymetli ormanlar maalesef acemi insanlar elinde yönetiliyor. Hiçbir şekilde ormanlardan odun üretmek için ağaç kesilmez. Mutlaka bir orman yetiştirme gereksinimi ile kesilir. Ana amaç ormanların geliştirilmesi, genişletilmesidir, ağaç kesmek bunun sonucudur. Bunu insanlarımıza maalesef yeterince anlatamadık, bunu daha iyi anlatmak lazım. Sahip olduğumuz ormanların yüzde 56 ekonomik ormanlardır. Buradaki asli amaç orman emvali üretimidir. Yüzde 37’si ekolojik ve toprak koruma amaçlıdır. Yüzde 7’si sosyal-kültürel fonksiyonludur” diyerek bilgilendirmelerde bulundu. 

‘Orman Endüstrisi Bölgemizin Bir Altını’

Kastamonu Ağaç İşleri İmal ve Satıcılar Odası Başkanı Hakan Küçükoğlu da; “Orman endüstrisi bölgemizin bir altını. Bu altını biz en iyi nasıl işleriz, nasıl katma değerini en yüksek seviyeye getiririz, onun peşine düşmeliyiz. Sektör olarak önümüzde çok zengin bir cevher var. Bu cevheri nitelikli elemanlarla nasıl dünden bugüne kadar getirmişsek, bugünden yarına nasıl ülke ekonomisine katkı sağlayacağımızı düşünmeliyiz. Bu konuda umutluyum. Umarım Kastamonu’ya yeni yatırımlar çekebiliriz” diyerek açıklamada bulundu.

‘Fabrikalarımızda Ara Eleman Konusunda Ciddi Sıkıntılarımız Var’

Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuz Fındıkoğlu ise; “Fabrikalarımızda ara eleman konusunda ciddi sıkıntılarımız var. Bununla alakalı KATSO olarak meslek liselerimizdeki öğrencilerimize gerekli desteği veriyoruz. Okullardan çıkan öğrencilerimiz iş buluyorlar” diyerek tavsiyelerde ve çözüm önerilerinde bulundu.

Özel Haber

Bakmadan Geçme